🧸🧸🧸

Hepimiz salona girdiğimizde Jeno poşeti mutfağa bırakmaya gitmişti. Jaemin üzerini değiştirmek için odasına, biz de salona geçmiştik. Hena kabanını çıkarıp kenara koyarken ben de aynısını yaptım. Jungwoo ne zaman gelirdi bilmiyordum, sadece uyumak istiyordum.

Birkaç dakika sonra Jeno kaseye doldurduğu cipsler ve elindeki içkilerle gelirken Jaemin de arkasından gelmişti. Hena rahatça koltuğa otururken bir yandan da saate bakıyordu. "Jungwoo ne zaman gelecek? Hem, burada oturduğunu bilmiyordum."

Jaemin aldığı soruyla Hena'ya dönerken elinde tuttuğu filmleri gördüm. Birkaç saniye elindekilere, sonra da bize baktı. "Korku ya da fantastik?"

"KORKU!" diyerek öne atıldı Jeno. Ah, harika. Jaemin başını sallayıp filmi koyarken kapı çalmış, Jeno kapıya bakmaya giderken birkaç saniye sonra içeri Jungwoo girmişti. Hena koşarak Jungwoo'ya sarılırken kısa bir aşk patlaması yaşayıp sarmaş dolaş bir şekilde koltuğun ucuna geçmişlerdi. Jeno onların sağındaki tekli koltuğa geçerken kaseyi önlerine koymuştu. Jaemin de onların oturduğu koltuğun öbür ucuna yani benim tarafıma geçerken tekli koltuktaydım.

Elindeki kaseyi bana uzatırken sağ elimle içinden bir iki tane aldım. Jaemin ayağa kalkıp içkileri dağıttı ve sonra da ışıkları kapatıp yerine geçti. Filmin başlamasını beklemeye başladık.

Filmde hafızasını kaybeden bir adam vardı ve onun hikayesini ele alıyorlardı, korku bunun neresindeydi merak ediyordum ama yine de şu garip ortamı bozmamak için ses çıkarmadım. Jungwoo ve Hena ara ara fısıldașıp film hakkında yorum yapıyorlardı, eğer Hena korkup Jungwoo'ya sarılırsa nasıl bir ortam olacağını iyi biliyordum. Sevmediğim bir ortam.

Filmin ilgimi çekmemesi ile yerimde dikleșirken elimdeki minik bardağı kafama diktim ve ayağa kalktım. "Hey,"

Jaemin'in televizyondan gelen ışık ile parlayan gözleri beni bulduğunda ne var dercesine iki yana salladım başımı. "Nereye?"

"Sıkıldım." Fısıldayıp boş bardağı orta sehpaya bırakırken arkamdan birkaç ses duymuş ama umursayıp da bakmamıştım. Karanlık koridoru geçip mutfağa girdim ve sol elimi duvarda gezdirerek ışıkları açtım. İçki genelde bana etki etmezdi ama uykum vardı, küçük bir bardak bile daha çok uykumu getiriyordu.

Mutfağa benim ardımdan Jaemin girdiğinde ona baktım ama o bana bakmadan buzdolabını açtı. "Elma ister misin?" Güldüm. "Hayır."

Sandalyelerden birine çöküp sırtımı arkaya yaslarken Jaemin aldığı yeşil elmayı yıkamış ve kocaman bir ısırık almıştı. Karşımdaki sandalyeye oturduğunda gözleri yüzümde dolaştı. "Uykun var."

"Evet."

"Uyusana.

"Nerede?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Ardından devam ettim. "Hem Hena bırakmaz Jungwoo'yu. Film bitince gideriz."

Başını salladı kısaca. Parmaklarımı masanın üzerindeki örtüye getirirken desenlerin üzerinden geçtim parmaklarımla. Jaemin elindeki elmayı yerken etrafı inceliyordum. "Burada oturduğunu bilmiyordum."

"Jeno'nun evi daha yakın olduğu için onda kalıyorum genelde. Şans eseri Hena'nın burada oturduğunu gördüm ben de bugün." Başımı sallayıp onu onaylarken ne hakkında konuşabileceğimizi düşündüm.

"Haftaya teslim edeceğim çizimleri. 2 tane falan kaldı." Anında başını kaldırıp bana baktığında durdu, kaşlarımı çattığımda elmayı yemeye devam etti. Bir yandan da başını sallıyordu kronik bir şekilde. "Anladım. Yüksek alırsın eminim ki."

"Umarım." diyerek mırıldandığımda ayağa kalktı. "Ben şunlara bakayım bir."

O mutfaktan çıktığında kendime bir bardak su aldım ama çok uykum vardı, suyun yarısını yarım yamalak içip yerime otururken gözlerim kapanıyordu. Jaemin içeri tekrar girdiğinde gülerek karşımda durdu. "Daha çok var bitmesine. İstersen uyu sen, giderken kaldırırız."

"Nerede?" Esneyerek sorarken ağzımı kapattım elimle, Jaemin de omuz silkti. "Benim yatağımda. Salonda yatamazsın, gürültü olur."

Biraz garip hissetsem de sonunda Jaemin'in odasına girdiğimizde dikkatimi çeken ilk şey etrafta fotoğraf makinelerinin dizili olmasıydı. Jaemin yatağın üzerindeki ince örtüyü açtı ve kenara çekildi. "Sağol." diye mırıldandım örtünün altına girerken. Gülümsedi ve odanın ışığını kapattı. "İyi geceler."

Gülümsedim. "İyi geceler."

Garipti.

🧸🧸🧸