°^° 4
Kaç ders görmüştüm saymadım ama sanırım bu en sıkıcı olandı. Matematik... Matematikçiyi dinlemek yerine ben defterime birşeyler karalıyordum. O sırada matematik hocası ismimi söyledi. Bende yoklamadır diye 'Burda' dedim.
Ben bunu dedikten sonra hoca ve diğer öğrenciler gülmeye başladı. Umursamadım ve yaptığım karalamaya devam ettim.
Hocanın sesini hemen yanımda duyunca kafamı kaldırdım ve hocayı dinledim.
"Resmi sevebilirsin. Ama lütfen resim dersinde resim yap Mina'cım." dedi ve defterimdeki resmi yırttı. Bu davranışı beni acayip sinirlendirsede kendime hep melek olduğumu hatırlatıyordum. Sınıftaki herkes buraya dönmüş benim ne yapacağıma bakıyorlardı. Birşey yapmadım. Hoca 10 saniye gözümün içine baktıktan sonra kağıdı çöpe attı ve dersini anlatmaya devam etti. Zil çaldığı gibi sınıftan çıktım. Ve doğruca çıkışa yöneldim. Nefes almam ve rahatlamam gerekti. Biraz yürüdükten sonra yeşillik bi alan gördüm ve çimlere oturdum. Manzarası cidden güzeldi. Yanıma biri geldi ve ben kafamı o yöne çevirdim. Yanımdaki kişi Dylan'dı. Ve elindede bir not kağıdı vardı.
"Birşey mi söyleyeceksin?" dedim. Dylan yeşil gözlerini bana çevirdi ve bana çokta uzak oturmadığını o zaman farkettim. Şuan insani arzular yaşıyordum sanırım. Onu öpmek istiyordum. Beni transtan çıkaran onun sesi oldu.
"Hayır. Sadece buraya gelmek istedim."dedi." Bir de hocanın yırttığı resim... Cidden yetenekliymişsin" dedi ve derste çizdiğim resmi buruşuk olsada bana uzattı. Vay bee... Bu çocuk cidden... Hayır hayır hayır. Napıyorum ben? Birden ayağa kalktım ve hiçbir şey demeden yürümeye başladım. Dylan'ın ayak seslerini duyabiliyordum. Bir ara sokağa saptım ve ona izimi kaybettirmeye çalıştım. Arkama bakmadan koşuyordum. En sonunda biri beni bileğimden yakaladı ve duvarla arasına aldı. Gözümü sım sıkı kapatmıştım. En sonunda açtım ve o harika yeşil gözlerle karşılaştım. Doğrudan dudaklarıma bakıyordu. Kendimi ondan uzaklaştırmak için göğsünden ittim. Ama o 1 santim bile kıpırdamamıştı. Bana daha fazla yaklaştı ve kulağıma fısıldadı
"Doğruyu söyle gerçek misin sen?" dedi ve derin bir nefes çekti burnuna. Bundan huylansamda birşey demedim. Kafasını kaldırdı ve tekrardan yüzüme bakmaya başladı.
"Dylan" dedim ne diyeceğimi bilmeden. En sonunda
"Senin sevgilin var" gibi saçma bi cümle çıktı ağzımdan. Dylan bana bakmayı sürdürdü ve
"Benim sevgilim yok Mina" dedi.
"Aaaaa!? Ne güzel."dedim saçma bi şaşkınlıkla. Dylan dudaklarıma doğru eğilince.
" Bunu yaparsan 10 yıl daha dünyada kalırım. Lü lütfen bırak beni. " dedim ve gözümden düşen yaşa hakim olamadım. Dylan şaşkın bir şekilde bana baktı. Eminim ona saçma gelmişti bu dediğim.
" Sen melek misin?" diye sorunca şok oldum ve gözümü açtım. Doğru ben melektim. Ona hiç dokunmadan sadece düşünerek kendimden uzaklaştırdım ve aramızda 1 metre kalana kadar onu üzerimden ittim. Yaptığım bu sihir sırasında Dylan öylece duruyordu. Ona sihirle baskı uygulamayı bıraktığımda. Bu sefer ben ona doğru gitmeye başladım.
"Napıyosun sennn!? Aaa bırak benii.!"
gibi şeyler desemde ona gittikçe daha çok yaklaştım. Onunda sihirli güçleri vardı. O da mı melekti?
En sonunda ona iyice yaklaştığımda beni belimden tuttu ve kafasını boynuma gömdü.
"O kadar güzel kokuyorsunki bir şeytanı bile böyle sonsuza dek bekletebilirsin." dediğinde herşeyi anlamıştım. O bir şeytandı. Bense bir melek. Nefesimi tuttuğumu farkettim. Derin bir nefes çektim. Evet bu doğaüstü koku bir insana ait olamazdı. Başım dönmeye başladığında ona tutundum ve
" Dylan ben sanırım bayılıyo-" diyemeden karanlık.
DYLAN'NIN ANLATIMINDAN
Ben Mina'nın kokusuyla bilmem kaçıncı defa sarhoş olurken onun ince ve masum sesini duydum.
" Dylan ben sanırım bayılıyo-" cümlesini bitirmeden küçük, narin ve güçsüz bedeni kollarıma yığıldı. Onu kucağıma aldım ve kendi evime götürmeye karar verdim. Çünkü onun evinin yerini bilmiyordum. Küçük meleğim sanırım yorgun düşmüştü.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro