0.7 "Arzulamak..."
Selam herkese. Uzun bir aradan sonra yine beraberiz. Umarım kitabı unutmamışsınızdır pxğsğcğfspd
İthaf caglahanim betulWitch boredlikealemon torbacilikyapanimam
*geçen bölümü okumamış olabilirsiniz
En çok yorum yapana ithaf
Bu arada Laçin karakteri için Daniel Sharman'ı düşündüm. Siz ne düşünüyorsunuz?
İyi okumalar.
**
Kimya Seçiler büyük bir baş ağrısı ile uyandı. Uyumayı pek sevmezdi bu nedenle baş ağrıları hep olurdu. Ama bu seferki şüphesiz ki akşam biraz dağıttığı içindi. Sabahlığını üstüne aldı ve ağrıyan boynunu tutarak aşağı indi. Salona indiğinde uzun kanepede yatan Laçin'i görmesiyle kaşları havalandı. En son içtiğini hatırlıyordu ama Laçin'in burada olduğunu bilmiyordu. Dahası Laçin neden burada kalıyordu?
Laçin mırıldanarak Kimya'nın ayak seslerine uyandı. Kanepe oldukça rahatsızdı ve çok rahat bir uyku çekememişti. Belki de üstündeki kıyafetlerden dolayıydı.
"Ne işin var senin burada?" Kimya'nın sorusuyla yattığı yerde doğruldu. Gözlerini ovuşturarak Kimya'ya baktı. Adeta canını almak isteyen bir melek gibi başında dikiliyordu.
"Oo ayyaşımız da kalkmış." demesiyle yürek yediği oldukça belliydi. Kimya Seçiler'in kaşları anında çatıldı ve saçı başı dağılmış olan Laçin'e baktı. "Sefil hallerde bankta içmedim hiçbir zaman." demesiyle Laçin'in aklına tanıştıkları gece geldi ve orada bulunduğuna bir kere daha lanet etti.
"İsteseydin sana birkaç kıyafet verebilirdim." Kimya'nın dediği şey Laçin'i düşündürdü. Demek ki evine sık sık girip çıkan erkekler vardı. Aslında pek şaşırtıcı değildi. Elbise değiştirir gibi sevgili değiştiriyordu.
Daha sonra aniden Laçin'in aklına dün gece geldi. Yanaklarına hücum eden kanla birlikte öksürmeye başladı. Aklı almıyordu! Resmen dün gece Kimya'yı kendi hür iradesiyle öpmüştü! Hem de Kimya sarhoşken! Bu denli nefret ettiği bir kadını nasıl arzulayabiliyordu? Onun kararlılık süresi bu kadar mıydı? Dahası Kimya Seçiler bunu hatırladığında ne tepki verecekti?
Kimya Seçiler boy aynasına baktı. Kendini görmeyi sevdiği için evin her yeri aynayla doluydu. Kendini izlediğinde mutlu oluyor ve güzelliğine hayran kalıyordu. Boynundaki kızarıklıkla kaşlarını çattı. Ne olduğuna anlam veremedi.
"Evde pire falan mı var? İğrenç." demesiyle Laçin, Kimya'nın boynundaki kızarıklığa baktı ve adeta dilini yutmuşa döndü. "B-Bahçeden geldi sanırım." demesiyle Kimya Seçiler ondaki değişikliği fark etse de ses etmedi.
Pire Laçin'in ta kendisiydi ve o pirenin küçük bir öpücük iziydi.
"Aptal! Saat kaç olmuş. Beni neden uyandırmadın? Ömer beni öldürecek. İlaçlarımı almam gerekiyordu." dedi ve mutfağa yöneldi. Laçin ise hâlâ kendine gelememişti. Sinirle alnına vuruyordu. Nasıl onun büyüsüne kapılıp aptal bir ergen gibi davranabiliyordu?
"Üzgünüm." diye fısıldadı. Kimya'yla laf dalaşına girecek hâli yoktu. Kanepenin yastıklarını düzeltti. Ve dağınık saçlarını eliyle geriye attı.
Alnında hissettiği sıcaklıkla yanına gelen kadına baktı. Burunlarının birbirine değmesine santimetreler vardı. Önündeki kadının gözlerine baktı. Kimya ise Laçin de bıraktığı etkiden bir hayli habersizdi. Elini indirdiğinde mırıldandı. "Ateşin de yok ki, tuhafsın." Laçin yutkundu ve bir adım geriye gitti. O geceden sonra Kimya'yla yakınlaşmak istediğinden pek emin değildi. O öpücükten sonra Kimya'nın sızıp kalması da onu ertesi gün yatakta terkedilmiş gibi hissettiriyordu. Ama tüm suç Laçin'deydi. Kimya'nın aklının yerinde olmadığını bile bile ona bir adım atmıştı.
"Hadi, kahvaltıya gidelim. Üstündekileri değiştir." Kimya'nın dediği şeyle yeni uyanan Laçin alayla güldü. Kimya da üstündeki sabahlığı çıkarırken sadece gecelikle kalmıştı. Laçin onun bu huyuna sinir oluyordu. Onunla ettiği her temasta geriliyordu ama Kimya oldukça rahat bir şekilde davranıyordu. Laçin artık Kimya'nın onu bir erkek olarak görüp görmediğinden bile emin değildi.
"Cidden sevgililerinin kıyafetlerini bana mı giydireceksin?" diyerek sorduğu soruya karşılık Kimya alayla güldü. "Gurur mu yaptın yoksa?" dediğinde Laçin de sıkıntıyla nefes verdi. "Formundasın Kimya Hanım."
**
Kimya Seçiler gayet iştahlı bir şekilde kahvaltı ederken Laçin içindeki sıkıntıyı gideremiyordu. Kimya Seçiler yemek yerken canavar gibiydi, gerçi normal hayatta da böyleydi. Kalabalık bir ortamda olduğunu hatırlayıp kendine çeki düzen verdi.
"Kaç senedir çalışıyorsun?" Laçin'in sorusuyla Kimya çayından bir yudum aldı ve düşünmeye başladı. Laçin'in onun hakkında pek çok şeyi merak ettiğinin farkındaydı. Artık gerçek olmasa da evleneceklerdi ve bir bebekleri olacaktı, bu nedenle birbirlerini daha iyi tanımalarının zamanıydı. Yine de Kimya Seçiler aralarında bir mesafe olması gerektiğinini düşünüyordu. Ne de olsa bu oyun bittikten sonra Laçin buralardan gidecekti. Birbirlerine bağlanmaları tamamen saçma olurdu.
"Sanırım on yaşından beri." dediğinde Laçin şaşkınlığını gideremedi.
"Nasıl yani?" diye sordu. Kimya Seçiler'in çocuk yaşta çalışabileceğini tahmin edememişti. Çünkü Laçin o yaşlarda şımarık ve başına açtığı her sorunu babası sayesinde halledebilen bir çocuktu.
"Zengin bir ailenin çocuğu değildim, ayrıca babam da yoktu." dediğinde Laçin başını anladım dercesine salladı. Daha fazla sormak istiyordu ama Kimya'nın vereceği tepkiden tırsıyordu.
"Peki ya annen? Bana daha önce hiç ailenden bahsetmedin." Aslında Kimya Seçiler kendi hakkında hiçbir şeyi Eda ve Ömer haricinde paylaşmazdı. Hatta bazen Eda'yla da paylaşmazdı. Eda, Kimya'nın aksine deli dolu biriydi. Bazen ağzından kaçırabilir diye endişeleniyordu. Ama Ömer Kimya hakkında her şeyi, tıbbi sorunları başta olmak üzere bilirdi.
"Annem ben küçükken intihar etti." dediğinde Laçin bir süre duraksadı. Duyacağını tahmin ettiği şey bu değildi, belki de bunu sorgulayarak istemeden Kimya'yı üzmüştü. Bunu düşünürken bu duruma üzüldüğünü belli etmemeye gayret etti
Kimya hafifçe tebessüm etti ve Laçin'e baktı. "Aptal, yirmi sene oldu. Anlatırken üzülüyor falan değilim. O hep kendi istekleri doğrultusunda yaşadı."
"Sen annenle görüşüyor musun?" diyerek devam etti Kimya. Tüm sağlık masraflarını Kimya Seçiler üstlenmişti ve bu nedenle Laçin bu konuyu açınca Kimya'ya borçlu hissediyordu. Ayrıca babasının da annesine iyi baktığından emindi.
"Evet, gidiyorum bazen." diyerek kestirip attı, Kimya da fazla üstelemedi. Laçin ise Kimya'nın aile konusunda bu kadar rahat olmasına anlam veremiyordu, belki de ailesi hakkında yalan söylüyor da olabilirdi. Laçin'in aklına annesinin hasta olduğu gelince bile kalbi sıkışıyor, onun yanında olamadığı için kendine lanetler ediyordu.
"İsmini kim koymuş?" Laçin'in ani sorusu ile Kimya afalladı. Aslında Laçin ilk tanıştıkları andan beri bunu merak ediyordu.
"Kendim koydum." dediğinde afallama sırası Laçin'e geçmişti. Ne de olsa her gün kendine isim seçen biriyle tanışmıyordu. "Nasıl yani?" diyerek açıklamasını istedi.
"Eski adımı hatırlamıyorum. Değiştireli yirmi iki sene oldu." dediğinde her şey bir yapboz gibi olmuştu. Belki de sormasa daha iyiydi, sordukça kafası karışıyordu. Kimya da kafasının iyice karıştığını tahmin edebiliyordu. Ama Laçin'in ona olan tutumunun değişeceğini bildiği için fazla anlatmak istemedi.
"Yetimhanede büyüdüm, Ömer'le de orada tanıştık." diyerek kafasındaki soru işaretlerini az çok yok etmişti. Laçin de sorgulamadı.
Kimya oturduğu yerde rahatsızca kıvrandığında Laçin sakınca kaşlarını yukarıya kaldırdı. Sanki... Üzerindeki elbiseden dolayı pek konforlu değildi. "Sen kilo mu aldın?" Laçin'in sorusuyla Kimya yumruklarını sıktı. Her an masanın diğer tarafından Laçin'in üstüne atlayıp onu yumruklayabilirdi. On kilo alsa da, yirmi kilo alsa da bir kadına asla kilo aldığı söylenmezdi. Yoksa kadın, söyleyen kişiyi de yerdi.
"Sanırım ilaçlardan dolayı bir iki kilo aldım. Yüzüme vurmana gerek yoktu."
Laçin şaşırmıştı çünkü hayatında ilk defa bir kadın ona trip atmıştı! Üstelik bu kadın Kimya Seçiler'di.
"Şey... Özür dilerim." diyerek onunla tartışmaya girmek istemedi. Kimya ile tartışmaya giren genellikle zararlı çıkıyordu.
"Aptalsın Laçin." Kimya Seçiler belli etmemeye çalışsa da kilo mevzusu moralini bozmuştu. Ne de olsa hep göz önünde olan bir kadındı ve fiziğine hep dikkat ederdi. Hamile kalınca da bu sorunu yaşayacak olması aklına gelmişti. Elindeki çatalı hırçın bir şekilde bıraktı.
"Kimya öyle dedim diye yemeyecek misin cidden?" Laçin'in sorusuyla alaylı bir şekilde kaşlarını kaldırdı.
"Senin bir lafına alınacağımı falan mı düşündün cidden, ben sadece doydum." dediğinde hesabı istedi. Laçin ise gülümsedi.
"Fark ettin mi, bugün ilk defa bana hakaret etmeden konuştun." Sonlara doğru Kimya'nın sabrını zorlasa da Kimya Seçiler sohbet etmeyi pek sevmezdi. Buna rağmen ona iyi tahammül edebilmişti.
"Ben de insanım. Konuşabiliyorum." Kimya masadan çantasını alarak omzuna taktı. Laçin de onu takip ediyordu.
Kimya Seçiler sürücü koltuğuna oturduğunda çantasını arka koltuğa tabiri caizse fırlattı. Laçin aslında onun arabasına binmekten az da olsa korkuyordu. Kimya'nın pek iyi bir sürücü olduğu söylenemezdi. Sanırım yıllardır kullandığı için gereksiz bir özgüveni vardı.
"Kemerini tak." Kimya Seçiler'in fısıltıdan farksız söylediği şeyi Laçin duymak için büyük bir çaba sarf etti. Kemerini taktığında Kimya Seçiler yola devam etti. Kimya aynı zamanda dikiz aynasından Laçin'e bakıyordu. Şu sıralar durgun olduğu bir konu vardı. Kimya her ne kadar Laçin'in ona söylediği şeyler için kızgın olsa da yine de ona kötü davranmamalıydı. Zoraki de olsa çocuğunun biyolojik babası Laçin olacaktı. Onun hayatını kurtarmasına yardım edecekti.
"Laçin, şirkette durumlar nasıl gidiyor?" diyerek konuyu açan şaşırtıcı bir biçimde Kimya olmuştu. Laçin de bu duruma kısa bir süreliğine şaşırıp sonra kendini toparladı. Kimya konuştukça Laçin'e sebepsiz bir gülümseme geliyordu. Sanırım Kimya'nın ses tonu yavaş yavaş hoşuna gitmeye başlamıştı.
"Bilmiyorum, babama yeterli maddi destek sağlıyorum ama şu uyuşturucu işinden nasıl kurtulacağımdan emin değilim." dediğinde sıkıntılı bir nefes verdi. Ona büyük bir oyun oynandığının farkındaydı. Üstelik kendi ailesi bile ona inanmıyordu. Böyle devam ettikçe durumları düzeltmesi zor olacaktı. Özellikle çocuk olduktan sonra da çekip gidince ailesinin ona olan güveni yeniden sarsılacaktı. Bir daha da toparlanması çok zor olacaktı.
"Paranın açamayacağı kapı yoktur. Merak etme. Yeni bir iş de kurabilirsiniz." Kimya'nın rahatlıkla söylediği şeye Laçin alayla güldü. Yeni bir iş kurmak önemli değildi. Tamam, Laçin paragöz pisliğin tekiydi ama her yerde adına çıkan haberlerden de memnun değildi. Bu durumu temizlemeden bir yere gitmeyecekti.
"Seni evine bırakıyorum. Ben de Ömer'le buluşurum."
**
"Selam güzellik." Kimya Seçiler, arkadaşına sarılmak için ayağa kalktı. Onu beklettiği için kızgındı ama umursamadı. Ömer de onu özlemişti. Eskiden neredeyse her gün buluşurlardı ama Kimya'nın şu sıralar kimseyi çekecek kafası yoktu.
"On dakika yedi saniye geciktin." demesiyle Ömer tedirgin bir şekilde elini ensesine attı. Ve ceketinin iç cebinden bir davetiye uzattı. Kimya oturarak davetiyeyi inceledi. Üzerinde Ömer'in adı yazıyordu. Anlam veremeyerek Ömer'e baktı.
"Bizim hastanenin daveti. Gelmezsen babam sana çok kırılacak." dediğinde Kimya sekreterini arayıp akşam üzeri olan toplantısını iptal etmeye karar verdi. Ömer'in hatrı için toplantısını yarın yapabilirdi. Ömer'in babası Nazım Bey, Kimya'yı çok sever, Ömer'i de öz oğlu gibi benimserdi. Gerçi Ömer on iki yaşından beri onunla olduğu için elbette ki öz oğlundan farkı yoktu. Ömer ise babasının ona sunduğu hayat için çok minnettardı.
"Bu kadar yakışıklı bir kavalyem var, nasıl reddedeyim?" dediğinde Ömer gülümsedi ve elini saçına attı. Biliyorum dercesine mırıldandı. Sanırım şu hayatta Kimya'nın hayır diyemeyeceği tek insan Ömer'di. Hayatının her zor anında birliktelerdi. Ne zaman arasa yanında olurdu, Kimya'nın kaprislerini de bir tek Eda ile Ömer çekerdi. Ayrıca Ömer kutsal bir meslek yaptığı için Kimya ona hayranlık duyardı. Dışarıdan lise sınavlarına girip, üniversite sınavında dereceye girmek o zamanlarda zor bir şeydi.
Kimya sekreteri ile konuşurken Ömer'in aklına gelen şey kafasını karıştırdı. Belki de artık Kimya davetlere onunla değil de müstakbel nişanlısı ile katılmalıydı. Böylece insanların gözleri Laçin Saygıner ve Kimya Seçiler'in yan yana durmasına iyice alışırdı.
"Laçin'e de haber ver istersen." Ömer'in gayet ciddi bir şekilde dediği şeye karşılık Kimya ilk önce onun ciddi olup olmadığını anlamak istercesine baktı. Ciddi olduğunu anlayınca da geniş bir kahkaha attı. Cidden Ömer'in bunu diyeceğini düşünememişti.
"Komik olan ne?" diye sordu genç adam. Kimya hâlâ onun dediği şeye gülüyordu. Sarı saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. "Hiç." diyerek kestirip attı ama hâlâ Ömer'in dediği şeye gülüyordu.
"Sadece dışarı çıkmam için Laçin Bey'den izin mi almam gerekiyor diye merak ettim." diyerek sözlerine devam ettiğinde Ömer, Kimya'nın onu yanlış anladığına emin oldu.
Erkekler böyleydi. Hepsi inkâr etse de, medeni gözükmek istese de hepsinin için de kadınları sahiplenme duygusu yatıyordu. Bazen ise onları savunmasız duruma düşürmek istiyordu. Maddi açıdan üstünlük kurarlarsa veya kadının üzerinde otorite sağlarsa her sözünün daha doğrusu emrinin yerine geleceğini zannediyordu. Kimya Seçiler kesinlikle bu durumdan nefret ediyordu. Hiç kimse onun ne yapması gerektiğini söyleyecek güce sahip değildi. Aslında bu hakkı erkeklere veren de kadınların ta kendisiydi. Kimya Seçiler özgürlüğüne düşkün biriydi, aynı zamanda Laçin de öyle. Bu aralarında bir sorun yaratabilirdi. Birisi Kimya'ya zaten yapacağı bir şeyi söylediğinde, Kimya Seçiler o işi asla yapmazdı.
"Laçin de sosyeteden. Herkesin içine benimle çıkarsan göze biraz tuhaf gelebilir." Ömer dile getirmese bile davete Saygıner ailesinden Laçin Saygıner'in de katıldığına emindi. Kimya'ya benimle davete katıl dediğinde bu aklına gelmemişti. O Kimya için en iyisini istiyordu, bu nedenle hem Kimya'yı hem Laçin'i düşünmek zorundaydı. Kimya her ne kadar Laçin üzerinde otorite sağlamak istese de bir gün Laçin, Kimya'yı çok üzebilirdi. Kimya her ne kadar inkâr etmek istese de.
"Laçin'le benim aramdaki ilişki 9 ay belki de ondan az bir süre olacak. Bu sürede birine bağlanmam, onun düşüncelerine önem vermem... Sence de saçma değil mi?" dediğinde Ömer anlıyorum dercesine başını salladı. "Laçin'e bu teklifi sen yaptın. Ondan rica ettin. O da kabul etti. Ne olursa olsun ona değer verebilirsin." dediğinde Kimya tebessüm etti.
"Silah zoruyla yaptırmadım. Laçin isterse gidebilir, ona izin veririm. Ama unutma ki Laçin de para uğruna her şeyi yapabilecek bir insan. Şimdiden onunla fazla yakın olmak istemiyorum. İleride beni kullanabilir." Kimya Seçiler elbette ki bu ihtimali düşünmüştü. Kimya Seçiler'in sağladığı maddi destekle Saygıner ailesi eski gücüne kavuşursa Laçin, bunu bir koz olarak kullanıp Kimya'ya oyun oynayabilirdi. Bu nedenle şimdilik bu kadar yakınlık yeterdi.
"Sen bilirsin Kimya. Sana laf anlatmak mümkün değil." Ömer elbette dediğini uygulatma konusunda kararlıydı. Aklına gelen fikirle gülümsedi. Sanırım bu konu için Eda ve Laçin'e ihtiyacı vardı.
**
Kimya Seçiler, siyah, düz, büstiyeri ve kırmızı kalem eteğiyle oldukça sade bir seçim yapmıştı. Ne de olsa her giydiğini kendine yakıştırıyordu, bu nedenle abartılı seçimler yapmasına gerek yoktu. Sadece göz makyajında koyu tonlar kullanarak mavi gözlerini ortaya çıkarıyordu. Saçlarını ise salık bırakmıştı ve doğal dalgaları ortaya çıkmıştı. Ömer muhtemelen dışarıda ağaç olmuştu. Kimya da onu fazla bekletmemek için dikkatlı bir şekilde kırmızı rujunu sürüp çıkmaya karar verdi. Bekletilen muhtemelen kendisi olsaydı kıyamet koparırdı.
Bahçe kapısının önüne geldiğinde kapının önünde gördüğü arabanın Ömer'e ait olmadığını fark etti ve daha sonra arabadan inen Laçin'e şaşkınlıkla baktı. Laçin oldukça kendinden emin bir şekilde Kimya'ya doğru yürüdü. Normalde dağınık bıraktığı kumral saçlarına bugün büyük bir özen göstermişti. Üzerinde nefes kesici siyah bir smokin vardı ve hazırlanmasında arkadaşı Özgür'ün yardımı olduğu bariz belliydi. Laçin normalde spor giyinmeyi severdi ama özel davetler için giydiği bir smokini elbette vardı. Kimya olduğu yere çivilenmiş gibiydi. Laçin de bunu fark etmiş ve bu durumdan oldukça hoşnut kalmıştı, belli etmedi.
"Çok güzel görünüyorsun." Laçin'in itirafı üzerinde gerçek dünyaya dönen Kimya, onu baştan aşağı süzdü ve tebessüm etti. "Sen de hiç fena değilsin." Kimya Seçiler asla ve asla tam olarak iltifat etmezdi. Laçin şaşırtıcı bir şekilde arabanın kapısını açtı. Kararlıydı, bu gece Kimya Seçiler'i etkileyecekti.
"Aslında davete ben de davetliydim. Bu yüzden Ömer Bey, Eda Hanım'ı götürmeye karar verdi." dediğinde Kimya, Ömer'in küçük planını anladı. Ve tam da Ömer'lik bir hareketti diye düşündü.
Yol zaten kısaydı. Kısa bir sessizlik oldu ve Laçin yola odaklandı. Kimya ise suskun bir şekilde oturuyordu. Keskin dili lâl olmuş gibiydi ve bu bir kıyamet alametiydi belki de. Daha sonra gözüne parmağındaki yüzün çarptı ve daha sonra Laçin'in direksiyondaki parmağına baktı.
"Sen neden yüzüğünü takmıyorsun?" diye sordu. Laçin bu soru karşısında biraz afalladı. Kimya Seçiler'in bunu umursayacağını düşünmemişti. Aslında zaten umursamıyordu. Sadece gideceği yerde onların boy boy fotoğrafları çekileceğinden, emindi. Bu nedenle küçük detaylar her zaman büyük bir önem taşırdı.
"Torpidoda yüzüğüm." demesiyle Kimya torpidoyu açıp kutudaki yüzüğü çıkardı ve Laçin'in avucuna bıraktı.
Nihayet davet yerine geldiklerinde Kimya Seçiler saçlarını düzeltti, Laçin ise yakalarını. Bu smokinin içinde okdukça rahatsız hissediyordu ama sanırım Kimya için katlanabilirdi. Yalnızca birkaç saat. Arabadan ilk Laçin indi, daha sonra Kimya'nın kapısını açtı. Kapıda onları bekleyen birkaç kişi vardı bile. Kimya yüzüne samimi bir gülümseme yerleştirdi ve yavaşça Laçin'in ona uzattığı koluna girmişti. Kimya'yı bu gece şaşırtmakta Laçin'in üzerine yoktu. Bu gece Laçin nasıl biri olduğunu ona ispatlamakta kararlıydı. Kapının önünde birkaç poz verdiklerinde Kimya da artık Laçin'in profesyonel bir oyuncu olduğunu fark etmişti.
"Laçin sen ne içtin?" Kimya'nın sorusuyla Laçin hâlâ yüzündeki gülümseyi eksiltmeden cevap verdi. "Üzüm üzüme baka baka kararıyor Kimya Hanım." Bu sefer Kimya gerçekten gülmüştü. Galiba Laçin'in bu halleri onun hoşuna gitmeye başlamıştı.
Onlara yaklaşan Namık Bey'i gördüklerinde Kimya Seçiler, genç adamın kolundan ayrıldı ve karşısındaki yaşlı adamın elini öpmesine izin verdi. Bu nazik hareketi karşısında Kimya tebessüm etti.
"Namık Amca, her gördüğümde gençleşiyorsun." Onun bu küçük iltifatına karşılık yalan söylediğini belli edercesine baktı. Ama daha sonra yaşlı adamın gözleri Laçin'e kaymıştı. Ayrıca salondaki herkes için durum aynıydı. Herkes onları inceliyordu ve mutlulukları gözden kaçmamıştı. Sahte mutluluk, harika bir rol yeteneği, kimse bilmese de Laçin ve Kimya'yı harika bir çift yapan şey buydu.
"Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Nasılsınız?" diyerek Laçin'e elini uzattı. Laçin de onunla tokalaştı. "İyiyim. Babam da çok gelmek istedi ama bir takım işleri vardı. Kusura bakmayın lütfen." dediğinde Namık Bey tebessüm etmekle yetindi.
"Düğün ne zaman?" diye sorduğunda Kimya beklemediği soru karşısında afalladı. Bunu daha önce belirlememişti ve kafasında belirli bir tarihte yoktu. Nasıl bunu düşünmek aklına gelmemişti. Laçin bu soru karşısında susması gerektiğini biliyordu.
Kimya kendini çabuk toparladı ve cevap verdi. "Benim işlerim şu sıralar çok yoğun. Onları halleder halletmez neden olmasın?" dediğinde Laçin gülümsedi. Kimya herkesin içinde çok mutlu ve samimiydi. Ya da o hariç herkese böyleydi. Salondaki herkes Kimya'yı böyle biliyordu ve bu kadının karakterinden zarar gören tek kişi oydu. Bu durum oldukça saçmaydı.
"Nihayet gerçek aşkı bulmana çok sevindim. Darısı Ömer'in başına." dediğinde Kimya cevap vermedi. Ömer'in evlilik gibi şeylerle pek işi yoktu. Aslında Namık Bey de her zaman Ömer'le Kimya'nın bir gün evleneceğini zannederdi. Aralarında aşk olacağından değil de mantıklı bir ilişki kurarlarsa uzun ömürlü bir mantık evliliği sürerler zannediyordu. Lakin bu gece Laçin'i görünce yanıldığını fark etti.
Oradan ayrıldıklarında Laçin ve Kimya sessiz bir köşeye çekildi. Kimya, Ömer'i ilk gördüğü anda orta parmak kaldırmak istiyordu. Bunu yapamayacağını bilmek onu rahatsız etti. Ama bu gece kavalyesinin sevgili (!) nişanlısı olması da pek kötü olmamıştı.
"Büyülendin itiraf et." Laçin nihayet dayanamayıp konuştuğunda Kimya ona baktı ve alayla güldü. Laçin onun kabul etmeyeceğini biliyordu ve onu zora sokmaya çalıştı.
"Bir smokin giymekle senden etkilenir miyim zannediyorsun? Senin gibi elli tanesiyle birlikte oldum, emin ol." Laçin gözlerini devirdi. Ve diğer misafirleri gösterdi. Gerçekten hepsinin gözünde gözde çift onlardı.
"Gördün mü? Hepsi ne kadar harika gözüktüğümüze bakıyor, iyi iş çıkardığımı kabul etmek zor olmamalı." dediğinde Kimya sıkıntıyla nefes verdi ve onun yapmaya çalıştığı şeyi anladı. Laçin de çabalıyordu, bunun farkındaydı.
"Evet, kabul ediyorum. Ama anlamadığım şey, neden bunu yapıyorsun?" diye sorduğunda Laçin duraksadı. Bunu sormasını beklemiyordu. Ayna karşısında prova yaparken hep iltifatlara nasıl cevap vereceğine hazırlanmıştı. Buna nasıl bir cevap verebilirdi ki?
"Kimya, benim de sınırlarım var. Bence sen bana bir bebek teklif ediyorsun ama beni daha bir erkek olarak bile görmüyorsun. Bence sen benden emin değilsin." dediğinde Kimya Seçiler sert bir şekilde yutkundu. Fazlasıyla garip bir şekilde Laçin mantıklı bir cümle kurmuştu. Kimya cevap veremeden devam etti. "Ama ben sana kanıtlamak istiyorum. Ben senin zannettiğin kadar pasif biri değilim, inan ki." Kimya istemsizce kaşlarını havaya kaldırdı. Sanki karşısında gördüğü Laçin oldukça garipti ve onunla yeniden tanışıyor gibiydi.
"Ben seninle rol yapmaya hazır olduğumu söylediğimde bunları göze aldım. Lütfen sen de bazı şeylerin farkına var." dediğinde artık dayanamayıp Kimya'ya karşı bir adım atmaya karar verdi. Sonuçlarını düşünerek hareket etmiyordu. Etse bile Kimya Seçiler şu an oldukça tepkisizdi.
"Seni sevmiyorum Kimya, hiçbir zaman da sevmeyeceğim." dedi ve Kimya ile olan mesafesini kapattı. Daha sonra Kimya'nın ondan uzaklaşmasını engellemek için onu belinden tuttu. Kimya, Laçin'in elini çıplak belinde hissettiğinde Laçin'in koyulaşmış gözlerini fark etti ve onu fazla hafife aldığını anladı.
"Seni arzuluyorum." Genç adam söylediği şeyden sonra, genç kadının belindeki elini sıklaştırdı ve dudaklarını birleştirdi. O gözlerini çoktan kapatmışken, Kimya gözlerini sonuna kadar açtı. Daha sonra elini Laçin'in ensesine attı ve gözlerini kapatarak ona karşılık verdi.
***
Eveeeeet. Uzun bir aradan sonra yine birlikteyiz.
3100 kelime yazabildim anca.
Bölümü beğenenler?
En sevdiğiniz karakter?
Sizce Laçin pişman olacak mı?
Hadi eyv.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro