25
ஐ
''ASAHI!''
Yumruk yaptığım ellerimi kapıya vururken ve bağırmaya devam ederken Asahi'den ses soluk yoktu. Aslında arka bahçede Yoshinori'nin arabası da yoktu ama belki de aşağıdaki otoparka park etmişti arabayı, oraya bakmış değildim. Derin bir nefes alarak kapıya bir kez daha vurduğum sırada karşı dairenin kapısı açılmıştı.
''Kızım ne bağırıp duruyorsun deli gibi?'' Bana seslenen yaşlı teyze garanti yetmişlerinin sonundaydı ve tontiş biriydi, elinde çay bardağı vardı. Omuz silktim ve zile basmaya devam ettim. ''Helalim ortadan kayboldu teyze.''
Teyze bana güldü ve bir adım geri çıktı. ''Gel gel, bir bardak su vereyim kan ter içinde kalmışsın. Beraber ararız helalini.'' Teyzeye teşekkür edip son kez zile basmayı ihmal etmeden ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim ve kabanımla çantamı girişte, yere koydum. Teyze koridorun sağında kalan mutfağa ilerlerken ben de peşinden ilerledim.
''Teyze ama arkadaşlarım da ulaşamamış, bizim daha düğünümüz nişanımız vardı uçtu mu bu çocuk? Sen eminim ki tanıyorsun bu çocuğu bak komşusunuz sonuçta hiç mi görmedin bir yere giderken falan?''
Nefes almadan konuşurken teyze kaşlarını kaldırdı ve bana döndü. ''Düğün mü?''
Kendi dediğime gülerken başımı salladım. ''Aslında kendisinin haberi yok ama evleniriz herhalde, benim tatlı pirinç suratlı kocişkom.'' Teyze bana su verirken suyu tek seferde bitirdim ve saçlarımı geriye atıp oturma odasına ilerledim.
''Yani dediğim gibi onun bundan haberi yok ama daha erken nasılda, daha üç dört sene var önümüzde. Eminim ki bana gül yapraklarıyla süslediği bir yerde evlenme teklifi eder çünkü-''
Cümlemin devamını getirememe sebebim koltukta oturan ve bana yarım ağız sırıtan Asahi'yi görmemdi. Ağzım şaşkınlıkla açılırken Asahi başını salladı ve bacak bacak üstüne attı.
''Aynen, balayına da Maldivlere gideriz, değil mi benim tatlı pirinç suratlı prensesim?''
Hay anasını.
ஐ
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro