9. bölüm
" Nerede kaldın Akay." diye kendi kendine mırıldandı. Bu sırada bebeğinin kımıldanışları son bulmuştu. Kolları arasında salladığı oğluna baktı. Ne kadar inat edip dirense de birkaç dakika sonrası uykuya teslim olmuştu. Zaten tüm gün hareket halinde olduğu için bedeni epey yorulmuştu o yüzden galip gelerek uyumaması imkansızdı.
" İnatçı çocuk." derken gülümsedi ve adımlarını atmaya başladı. Bir yandanda kollarındaki minik bedeni yavaşça sallamaya devam ediyordu. Dudakları hafiften aralanmıştı ve düzenli nefes alışı verişi dudakları arasından çıkıyordu.
Odaya giderek beşiğe yavaşça Akgün' ü yatırdı. Bu sırada kulaklarına dolan araba sesi ile odadan hızlıca çıkarak giriş kapısına gitmeye başladı. Akay gelmiş olmalıydı.
Kapıya yaklaştığı sırada kapı Akay tarafından açıldı.
" Ahh sonunda geldin." demişti ki ardında beliren kişi ile duraksarken, " Sen..." diyebildi...
Akay' ın ardında beliren kişi Sarper' di. Yemyeşil gözleri parıl parıl parlıyor, yüzündeki gülümseme ile kendisine bakıyordu.
Akay' la birlikte içeri girdiklerinde, " Ben Sarper." dedi. Elini uzattığında tutup tutmamak arasında ikilemde kalmıştı.
Göz ucuyla Akay' a baktı. Tebessüm ederek hafiften olumlu anlamda başını salladı. Buda demek oluyordu ki elini tutarak karşılık verebilirdi.
Elini sıkı sıkıya kavradı ve, " Bende Behrem, çok memnun oldum." dedi.
Bu temas ikisininde yüzünde gülümseme oluşturmuştu. Zaten Sarper' e daha fotoğrafta gördüğü an kanı kaynamıştı.
Aralarında pozitif bir enerji vardı.
Elini geri çektiğinde Akay' a dönerek, " Salona geçelim, Akgün daha yeni uyudu." dedi. Birnevi bu sözleri ile sessiz olmaları gerektiğini belli etmişti.
Akay kısık ses tonu ile, " Tamam." dediğinde gülümsedi. Bu adam oğluna karşı hep çok düşünceliydi. Gerektiği gibi davranıyor, ikinci bir ikaz gerekmiyordu.
Salona geçtiklerinde Akay ve Sarper koltuklara karşılıklı oturdukları için kendide tekli koltuklardan birine oturmayı tercih etti. Ne diyeceğini bilemiyordu. Akay' ın 'aklına kazı' dediği yüzlerden biri birkaç metre ilerisinde oturuyordu ve gülümseyen yüzü ile kendisine bakıyordu. Sarper' in diğer iki adam gibi olmadığını hissediyordu lakin yüzde yüz emin olamayacağını biliyordu. Sarper' in içinden geçenleri bilmiyordu. Belki de diğerlerinin aksine hırsını gizliyordu. Bu düşünce olumlu düşüncelerini alt üst etmeye yetiyordu.
Akay' ın, " Amcamın küçük oğlu." diyerek bir yerden söze başlaması ile, " Biliyorum." diyerek karşılık verdi. Gitmeden önce bıraktığı kağıtlara baktığını üstü kapalı bir şekilde bu cevabı ile dile getirmişti.
Burada ne işi olduğunu anlamaya çalışıyordu ve bununla ilgili bir şeyler demesini bekliyordu.
" Sabah konteynerden çıkan kadın Sarp'a çalışan biriymiş." diyerek söze başlaması ile bir sonraki diyeceklerine dikkat kesildi.
" Kadının bulunduğu yere gittiğimde bana yurtdışından kaçtığını, oraya dönerse öldürüleceğini söyledi. Onu korumam için bana yalvardı lakin Sarper' in gelmesi ile yalanı ortaya çıktı. " dedi. Kafası karışmıştı. Sarper abisi ile aynı tarafta yer alıyorsa böyle bir yardımda bulunmazdı. Hem kadının yalan söylediğini nereden biliyordu da oraya gidip gerçeği ortaya çıkarmıştı.
Sormak için dudakları aralanmıştı ki Akay sözlerine devam ederek, " Sarper Sarp' ın konuşmalarına şans eseri kulak misafiri olmuş ve tüm planını duymuş. Kadın beni kandırıp evimize kadar girecek ve Akgün' ü kaçıracakmış." dedi.
Öfkelendiğini hissetti. Bu Sarp denen adam kendini ne sanıyordu. Nasıl minicik bir bebeği lider olabilmek adına harcamayı tekrar ve tekrar düşünebiliyordu.
" Zaten o kadını buraya getirecek halim yoktu ama Sarp' ın böyle girişimlerde bulunduğunu ve dahada bulunacağını en başından öğrenmem iyi oldu." dediğinde Akay' ında konuşmaya başladığı andan itibaren gerilen yüz hatlarına birde çatık kaşları eklenmişti.
Sarper' e dönerek, " Teşekkür ederim." dedi. Sonuçta abisinin planını ortaya çıkarmak yerine başarılı bir şekilde ilerlemesi için susabilirdi. Yinede içinden bir ses ona güvenmemesi gerektiğini söylüyor olsada teşekkür etmeden duramamıştı.
" Akgün benim yeğenim. Onun kılına zarar gelsin istemem." dediğinde söylediklerinde samimi olduğu bakışlarından anlaşılıyordu. Gözlerini kaçırmak yerine tamda kendisinin gözlerinin içine bakıyordu.
" Babamla abimin ilerlediği yol onları bitirecek ama hırstan gözleri hiçbir şeyi görmediği için farkında değiller. İnsan olmaktan uzaklaşıyorlar ve dönüşü olmayan, yanlış yollara sapıyorlar. " diyede eklediğinde başını hafiften salladı ve, " Öyle." dedi.
" Ben bu zamana kadar liderlik savaşının hep dışında kaldım. Amcam ve yengemin ve hatta Akay' ın eşinin babam yüzünden öldüğünü öğrendikten sonra kötü tarafın ailesinde yer alıyor olsamda iyi tarafın yanında yer almam gerektiğinin farkına vardım. Bu savaşa ne kadar dahil olmak istemiyor olsamda Akay abimin yanında yer almak istediğimin farkına vardım. Onların bu adi oyunlarına daha fazla sessiz kalamazdım." diyerek içindekileri dışa vurduğunda öfkesi ses tonuna yansımıştı. Konuşması ilerledikçe normal düzeydeki ses tonu gittikçe artmış, kaşları çatılmıştı.
" Vicdanlarını çiğ çiğ yiyen, insan demeye utandığım babam ve abimin yanında nasıl yer alabilirdim. Kendi soyundan olan insanları birer birer gözünü dahi kırpmadan öldürüyorlarken nasıl bir köşeye çekilip onların planlarına göz yumabilirdim." dediğinde bakışlarını bir saniye olsun kendisinin bakışlarından ayırmıyordu. Öfkesi bakışlarında toplanıyor olsada söylediklerinde samimi olduğunu hissettirmek istediği bu davranışı ile anlaşılıyordu.
Sarper içindekileri kelimelere döktükçe tamda düşündüğü gibi biri çıkıyordu. Babası ve abisine hiç mi hiç benzemiyordu. Onların bu davranışları Sarper' i deli ediyordu. Öfkesinden anlayabiliyordu.
" Peki ya onların tarafında olmadığını öğrenirlerse ne olacak? " diye sordu. Merak ediyordu. Bundan sonra ne olacağını, karşısında oturan iki adamı nasıl bir gelecek beklediğini merak ediyordu. Onların zor duruma düşmesini istemiyordu ama biliyordu vicdanı olmayanlar değilde vicdanı olanlar hep zarar görüyordu. Her zaman iyi olan taraf yara alıyordu.
Akay sorduğu soruyu yanıtlayarak, " Bizim değilde onların tarafında olduğunu bugünden sonra dahada onlara hissettirecek ve onların planlarına dahil olacak. Bu şekilde her şeyden bizimde erkenden haberimiz olacak. Ona göre hazırlıklı olacağız ve onların planlarına karşı kendimizi koruyacağız." diyerek açıklama getirdiğinde içinin bir nebze olsun rahatladığını hissetti. Bu iyiydi hemde çok iyiydi. En azından ne yapacakları, bir sonraki adımlarını bileceklerdi ve ona göre önlemlerini alabileceklerdi.
Aklına gelenle bir anda, " Peki burada olduğunu biliyorlar mı?" diye sordu. Eğer ki biliyorlarsa tüm bu düşünceleri yalan olurdu.
Sarper, " Bilmiyorlar. Akay abimin ve yeğenimin burada kaldığınıda bilmiyorlar. Neredeyse bir aydan fazla süredir araştırıyorlar ama Akay abimin üstüne bir ev olmadığı için bulamıyorlar. İlk akıllarına gelen Akay abimin hep gittiği, kaldığı evler mekanlar oluyor. Bu semtte onların araştırdıkları kısma çok ters düşüyor. O yüzden akıl edemiyorlar." dedi. Hemen ardından Akay'da lafa dahil olarak,
" Hem tedbiri elden bir saniye olsun bırakmıyorum. Takip edilmiyor olsam dahi yolda aracımı değiştiriyorum. Her defasında farklı yollardan gelip ardımı kolaçan ediyorum. Bu evin fark edilmemesi için ne gerekiyorsa yapıyorum. Geldiğim yollardaki güvenlik kameralarından görüntülerimde siliniyor. " dediğinde bu ikilinin kendisini aydınlatıp içini rahatlatmak adına bu denli fazla konuştuğunu fark etti. En ince detayına kadar bilgilendiriyordı. Buda içini tamamen rahatlatıyordu.
İkiside susmuş kendisinin yüzüne dikkatlice bakıyordu. Aklındaki soru işaretlerinin bitip bitmediğini tartıyor gibi bir halleri vardı.
Tebessüm dudaklarında yer edinmişti ki guruldama sesi odayı doldurdu. Ses Sarper' in tarafından gelmişti ve utanan yüzü kendini ele veriyordu. Başını eğmişti. Zaten saat epey geç olmuştu. Misafiri aç yollamak olmazdı.
Tebessümü gülümsemeye dönüşürken, " Ben akşam yemeğini hazırlayayım." dedi. Ayağa kalktı.
Sarper," Yok, hiç zahmet etme. Ben birazdan gideceğim." diyerek itiraz ettiğinde, " Olmaz öyle şey, ben hemen hazırlarım." dedi. Bir yeni itirazda daha bulunmaması içinde hızlı adımlarla salonun çıkışına ilerledi...
~~~~~~~~~~~
Yaklaşık yirmi dakika sonra masa hazırdı. Miss gibi yemek kokusu etrafa yayılmıştı. Yemek yapma konusunda epey iyiydi. Çocukluğundan bu yana yemek yapmayı sevdiği için mutfakta zaman geçirmeyide seviyor, bilmediği yemekleri birer birer öğreniyordu. Bu açıdan annesine minnet duyuyordu. Zamanında kendisini mutfağa sokarak bildiği tüm yemekleri öğrettiği için içinden her defasında teşekkür ediyordu. Nasıl annesi ile bu denli ayrı düşmüştü, her defasında sorgulamadan edemiyordu. Bir hiç uğruna ailesinin ona sırt çevirmiş olması şimdide olduğu gibi yüreğini dağlıyordu. Gözleri doluyor, ağlamamak için kendini tutuyordu. Derin bir nefes alıp verdi. Gözlerini elinin tersiyle silerek son bir defa hazırladığı yemek masasına baktı ve mutfaktan çıktı.
Yemeği Akay' lar gelmeden önce yaptığı için sadece ısıtmış, tabaklara koymuştu. Onu oyalayan salatayı yapmak olmuştu.
Salona gireceği sırada Sarper' in sözleri ile duraksadı.
" Abi Behrem ile aranızda nasıl bir ilişki var?" diye sormuştu. Bu sorunun cevabını kendide merak ediyordu. Aralarındaki çekim git gide kuvvetini artırıyordu, hissedebiliyordu. Akay' ın davranışlarıyla birlikte sözleri de bu hissiyatını doğruluyordu lakin apaçık bir şekilde duymak istiyordu. Tam anlamıyla aralarındaki ilişki netlik kazansın istiyordu.
" Bir ilişki yok Sarper. Sadece bebeğime bakan sıradan biri. " cevabını duyduğunda yüreğinde bir anda alev alan yangını hissetti. Bu yangın elini ayağını titretmişti. Onun gözünde nasıl sıradan biri olabilirdi. Öyleyse bile kendisine nasıl yakın davranıp öyle sözler sarf edebilirdi. Bu karşısındakinin duyguları ile oynayıp kandırmaktı.
" Ama abi Behrem sıradan birine göre çok endişeliydi ve seni dört gözle bekliyor gibiydi." sözleri ile duvardan destek alarak ayakta durdu. Az önce durdurmayı başardığı gözyaşları bu sefer duracak gibi değildi. Gözlerini sıkı sıkıya kapadığında akmaya başlamıştı.
" Kendince yanlış duygulara kapılmış olabilir Sarper. Ben fark etmedim bile ama demen iyi oldu. Bundan sonra ona göre davranırım hatta sadece bebeğime bakan biri olduğunu açıkça dile getiririm." dedi. Ses tonu öyle donuktuki hiçbir duygu barındırmıyordu.
" O zaman Behrem ile yakınlaşmam senin için sorun olur mu abi? İlk gördüğüm anda etkilendim ondan. Heyecandan kalbim yerinden çıkacak gibi attı." dediğinde daha ne kadar yıkılacağını bilmesede izin verip vermeyeceğini merak ediyordu. Az önceki sözlerinin bir şaka olmasını diliyor, ' Olmaz.' diyerek karşı çıkmasını bekliyordu.
" Olur neden olmasın. Benden neden izin alıyorsun ki. Bu sorunlar bittiğinde zaten Behrem oğluma bakmayacak. Hayatımızdan çıkacak." dediğinde daha fazla dayanmadı ve gözlerini geri açtığı gibi banyoya doğru ilerlemeye başladı.
Yüreğindeki acı dayanılmaz bir hâl almıştı. Göğsünü tutarak banyoya girdi ve kapıyı kapadı. İç çeke çeke ağlıyordu. Duymamaları için ise diğer eliyle ağzını kapıyordu. Bir an önce kendine gelmeliydi. Elini yüzünü yıkayarak gözyaşlarına son vermeliydi. Sakinleşmeliydi.
Eli ağzında musluğa doğru ilerledi. Açtığında soğuk suyu ard arda yüzüne çarparken içinden, " Kendine gel Behrem, zaten bu ihtimali biliyordun. Er yada geç onların hayatından çıkacağın gerçeğini biliyordun." dedi. Bilse de fayda etmiyordu. Aşık olduğu adamdan bu gerçeği duymak yüreğine ağır geliyordu.
Musluğu kapayarak aynadaki yansımasına baktı. Gözleri kızarmıştı. Uzanarak havluyu aldı. Yüzünü kurulurken," Sakin ol Behrem, ağlamamalısın." diye mırıldandı.
Duyduğunu belli etmemeliydi. Bu denli yara aldığını onlara göstermemeliydi.
İyi tarafından düşünmeliydi.
Ne zaman son bulacağını bilmesede Akgün sayesinde hayatı şenlenmişti. Akay bu düşünce ile bebeğini kendisine emanet etmiş olsada annelik duygusunu armağan etmişti.
Havluyu geri astığında tekrar aynadaki yansımasına baktı. Kafası yinede karışıktı. Akay için sıradan biri olduğunu duymuş olsada tamamı ile inanamıyordu. Önceki davranışları ile ters düşüyordu.
' Sonra kafa patlatırsın Behrem.' dedi ve kızaran gözlerine bir bahane düşünürken banyodan çıktı.
Salona girdiğinde, " Yemek hazır, hadi gelinde Akgün uyanmadan yiyelim." dedi. Sesini neşeli tutmaya çalışsa da başarılı olamamıştı. Fazlasıyla hissiz çıkmıştı. Bu sözleri ile ikiside ayaklandığında arkasını döndü ve salondan çıktı.
Sarper' in ardından gelirken, " Miss gibi kokuyor valla." dediğini duydu. Akay' dan çıt çıkmıyordu. Suskunları oynuyordu.
Mutfağa girerek hep birlikte masaya oturduklarında yine iki adam karşısında yer alıyordu.
Sarper, " Şimdiden ellerine sağlık. Çok güzel görünüyorlar valla." dediğinde tebessüm etti. " Afiyet olsun." dedi.
Onun kalbi Sarper' inki gibi heyecandan atmıyor olsada ve ona karşı ilgi duymuyor olsada yinede yüreğindeki sıcaklık dinmiyordu. Sarper' e karşı soğuk olamıyordu. Aralarındaki pozitif enerji azcık bile olsa azalmıyordu.
Akay ise bakışlarını önündeki tabağa dikmiş sessizce çorbasını kaşıklıyordu.
Başını bir saniye olsun kaldırmıyordu.
" Sahi çok genç duruyorsun Behrem, kaç yaşındasın?" sorusu ile bakışlarını Akay' dan ayırarak tekrar Sarper' e çevirdi.
Yaşını gizleyen biri değildi. O yüzden vereceği cevabı geciktirmeden, " Otuz bir." dedi.
Sarper şaşırmıştı ve, " Sen ciddi misin? Nasıl benden büyük olabilirsin. Ben seni en fazla yirmi beş sanıyordum." dedi.
Bu tepkisi yüzünü gülümsetmişti. Biliyordu, yaşından küçük duruyordu. Bu yüzden Sarper gibi çoğu kişi şaşırıyordu. Aralarında sadece iki yaş vardı ama Sarper sanki on yaş varmış gibi abartarak tepkisini ortaya koymuştu.
'Sadece iki yaş var aramızda.' demek istiyordu ama susması gerekiyordu. Sarper hakkında bilgi sahibi olduğunu açığa çıkaramazdı. Buraya gelmeden öncesi kara listede onunda yer aldığını bilmesine olanak sağlayamazdı.
Yaşını bilmiyormuş gibi yaptı. " Ne o yoksa on yaş falan mı var aramızda." dedi. Bu sırada Akay başını kaldırmış ve kendisine bakmıştı.
Sarper, " Yok, yok. Sadece iki yaş var. O yüzden sana abla gözüyle bakmayacağım. Sende bana kardeş gözüyle bakma" diyerek alttan alttan imada bulunduğunda Akay elindeki kaşığı sertçe masaya bıraktı.
Bakışları ise kendisinden ayrılmamıştı.
Ne oluyordu şimdi? Sıradan biri olduğunu söyledikten sonra bu tepkide neyin nesiydi?
" Ne oldu?" diye sordu. Akay bu sorusu ile bakışlarını kaçırırken, " Tuzsuz olmuş, tuzu uzatır mısın?" dedi. Aslında tuz uzanamayacağı mesafede değildi. Bu tepkisini anlamsız buluyor olsada tek kelime etmedi ve tuzluğu uzattı.
Sarper, " Abi tuzu gayet yerinde, tansiyonun çıkacak." dediğinde, " Bir şey olmaz ." diye karşılık verdi ve resmen tuzu çorbaya boca etti.
" Akay kendinde misin? Tuz zehiri yaptın." derken oturduğu yerden kalkarak elindeki tuzluğu aldı. Bu adamın derdi neydi? Böyle tepkiler vermesi gereken kendisi iken neden Akay geriliyordu ve kendinde değilmiş gibi davranıyordu.
Akay, " Size afiyet olsun, ben doydum zaten." diyerek ayağa kalktı ve hızlıca mutfaktan çıktı...
~~~~~~~~~~~
Sarper ile güzel bir muhabbet eşliğinde yemeklerini yemiş daha sonra ise birlikte masayı toplamışlardı. Bu sırada Akgün uyanmamış, mutfaktan çıkıp giden Akay' ın seside hiç çıkmamıştı.
" Bulaşıkları sonra yıkarım. Hadi gel salona geçelim." dediğinde Sarper, " Ben artık gideceğim Behrem, bizimkiler aramadı ama yakında ararlar akşam yemeğinde göremedikleri için." dedi. Hiç gidesi yok gibiydi. Keyifsizce bu sözleri sarf etmişti.
" Peki madem." diyerek karşılık verdi ve birlikte mutfaktan çıktıklarında Akay' ın sesini yatak odasında işitti. Akgün uyanmış olsaydı şimdiye sesini işitirdi. Odanın önüne geldiklerinde içeri baktı. Akay oğlunun başında oturmuş şarkı mırıldanıyordu. Ne dediği belli belirsiz anlaşılıyordu. Sesi insanın kulağına ninni gibi geliyordu. Akgün' ün uyuyan yüzüne baktığında dudaklarının hafif kıvrıldığını fark etti. Sanki babasının sesini işitmiş gibi uykusunda gülümsüyordu.
Bu görüntü kendisinin yüzünüde güldürmüştü.
Sarper kısık sesle, " Abi ben artık gidiyorum." dediğinde Akay mırıldanışına son vererek başını kaldırdı. Ayağa kalktığında ise, " Tamam Sarper." dedi. Sesi fısıltı şeklinde çıkmıştı.
Odadan çıktığında hep birlikte kapıya ilerlediler. Akay yanında Sarper ise önünde ilerliyordu. Her adım atığında Akay' ın eli kendisinin eli ile çarpışıyordu. Bu temastan kaçarak kollarını önünde birleştirdi.
Sarper kapıyı açarak, " Kendinize dikkat edin, ilk bulduğum fırsatta geri geleceğim. Akgün' ü uyandığında benim yerime öpün." dedi. Akay başı ile dediklerini onaylarken kendisi ise, " Öperiz." dedi. Sarper bu sözü ile kendisine doğru dönmüş ve gülümseyerek, " Çok çok öpün." demişti. Sarper' in bu sevecen halleri kendisinide aynı şekil gülümsetiyordu.
Akay, " Tamam, tamam. Çok dikkatli git." diyerek aralarındaki konuşmayı sonlandırdığında Sarper, " Tamam abi." dedi ve arkasını dönerek arabasına doğru ilerledi.
Akay kapıyı kapadığında salona doğru ilerlemek yerine mutfağa doğru ilerledi. Bulaşıkları yıkayarak işini bitirmeliydi. Hem Akay' dan kaçmak için güzel bir bahaneydi. Akay' da salona gitmek yerine ardından geldiğinde içinden, " Neden beni takip ediyor ki şimdi." dedi.
Yinede ardına bakmak yerine adımlarına devam etti.
Tezgaha yaklaşarak musluğu açtığı sırada sırtı Akay' ın göğsüne çarptı. Elinin üzerini ise Akay' ın eli kapladı. Diğer eli ise göbeğine doğru dolandı.
Çok fazla yakınlardı.
Başını omzuna yaslamıştı.
Akay' ın sıcak nefesi kulağına çarpıyordu ve bu durum içini ürpertiyordu. Sanki tüm hücreleri bu sıcaklık ile ayaklanıyordu.
" Akay..." dedi. Sesi güçsüzleşmişti. Fısıltı gibi bile değildi. Daha sessizdi.
" Behrem dediklerimi duyduğunu biliyorum." dediğinde dudakları kulağına hafiften sürtmüştü.
" O zaman bu yakınlığa bir son ver, sıradan birinin duygularıyla oynama." dedi. Göbeğinin üzerindeki elin üzerine elini koydu ve bedeninden ayırmaya çalıştı. Akay öyle sıkı tutmuştu ki biraz olsun bedenindeki temastan kurtulamadı.
Onun yerine bir anda Akay' ın bedenine komut vererek kendisine doğru döndürmesi ile şaşkınlığa uğrarken gözlerinin içine baktı. " Akay ne yapıyorsun? Beni duymuyor musun?" dedi.
Akay' ın bakışları duyguları gibi karmakarışık bir vaziyetteydi. Yüzü fazlasıyla sertti. Kaşları çatık, dudakları ise bir şeyler demek için aralanmıştı.
Duyacakları canını daha mı fazla acıtacaktı yoksa yüreğindeki acıyı dindirecek miydi, bilemiyordu ama diyeceklerini duymak istiyordu.
" Söyle." dedi. Sesi bir öncekilerin aksine daha şiddetliydi.
Akay kendisine dahada yaklaşarak yüzleri arasındaki mesafeyi azalttığında şu sözleri söyledi...
~~~~~~~~~~~~~~~~~
Ahh ahh neler oluyor bizim güzelim çiftimizin arasında böyle.
Hızla büyüdüğümüz için sizleri bekletmek istemiyorum ama beğeni çok azalmıyor olsada yorumlarınız azalıyor.🤦
Beğenmediğiniz kısımlar varsa bana söylemekten çekinmeyin.
Sizleri seviyorum ve bölüm hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum.❤️
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro