Bir star olarak Madhuri ve Kajol kadar çok yakın bir kişiliği var. İşine çok önem veren birisi. Zaman içerisinde olgunlaştı ve deneyimli hale geldi... Rani Mukerji için

Sadece 12.sınıfa kadar eğitim aldım çünkü okuldan hemen sonra filmlere verdim kendimi. Bu yüzden ortalığı sallayan bir üniversite hayatım olmadı. Fakat 3 Idiots'un çekimleri sırasında öğrenci hayatını yaşadım ve çok hoşuma gitti.

Sporla daha ilgiliydim. Bu yüzden ödevlerimi yapmayı hep unuturdum. Ayrıca düşük notlar problem yaratırdı benim için. Sürekli azar işitirdim.

Hangi filmde oynayacağımı önceden karar vermiyorum. Eğer bir şeyler ilginçse gidiyor ve senaryoyu görüyorum.

Benim en büyük başarım insanlardan edindiğim sevgi ve saygıdır. Bunu elde etmek çok zordur. Ailem, bana yakın insanlar da benim başarımdır.

İnsanlar bana sevgilerini ve iyi dileklerini verdiler. Çok mutluyum. Eğer bakarsanız istediklerimizin sonu yoktur. Ben hayatta ne olursa olsun memnun olmamız gerektiğine inanıyorum.

Güçlü kadınlardan her zaman etkilenmişimdir.

Annem kadınlarla çok kibar konuşun ama sizi aldatmasına izin vermeyin, der.

Ben film seçimlerimin anlık ve doğal olması gerektiğine inanıyorum. O zaman içgüdülerime gidiyor ve o zaman ne olacaksa ona yöneliyorum. Önceden plan yapmıyorum.

Ben kısıtlamaları sevmiyorum. Ben özgürlük istiyorum ve ben her seferinde bu yüzden bir film yapıyorum.

İnsanların büyük çoğunluğu filme büyük bir oyuncu oynadığı için filmi izleyebilir. Rakamlar aldatıcı olabilir. Benim için filmin başarısının anlamı. Güzel bir ekip olarak film vizyona girmeden evvel filmi izlemek için oturduğumuzda ortaya koyduğumuz işte başarılı olduğumuz hissini alıp almadığımızdır. Eğer ekip olarak yakın hissediyorsak, o zaman başarının ilk işaretlerini almışızdır.

Hesaplara hiç bakmadım. Hesaplara bakan en son kişi benim. Geçmiş olduğunda filmimin yakaladığı başarıyı ölçmek adına bakıyorum sadece. Benim için ölçütlerden sadece biri. Filmimin ne kadar başarılı olduğunu, insanların nasıl tepki gösterdiğini anlamak için kullanıyorum.

Ben gençken profesyonel olarak tenis oynadım. Aynı zamanda Maharashtra'nın en iyi oyuncularından biriydim. Her seferinde, oynadığım maçın ardından eve geldiğimde, annem bana 'Eee, galip mi geldin yoksa mağlup mu?' diye sorardı. Genellikle maçları kaybetmediğim için, ona hep: 'Kazandım' diye cevap verirdim. Bir keresinde yine kazandığım bir maçın ardından eve geldim, annem bana yine aynı soruyu sordu, ben de ona aynı yanıtı verdim. Sonra annem bana döndü ve benim olaya bambaşka bir açıdan bakmamı sağladı, bana: 'Düşündüm de, acaba kaybeden takımdaki gençler de evlerine gittiğinde, anneleri onlara kazanıp kaybettiğini sorduğunda, kaybettiklerini nasıl söylüyorlar? O zaman anladım ki, yaşanılan her şeyin bir 'diğer yüzü' var. O günden beri yaptığım her şeyde karşımdakinin hislerini düşünmeye, onların düşüncelerini de önemsemeye başladım. Yaşadığım her olayın 'diğer yüzünü' de düşünmeye başladım.