Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

2.2 "Erkek...

Arkadaşlar kafam çok dağınıktı bir şeyler yazacak motivasyonu kendimde bulamamıştım ama şu an iyiym

Aşkı meşki bıraktık fitne fesatla uğraştık yani önce neyse babanız halletti tabii ki
En azından bölüm yazsaydım o anki gerginlikle laçini keş yapabilirdim

Sınır 85oy ve 500yorum

40Bin olmuşuzz belki de BEM i silmeseydim daha büyük bir kitleye ulaşacaktım ama *1.5 sene önce silmiştim * daha büyük bir kitledense daha öz bi kitleyi tercih ederim ❤️

İyi okumalar arkadaşlar sizi seviyorum 🥰❤️ klavye hataları olabilir tel değiştirdim

**
Kimya Seçiler uyandığında başına keskin bir ağrı saplandı. Terden yapışmış saçlarını düzeltti ve komidinin üstündeki telefona uzandı. Akşam erken uyumuştu çünkü çok uykusu vardı, uykusunun bölünmesinden nefret ederdi. Saatin henüz erken olduğunu düşündü. Bugün pazardı. Cumartesinden sonra favori günüydü. İşlerini evden yürütüyordu, genellikle evdeydi ve elinin altında her zaman kahvesi vardı.

Aralık olan kapının gıcırdısıyla gözlerini ovuşturdu. "Evimde misafirden nefret ederim biliyor musun? Özellikle de kendi eviymiş gibi davrananlardan." Genç kadın arkadaşının söylediklerine göz devirdi. Ömer'in evi gerçekten çok güzeldi. Tek katlı müstakil bir evdi ayrıca kafa dinlemek için de eşsiz bir yerdi. Pek fazla odası olduğu söylenemezdi ama olan odalarda genişti.

"Kanepeye sıkışacağımı düşünmedin öyle değil mi?" Kimya saçlarını tepeden topladı ve göstermelik bir şekilde yatağın örtüsünü düzeltirmiş gibi yaptı. Ömer görmeden odasını ele geçirmişti. Rahatına düşkün biriydi. Ömer'in de dert etmeyeceğini biliyordu zaten.

"Her neyse. Kahvaltı hazırladım ama bir misafirin var." dediğinde Kimya duraksadı.

"Laçin mi?" diye sorduğunda Ömer onaylarcasına mırıldandı. Kimya fazlasıyla yorgundu ve açıklama yapacak havası da gerçekten yoktu. Ne yazık ki kocasına bir açıklama borçluydu.

Kimya içeriye geçtiğinde köşedeki deri koltukta oturan Laçin'e baktı. Saçları dağınıktı, gözlerinin altında ise halkalar vardı. Büyük ihtimalle gece içi içini yemişti. Laçin de gelen Kimya'ya baktığında Laçin şaşırtıcı bir şekilde sakin kalmayı başardı. Karıcığım! Seni çok özledim! deyip üstüne de atlayabilirdi belki de.

"Konuşmamız lazım Kimya. Kahvaltıya gidelim mi?" dediğinde Kimya ilk önce Ömer'e baktı. O da anlayışla başını sakladığında Kimya üstünü değiştirmeye gitti.

"Yeni bir kriz desene." Ömer gazetesini alarak masanın başına oturdu. Olayı merak ediyordu ama çok fazla sorarak onları sıkmakta istemiyordu.

Laçin yutkundu. "Tam olarak kriz denemez. Konuşacağız ve her şey eskisine dönecek." dediğinde Ömer başını salladı.

"Bazen konuşarak her şeyin hallolacağını düşünürsün Laçin. Her şey istemediğin şekilde daha kötü hale bürünebilir. Bunun için birbirinizi üzmeyin. Kimya hamile ve kalp hastası bir kadın. Belli etmese de korkuları var, tedirgin, onu üzecek bir şey yapma, onun seni üzmesine de izin verme." dediğinde Laçin tebessüm etti. Ömer gerçekten tarafsız ve yapıcı konuşmayı biliyordu ve o konuşurken Laçin onların iyiliğini istediğini hissetti.

Kapı açılınca salaş bir tişörtü pantolonunun kenarına sıkıştıran Kimya'ya baktı ve ayaklandı. Genç kadın ayakkabılarını ayağına geçirdi ve telefonunu aldı. Ömer'e minnettar bir şekilde baktı ve oradan ayrıldılar.

Kimya'nın arabasına yönelirken Kimya sessizliği bozdu. "Sen kullanmak ister misin? Biraz başım ağrıyor. Yakınlarda güzel bir yer var, tarif ederim." Genç kadının avucundan anahtarı alınca parmakları Kimya'nın soğukluğu ile ürperdi. Sahiden dün geceden beri yalnızca birkaç saat geçmişti ve Laçin bu dokunuşu bile özlemişti.

Yolda da büyük bir sessizlik hakimdi. Sadece Kimya arada yön tarif ediyordu ki konum zaten yeteri kadar yardımcı oluyordu. Kimya, Ömer'in yaşadığı yerin yollarından hoşlanmadığı için de kullanmak istememişti. Sessiz sakin yollar çoğu kişinin aksine onu geriyordu. Gerçi bu sefer yalnız değildi. Laçin arabayı park ettiğinde Kimya içeri girdi. Sobanın önünde boş bir masa bulduklarında Kimya iki tane çay söyledi. Kahvaltı yapmayı pek sevmezdi.

"Açıklama bekliyorum." Laçin çehresini sert tutmaya çalışarak Kimya'ya baktı. Bu sert duruş ise Kimya'nın komiğine gitti ve kıkırdadı. Laçin ise sessizliğini korumaya çalışıyordu.

"Evet birkaç sene önce Selim'le evlendik." dediğinde Laçin sanki bunu ilk defa duymuş gibi kalbine büyük bir ağı girdi. Bu cümlenin ağırlığı onu eziyordu. Kimya duraksadı o sırada çaylar geldi.

"Evliliğimiz sadece kağıt üzerindeydi. İşlerim için bir süreliğine vatandaşlığa ihtiyacım vardı ve Selim de o zamanlar Belçika'da yaşıyordu. Vatandaşlık almak için evli kaldık, o zaman Selim'in baka karşı bir ilgisi vardı ama ona her zaman ciddi bir ilişki istemediğimi söylüyordum zaten. Sadece bir süre böyle devam etti. Devlet tarafından evli olduğumuza inanmak için birkaç memur falan gelip evi kontrol etti. Bu kadar yani.  Anlatılacak bir şey değildi, Selim de neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor." Laçin hâla içindeki öfkeyi dindirememişti ama içine az da olsa su serpilmişti.

"Kimya biz birlikteyiz, aileyiz. Ne zaman söylemeyi düşünüyordun? Hadi söylemeyi bırak, nasıl arkadaşım dediğin adamla evlendin?" dediğinde Kimya Seçiler göz devirdi. Laçin gerçekten anlamıyordu ve o ikinciyi açıklamaktan nefret ederdi. Bu zamana kadar hiçkimseye hesap vermediği şu saatten sonra da vermek zor geliyordu.

"Ben sana açıklamamı yaptım. İnan, inanma. Sen bilirsin." Onun umursamaz tavırları Laçin'i daha da sinirlendirdi. Acaba Kimya onun yerinde olsa ne yapardı?

"Selim... Selim olmak zorunda mıydı? Bir başkası f-" O konuşacakken Kimya bıkkın bir şekilde nefes verdi. Yirmili yaşları gerçekten çok sıkıntılı geçmişti, hatırlamak bile canını sıkıyordu.

"Ağzımda gümüş kaşıkla doğmadım senin gibi. Her şeyi tırnaklarımla kazıyarak elde ettim ve elbette bazı şeylere katlanmam gerekiyordu. Tefeciye bir ton borç, hastalık, yeni bir işe atılmak için yatırım lazımdı, kolay mıydı zannediyorsun? Hayatımda görmediğim insanların hastalıklı genleriyle yaşıyordum, uyuşturucu batağına düşmek üzereydim, o kadar borcum vardı ki, sıfırları okurken gözlerin şaşı olurdu. O vatandaşlık benim hayatımı kurtardı. Selim beni ölümün kıyısından çekip aldı. Tamam ona çok kızgınım. Ama yaptıklarını unutamıyorum." dediğinde Laçin onun dediklerini sindirmek için bekledi. Şu hayata Selim olarak gelmeyi isterdi. Zor zamanlarda onun yanında olan Selim idi, kendisi değil. Tamam belki o zamanlar liseli olabilirdi ama yine de Selimden nefret ediyordu.

"Ben seni anlıyorum Kimya. Sadece bunu Selim'den duymak istemezdim." Aslında Laçin daha fazla soru sormak istiyordu. Kimya'yı tanımıyordu. Sahiden, her gün Kimya hakkında iyi ya da kötü bir sürü yeni şey öğreniyordu. Laçin devam etti.

"Ben kavga çıksın istemedim. Ben seni seviyorum ve Selim'in senin hakkında benden daha çok şey bilmesi beni çok rahatsız ediyor. Ben seni tanımak istiyorum Kimya, senin geçmişin hakkında daha fazla şey bilmek istiyorum." Sormak istediği şeyler vardı ama onları kafasında toparlamıyordu.

"Kafanda soru işaretleri olduğunu anlıyorum. Sorabilirsin Laçin. Ben net biriyim. Sana karşı hep öyle olduğumu düşünüyorum." dedi genç kadın soğuk bir şekilde. Her seferinde geçmişinden bahsetmenin ona acı vermediğini vurgulasa da Laçin endişeliydi.

"Hiç... Akraban falan yok muydu Kimya?" Laçin'in merakına yenik düşerek sordu. Kimya zaten bu soruları bekliyordu. Laçin daha sonra illaki bu soruları soracaktı onun için şimdiden açıklığa kavuşturmak en doğrusuydu.

"Babamı bilmiyorum. Annem ise hatırladığım kadarıyla çok neşe dolu bir kadındı. Çok sık hayatına birisi girerdi. Daha sonra intihar etti işte pek net hatırlamıyorum. Sadece boyumun yetiştiği kadar kapının ucundan yere düşen sandalyeyi görmeye çalıştığımı hatırlıyorum. Bunun için annem gibi olmamak için yemin ettim yıllar sonra, annem düşüncesizin tekiydi. Benim nasıl etkileneceğimi düşünmeden küçük evimizde gözümün önünde kendini astı. Beni terk etti. Ondan sonra yetimhaneye verildim. Orada Ömer'le tanıştım. İlk başta birbirimizi pek sevmesekte arkadaş olduk. Ben genellikle pek konuşmazdım zaten, şu an olduğu gibi. Daha sonra Nazım Amca, Ömer'i evlatlık edindi. Çok zengin bir adamdı. Fazlasıyla. Kimya Seçiler konuşmaktan yorulmuş gibi görünüyordu, çayından yudum aldı. Ve düşünceliydi, tebessüm etti. "O gün bütün gece ağlamıştım. Ömer'e hiç söylemedim ama beni de evlat edinmesini o kadar çok istemiştim ki. Hayatımda Ömer'i kıskandığım tek andı. Geride kalmış, yeniden terk edilmiş gibi hissettim."

"İstersen anlatmayabilirsin" dediğinde Kimya sorun yok dercesine masanın üstündeki ellerine uzandı ve elini tuttu. Laçin gülümsedi. Kimya arada güzel şeyler yapabiliyordu.

"Ömerle olan bağımız hiç kopmamıştı ama. O hep benim en iyi arkadaşımdı. Babası onu en iyi okullarda okuttu, ben ise pek okumak istemiyordum. Ömer hep bir gün doktor olup seni kurtaracağım derdi. Yatakhanede ranzasına önlüklü bir doktor ve maskeli olan beni kazınmıştı. O zaman onun biraz aptal olduğunu düşündüm ama beni yanılttı ve gerçekten doktor oldu, beni kurtardı. Hayatım zaten boka sarmıştı ve okusam da kurtulmazdı. Çok zengin olmak istedim Laçin. Gözümü hırs boyamıştı ve oradan çıktığım anda paranın peşine düştüm. Şehrin kara parasıyla işimin olacağı aklıma gelmezdi. Bir sürü işte çalıştım, bulaşık yıkadım, garsonluk yaptım, resim çizdim. Sonra birkaç kişi çıktı işte karşıma. Güzel bir kızdım. Saçma sapan fotoğraf çekimlerine gittim ve biraz nakit para biriktirdim işte."

"Peki nerede kalıyordun?" diye sorduğunda Kimya düşündü ve kaldığını evi hatırladı.

"Aslında güzel bir evdi. Bana aitti. Ve bu samimi hissettiriyordu. Küçük, eski bir apartman dairesiydi ama gayet iyiydi benim için. İlham kaynağıydı. Kirası pek yüksek değildi ama güzel bir semtteydi."

"Çalışmak zor gelmedi mi hiç? Gençtin sonuçta." dediğinde Kimya gülümsedi.

"Çalışmak zorundaydım. Zordu tabii. Yaşıtlarım üniversiteye giderken kaç tane işe koşturuyordum. Yirmili yaşlarımın başında iş hayatına atılmak istedim. Çok zor bir karardı." Kimya Seçiler yutkundu. Anlatmanın zor olduğu kısımlara gelmişti. Bahsetmeyeli çok uzun zaman olmuştu. "Ama beni cesaretlendiren neydi biliyor musun? Bir sistem vardı. Fakirler çok fakirdi ve zenginlerse çok zengindi. Hiçbir şey yolunda gitmiyor gibi hissettiğim bir zamandı. Birikimlerim vardı tabii ama bir işe başlamak için çok daha fazladı gerekiyordu. Ya yolun başında tökezleyecektim ya da her şey iyi gidecekti. Aynı zamanda param içkiye ilaçlara da gidiyordu tabii."

"Sen... Nasıl bir kadınsın Kimya? Hiç mi korkmadın?"

"Benim artı yönüm de buydu. Benim kaybedecek hiçbir şeyim yoktu. Zamanla aklımı kaybettiğimi hisseder gibi oluyordum ama. Antidepresanlarlarıma tutunduğum boktan dönem başlamıştı. Çok fazla borcum vardı. Nazım Amcalardan borç isteyemezdim, onları daha fazla kendi sıkıntılarımla boğamazdım. Hiçbir şey iyiye gitmiyordu. Uyuşturucu kullandım, alkol, sigara hayatında görebileceğin her türlü boku yaptım. Daha sonra intihar etmek istedim. Böylece kendime, akıl sağlığıma, bedenime daha fazla eziyet etmemiş olacaktım."

İntihar çok garip bir şeydi. İnsanın o noktaya gelmesi çok farklıydı. Laçin kaşlarını çattı. Onun gençlik yılları oldukça güzel geçtiği için Kimyayı anlamaya empati kurmaya çalışıyordu. Ama yapamıyordu.

Laçin'in bakışlarını fark eden Kimya devam etti açıklama gereği duyarak. "Bak. İnsanın bu eşiğe gelmesi çok zordur, tamam mı? Birinin bir saniye sonrasından bile ümidi kesmesi, bit amacının olmaması gerek. Bu düşünceden kurtulmak çok zor oldu." Kimya Seçiler artık anlatmaktan sıkılmıştı bazı şeyleri es geçmek istedi.

"Sonra harika bir iş teklifi aldım, Selim'le tanıştım. Parlama dönemlerimdi. Sonra beni hayata tutan bir şeyler olduğunu hatırladım. Birileri bana inanmıştı. Ben birilerinin bana güvenmesini istemiştim. Daha sonra Ömer'e karşı, Selim'e karşı çok borçlu hissettim kendimi. Maddi ve manevi açıdan borçlarımı kapatmak istedim. Selim ise aramızda hep bir şeyler olduğunu düşündü. Tamam, belki de haklıydı düşünmekte. Ama o zamanın şartlarına göre birilerini kullanmam gerekiyordu. Ve olaylar öyle gelişti. Hayatıma ciddi anlamda kimseyi almadım. Aynı yüzleri uzun süre görmeye katlanan birisi değildim."

"Daha fazla anlatmak zorunda değilsin. Sonuçta önümüzde uzun yıllar var. Ama merak ettiğim gerçeğini inkar edemiyorum." dediğinde Kimya Seçiler anlayışlı bir şekilde başıyla onayladı.

"Bundan sonra merak edince bana sor Laçin. Sakin bir şekilde, hesap sorar gibi değil." dediğinde Laçin, sandalyesini Kimya'nın yanına çekti ve genç kadını kolunun altına aldı.

"Çok özledim lan." Laçin bunu söyledikten sonra Kimya'nın başına bir öpücük kondurdu. Tüm gece uyumadığı için saatler yıllar gibi geçmişti. Kimya Seçiler horul horul uyumuştu ama Laçin'in bilmesine ne gerek vardı, öyle değil mi?

"Sabah çok tatlıydın." Laçin duyduğu şeyi idrak etmekte zorlandı. Gözleri büyüdü.

"Ne?" Ağzından küçük bir nida çıktığında Kimya kaşlarını çattı.

"Bir daha asla söylemem. Zorlama." Laçin biraz şımarmak istedi ve kalbini tuttu.

"Ah, bu kadın beni öldürüyor!" Kimya Seçiler gülümsedi ve dudaklarını Laçin'in dudaklarına bastırdı.

***

2 ay sonra|

"Kimya çok heyecanlıyım, acaba ne olacak? Bekleyemiyorum! Ne zaman randevumuz?" Kimya Seçiler eşinin aksine oldukça sakindi. Sıkıntılı bir nefes verdi. Hiç hamile gibi değildi ve bu durum Laçin'in canını sıkıyordu. Karnında hafif bir şişlik olsa belki onu sehpası olarak kullanabilirdi. Kimya şu sıralar vücudundaki değişikliklerden çok fazla rahatsızdı ama Laçin'e göre bu onu daha da seksi gösteriyordu.

"Sence ne olabilir Laçin? Ya kızdır, ya da erkektir zaten. Abartmadın mı biraz?" dediğinde Laçin göz devirdi.

"Kusura bakma Kimyacığım ilk çocuğum olduğu için heyecanlanıyorum ya. Dert etme kral."  deyip alayla Kimya'ya onuz attığında onlara gülerek yaklaşan hemşireyi gördü Laçin.

"Doktor bey sizi bekliyor Kimya Hanım." dediğinde Laçin, hızlı bir şekilde odaya girdi. Gergin bir şekilde gülümseyip orta yaşlı doktora baktı. Sanki bir şey unutmuşt-

"Ah, karım. Karımı unuttum!" Kimya içeriye girerken söylenmeye başladı. Doktorun klasik sorularını geçtikten sonra Laçin oturduğu yerde zıplamamak için kendini zor tutuyordu.

"İyi görünüyorsunuz Kimya Hanım." Doktorun samimi gülümsemesine karşılık Laçin mutluluktan nasıl davranacağını bilmiyordu.

"İyi tabii ama ne kadar iyi? Çok mu iyi? Az mı iyi? Kötü olabilecek derecede mi iyi? Orta halli mi iyi?" Doktor gülmemek için kendini zor tuttu. Kimyayı da tanıdığı için bu durum onu eğlendirmişti.

"Çok iyi, Laçin Bey. Endişelenmeyin." Sıra ise Laçin'in en heyecanlandığı kısma gelmişti.

"Kız mı, erkek mi? Kız değil mi?" dediğinde Kimya ise sadece izliyordu. O da merak etmee başlamıştı.

"Hayırlı olsun Kimya Hanım. Bir oğlunuz olacak." dediğinde Laçin dolan gözlerini yumdu. Onlara ait bir canlı olacaktı. İsmi falan olacaktı işte.

"Bir oğlumuz olacak." Laçin kavramak için tekrar etti. İçindeki mutluluğu dışarı atamıyordu. Bu dünyaya iki tane Kimya Seçiler fazlaydı, bence bunun için erkek olmuştu. Klişeydi belki ama kız ya da erkek fark etmezdi. Onları bağlayan bir şey vardı.

"Biz bu makineden eve de alabiliyor muyuz? Her gün bakarız Kimya çok güzel olur!" Bir an cidden bu düşünce Laçin'in aklına yatmıştı. Kimya gergin bir şekilde gülümsedi ve doktora baktı. O ise anlayışla güldü.

"Kusura bakmayın ameliyatım vardı, beni beklemediniz mi?" Ömer gerçekten yetişmek için çaba sarfetmişti ama biraz da bilerek gecikmişti. Bu Laçin ve Kimya'ya özel bir andı.

"Erkek." Kimya gülerek söylediğinde Ömer de otuz iki diş sırıttı. Laçin gerçekten harika bir erkek babası olurdu.

"Kimya bu olsun ondan sonra da, birkaç tane daha yap olur mu!" Laçin heyecanlı bir şekilde ne dediğini bilmezken Ömer'in içinde aynı zamanda endişe vardı. Bu bebek aynı zamanda sadece bir aşkın meyvesi değildi, tedaviydi. Kimya'nın da bunu unutmayarak kendini salmaması gerekiyordu.

"Laçin çok salaksın ama seviyorum..."

***

Laçin, mükemmel bir sofra hazırlamaya çalışırken - Aysel Hanım'dan minik yardımlar aldı - Kimya ise keyfini sürüyordu. Elini karnına koydu. Kafasında birkaç tane isim düşündü. Eskiden olsa kendi soyadıyla uyumlu bir isim düşünürdü ama şu an Laçin'e uyumlu bir şey seçecekti.

"Pardon da Kimya Hanım neden çocuğun ismini sen koyuyorsun?" Laçin alaylı bir şekilde sorduğunda Kimya omuz silkti.

"Çünkü benim karnımda." dediğinde Laçin şakacı bir tavırla kaşlarını çattı. "Sana bir fıkra anlatayım mı?" dediğinde Kimya dinledi.

"Bir gün adamla karısı boşanırken çocuğun velayetinin kime verileceği konusunda tartışma çıkmış. Kadın demiş ki 'hakim bey ben bu çocuğu dokuz ay karnımda taşıdım, velayeti benim hakkım' ondan sonra hakim kadına hak vermiş ama adama da bir sormuş. Adam da cevap vermiş 'sorarım size hakim bey kola makinesine parayı attığınızda o gelen kola parayı atanın mıdır, yoksa makinenin midir?'" Kimya Seçiler kaşlarını çattı ve tek kaşını kaldırdı.

"Ne demeye çalışıyorsun? Bi bok anlamadım."

"Neyse aşkım sen koy ismini." deyip pes ettiğinde gülümsedi. Kimya'nın zevkine zerre güvenmiyordu. Ne koyacaktı ki? Biyoloji? Matematik?

Kapının sesiyle Kimya Seçiler ayaklandı. Laçin ise yemek yapmakla meşguldu. Kimya kapıyı açtığında gördüğü kişiyle duraksadı. Gözlerini kıstı ve yaklaşık yirmi saniye karşısındaki kızı süzdü. O olduğundan emin olduktan sonra tebessüm etti.

"Müge?"

***

Bölümü beğenenler?

Evett bebemiz erkek

Kimya müge olayı ne sizce

Gürüşürüzz finale adım adım

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro