Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

BİR ADIM ÖTE AŞK FİNAL PART 7



İyi Akşamlar Canlar 💕Yeni Yıl Hayallerinizin De Ötesinde Olsun. Her şey Gönlünüzce Olsun 💕

Bloğumda Paylaştığım Part 7 Bölümünü Yeni Yılın İlk Gününe Özle Sizlerle Paylaşıyorum. Sizleri Çok Seviyorum. Keyifle Okumanızı Diliyorum 💕

Part 7

Ceren, göl kenarında muhteşem manzarası olan nezih bir mekânda müstakbel nişanlısı Seyhan ile karşılıklı oturuyordu. Hayatlarını ilgilendiren bu önemli konuşmayı baş başa yapacak olmaları iyi olmuştu. Bu evliliğin nasıl olması gerektiği ile ilgili kendi düşüncelerini net şekilde ifade etmesi için güzel bir fırsattı ama konuşmaya nasıl giriş yapacağını bilemiyordu. Değişik duygular içindeydi. Önünde dakikalar önce sipariş ettikleri kahvesi dokunulmamış halde duruyordu.

Konuşmanın ilk kısmını Seyhan'a bırakmaya karar verdi. Sevdiceğinin bakışlarıyla karşılaştığında aklındaki tüm cümleler kaçıvermişti çünkü. İlk defa geldiği bu nezih mekânın harika manzarasını izlemeye odağını toplamaya çalıştı.

Seyhan ise sessizce genç kızı izliyor, konuya nasıl gireceğini düşünüyordu. Normalde mesleğinden kaynaklı hızlı düşünen ve düşündüğünü en mükemmel şekilde ifade edebilen biriydi. Lakin bugün yaşadığı ani ve hızlı gelişen olaylar, tüm düzeniyle birlikte kafasını da karmakarışık hale getirmişti. Aklındaki konu belliydi ama böylesi özel bir konuyu ilk defa konuşacaktı. Cümleleri kafasında toparlaması biraz zamanını aldı. Konuya girmeden önce sade olan kahvesinden bir yudum aldı. Akabinde boğazını hafifçe temizleyerek Ceren'in dikkatini üstüne çekti. Ona bugünkü aile toplantısında konuşulanları, ailelerin bu evlilikle ilgili beklentilerini kısaca özetledi.

Ceren, onu dikkatle dinliyordu. Bu konuşma onun için de çok önemliydi çünkü. Ailelerin normal bir evlilik istediklerini, boşanmaya ise hiç sıcak bakmadıklarını biliyordu; lakin Seyhan'ın bu konudaki düşüncesi daha önemliydi. Onun evliliği zorunlu olarak kabul ettiğinin, hayatını sevmediği bir kadınla geçirmek istemediğinin farkındaydı. Bu da onun en doğal hakkıydı. Gel gelelim; Seyhan'ın şu anda yaptığı konuşmasının seyri, bütün bu düşüncelerinin o kadar zıt yönünde ilerliyordu ki. Nerdeyse onun bu evliliğe gönüllü olduğunu bile düşünecekti. İçinde umudun verdiği bir heyecan peyda oldu. Eğer sevdiceği de normal ve baki bir evlilik istiyorsa kalbinde ona karşı beslediği bu yoğun aşkın karşılık bulması için elinden geleni yapacaktı.

Neden sonra Seyhan durakladı. Konuşmanın en önemli kısmına geçmişti çünkü. Yüz hatlarına yansımasa da içinde anlamlandıramadığı bir gerginlik vardı. Keza onu sessizce dinleyen genç kız, hiçbir tepki vermeden, önündeki soğumuş kahveye gözlerini dalgınca dikmişti. Güzel yüzündeki ifadesinden de ne düşündüğünü anlamak mümkün değildi. Belki de ailesinin mutluluğu için verdiği bu kararı içten içe sorguluyordu. Aslında duygusal açıdan bakıldığında, onun aklında ve hayatında biri varken ömür boyu bir başka erkeğe evlilik bağı ile bağlanmak, ona yakınlaşmak çok zor bir durumdu. Bundan ötürü hızlı gelişen bu evliliğin dahilinde genç kızın onu tanıması için olanak sağlamak istiyordu. Aynı şey kendisi için de geçerli olacaktı. Nitekim bu düşüncesini kelimelere döktü.

"Bu evlilik kararı ikimiz için de hızlı gelişti. Birbirimizi tanıma sürecimiz olmadı. Nişanlılık evremiz de kısa sürecek gibi görünüyor. Anlattığım gibi ailelerimizin bizden beklentisi belli. Birbirimizi tanıma sürecimiz evliliğimizin ilk aşamasında olacak. Bu süreçte istersen ayrı bir evde, ayrı odalarda kalabiliriz. Ailelerimizin yanında olduğumuz zamanlarda da birbirimize samimi ve yakın bir görüntü sergileriz. Sen istemediğin sürece ben seni hiçbir şey için zorlamayacağım. Hatta ailelerimizde kaldığımız zamanlarda aynı odada kalsak bile aramızda bir yakınlaşma olmayacak. Bu konuda rahat olabilirsin."

Ayrı ev, Ayrı odalar mı?

Ceren'in derince daldığı umut dolu hayalleri, kulağına dolan sözlerle yerle bir oldu. Seyhan'ın bu evliliğe gönüllü olmadığını, şartlar gerektirdiği için mecburen kabullendiğini bir kez daha anladı. Kalbine ani bir buruk acı yayıldı. O kadar ki tüm bedeninin her yanında iğne batmaları gibi hissediyordu bu acıyı. Önünde duran bardaktan bir yudum su alıp boğazında bir anda oluşan kocaman yumruyu gidermeye çalıştı. Daha önce kendince aldığı kararı söyleme vakti gelmişti. Bardaktaki kalan suyu bir dikişte içtikten sonra gururlu olduğunu düşündüğü bir ifadeye büründü.

"Öncelikle katılıyorum. Ayrı ev ve ayrı odalar iyi olur." diyerek sözlerine başladı. "Biliyorum ikimizin hayatını etkileyecek bu önemli kararı, ailelerimizin iyiliği için mecburi sebeplerle aldık. Eğer sen de kabul edersen ikimizin de yararına olacak bir teklifim var." Bir an duraklayıp menekşe gözlerini ona dikkatle odaklanmış kara gözlere kaldırdı. Sonra da bombayı patlattı. "Anlaşmalı evlilik yapalım."

Seyhan, ciddiyetle kaşlarını kaldırarak; "Nasıl yani?" diye sordu. Aslında çok iyi anlamıştı ama bu teklif edilen anlaşmalı evliliğin detaylarını merak ediyordu.

Sabah okula giderken kafasında tasarladığı öneriyi sundu. "Bir yıl iki ailenin aralarının yumuşaması için yeterli bir süre. 1 yıl evli kalacağımızı beyan eden bir evlilik sözleşmesi yapabiliriz aramızda. Mesela bugünün tarihinden itibaren başlayan ve tam bir yıl sonra sonlanan bir anlaşma. Bu süre bitiminde ise ailelerimize "Anlaşamadık ayrıldık." deriz. Buna itiraz edeceklerini sanmıyorum."

Kaşları istemsizce çatılan Seyhan, bu anlaşma önerisinden hiç hoşlanmamıştı. İçten içe hissettiği hayal kırıklığıyla gerildi. Hayatta birçok olasılıkların olduğunu biliyordu fakat Ceren'in böyle bir teklifte bulunma olasılığını aklının ucundan bile geçirmemişti. Aslında genç kızın bunu teklif etmesi gayet normaldi ve nedenini de çok iyi biliyordu. Canını asıl sıkan da buydu. Farkında olmadan sıktığı dişlerini ve avucunu serbest bıraktı. Avucunun arasında sıkılmaktan bir top haline gelmiş peçeteyi de masanın üstüne bıraktı. Cevap vermekte geç kaldığını genç kızın uzlaşmak adına uzattığı elini görünce fark etti. İfadesizce elini uzatıp onun narin elini avuçlarının arasına aldı.

"İkimiz için de hayırlı olsun."

O da aynı şekilde tekrarladı. "İkimiz için de hayırlı olsun."

Birkaç saniye süren tokalaşmanın ardından detayları konuştular. İstenme merasimi öncesi anlaşmayı kağıda döküp imzalamaya karar verdiler. Ailelerden en yakın bulduklarına dahi bu anlaşmadan bahsetmemek için sözleştiler. Her şey konuşulduktan sonra çiftliğe gitmek için kalktılar.

*_*

Denizer ailesinin ağırlandığı akşam yemeği, hoş ve ciddi sohbetler eşliğinde çok güzel geçmişti. İki aileden de mecburi sebeplerden dolayı yemeğe katılamayanlar olmuştu. Masa dizaynını bizzat Elmas babaanne yapmıştı. Mahir'i mümkün olduğunca Seyhan'ın uzağına ve görüş alanı dışına oturtmuştu. İstenilen şarta şimdiden uyduklarının göstergesiydi bu. İstenme ile ilgili detaylar kahve içilirken konuşulmuş her şey iki ailenin ortak görüşüne göre ayarlanmıştı. Seyhan, sabah erkenden İstanbul'a gideceği için Denizer ailesi erken kalkmıştı.

Ceren ve Seyhan, hoş geldin faslı ve ufak bir vedalaşma dışında konuşmamışlardı. Genç kıza nezaketen İstanbul'dan bir isteği olup olmadığını sormuş, Ceren kibarca ve zarifçe teşekkür etmişti.

İki Hafta Sonra;

Alper ve Bahar keyifli bir huzurla Mersin'den Adana'ya yolculuk yapıyorlardı. Bir gün sonra olacak olan istenme törenleri sebebiyle içlerinde müthiş bir heyecan da vardı. Gözleri ışıldayan Bahar, elinde tuttuğu not defterindeki listeyi gözden geçiriyor, arada kocasının dikkatini dağıtmadan ona bazı detayları anlatıyordu.

Alper ise, Bahar ve bebekler sarsılmasın diye arabayı yavaşça sürüyor, bir kulağını karısının ona tatlı bir edayla anlattıklarına veriyordu. Neden sonra durdukları ihtiyaç molasında, uzun zamandır fırsat bulamadığı soruyu kocasına sormak istedi.

"Hayatım?"

"Efendim güzelim?"

"Seyhan abim ve Ceren'in evliliği ilgili ne düşünüyorsun? Bu konuyla ilgili hiç yorum yapmadın, açıkçası düşüncelerini çok merak ediyorum."

Yola çıkmak için arabasını çalıştıran Alper, motoru tekrar durdurdu. Kısa bir sessizlikten sonra mavi gözlerini karısına yöneltti.

"Biri canımdan çok sevdiğim kız kardeşim, diğeri canım kadar sevdiğim arkadaşım. İkisinin de aileleri için fedakârlık yaptığını biliyorum. Diğer konuya gelirsek, senin de bildiğini biliyorum. Açıkçası ben kız kardeşimin Seyhan'a olan duygularını ilk öğrendiğimde ne düşüneceğini bilemedim. Kız kardeşimin Barış'a ilgisi olduğunu düşünürken ve buna onun kalbini kıracak kadar dellenirken, aslında dinlenme tesislerindeki olaydan beri Seyhan'a ilgisinin olduğunu öğrenmek, beni çok şaşırtmıştı. Barış da Seyhan da kıymet verdiğim arkadaşlarım. Aşkın rotasının kimi göstereceği belli olmuyor. Açıkçası Ceren'in rotasının Seyhan olmasına çok sevindim. Onun eniştem olmasını çok isterim ve bundan onur duyarım. Belki zamanla kız kardeşim duygularının karşılığını bulur. İkisinin birlikte çok mutlu olmasını canı gönülden istiyorum."

Kocasının bu sözleri, içini çok rahatlatmıştı. Zira Seyhan abisinin de Ceren'in de aynı karşılıklı duygularla mutlu olmalarını kendisi de çok istiyordu ve bunun için elinden ne geliyorsa onu yapmaya hazırdı.

Bir gün sonra;

İki aile için de son on beş gün koşturmacayla geçmiş, tüm alışverişler tamamlanmıştı. Üzerlerindeki tatlı yorgunluğu ancak Bahar ve Alper'in istenme töreniyle bir nebze atabilmişlerdi.

Sakin ve küçük olan isteme törenin ardından ailenin büyükleri konaklarına çekilmiş, gençler geceyi dışarıda eğlenerek sonlandırmışlardı. Bu güzel gecede Ceren ve Seyhan ilk danslarını etmişlerdi. Heyecandan dizleri titreyen Ceren için sevdiceğinin kolları arasında dans etmek, mutluluk ve hayal ötesiydi. Bu anı ömrü boyunca unutmayacaktı. Bu kısacık dans ettikleri sürede, ilk defa duyduğu romantik şarkıyı hafızasına kazımış, kendisi için özel kılmıştı.

Seyhan, kız kardeşinden ayırt etmediği kuzeni Bahar'ı bu mutlu gününde yalnız bırakmak istememişti. İstanbul'daki yoğun işine rağmen sabah erkenden gelmiş, bu güzel günün her aşamasında Alper ve Bahar'ın yanında olmuştu. Alper ona kız istemeyle ilgili birkaç detayı şakayla karışık anlatmış, neler yapması ve yapmaması konusunda tüyolar vermişti. Bir nevi isteme töreninin provasını ona yaşatan arkadaşını gülümseyerek dinlemiş, önemli bulduklarını aklına yazmıştı. Müstakbel nişanlısı Ceren ile ancak bu güzel günün kutlaması için dışarı çıktıklarında yan yana gelebilmişlerdi. Hatta kısa bir sohbet sonrası dans bile etmişlerdi. Bu onda tanımlayamadığı farklı duygular hissetmesine sebep olmuştu, daha önce hiç hissetmediği duygular. Güzel geçen bu gün ve gecede onun için oldukça keyifli ve huzurlu geçmişti.

*_*

Alper ve Bahar'ın istenme törenini en iyi şekilde atlatan Nehiroğlu ve Denizer ailelerinin keyfi yerindeydi. Bugün Ceren'in istenme ve nişan töreni için bir araya geleceklerdi. Aralarında çok eskiden olduğu gibi muhabbet ve dayanışma olmaya başlamıştı. Bunda Seyhan'ın da ilgili davranmasının payı büyüktü. Kuzeninin istenme töreni sonrasında İstanbul'a gitmiş, işlerini iki gün içinde yoluna koymuş ve tekrar gelmişti. Bağlı bulunduğu hukuk şirketiyle ilişiğini resmen kesebilmesi adına, elindeki davaları tamamıyla bitirmesi gerekiyordu. Araya adli tatilin de girmesiyle, bu en az üç ayını alacak gibi görünüyordu. Bundan ötürü şimdi olduğu gibi sürekli İstanbul – Adana arasında mekik dokuması gerekiyordu. Bu onun için yorucu olsa da şikayetçi değildi. Özellikle bu hafta nişan ile ilgili işlerle ilgilenmek kafasını dağıtmıştı. Tuttukları organizasyon şirketi işinde çok iyiydi. Gelin ile Damat'a düşen detayları Ceren ile yapmışlar ve ikisi de keyif almışlardı. Sanki nişanlanan kendileri değilmiş de çok yakın birilerine yardım ediyor gibiydiler. İkisinde de stres yoktu. Ayrıca birbirleriyle vakit geçirmek, birbirlerini tanımak açısından da iyi olmuştu ve bundan da gayet hoşlanmıştı. En azından onun bakış açısıyla öyleydi. Ceren'in içten, samimi, davranışlarından onun açısından da öyle olduğunu düşünüyordu.

Sabah Alper'e telefon edip, "Enişte Bey, sırada ne var?" Diye takılarak sorduğunda, Alper de aynı muziplikle ona takılmıştı. "Tuzlu kahve üstüne yüzükler ve tatlı. Öncesinde traş olmaya gideceğiz Damat Bey. Makas kesmeyebilir, ona göre hazırlıklı gel." Sonrasında her şey çok hızlı gelişmişti.

Ceren fazlasıyla heyecanlıydı. O kadar ki, deli gibi atan kalbi başını dönderiyor, elleri, ayakları titriyor ve birbirine dolanıyordu. Şu birkaç günde heyecandan bayılmadıysa hiçbir zaman bayılmazdı. Sevdiceğiyle nişan hazırlıklarının bir kısmını birlikte yapmışlardı. Belki iki arkadaş gibi birlikte vakit geçirmişlerdi ama bundan oldukça keyif almıştı. Böylelikle onu daha yakından tanıma fırsatı bulmuş ve onun simetri rahatsızlığını hiç sorun etmemişti. Şimdilik!

Kuaförler işini bitirip odadan çıktığında, kendini aynada şöyle bir süzdü. Üzerinde oldukça hoş duran toz pembe nişan elbisesi, dizlerinin hafif altında bitiyor ve omuzlarını açıkta bırakıyordu. Omuzlarına lüle lüle akan saçları ve elbisesiyle oldukça güzel görünüyordu. Kapıdan çıkmak üzereyken içeri ekürileri Melek, Pelin ve Ceyda üçlüsü girmişti. Onlar da en az kendisi kadar hoş ve şıktılar.

"Ayyy muhteşem olmuşsun." Diyerek ona sarılan Ceyda'yı Melek hemen geriye çekti ve kızları azarlayarak uyardı. "Gecenin sonunda bolca birbirinize sarılır, elbiselerinizi kırıştırırsınız. Şimdi mümkünse birbirinizden uzak durun kızlar." Sonra Ceren'e dönüp ışıldayan gözlerle baştan aşağı onu süzdü.

"Sevgili kuzenim Barbie Bebek gibi olmuşsun. Müstakbel eniştem Bay Arıza bu gece senden gözlerini alamayacak."

"Tü tü tü maşallah canım görümcem. Bu gece en az senin kadar güzel ve ışıltılı geçsin." Pelin yengesi, yanağına sevgi dolu bir öpücük kondurdu.

İyi ki hayatımdalar diye şükrettiği kişilere sevgiyle gülümsedi. Pelin yengesi iri yeşil gözlerini ortaya çıkaran yeşil elbisesiyle, Melek ablası ince bedenini saran koyu mavi elbisesiyle, Ceyda uçuş uçuş kırmızı elbisesiyle en az onun kadar şıktı.

"Hadi kızlar aşağıya! Misafirler gelmeden hazırlıkları bitirelim."

Arkadan gelen annesinin sesiyle, kollarını kızlara sararak hareketlendi. Konağın kocaman lüks mutfağına hep birlikte geçtiler, kahve tepsilerini ve fincanları hazırladılar. Canan Kâhya da onlara yardım ediyordu. Melek de kahvenin yanına tuzu hazır etmiş, "O fincana tuz konulacak Cerenciğim. Sakın unutayım deme!" diye buyururcasına ona uyarıda bulundu. Her şey hazırdı hazır olmasına ama misafirler geldiğinde bu titreyen ellerle kahveyi nasıl yapacağını düşünüyordu. Sesli düşünmüş olacak ki, Canan Kâhya, "Kahveyi ben yaparım güzel kızım. Servisi yapman yeterli." dedi. Fakat bugün özeldi. Sevdiceğine kendi elleriyle kahve yapmayı çok istiyordu.

Mete ve ailesi kız tarafı olarak gelmişlerdi. Mete, takım elbisesi içinde oldukça şık ve yakışıklı görünüyordu. Esasen iki taraf da onun için çok kıymetliydi. Hatta Seyhan ile gönül bağları kardeşten öteydi. Fakat bu gece kız kardeşi gibi gördüğü Ceren'in yanında olmayı seçmişti.

Ceren, onu ilk tebrik eden Mete abisini ve ailesini hürmetle karşılamış, onlar için ayırtılmış özel yere buyur etmişti. Hazırlıkların hepsi tamamdı. Kendi tamam mıydı acaba? O kadar heyecanlıydı ki her an bayılacak potansiyeldeydi. Müstakbel Damat'ın ve ailesinin gelmesi bekleniyordu. Organizasyon şirketi ön bahçeyi nişan için hazırlamıştı. İstenme ve nişan töreni orada olacaktı. Heyecanı azalacağına daha da artmaya devam ediyordu. Titremesi geçsin diye arada bir avuçlarını açıp kapatıyordu ama işe yaramıyordu. Boğazında atan kalbini sakinleştirmek adına su içmek için mutfağa geçti. O an Ceyda heyecanla yanına gelerek misafirlerin geldiğini haber verdi. Şu anda olduğu yerde düşüp bayılmazsa geceyi tamamlayabilirdi. Neyse ki bir anda kendini annesi, teyzeleri, halası, yengeleri arasında buldu. Onların desteğiyle misafirleri karşılayabilecek kıvamda sakinleşmişti. Herkes yerini almıştı. Her şey yolunda ve önceden ayarlandığı gibi ilerlemekteydi. Yine de gözlerini kapatıp heyecanının daha da yatışması ve gecenin güzel geçmesi için içten içe dua etti. Gözlerini açtığında ise kalbi tekledi. Görüş alanında olan sevdiceği, griye çalan mavi takım elbisesi içinde oldukça yakışıklı görünüyordu. Ona o kadar odaklanmıştı ki, yanında duran Melek ablası ve Barış arasında geçen diyaloğu fark etmemişti bile. 

Devam Edecek...

Yorumlarınızı Buraya Yazarsanız Çok Sevinirim 😊

Oy Vermeyi Unutmayın. Sevgiyle Kalın 💕

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro