Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

-2-

Güzelce yaptığım yemekleri yedikten ve tabiki kahvemi içtikten sonra birazcık uyumam gerektiğini farkettim. Gece, gün doğana kadar uyumamış olduğum için bayağı uykusuzdum. Yatak odama gittim, ilk kez bu odada uyuyacağım. Daha önce kanepede uyumuştum. Fena sayılmaz. Uyunabilecek rahatlıkta. Bunları düşünürken uykuya çoktan daldığımı ancak uyanınca farkettim.

...

Uyandığımda akşam olmuştu. Birazcık penceremi açıp hem hava almak hemde yaşadığım sokağa alışmak için olup biteni izlemek istedim. Bir kaç dakika etrafımı izledim. Bir adam kağıt topluyordu sokakta. Biri de bugün gece yarısı olmadan sokak köşesinde içmeye başlamıştı.
Sokağın başında beliren komşuma takıldı gözüm. Hayatın onun açısından ne kadar zor olabileceğini düşündüm bir an. Her gün üçüncü kata nasıl inip çıktığını düşündüm. Yorucu olmalıydı. Ve zor. Çok zor. Acaba neden bu haldeydi, başına ne gelmişti ? Merak ediyordum.
Sorup öğrenebilirdim. Anlatırsa tabii. Belkide sabah ki gibi geçiştirirdi. Ama yine de sormalıydım.
Bekledim. Eve girdi. Kapısını kapattı. İki kupa kahve hazırladım. Kapısını tıklattım. Gecikti. Gelmesi zor olduğu için bekledim. Sonunda araladı kapıyı. Gözlerini kahvelerden ayırmadan konuştu.
"Evet?"
"Şey... Rahatsızlık vermeyeceksem, kahveme eşlik edecek biri lazım da..."

Sanırım pek sıcak bakmamıştı teklifime. Cevap bile vermedi. Kapıyı kapatacagını anladığımda "Adınızı sorabilir miyim?" diye sordum aceleyle. Bir an duraksadı, cevap vermeden kapıyı çarptı. Yine kalakalmıştım dün gece ki gibi. Aptal ve şaşkın bir suratla.
Eve döndüm. Yine ne yapacağımı bilmediğim ve uykumun olmadığı bir gece. Dışarıya çıkamazdım. Keşke kendime bir kaç kitap alsaydım !
Oturdum, yapacak hiçbir şey yoktu. Az sonra kapının sesiyle sıçradım yerimden. Kalkıp kapıya gittim. Mercekten baktığımda onu gördüm. Açtım. Konuşmuyordu ve yine bakmıyordu gözlerime. Elindeki kitabı uzattı. Aldım.
"Okursun, yalnızlığa iyidir." dedi. Duraksadım, beklemiyordum bunu ondan.
"Gelsene" dedim heyecanla, içeriyi göstererek. Derin bir nefes çekti sinirle. Geri döndü, yürümeye başladı. "Ben senin gibiyim" dedim yüksek sesle. Durdu. Bir şeyler söylememi bekliyordu. Gidip karşısında dikildim. Hala bakmıyordu gözlerime.
"Arkadaş olabiliriz, başka bir amacım yok." dedim. Düşündü.
"Kahve sevmem, çay olsun." dedi. Geçti yanımdan. Eve girdi, kapattı kapısını.
Çay demle, al gel demek miydi bu ? Anlamamıştım. Hep bu salaklığımdan kaybederdim zaten. Eve dönüp çay demledim ve iki fincan doldurup tekrar çaldım kapısını.
"Şeker almamışım, sende vardır umarım" dedim.
Bi yandan dönüp içeriye yürürken cevap verdi.
"Ben şeker kullanmam !"

...

Konuşmuyorduk, çayının çoğunu içmişti. Ben içmiyordum.
"Neden içmiyorsun?" dedi.
"Şekersiz içemem" dedim.
"Şeker özünü kaybettirir çaya, o yüzden sevmezsiniz hiçbiriniz, özünde nasılsa öyle olan insanları da sevmediğiniz gibi ! "

Cevap veremedim. Sustum. Sustum. Konuyu değiştirmeliydim.
"Neden yalnız yaşıyorsun?" dedim.
"Beraber yaşayabileceğim kimse yok."
"Ailen?"
"Yok..."

Sustuk yine. Bu kez o sordu. "Sen?"
"Benimde yok"

Bir kez daha sustuk. "Adını hala bilmiyorum" dedim. Cevap vermedi. "Adın ne?" dedim tekrar. Duymamış gibi davranıyordu. Saçmaydı, garipti bu tavrı.
"Adımı bilmen sana ne kazandırır ki?" dedi sonunda. Düşündürücü bir soruydu, kabul ediyorum. Düşündüm. "Merak ediyorum, sonuçta herkesin bir adı vardır. Benim adım .."
"Sus ! " bağırmıştı. "Kalk git bu evden"
...

Onun evinden nasıl koşarak çıktığımı, eve nasıl geldiğimi, sinirden ne kadar ağladığımı ve ne kadar sonra uykuya daldığımı bilmiyorum. Kaç saat uyuduğumu da. Çok fazla uyuduğum belliydi suratımdan, saate bakma gereği duymadım yinede. Kalktım, kendime kahve hazırlayacaktım. Mutfağa geçerken kapının altından atılmış bir kağıt gördüm. Gidip aldım yerden. Oturdum ve okumaya başladım.
"O ev hayatımın aşkı dediğim insanın bir zamanlar yaşadığı ev. Karşı komşumdu, aynı zamanda evleneceğim kadın. O evde oturuyor olman, senle arkadaş olmamı imkansızlaştırıyor. Onunla tanışmamız aynı senin bana dün gece geldiğin gibiydi, ben ona gitmiştim, elimde çaylarla. Israrla adını sorsamda çok sonra öğrenebilmiştim. Ve o sahneyi bana hatırlatman canımı acıttı. Seni kovdum resmen. Kusura bakma. Ben ismimi kullanmamın gereksizliğini onunla öğrendim. Bana ismini söyleyen herkes, benden ismimi söylememi istedi bugüne dek. Karşılıksız değildi bu bile. Bana acıdığını tahmin edebiliyorum. Sakat bir adamım ve çok yalnızım. Görünen sadece bu. Yardıma muhtaç sakat bir adam. Bu da seninle arkadaş olmamı imkansızlaştırıyor. Kırmak istemezdim. "

Ne yapacağımı, ne düşüneceğimi bilemedim. Onunla tanışmaya çalışırken ona hem anılarını hatırlatmıştım hemde acıdığımı hissttirmiştim. Ne kadar sızlamıştı kim bilir içi...
Hemen bir kağıt buldum ve cevap yazdım. Ne yazacağımı da pek bilmiyordum aslında. Birkaç satırla yetindim o yüzden. Yazdım ve onun yaptığı gibi kapısının altından attım.

"Hatırlattığım her şey için özür dilerim, her ne kadar bu benim suçum olmasa da.
İmkansız diye bir şey yoktur.
Ve sen hayatımda gördüğüm en güzel yüze, duyduğum en güzel sese sahipsin. İstesemde acıyamam sana.
İsmini merak ediyorum, ama söylemesende olur. Benim adım İklim."

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro