Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

2.0 "Anne..."


selamlarrR

çok üzüyosunuz beni yaff bu yorumlar ne :((( pgpsicşsivğsşfşa

neyse canınız sağ olsun aşkitolar ama satır arası yorum şeederseniz çok güzel olurr ❤

ex'im geri döndü de keyfim yerinde ama aynı zamanda üzgünüm hoşlandığım çocuk beni umursamıyo ve bennn tabii ki benden hoşlanmayan kalbimi kıran erkeklerden hoşlanıyorum

neyse dğsşfisşdşsüd
ithaf belafarukgeldi kreprenses Azm1048 mysterious-5

yorumlar kısmına bi türlü giremedim aklımda kalanlara ithaf ettim, bu bölüm en çok yorum yapan ithaf ❤

Bölüm Dizisi: Dracula ( finali kötü olsa da eh işte

sınır 80v 400y

iyi okumalar.

**

Kimya Seçiler kalktığında bir hayli gergindi. Fazla şaşırılacak bir durum değildi ama kim ne derse desin bütün gün ağlamak istiyordu. Zaten yataktan çıkmak bile istemiyordu ama sabahın köründe gitmesi gereken bir işi vardı.

"Aşkım, yemin ederim hâlâ çok güzelsin." Laçin yastığını dikleştirdi ve arkasına yaslandı. Aynanın önünde elbiselerini parçalamak üzere olan karısına baktı. Sinirliyken çok tatlı oluyordu. Muhtemelen ayağa kalksa onu öldürürdü.

"Laçin salak mısın? Ben de biliyorum güzel olduğumu." dedi ve derin nefes verdi. İç çamaşırlarıyla üşümüştü ve bir an önce bir şey giymesi gerekiyordu. Üstelik giyecek hiçbir şeyi yoktu. "Bu güzel oldu sanırım." dedi ve ellinci kez denediği bej rengi, diz hizasında bir elbise gösterdi. Laçin hızla reddetti.

"Bebeğimiz nefes alamıyor Kimya. Biraz onu da düşünerek rahat bir şeyler giyebilirsin." dediğinde Kimya Seçiler elbiseyi sinirle yatağın üstüne fırlattı.

"Şişko muyum ben Laçin? Gri eşofman altıyla mı gideyim işe?" Laçin ayağa kalktı ve yatağın önündeki pufa oturan umutsuz karısının yanına gitti. Önünde eğildi ve yüzünü elleri arasına aldı.

Kimya değişen vücut hatlarına alışmakta zorlanıyordu ama onu anlayabiliyordu. Ona eskisinden daha fazla iltifat ediyordu, ani duygu değişimlerini görmezden geliyordu. Ayrıca bu hali de gayet seksi olmuştu. Hamileliğin yakıştığı en güzel kadındı. Kimya tebessüm etti ve elinin üzerine elini koydu.

"Senin giydiklerine karışmıyorum. Kilo aldın da demiyorum. Ama bir süre buna alışman gerek Kimya'm. Bak, ne diyeceğim? Bir gün alışverişe çıkalım hem senin için hem de bebek için bir şeyler bakalım, olur mu?" dediğinde Kimya biraz rahatlamış görünüyordu. Yavaşça onayladığında Laçin de ayağa kalktı, kendi dolabına yöneldi.

"Sen nereye?" Kimya'nın sorusuyla arkasına baktı kısa süre. Dolabından siyah gömlek ve siyah bir pantalon çıkardı.

"Unuttun mu? Yeni iş aldığım araziye bakacağım." dediğinde Kimya anladığını belli edercesine mırıldandı.

Bir süredir kendi işini yapmak istiyordu ve en sonunda bulmuştu. Polenezköy'de geniş bir araziye yapılacak olan bir vakıf çizecekti. Hayalindeki iş tam olarak böyle değildi ama kendi ayaklarının üstünde durmaya bir yerden başlamalıydı. Kimya'ya yeterince yük oluyordu, gerek ailesiyle, gerek kendisi. Babası da bir şeyler için çabalarken onun da işini yapması lazımdı. Kimya en başında bu durumdan pek hoşlanmasa da en sonunda onu ikna edebilmişti.

Laçin kravatını Kimya'ya uzattı. Kimya da Laçin'e bir adım attı. O kravatı bağlarken Laçin'in elleri Kimya'nın karnını buldu, okşadı. "Babacığım, anneni üzme olur mu? O sana bir şey derse de kulağını kapat, duyma. Senin anan hep böyle." Kimya gülmekle yetindi.

"Şu doğsun da yenilerini yapalım, sıkıldım." Laçin söylenmeye başladığında Kimya kaşlarını çattı.

"Cidden başka çocuk yapacağımı falan düşünmedin, değil mi?" Kimya gayet ciddi bir şekilde cevap verirken yüzünü astı.

"Babacığım sen annene bakma, yapacağız sana bir sürü kardeş." dediğinde Kimya göz devirdi.

"Neyse kızım, boşver. Annen yaşlandı tabii beni de kıskanıyor biraz." demesiyle Kimya omzuna sert bir şekilde vurdu. Laçin fazlasıyla kız olmasını istiyordu. Paytak paytak yürüyen küçük bir Kimya görmek için nelerini vermezdi ki...

"Kız değil." Kimya'nın kesin bir şekilde konuşmasına güldü.

"Nereden biliyorsun?"

"Benim karnımda çünkü aptal, tabii ki biliyorum." Laçin sahiden inanmış gibi oluyordu. Kaşlarını çattı.

"Nasıl ya? Oluyor mu öyle?" Kimya Seçiler onun ciddiye aldığını fark edince bunu devam ettirmeye karar verdi. Role büründü.

"Tabii ya, sen bilmiyor muydun? Hatta bazen annelerin hislerine göre çocuğun cinsiyeti bile değişebiliyormuş. Ömer söyledi." demesiyle Laçin, Kimya'nın ellerini tuttu ve eğildi.

Annesinden oyuncak isteyen çocuk gibi yalvarmaya başladı. "Kimya, lütfen kız yapar mısın? Noluuur, yalvarırım kız yap." Kimya ellerini çekti ve alnına vurdu.

"Benim sevgilim bir aptal."

***

Laçin arabasından indiğinde yemyeşil bir yürüme yolu karşıladı onu. Telefonuna baktığında emin oldu. Konum burayı gösteriyordu. Çok tenha, huzurlu bir yerdi. Duyduğu sesle birlikte arkasına döndü.

"Ah! Merhaba Laçin Bey, Müge Öztekin ben. Sizi bekliyorduk." Oldukça neşeli ve enerjik bir kadın karşıladı onu. Siyah uzun saçları ve koyu renkte büyük gözleri vardı. Geniş bir şekilde gülümsedi ve Laçin'e elini uzattı.

Laçin de aynı sıcaklıkla gülümsedi ve elini uzattı. "Merhaba Müge Hanım. Burası tam da tarif ettiğiniz gibi. Müthiş bir yer." dediğinde genç kadın yanağındaki gamzeleri gösterecek şekilde gülümsedi.

"Evet, burası bana göre sihirli bir yer. Bunun için insanlara yardımcı olabilmesi için vakıf kurmaya karar verdim." Laçin genç kadının devam etmesini bekledi. Müge biraz hüzünlendi. "Annem diğer kardeşlerime işini devrederken bana bu arsayı bıraktı vefat etmeden önce. İşe koyulmak için reşit olmayı bekledim." dediğinde Laçin şaşırmıştı. Ruh hali hemen değişmişti. Aklına kendi annesi gelince o da üzüldü. Merakına yenik düşerek sordu.

"Kaç yaşındasınız Müge Hanım?" demesiyle genç kadın söylemekte çekinmiş gibi durdu.

"Yirmi yaşındayım." Laçin anladım dercesine başını salladı. Kesinlikle daha yaşlı duruyordu ama hal ve hareketleri, mimikleri küçük bir kızı andırıyordu. "Annem ben on yaşındayken vefat etti. Abimle ablam beni Amerika'ya yolladı. Orada on sene kaldıktan sonra geri döndüm işte. Birkaç ay oldu. Annemin vefatının 10. yılı adına vakfa annemin adını vermeyi planlıyorum. Sizin de çok iyi bir mimar olduğunuzu duydum. Bu konuda başka güvenebileceğim biri yoktu." Laçin'e etrafı göstermek amacıyla hem yürüyor hem de anlatıyordu.

Eliyle bir noktayı gösterdi. "Şuraya da bir çeşme yaptırmak istiyorum. Bunun için de danıştığım birkaç kişi var." Anlaşılan biraz detaycı biriydi. Hayat enerjisi onu ne kadar yormuş olsa da bir süre katlanacaktı sadece.

"Cıvıl cıvıl bir bina olsun istiyorum. Ziyaretçiler binaya baktığı anda mimarinin akıllarına kazınmasını istiyorum. İki katlı mütevazı ama bir o kadar da etkileyici bir yer olmalı. İkinci katın cam-"

"İsterseniz diğer danıştığınız mi-" Laçin binanın planının tasarlanmasını biraz daha geniş bir zamana yaymak istese de genç kız uğraşsa bu gece tamamlayabilecek bir duruş sergilemişti.

Genç kız ciddi bir tavır sergiledi."Ben size güveniyorum Laçin Bey. Önceki işleriniz de yaptığınız gibi yapacaksınız. Ne eksik ne fazla. Gösterişsiz ama etkileyici." dediğinde Laçin sordu.

"Önceki işlerimi incelediniz mi?" dediğinde genç kız hiç düşünmeden onayladı.

"Elbette. Adnan Kalendar konağının baş mimarı sizsiniz, öyle değil mi? Bembeyaz bir yalı, uzaktan bakınca fazlasıyla sıradan fakat yakından bakıldığında ince detayları o kadar hoş ki." Genç kızın ciddi bir şekilde söylediği şeyler onu fazlasıyla sevindirmişti. Dışarıya yansıtmadı ve geniş bir şekilde gülümsedi.

"Çok teşekkür ederim Müge Hanım. İyi anlaşacağız" etmesiyle genç kız tek kaşını kaldırdı ve Laçin'i baştan sona doğru süzdü.

Genç kız yeniden elini uzattı. "Ee anlaştık o zaman Laçin." dedi ve devam etti. "Sen de bana Müge de." demesiyle Laçin'in içine sinmese de kabul etti.

"Öyle olsun."

***

Kahve makinesinin ötmesiyle birlikte bardağımı aldı ve yeniden odasına yöneldi Kimya. Koridorda selam veren çalışanlarına gülmekle yetindi. Her gün aynı ama bir o kadar da fazla kişiyi görmek insanı yoruyordu ama o koskoca Kimya Seçiler olduğu için alışmıştığını söyleyebilirdi.

Asistanının masasına yaklaştı. "Laçin Bey'i arayıp beni almasını söyler misiniz? Çıkacağım birazdan, işlerimi bitirdim." demesiyle birlikte hiç düşünmeden yanıtladı.

"Ben de sizi bekliyordum efendim. Laçin Bey'in babası geldi. Sizinle görüşmek istiyor." dediğinde kaşlarını çattı. Pek hayırlı bir şey değildi muhtemelen. Büyük ihtimalle maddi bir durumdu. Fakat şu an maddi bir sıkıntıda olduklarını düşünmüyordu çünkü bu ay taksitlerini de ödemişti.

"Arasaydın keşke, ne zamandır bekliyor?" diye sordu Kimya.

"Yirmi dakika oldu efendim, telefonunuzu yanınıza almamışsınız." demesiyle derin bir nefes verdi.

"Tamam teşekkürler. Odama bir tane daha kahve söyle." Orta yaşlı kadın başıyla onaylayınca odasına girdi.

Kimya Seçiler'in topuklu ayakkabısının çıkardığı tok sesi duyan adam, ayağa kalktı ve elini uzattı. Kimya eliyle oturmasını işaret etti ve kendisi de oturdu. Sevgili kayınbabacığına (!) karşı nazik olmalıydı sonuçta. Sarı saçlarını kulağının arkasına sıkıştı ve bacak bacak üstüne attı.

"Sizi dinliyorum." dedikten sonra adam, sıkıntılı bir nefes verdi. Para isterken gayet açık sözlü olduğu için bunun maddi bir sıkıntı olmadığını anlamıştı.

"Eşim..." Söylemesi bir hayli zor olmalıydı. Eliyle başını ovuşturdu. Yutkundu. "Eşim yoğun bakımda." Laçin'in annesi son aylarda iki kez daha yoğun bakıma girip çıktığı için Kimya yakın bir süre içerisinde bunun yine olacağını tahmin edebiliyordu. Ama Laçin'in canını sıkmak istemediği için bu konuyu pek açmıyordu.

"Size yardımcı olabileceğim bir durum var mı?" Açıkçası Kimya üzgün biriyle nasıl iletişim kurması gerektiğini bilmiyordu. Aslında o genel olarak insanlarla nasıl iletişim kurması gerektiğini bilmiyordu.

"Bu sefer doktorlar son yoğun bakıma girişi diyorlar. Eşim artık buraya kadar dayanabiliyor." demesiyle Kimya Seçiler, omuzlarındaki yükün farkına vardı. Laçin'i toparlamak zor olacaktı. Aslında Laçin de bu duruma kendini biraz olsun alıştırmış gibi duruyordu.

"Laçin bu akşam bize gelecekti normalde ama annesi hastanede. Hiç kimseyi görmek istemiyor. Küçük oğlum, Laçin'in kardeşi de gelmek istiyor ama onu bile görmek istemiyor. Sizden ricam Laçin'in bu akşam bize gelmesini engellemeniz." dediğinde onaylarcasına mırıldandım. Bir anne olarak iki oğlunun karşısında güçsüz duruma düşmek zor olmalıydı. Anlayabiliyordum.

"Dediğiniz gibi olsun. Onunla ilgilenirim. Siz merak etmeyin." dediğimde devam etti.

"Çok teşekkür ederim, her şey için." dedi ve elinde tuttuğu deri çantadan bir not çıkardı.

"Bu sizin için." dediğinde Kimya Seçiler de ayağa kalktı. Usulca elindeki nota baktı ve ceketinin cebine koydu.

"Kendinize iyi bakın. Laçin için de endişelenmeyin. Ben onunla ilgilenirim." Yüzünde buruk bir gülümseme vardı minnet dolu bakışlar atıp dışarı çıktı.

Muhtemelen yakın bir zamanda vefat edeceğini tahmin ettiği için vedalaşmak istemiyordu. Hele ki vedalaşacağı kişi Laçin ise bu çok zordu. Laçin, Kimya'nın tanıdığı çoğu insandan çok daha duygusaldı. Son zamanlarda konusunu hiç açmamasından bir sıkıntı olduğu belliydi. Annesi hiç kimseyi görmek istemiyordu.

Kapının tıklatılmasıyla Kimya Seçiler derin düşüncelerinden sıyrıldı ve boğazını temizlemek istercesine öksürdü.

"Gir."

"Karımın iş yerine geliyorum, bu çalışanlar beni neden takmıyor? Ünlü modacı, gönüllerin efendisi, evimin direği, her erkeğin hayali ama sadece benim sevgilim olan, sosyal medyada yedi milyon takipçisi olan bir kadının kocasıyım ama yoldan geçen insanlarla aynı muameleyi görüyorum. Anlamadım gitti." Onun alayla söylediği şeye karşılık güldü Kimya ve sandalyesinin arkasına astığı paltasonu aldı.

"İşlerim erken bitti. Alışverişe mi gitsek?" Kimya'nın sorusuyla Laçin düşündü. İtiraz etmesin diye devam etti. "Söz vermiştin."

"Sen nasıl bir kadınsın böyle? Hayır bile diyemiyorum."

"Bir zahmet. Kimya Seçiler'im ben." dediğinde Laçin göz devirdi ve elini uzattı.

"Gidelim eski karıcığım."

**

Laçin|

"Laçin! Bu çok güzel!" Kimya elindeki siyah tulumu salladı ve elimdeki kırmızı sepete attı. Tamam, Kimya'yla alışverişe çıkmak hiç iyi bir fikir değildi. Hem de hiç!

"Kimya benim bebeğim mafya babası mı? Neden el kadar bebeğe siyah tulum giydireyim ki? Çocuğu doğar doğmaz çilekeş yapmaya ne gerek var?" dediğimde sıkıntıyla nefes verdi ve sepetteki tulumu yerine koydu. Ben de alabileceğimiz şeylere bakarken gördüğüm arı kostümüyle Kimya'nın elini tutup onu başka bir reyona sürükledim.

"Kimya bunu alalım lütfen! Çok güzel!" Kimya düz bir şekilde sepete attığında güldüm. O daha sade şeyler bakıyordu ama ben elimden geldiğince benim güzel genlerimi taşıyacak olan kızıma en güzel kıyafetleri seçiyordum.

Canım kızım umarım beynini annenden, güzelliğini benden alırsın. Çünkü beynini benden alırsan üzerler seni.

"Cinsiyeti belli olmadan almasa mıydık?" diye sorduğumda omuz silkti.

"Fazla alalım, ihtiyaç sahiplerine de gider. Ayrıca renklerin cinsiyeti mi var, renk renk işte." Sanki podyum mankenlerini hazırlar gibi bebek tulumu seçen Kimya'mı izledim. İlk tanıştığımızda hiç beraber bebek tulumu bakacağımızı kim tahmin edebilirdi ki?

Kimya elindeki tişörtü gösterdi. "Bu nasıl?"

"Neden üstünde annem var sayesinde havam var yazıyor acaba?" dediğimde Kimya'm güzel gamzelerini sunacak şekilde güldü. "Siz bu çocuğu tek başınıza yaptınız herhalde Kimya Hanım?"

"Annesinin oğlu olacağı için-" dediğinde böldüm.

"Babasının kızı diyelim." dediğimde bıkkınca nefes verdi ve elindeki birkaç parça bebek eşyasını sepete attı.

"Bebek odasını hangi renk yaparız?" diye sorduğunda düşündüm.

"Sana bırakırsak hapishane konseptli oda yaparsın çocuğa, odayla ben ilgilenirim." dediğimde huysuzca mırıldandı. Başını kolumun altına aldım. Ve saçlarının arasına bir öpücük bıraktım.

"Çocuk odası için henüz erken. Her şeyin zamanı var." dediğinde tebessüm ettim.

"Elimde değil. Şu an bıraksan çocuğu kreşe yazdırırım sen bana erken diyorsun. Zamanı bir an önce sarmak istiyorum. Çok heyecanlıyım." Şimdiden iyi bir baba olmakla ilgili kitaplar okumaya başlamıştım. İlk aylar Kimya'ya fazla yük olmazdık. Bebek bezi bağlama hakkında az çok bilgi edinmiştim. Ne şartlarda kusar, neden ağlar, nasıl uyur, hangi oyuncak doğru tercih olur? Çok fazla uyku uyuyan birisi değildim ve gece ara ara kalkıp kitap okuduğum oluyordu. Belki de aceleciydim. Ama iyi bir baba olacağımı Kimya'ya göstermek istiyordum. Koşulsuz evladını sevebilecek bir aile babası olmak istiyordum.

Kimya'nın telefonunun çalmasıyla benden ayrıldı. "Bir saniye." Çantasını karıştırdı biraz. Daha sonra telefonunu çıkardı. Dinledi bir süre. Ben ise kimin aradığını deli gibi merak ediyordum. Kimya'nın yüzü düştü ve kollarını birbirine bağladı.

"Tamam, yanımda." Telefonunu kapattığında vakit kaybetmeden sordum.

"Kimdi arayan?"

"Laçin... Nasıl söylerim bilmiyorum. Önce çıkalım mı buradan?" dedi sıkıntıyla.

"Hayır Kimya, şimdi söyle.".

"Annen... Anneni kaybettik."

***

eveeeet..

eğer 80 oy gelmezse bebek düşer Şdğslgşeldşsğlfşsld

bölümü beğenenler?

müge hanım hayırdır siz diyenler?

laçin iyi bir baba olur diyenler?

iyi okumalar.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro