Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

8- 'Beklenmedik itiraf'

140 oy 600 yorum!!!

İyi okumalar dilerim

•••••

Burnuna gelen huzurlu koku ve etrafını sarmalayan sıcacık gizle gözlerini açtı gri saçlı beden. Alnında küçük küçük terler birikmişken uykudan yeni uyanmış gözleri ile mahmur mahmur etrafına bakındı hareket etmeden

Bulunduğu odanın koca pencelerinden içeriye yansıyan ay ışığı tamda onun yüzüne çarptığında Mart ayının o güzel havasında dışardaki yıldızların pırıl pırıl parladığını gördü.

Kulağının hemen dibinden gelen düzenli nefesler onun huylanmasına neden olduğunda yeni yeni karnına sarılmış olan güçlü kolların farkına varabilmişti.

Burnuna gelen tanıdık koku ve kulağı dibinden gelen mırıldanmalar ile kalbi hızla atmaya başladığında yavaş bir hareketle omzu üzerinden arkasındaki bedene bakmıştı Felix. Gördüğü kişi onun hem beklediği hemde beklemediği kişiydi.

Tamam en son Hyunjin'in odasında olabilridi ama Felix çok emindi ki dün akşam onun yanından utansrak kaçtığında başka bir odaya geçmişti. O zaman şu anda arkasında, kollarını onun vücuduna sarmış başını onun ensesine gömmüş beden nasıl buraya kadar gelmişti ki.

Hemde kırık ayağıyla?

Buna şaşırmıştı Felix. Yinede ay ışığının siyah uzun saçlara yansıyan görüntüsü ve arkasındaki bedenin o hoş kokusu etrafını sarmalarken onun uyuyan güzel yüzüne bakakalmıştı Felix.

Siyah saçlı olan normalde sinsi bir yılana benzese de uyurken tatlı ve küçük bir yavru kediye dönüşmüştü resmen. O kadar tatlı gelmişti ki Felix'in gözüne ellerini karnının üstündeki Hyunjin'in ellerine koyarak yavaşça tutuşundan kurtulmuş ve kendinden geçmiş bir şekilde çok yavaş kareket ederek onu daha rahat göreceği bir konuma gelmişti.

İçinden sikeyim diye geçirerek onun güzel yüzüne baktı. Bakışları onun uzun kirpiklerinden yavaş yavaş uyuduğu için daha da şişmiş olan dudaklarına kaydığında o dudakların saatler önce kendi dudaklari üstünde dans ediyor olması onu heyecanlandırmış ve tatlı bir hisse kaotırmıştı

İlk defa, hayatında ilk defa zevki bu kadar uç noktada yaşamıştı Felix ve bu Hyunjin sayesinde olmuştu. Şimdi ise nasıl bilmiyordu ama onunla aynı yatakta dip-dibeydi

Aslında Hyunjin sırf onunla uyumak için alçılı olan ayağına inat bu odaya kadar gelmiş ve onun uyuyan bedenini izlerken dayanamayıp yanına kıvrılarak uyumuştu.

Neden bilmiyordu ama Felix bu çocuğa karşı bir çekim hissediyordu. Onu tanımıyordu ama onu her gördüğünde heyecanlanıp duruyordu. Bazenleri normal bir şey yaparken bile kendini birden onunla ilgili müstehcen şeyler düşünürken buluyordu ve okulda da haftada sadece iki gün okula gelse de gözünü bir türlü ondan alamıyordu

Tuhaf olan şuydu ki; bu kadar iyi şeylerin arasında bile ona baktığında içinde bir yerlerde bir tehlike seziyordu ve ondan uzak durması gerektiğini düşünüyordu ama şimdi... şimdi karşısındaki düzenli nefesler alarak uyuyan beden o kadar masum gelmişti ki gözüne onu sevimli bulmaktan kendini alıkoyamıyordu

Belkide tanımıyordu onu, belkide bu yaptığı şey koca bir hataydı ama Felix uyku mahmuru gözlerini kısıp farkında olmadan dudaklarını dişlemeye başladığında elini yavaşça kaldırıp çocuğun şişmiş dudaklarına doğru götürmüştü

Hala bile şeytanının kolları arasındaydı sadce Hyunjin'in kolları onun belinin iki tarafında hareketsiz duruyordu. Huzurlu uyuduğu belliydi büyük olanın ve kendi içinde de ondan yayılan tatlı kokudan dolayı bir huzur vardı

Eli sakince büyüğün dudakları üstünde durduğunda gözlerini biraz daha kısarak onun üst dudağından alt dudağına doğru getirmişti.

Adamın dudakları ve elleri çok güzeldi. Felix güzel olan her şeyi severdi ve Hyunjin çok güzeldi. Belki kalbi yüzündeki güzelliğin tam zıttı bir şekilde pis ve kirliydi ama yüzündeki güzellik kalbindeki zehri gizliyordu

Felix de buna kanmıştı zaten. Onun içindekileri bilmeden onun güven veren hallerine aldanmıştı

Elleri tüy kadar hafif dokunuşlarla siyah uzun saçlı gencin dudakları üstünde hareket ettiğinde farkında olmadan dalıp gitmişti Felix

Hyunjin derin bir uykudaydı. O hep derin uyurdu ve uykusunu tam alana kadar pek uyanamazdı.

Kaşları Felix'in küçük dokunuşlarını az çok hissetmesinden dolayı çatıldığında ağzından da anlamsız mırıldanmalar çıkıyordu

Bu Felix'in kıkırdamasına neden olduğunda vücudunu sarmalamış hoş sıcaklık eşliğinde onun dudaklarına doğru uzanmıştı

Öpmek istiyordu kendinden habersiz. Karşı koyamıyordu büyük olanın dudaklarına.

Biliyordu yanlıştı ama o yine de istiyordu. Çok zevk veriyordu şeytanının dudakları

Tam yüzünü adamınkinin dibine kadar getirip burunlarını birbirine değdirirken sıcak nefeslerini çocuğun dudaklarına ve ordan da boyuna kadar inmesini sağladıktan sorna Hyunjin'in alt dudağını okşayan elini indirip onun omzuna koymuştu.

Son bir defa siyah saçlının dudağına baktıktan sonra onun güzel yüzüne vuran ay ışığı eşliğinde yüzünü daha çok yaklaştırdı ki dudakları arasında milisantimler kala durdu

Bir dakika o ne yapıyordu böyle?

Aralarında hiçbir şey yoktu ve birbirleri için Felix'e göre iki yabancı gibilerdi. Sadece arkadaşlardı ama Arkadaşlar böyle şeyler yapmazdı.

Bu düşünce onu duraksatırken hemen yüzünü onunkinden geri çekmek için harekeylendiğinde birdenbire dudağında hissettiği baskı ve beli üstündeki elin aniden belini kavramasıyla ne olduğuna anlam veremedi

Gözleri şaşkınlık ve yakalanmanın verdiği tedirginlik ile açıldığında Hyunjin dudaklarını bastırmayı bırakıp küçük bir buse kondurarak çok az sesli bir öpücükle geri çekilip gözlerini açtı.

Kahve gözler kömür karası gozler ile buluştuğunda Hyunjin'in dudaklarının bir tarafı kıvrıldı ve çocuğun belinin altından geçirdiği diğer elini de onun sırtına çıkararak ansızın onu kendisine çekti

İki gencin göğüsleri şidettle birbirine çarptığında Felix gerginlikle baktı siyah irislere

"Bakıyorum da ben uyurken bazı yaramazlıklar yapıyorsun"

Hyunjin'in büyük bir alayla söylediği bu cümle Felix'i içten içe utandırsa da bunun altında kalmamak adına çocuğun iki omzundan da tutup sıkarak "bunu söyleyenin sen olması ne büyük ironi" diye konuştu.

"Ben uyurken dibime girip arkadan dayamışsın resmen"

Felix'in sesi biraz homurdanma tarzında çıktığında Hyunjin buna kıkırdayıp çocuğun belindeki elini hareket ettirdi aşağı yukarı doğru okşarken

"Bundan pek şikayetçi gibi durmuyorsun" dedi aynı alayla siyah saçlı olan

Gözlerini yarım bir şekilde devirdi Felix. Adamın omzunu sertçe sıkıp onu kendisinden biraz uzaklaştırmaya çalışırken "Tek bahanen de bu mu senin?" diye sordu.

"Her şikayetçi olmayana da aynı şeyleri mi yapıyorsun?" diye ekeldi farkında olmadan tribal bir sesle

Bu Hyunjin'in dudaklarının daha da kıvrılmasına neden oldu

"Bundan sana ne ki? yoksa hyungunu kıskanıyor musun?"

İmalı bir şekilde kurduğu cümle Felix'i afallattı. İlk defa 'Hyung' hitabını bu çocuğa karşı kullanmadığını fark etmişti.

Aralarında birkaç yaş fark vardı Felix ile Hyunjin'in. Kendisinden birkaç ay büyük birine bile hyung derdi Felix ama bu çocuğa hyung demeyi geç hiç aklına gelmemişti bile

Aslında Hyunjin 'hyung' hitabını belli bir imayla söylemişti ve bu ima Felix'in de gözünden kaçmadı

Dudakları alayla kıvrıldığında "Hyung mu? Hyungumu niye kıskanayım ki Hyunjin?" demişti

Hyunjin çoktan benimsemişti bu çocuğu. Çoktan gönlünü kaptırmıştı ona. Bu çocuk her geçen gün onun aklını çeliyor ve onu kendisinin yapmak istemesine neden oluyordu.

Hwnag Hyunjin Lee Felix'i istiyordu ve o istediği her şeyi alırdı

Bunun için kendinden bir tık uzaklaşmış Felix'i ani bir hareketle ayağınfaki alçıya dikkat ederek altına aldığında çocuğun iki bacağı arasına dizini yerleştirip tamda kasıklarına kadar yanaştırarak üzerine doğru eğilmişti

Siyah saçları açık olduğu için yüzünden aşağı doğru düşüyordu ve dudaklarında tehlikeli bir gülümseme vardı.

"Bana hyung de" demişti uzanıp çocuğun dudaklarına küçük bir öpücük korudmadan önce.

"Ben senin üstünün. Bana saygılı olup hyung demen lazım"

Felix ona alttan alttan masumca baktı. Adamın sesinde bariz bir ima vardı ve bu ima ettiği şey pek de iyi bir şey değildi.

Normal bir üstünlük değildi onun kast ettiği ve Felix bunun farkındaydı. Hyunjin ise istiyordu. Kendisine ait gördüğü bu gri saçlı çocuğun üstü olmak istiyordu.

Felix onun söylediği bu sözler karşında sustu Hyunjin ise ellerini onun iki eline de kenetleyip yatağın iki yanına sabitledikten sonra onun üzerine doğru eğildi.

Tamda şimdi onu kendisinin yapmak istiyordu Hyunjin. Tamda şimdi sonuna kadar onun ayaklarına kendi prangalarını vurup onu kendine mahkum etmek istirdu ama bunun için erken olduğunu da biliyordu

Biraz daha...

Biraz daha boyamalıydı onun gözünü.

Biraz daha normal insan rolü kesmeliydi onun yanında.

Biraz da onu zaaflarından vurmalıydı... Böylece Lee Felix'e kendi prangalarını takıp onu kendi cehennemine mahkum ettiğinde gri saçlı olana kaçma seçeneği tanımayacaktı

Onu sonuna kadar kendisinin yapacaktı. Felix'in tek mutluluğu Hyunjin olacaktı. Tek hayatı onun ellerinde şekillenecekti. Tek arkadaşları kendi arkadaşları olacaktı. Tek geleceği kendisi olacaktı.

Ama Felix bağlanmaya gelmezdi. Özgürlüğünü bu saatten sonra kimsenin eline vermezdi. Şiddetten ve kötülükten nefret ederdi ama bu çocuk kötülüğün hayat bulmuş haliydi

Nasıl anlaşacaklardı? Felix onun gerçek yüzünü gördüğünde, onun gerçek kişiliği ile tanıştığında nasıl tepki verecekti? Bunları merak ediyordu hyunjin..

Ama bildiği bir şey varsa da bu çocuğu asla bırakmayacağıydı. Onu bir gün gerçeklik ile tanıştıracak, onun tüm iplerini kendi elinde tutacaktı

Bunun için ise birazcık sabretmeliydi

Çocuğun kiraz gibi olan iştah açıcı dudaklarına doğru eğildiğinde, küçücük bir öpücük kondurarak yumuşak bir bakışla bakmıştı kahverengiliklere

Dudaklarından şeytani bir zehir gibi damlayan "seni seviyorum Felix" lafı kara bir zehir misali tüyler ürpertici bir fısıltıyla gri saçlı olanın kulağına ulaştığında şaşkınlıkla gözlerini kömür karası siyahlıklara dikti

Bu beklenmeyen itiraf karşısında ne diyeceğini bilemezken hyunjin onun kulağına doğru eğilip dudaklarını çocuğun kulağına bastırmadan hemen önce "senden hoşlanıyorum Felix" demişti

Kulağı üstünde hissettiği ıslak dudaklar yatakta uzanan gri saçlının yutkunmasına engel olduğunda ikisinden gelen nefes sesleri odanın içinde hüküm sürmeye başladı

Ne diyeceğini bilemedi Felix. Ne diyebilirdi ki? Bu onun aldığı ilk aşk itirafı değildi ama Hyunjin gibi birinden böyle bir itiraf almak nedense şaşırtmıştı onu

Yinede şu anlık sadece cinsel bir çekim hissettiği adamın teklifini kabuk edecek kadar da aptal değildi fekix

"Hyunjin" dedi sakin bir sesle. Hyunjin dudaklarını yavaşça onun kulağından çekip birkaç santim ondan uzaklaşarak aynı pozisyonda yukardan ona bakmaya başladığında Felix derince yutkundu

"Hyunjin... Hyung... Ben, ben ne diyeceğimi bilmiyorum" dediğinde Felix, Hyunjin onun gözlerinin içine bakarken "şşş" diye bir ses çıkardı onun susması için

Biliyordu ki Felix onu şimdiden hemen reddedecekti. Onu tanımadığını söyleyecek ve onu istemeyecekti ama Hyunjin zekiydi. Felix'i nasıl oyuna getirecegibi iyi bikiyordi

"Sus" dedi Felix'in yüzüne doğru "konuşma. Biliyorum beni tanımıyorsun ama bana bir şans ver. Hayır direk kabul et demiyorum ama bir düşün. Düşün Lee Felix"

Sözlerini kurnaz bir tilki misali sıralıyordu. Sesindeki tını öylesine güven verici, öylesine sakindi ki insana ne diyeceğini unutturuyordu

Onun bu özelliğine kanmıştı zaten Felix. Onun nasıl biri olduğunu bilmeden onun bu tavırlarına aldanmıştı

Hyunjin elleri arasındaki elleri biraz daha sıkarken alçılı olan bacağına dikkat ederek çocuğun üzerine doğru uzanmış ve başını onun göğsüne yaslarken düzensiz bir şekilde atan kalbini dinlemişti bir süre

Onu üstünden itmek istemişti Lee Felix. Onu istemediğini söyleyip bu evi terketmek istemişti ama korkuyordu.

Korkuyordu çünkü biliyordu ki içinde bir yerlerde bu adamı deli gibi istiyordu. Onun olmak değil onun tarafından sevilmek istiyordu

Hyunjin bir süre araya giren sessizliğin ardından dili ile dudağını ıslatıp ay ışığının vurduğu pencereden dışarıyı izlerken "beş gün sonra doğum günüm lix. Seni zorlamıyorum ama o güne kadar söylediklerimi düşün lütfen. Seni istiyorum lix" demişti mayışmış bir sesle

"Hyungun olmak istiyorum"

Bunu da dedikten sonra gözlerini huzurla kapatıp tekrar uyumuştu Hyunjin tutsağının göğsü üstünde, Felix'e ise bu gece uyku haramdı

Hiç beklemediği bir anda gelmişti bu aşk itirafi. Beklenmedikti. Ne diyeceğini bilememişti Felix ama aralarındaki bu anormal şeyin arkadaşlık olmadığının farkındaydı.

Arkadaşlar birbirini öpmezdi. Arkadaşlar birbirinin göğsünde uyumazdı ama insanlar tanımadıkları biriyle de bu pozisyonda sabaha kadar kalmazdı

Düşünecekti Lee Felix. Onun doğum gününe kadar düşünecekti

Ama o zamanlar hiçbir şeyin farkında değildi. Şu anki aklı olsaydı o saniye reddederdi Hyunjin'i. Ondan uzaklaşır ve bir daha onu asla görmemek adına bambaşka bir yere giderdi Lee Felix

Hatta yeğlerdi; babasının baskılarını bile görmezden gelip Seul'e geri dönmeyi yeğlerdi ama şu an

Şu an her şey için çok geçti. Damarlarına Hyunjin'in zehri çoktan bulaşmıştı...

•••••

Hiraz kısa bir bölüm oldu ama yapacak bir şey yok. Final sınavlarım yakama yapışmış durumda

Bölüm sonu nasıldı?

Sizce Felix kabul edecek mi?

Siz olsaydınız ne yapardınız böyle bir durumda?

Yeni bölüm bu az oylar ve yorumlarla hemen gelmez benden söylemesi. İyi geceler dilerim HYUNLİX İLE KALIN ☺️☺️☺️☺️☺️☺️☺️

(24.06.2023)

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro