Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Bölüm 9



Ali Mirza'yı arkamda bıraktıktan sonra bende Beyza ve Bahar'ın ardından içeriye girdim. Kim bilir genç kadın ne kadar korkmuştu. Ama ben burada olduğum ve gücüm yettiği müddetçe daha fazla korkuya yer yoktu. Her şeye birlikte çözüm bulacak, bu baskıdan kadınları kurtaracaktık. Zor olacaktı, belki bedeli büyük olacaktı ama olacaktı. Onlar beni tehdit ettikçe, korkutmaya çalıştıkça ben korkup sinmiyor daha da hırslanıyordum. Yardım etme isteğiyle daha fazla yanıp tutuşuyordum.

Buradaki insanlar beklediğim gibiydi. Ancak bugün gördüğüm olay hayal ettiğimden ve beklediğimden çok çok öteydi. 

İçeriye girdikten sonra Bahar'ı salonumda ağlarken bulmuştum yanında da Beyza vardı.

Beni görünce ikisinin de başı kalktı. Yanına yaklaşıp diğer tarafına da ben oturdum. ''Şş ağlama. Bak her şey hallolacak.''

Genç kadın başını iki yana salladı. ''Ebe Hanım beni öldürecekler. Jandarma ile Ali Mirza Beyim işin içine girdi beni mahvedecekler. Olay bu kadar büyümeyecekti.''

Kaşlarımı çattım. ''Büyüyecekti tabi Bahar. O adam senin ve bebeğinin canına kast etti. Aklı başına gelecek anladın mı? Bu cezasız kalmayacak.''

Olmamalıydı. Şikayetçi olduğundan dolayı pişman da olmamalıydı. 

''Bunun üstesinden geleceğiz Bahar tamam mı? Sen yeter ki iste ve bize yardımcı ol.''

Bu işin içinden çıkacaktık. Başka koşullarda olsak boşanmalarını destekler, elimden geleni yapardım. Ama burada bu kadın böyle bir olayı kaldıramazdı. Boşanma söz konusu dahi olamazdı. Bu nedenle yapıcı olmaya çalışmak zorundaydık. Adamın aklının başına gelmesi lazımdı. Artık psikolojik destek mi alırlardı bilmiyordum.

''Ben geliyorum şimdi.'' deyip yanlarından kalktım.

Bu olayda destek alabileceğimiz Ece ve Ege vardı. Onları arayıp buraya gelmelerini isteyebilirdim. Belki psikolog birini de bulurlardı. Çünkü kadınında buna ihtiyacı vardı.

Ece ile kısa bir telefon konuşması yaptıktan sonra yarın geleceklerini söylediler. Yarın hep birlikte jandarmaya gidebilirdik. 

Tüm gece ne ben ne Zehra ne de Beyza uyuyamamıştık. Zehra daha da bitkin görünüyordu. 

''Yarın Ali Mirza ve Akif Miran'da gelecek.''

Gözlerimi köy manzarasından alarak Zehra'ya döndüm. ''Neden?''

''Konuyla ilgililer.''

''Ne demek konuyla ilgililer?'' diye sordum.

''Sana önceden de söyledim Lalin. Ali Mirza ve Akif Miran burada bulabileceğin en ılımlı erkekler. Bu konunun peşini bırakmayacaklar.''

Sinirim tekrar tepeme zıplamıştı. ''Zehra madem bu kadar ılımlılar, pozitifler, harikalar neden burada bu kadar acı var? Neden hala hiçbir şey yapmıyorlar?''

''Ne bekliyorsun Lalin? Bugün yaşanan bir ilkti bunu biliyor musun? Biri ilk defa yaşadığı şeyi açık açık anlattı. Kimse anlatmazsa onlar ne yapsın? Gördükleri duydukları her şeyi düzeltmeye çalışıyorlar. Ama birileri korkmaya devam ederse, destek istemezse o ikisi ne yapabilir?!'' 

Tamam belki anlatmayabilirlerdi. Ama barizdi, yaşanan her şey barizdi.

''Hiçbir şey kolay değil Lalin. Görüyorsun sen de. Ama o ikisinin varlığı gerekiyor. Her ne kadar bundan nefret etsem de eğer biz bir şeyler için çabalayacaksak onların da yanımızda olması gerekiyor. Çünkü buradaki herkes onları dinler.''

''Yeter ki bitsin. Yeter ki.''

Ertesi gün hep birlikte jandarmaya gitmiştik. Ece ve Ege yanlarında psikolog bir arkadaşlarını daha getirmişti. Komutana Bahar'ın ifadesi alınırken içeri girme konusunda izin istemişlerdi. Komutan da vermişti. 

Kazım denen herif büyük ihtimalle böyle büyük bir şey beklemiyordu. O yüzden pısırık pısırık oturuyordu. 

Hepsini içeriye aldıktan sonra biz kapıda Zehra ile bekliyorduk. Beyza ve Yiğit  merkezde kalmışlardı. 

Zehra ile volta atarken kapıdan içeri Ali Mirza ve ikizi girdi. 

''Güzelim.'' Akif Miran Zehra'ya yaklaşarak ona sarılmıştı. Sarılmış mıydı? Aralarında bir şey mi vardı? Bu sahne açıkçası beni baya şaşırtmıştı. 

Şaşkınlıkla onlara bakarken Akif Miran'ın kollarından çıkan Zehra biraz daha az samimiyetle Ali Mirza'ya sarıldı. ''Hoşgeldiniz.''

İkili bana da bir baş selamı verdikten sonra koltuklara oturdular.

''İçerideler mi?'' diye sordu Ali Mirza. 

''Evet. Lalin psikolog ve sosyolog arkadaşlarını aradı onlarda geldi.''

Ali Mirza başını salladı. ''İyi olmuş.'' 

Açıkçası ben hala Zehra'nın bunlarla olan samimiyetini merak ediyordum. Zehra o aileyi sevmediğini her fırsatta dile getirirken şimdi onlarla sarılması enteresandı. 

''Ne zamandır görüşemiyorduk. İşin yoksa bir şeyler yemeye gidelim.'' Akif Miran'ın sözlerine gözlerimi kocaman açtım. İnşallah tepkilerimi dışarıdan çok fazla belli etmiyorumdur.

Ve ben emin Zehra'yı ilk defa gülerken gördüm.

''Eğer Lalin beni idare ederse neden olmasın?'' Bütün gözler bana döndü.

''E-ederim tabi.''

''Sende bizimle gel demek isterdim Ebe Hanım ama başka zamana sözüm olsun. Zehra Hanım ile biraz baş başa kalalım.'' dedi Akif Miran gülümseyerek. 

Yok yok bence bunların arasında kesin bir şey vardı. Ama bugüne kadar nasıl gizlediler ki?

Akif Miran'a ufak bir tebessüm yolladıktan sonra tekrar başımı kapıya çevirdim. 

Yarım saat boyunca Akif Miran ve Zehra derin bir sohbette bizde Ali Mirza ile derin bir sessizlikteydik. Sonra kapı açıldı.

Hep birlikte oturduğumuz yerden kalktık. Ece, Ege ve psikolog arkadaşları önden çıktılar. 

''Ne oldu?'' diye istemsizce sordum. 

''Güzel şeyler oldu.'' diyerek gülümsedi Ege. 

''Bekle biraz anlatacağım.'' dedi Ece ve arkasından diğerleri çıktı. Koridor dolarken yer açmak için geri kaydığımda Ali Mirza ile göz göze geldim. Bakışları sertleşmişti, gözlerini benden kaçırıp Ege'nin üzerine büyük bir yoğunlukla dikmişti. Tabi Ege. Ve namus bekçisi Ali Mirza Bey. 

Birtakım imza işlerinden sonra jandarma Kazım'ı ve Bahar'ı götürmek üzere hazırlanmıştı ki Ali Mirza ile ikisi Kazım ile ufak bir baş başa konuşma yaptı. Hala neler döndüğünü anlamamıştım ama Ece ve Ege'ye güveniyordum.

Onlar gittikten sonra tekrar Ece'ye döndüm. ''Şimdi anlatacak mısınız?'' 

''Kazım Bey pişmanlığını dile getirdi. Ancak biz bununla yetinmedik elbette. Her ikisi de psikolojik destek alacaklar aynı zamanda biz ya da diğer sosyolog arkadaşlarımız düzenli olarak aile evlerini kontrole gelecekler. Herhangi bir şiddet, aşırı tartışma, zarar söz konusu olursa Kazım Bey içeri alınacak Bahar Hanım'da çocuklarıyla birlikte devlet güvencesi altına girecek. Bunun yanı sıra şiddet gösterdiğini Kazım Bey kabul ettiği için ona ceza verilecek kısa zamanda ilçede mahkemesi var. Bahar Hanım isteseydi evliliğin bitmesi konusunda desteğimiz söz konusu olurdu. Ancak Bahar Hanım böyle bir şeyi kesinlikle kabul etmedi.'' Gerçekten güzel haberlerdi. O adam inşallah gerçekten pişman olmuştur zaten gözlerim hep üzerlerinde olacaktı.

Herkes derin bir nefes almıştı. Elbette şiddetin hiçbir şekilde özrü veya telafisi yoktu. Bana kalsa bu evlilik baştan bitmeliydi ancak buna iki tarafı da ikna edemeyeceğimize emindik.

Hep birlikte jandarmadan çıktık. Ege ve Ece el ele tutuşunca Ali Mirza'nın gözleri ellerine kilitlenmişti. Suratındaki ifadenin Türkçe'de hiçbir açıklaması yoktu. 

''Lalin bizle gel istersen.'' Ece arkasına dönüp bu teklifte bulundu.

''Yok hayatım. Siz gidin benim işlerim var başka zaman görüşürüz.'' 

''Görüşürüz baldız. Bekliyoruz seni.'' Ege'ye gülümsedim. 

O üçü arabaya binip gittiler.

''Lalin gel seni de bırakalım.'' Zehra'nın teklifine başımı iki yana salladım.

''Yok canım ben giderim zaten önce eve uğrayacağım.'' 

''Siz geçin arabaya benim Ebe Hanım'a birkaç sorum var.''

''Hayırdır abi hamile misin?'' 

Akif Miran'ın söylediğiyle Zehra kahkaha atarken ben gülmemek için dudaklarımı ısırıyordum ama pek başarılı olamıyordum. 

Ali Mirza ise yerden aldığı taşı ikizine fırlattı. ''Zevzek herif. Gir içeri.'' İkisi gülerek arabaya binerken Ali Mirza bana döndü. 

''Komik galiba.'' 

Yüzümü başka yöne çevirdim. ''Eh komik tabi.'' 

''Gülmeniz bittiyse, neden doğruyu söylemek yerine yalan söyleyip seni yargılamama izin verdin?''

Suratımda gülümsemeye dair bir iz kalmadan Ali Mirza'ya döndüm. ''Yargılamayı kendin seçtin Ali Mirza.'' 

''Sende buna izin verdin.''

''Her neyse bu konu fazla uzadı.'' Yerimde kıpırdanarak at kuyruğu yaptığım saçımı gevşettim. Bu konuşma zaten başımı ağrıtmaya başlamıştı. 

''Lalin.'' 

Adım dudaklarından dökülünce bedenimde bir ürperti hissettim. İstemsizce başım kalktı ve gözlerim derin gözlerine kilitlendi. Benim buradan hemen gitmem lazımdı. Hem de hemen. Bir daha da bu adamı görmemeliydim. 

Beynimde şuan sadece bir kelime dönüp duruyordu. Ve ben o kelimeyi duymamak için kendimle savaşıyordum.

''E-efendim.'' diyebildim sessizce. Gerçi bundan sonra ne diyeceğine de pek odaklanamayacaktım.

''Ben kimsenin namus bekçisi değilim. Kimseyi de yargılamam. Kimsenin evine giren çıkanla da ilgilenmem.'' 

Ama yapmam dediği her şeyi yapmıştı. Hem beni sinirlendirmiş hem de kalbimi kırmıştı. Kendimi ucuz bir kadın gibi hissetmemi sağlamıştı. Bunu ondan başka kimse yapamazdı.

''Ama sen-''

''Lalin.'' sustum. 

Kafası çok karışık gibi görünüyordu. ''Biliyorum bunları yaptım. Ve Allah biliyor ki o herifi başka bir kadınla el ele hem de parmaklarında yüzükle gördüğümde.'' durdu ve derin bir nefes aldı. Galiba bu cümlenin sonunu getirmemesi ikimiz için daha hayırlı olacaktı ama susmadı. ''Bencilce sevindim. Sonra da kendime küfrettim. Söylediklerim için imalarım için.'' 

''Lütfen.'' dedim. Susmasını istiyordum. Daha fazla konuşmaması gerekirdi. 

"Kendimi frenlemem gerekirdi. Sana o cümleleri söylememeliydim. Ama.."

"Ama?" 

''Kendimi kaybettim.''

''Neden?'' Lanet olsun bu soruyu neden sordum şimdi? Cevabını kaldıramayacağım soruları neden soruyordum? Ah sanırım başım dönüyordu. 

''Lalin.'' Nefesim kesildi tekrar. 

Duraksadı. Birden aklına bir şey gelmiş gibi kaşlarını çattı. Arkasına dönüp arabadaki Akif Miran'a ve Zehra'ya baktı. Sonra tekrar bana döndü. ''Bir daha böyle bir şey olmayacak.'' diyerek bana söz hakkı vermeden arabaya doğru ilerledi.

İyiden iyiye aptal gibi olmuştum. Neler oluyordu böyle? Bir anda neyin duraksamasını yaşayıp söyleyeceği ne varsa vazgeçip gitmişti. Zaten söylemesini istemiyordum ama kafam deli gibi karışmıştı. Daha Bahar'ın olayını atlatamadan Zehra'nın onlarla gitmesi beni şok etmişti şimdi de Ali Mirza dengesiz tavırlar sergiliyordu. 

Sürücü koltuğuna oturup arabayı hareket ettirdi. Yanımdan geçerken bir an göz göze gelmiştik ama sonra hızla gözden kayboldular. Derin bir nefes aldım. Burası ve buranın insanları gerçekten garipti. 








Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro