Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

"Till The Die"

ÖNEMLİ!°_°
Arkadaşlar öncelikle oy ve yorumlarınız için teşekkür ederim.
Hikayeyi otuz üç veya otuz dördüncü bölümde bitirmeyi planlıyorum.
Yani Final kafamda şekillenmeye başladı... :)

Keyifli Okumalar!

**
Kafam karışıktı. Lanet olasıca hamileliğime sevinsem mi üzülsem mi, yoksa bebeğin kimden olduğu belli olmadığı için kafayı mı yesem bilemiyordum. Herşey birbirine girmişti. Bunu Finn'e nasıl söyliyecektim?. Daha önemlisi bunu anneme nasıl söyliyecektim?. Ellerimi kaçıncı olduğunu saymadığım kez saçlarımın arasından sertçe geçirdim.

"Kendine sıkıntı yaratıyorsun." Yüzümü alaylı bir surat ifadesine sokarak Justin'e döndüm.

"Ya?. Söylesene sen nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?." Omzunu silktiğinde ağzının ortasına vurma iç güdüm daha da çoğalmıştı.

"O çocuk benden değil Millie. Sakin olabilirsin tamam mı?." Dedi. "Biz bunları yaşayalı tam bir ay olmadı. Hem...bunun bu kadar hızlı olma ihtimali yok tamam mı?." Gözümden bir damla yaş süzülürken kafamı salladım. Haklıydı. Umarım herşey dediği gibi olurdu. Şu an kendimi küçük bir çocuk gibi hissediyordum. Sınav haftasında kalmış ve sıkıntı dolu bir çocuk gibi. İçimde büyük bir yumru vardı. Daha yirmi yaşındaydım. Anne olmak için çok gençtim, ve Finn...o da çok gençti. Bilemiyorum. Belki de Noah'ın dediği gibi sevinicekti. Belki de bana destek olucaktı ve biraz da olsa üzerimdeki yükü hafifletip içimi rahatlatmama yardım edecekti. Bunu öğrenmenin tek yolu Finn'e hamile olduğumu söylemekti. Justin gelip beni sıkıca sararken fısıldadı.

"Herşey iyi olacak Millie. O benden değil. Siz Finn ile mutlu olucaksınız, bende dostun olarak her zaman yanında olacağım. Şimdi ağlamayı kes ve..." elini göbeğimin üzerine koydu. "Küçüğü daha fazla üzme. Amcası olarak sana kızarım." Kıkırdayarak ona daha sıkı sarıldım. Her ne olursa olsun yanımdaydı. Bunun anlamı benim için çok büyüktü. Suradaki işim ise Finn'e baba olduğunu söylemekti.

**
Finn dışında bütün çocuklar koltukta oturarak bana endişeyle bakarken, Noah zaten bildiği için gülümseyerek destek oluyordu. Finn dışarıdaydı ve tahminen on dakika sonra burda olurdu. Ben ise dayanamayıp çocuklara bir an önce amca olduklarını söylemek istemiştim. Bunu nasıl karşılayacaklarını bilemiyordum. Fakat Noah'la söylediğimde yarım saat boyunca çığlık atarak zıplamıştı. O bu tepkiyi verdiğine göre diğerlerinin olumsuz bir tepki vereceklerini düşünmek saçmaydı değil mi?.
Ellerimi birbirine kenetleyerek derin bir nefes çektim.

"Ben..." dedim. "Hamileyim!." Oturduğum yerde çocukların tepkisini beklerken ilk tepkiyi veren Jack olmuştu. Çığlık atarak oturduğu yerden kalktı ve şok olmuş bir şekilde bana baktı. Bu tepkisi ödümü bokuma karıştırdı.

Siktir! Kesin bebeği aldırmamı söyleyecek.!

Finn böyle bir şeyi isterse benim için ne kadar zor da olsa bebeği aldırtırım. Sonuçta onunda çocuğu ve...Bilmiyorum.

"Aman Tanrım!. Amca oluyorum!. Noah amca oluyorum göt kafalı.!" Diyerek Noah'ın yakasına yapışıp kendine çekti. Kocaman gülümseyerek rahat bir nefes verdim.
Sevinmişti. Jack gözleri dolmuş bir şekilde bana sıkıca sarılınca şaşkın bir şekilde bende ağlamaya başladım. Ağlayan biri gördüğümde dayanamıyordum. Lanet olası hamilelik hormonları!.

"Finn sevinçten yetmiş beş köşe olacak Millie." Benden ayrılıp yanaklarımı kavradı.

"Daha geçen gün sizden bir parçanın olması ne kadar muhteşem olurdu falan diyordu."

Kıkırdadım. Sanki üzerimden koca bir yük kalkmıştı. Yani Finn bebeği aldırmamı istemezdi değil mi?.

Jack gülücükler saçarken diğerleri de çok mutlu olduklarını söyeleyerek bana sıkıca sarılmışlardı. Hatta Jaeden doğduğunda ona siyah bir deri ceket alacağını falan söylemişti.

O sırada elinde bir poşet ile Finn eve girdi. Elindeki anahtarı ayakkabılığa koyduktan sonra gülümseyerek içeri girdi.

"Selam millet!." Jack Finn'in saçlarını karıştırdı. "Hoşgeldin Finnie!." Finn Jack'in elinden kurtularak bana sarıldı. "Çok mutlu gibisin Grazer?." Jack omuzlarını silkerek bana göz kırptı. Gülümseyerek kollarımı Finn'in boynuna doladım. İçimdeki heyecan kendini fazlasıyla belli etmişti. Midemin ağzıma geldiğini hissediyordum, fakat şu an kusmanın sırası değildi.

"Herneyse biz mutfakta birşeyler hazırlayacaktık." Noah'ın kaş göz hareketi ile hepsi mutfağa doğru yol aldı. Finn suratıma bakarak alt dudağını dişleyip gözümün dudaklarına kaymasına neden oldu. Dudaklarıma yaklaşarak sertçe öpmeye başladığında ona karşılık verdim. Bir süre sonra elleri beni kucağına almak için kalçalarımı bulunca dudaklarımı ondan ayırarak hafifçe geri çekildim. Finn kaşlarını çatmıştı.

"Sana söylemem gereken çok önemli bir şey var Finn." Birşey demesine izin vermeden elinden tutup koltuğa oturtturdum.

"Ne oldu Millie.?." Derin bir nefes aldım. Bunu nasıl diyebilirdim ki...Finn ben hamileyim. Yada Finn ikimizin bir parçasını taşıyorum mu?.

"Endişeleniyorum." Eliyle yanaklarımı kavradı.

Yanağımın üzerindeki elini tutup göbeğimin üzerine koydum. Finn şaşkınca ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Kalbimin boğazımda attığını hissedebiliyordum.
"Burada...Senin küçük bebeğin duruyor." Finn'in gözleri kocaman olurken nefes alamıyor gibi görünüyordu. Ağzından "Ne?" Diye küçük bir fısıltı kaçarken devam ettim.

"Finn...hamileyim." Finn'in gözleri benim gözlerimle buluştuğunda yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Gözyaşlarım çoktan bağımsızlıklarını ilan etmişken Finn oturduğu yerden hızla kalktı.

"Baba oluyorum!."  Kahkaha atarak kafamı salladım.

"Baba oluyorum!." Hala inanamıyormuş gibi görünüyordu. Finn beni hızlıca elimden tutarak kaldırdığında kıkırdadım. Bacaklarımdan tutarak aniden kucağına aldığında çığlık attım. O kalçalarımı tutarken bende bacaklarımı sırtında birleştirmiştim. Etrafımızda dönmeye başlayınca çığlık atarak boynuna sarıldım. Finn kahkaha atarak durduğunda dudaklarıma yapıştı. Bir süre öpüştükten sonra yere indirerek alnını alnıma yasladı.

"Bizim bir çocuğumuz oluyor." Diye fısıldadığında alt dudağımı dişleyerek kafamı hafifçe salladım.

"Evet." İkimizde fısıldarken Finn tekrar dudaklarıma yapıştı. O anda birbirimize sonsuza kadar bağlı olacağımızı hissetmiştim.

**
"Emin misin Finn?." Nefesini üfleyerek başını salladı.

"Eminim bebeğim. Bu resmi attığımızda artık kesin olarak hamile olduğunu tüm dünyaya duyurmuş olacağız."

Finn ile mutlulukla durmadan anneme ve annesine gitmiştik. Onlara söylediğimizde Anne çok ağlamış ve çok mutlu olduğunu binlerce kez söylemişti. Benim annem ise önce şaşırmış, daha sonra daha çok genç olduğumuzu üstelik evli olmadığımızı falan söylemişti. Sanki kendisi beni doğuruken çok büyükmüş gibi. Yani kısacası hevesimi kursağımda bırakmıştı. Bende ona bağırıp benim adıma sevinmediği için teşekkür falan etmiştim. Anlaşılacağı üzere annem ile aram bozulmuştu. Şimdi ise bir fotoğraf çekmiştik, ben yatakta yatarken Finn'de arkamdan sarılmış ve elini göbeğime koymuştu. Aynı zamanda benim elimde göbeğimin üzerindeydi. Fotoğrafta kafalarımız gözükmediği için odak noktası göbeğimdi. (Medya)

"Gönderiyorum." Kafamı sallayarak onu onayladım. Bir saniye sonra instagramda paylaşıcaktı ve bütün dünya hamile olduğumu öğrenecekti. Biz evli değildik, evet... Fakat Finn hiç bunu hakkında bir konu açmamıştı. Bu yüzden sadece bekleyecektim.
Telefonuma bildirim geldiğinde ekran kilidini açtım.

Finn_Wolfhard sizi bir resime etiketledi.

Bildirimin üzerine tıkladım. Resim gözükdüğünde gülümseyerek açıklamasına baktım.

Hayatımdaki en güzel haberi aldım. Xx #Millie_Brown

Ve yorumlar çoktan gelmeye başlamıştı bile.

"Lütfen bana Millie'nin hamile olduğunu söyle :O *-*"

"Olamaz değil mi?!?"

Tam bir tanesini daha okuyacağım sırada telefonum elimden çekildi. Kaşlarımı çatarak Finn'e baktım.

"Seni üzmelerini istemiyorum sevgilim. Bilirsin bazıları aşırı tepki veriyor." Haklıydı. En iyisi okumamaktı.

Finn telefonu yanına bıraktıktan sonra ciddileşerek elimi tuttu.

"Bir bebeğimiz de olduğuna göre..." sanırım düşündüğüm şeyi yapacaktı. Aman tanrım! Aman tanrım!.

"Soyadınızı değiştirmek istiyorum Bayan..."

"Ölene kadar benim olur musun Millie?"

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro