Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

on bir,,

🧸🧸🧸

Gece uyuyakalırken düşündüğüm şey birkaç saat sonra uyanmaktı ama öyle olmamıştı. Hatta tam tersi, uyandığımda saat sabah 8'di. Ve emindim ki kimse evde değildi, Hena Jungwoo ile gitmişti.

Yorganı üzerimden itip birkaç saniye derin derin nefesler alırken duyduğum tek şey mutfaktan gelen kahkaha sesleriydi. Bir de tepemdeki saatin tik tak sesiydi, başımı ağrıtmaya başlamıştı. Parkede adımlayıp odadan çıktım ve elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim. Lee Jeno tezgahın üzerinde oturmuş, elindeki elmayı dişliyordu. Yanındaki Jaemin ise krep yapıyordu.

"Günaydın." Jaemin'den önce Jeno beni fark ettiğinde hafifçe selam verdim ona. "Günaydın."

"Hena dersinin iki saat sonra olduğunu söyledi, akşam da uyandırmadım daha çünkü uykusuzdun."

Jeno onu onaylar bir biçimde başını sallarken Jeno'nun aksine insancıl bir biçimde mutfak sandalyesine oturdum. Jaemin krepleri tabağa koyarken Jeno zıplayarak indi tezgahtan, Jaemin de arkasından geldi. Gerçekten acıkmıştım.

"Güzel olmuş mu?" Jaemin gözlerini irice açıp bana baktığında başımı salladım sadece. Güzeldi. Ama eve gitmem lazımdı, duşa girip üzerimi değiştirmeliydim. Odamı ve eşyalarımı da toparlamalıydım.

"Benim de dersim iki saat sonra." Jaemin başını kaldırmadan konuştu, çatalı zeytine saplarken bana döndüğü zaman bana dediğini anladım. Yüzüne baktım öylece, cümlesinin devamını bekliyordum.

"Beraber gidelim."

"Eve uğramam lazım."

"Eve kadar seninle gelirim." Jeno bizi umursamıyordu bile, ağzına masadakileri tepiştiriyor, bir yandan da telefonuna bakıyordu. Mesaj beklediği biri mi vardı acaba?

"Fark etmez." Böylece kahvaltımızı etmiştik, Jaemin duş alacağını söyleyerek giderken Jeno ile masayı toplamıştık. Jaemin çıktıktan sonra ben de yatak odasına girdim, yerdeki çantamı aldım. Jaemin'in odasına hiç dikkatle bakmamıştım daha önce.

Mavi tonları ağırlıklıydı ve komodinin üzerinde birkaç tane fotoğraf makinesi vardı. Birkaç tane fırça vardı masanın üzerinde, resim yapmadığını biliyordum. Büyük ihtimalle benim ödevime yardım ederken kullanmıştı. Çantamın içini açıp içinden boyalarımı çıkarırken kapıyı kontrol ettim.

Amacım kesinlikle kötü bir şey yapmak değildi ancak benim ödevimi mahveden birinin birkaç eşyasını boyarsam ne olabilirdi ki? Sorun olmazdı belki de, hem hatıra kalmış olurdu. Eğer çok kızarsa yenilerini alabilirdim ona. Yani... Kızmaması daha iyiydi.

Fırçayı kapağını açtığım minik tüpe daldırdım, mavi iyi giderdi. Siyah fotoğraf makinesinin üzerini mavi boyamla süslersem harika olurdu. Birkaç çiçek çizerdim, yanına da bir adam ekler ve eline vişne suyu tutuștururdum. Minicik çizmem lazımdı bunların olması için. Bir de acele etmeliydim.

Dakikalar içinde güzel çizgilerimi sonlandırdığımda derin bir nefes verip fırçayı yerine koydum ve boyanın kapağını kapatıp çantama attım. Odadan çıkmadan hemen önce fotoğraf makinesini eski yerine koydum, koşar adımlarla salona geçtim.

"Gitmiyor muyuz?" Jaemin saçlarını düzelterek bana döndüğünde başımı salladım anlamsızca, Jeno ortalıkta yoktu. Gitmiş olabilirdi ya da hâlâ evdeydi. Sonra gelirdi belki. "Gidelim." Koltuğun üzerinde duran ince kabanımı alıp üzerime geçirdim. Jaemin de üzerimi giyinirken telefonumu aldım ve etrafı kontrol ettim. Unuttuğum bir şey yoktu.

Jaemin geçmem için yol verdiğinde ayakkabılarımı hızlıca giyindim ve kenara geçip onu beklemeye başladım. Bakalım neler gelecekti başıma?

🧸🧸🧸

uzun zaman önce bir taeyong yazmıştım ama kaldırmıştım, düzenleyip tekrar atıyorum bunun gibi ve çoğunlukla texting, reklam yaptığıma göre sizi oraya alayım eh :")

🧸🧸🧸

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro