🧸🧸🧸

''Yılın çifti belli oldu!'' Sağ elime aldığım pembe anne terliğini havaya kaldırıp Hena'ya atmaya hazırlanırken kapı çalmıştı. Büyük ihtimalle Jungwoo gelmişti çünkü Hena yarım saat önce onu arayıp durum değerlendirmesi yapmamız gerektiğini söylemişti.

Bense ne diyeceğimi bilmiyordum çünkü kendini bilmezin tekiydim. Her şeye en başından baktığımda söylediğim şeyler aynıydı. Jaemin'le yakındık, iyi anlaşıyorduk ve onun yanındayken mutlu oluyordum çünkü beni iyi hissettiriyordu. Atışsak da ikimiz için pek sorun olmuyordu çünkü umursamıyorduk, bu bizim için eğlenceydi. 

Hena koşarak kapıyı açmaya gittiğinde elimdeki terliği bıraktım ve koltuğa kuruldum ve kumandayı elime aldım. Jungwoo'nun sesini duyuyordum, Hena ile konuşuyor olmalılardı. Şu Jaemin konusu birden bire ortaya atılmıştı ve ne düşüneceğimi gerçekten bilmiyordum. 

''Selam.'' Jungwoo ceketini koltuğa fırlatarak yanıma otururken bana döndü. ''Ne oldu buna ya?''

''Jaemin mevzusunu düşünüyordur.'' Hena'ya döndüm kaşlarımı çatarak. Aklımı karıştırıyordu sadece ve ben de durup sürekli düşünmek zorunda kalıyordum. ''Bana bak.'' dedi Jungwoo bana biraz daha dönerken. Bağdaş kurup yan oturdu.

''Onun hakkında ne düşünüyorsun?''

''İyi biri, eğlenceli. Yardımsever. Onunlayken iyi hissediyorum.''

''Kalbini kırsa üzülür müsün?''

''Neden üzülmeyeyim?'' dedim ortaya doğru ama Jungwoo'yla konuşuyordum. Jungwoo derin bir nefes aldı ve kollarını göğsünde birleştirdi. 

''Size bir randevu ayarlayacağım.''

🧸🧸🧸