Ezra ile önce yemek yedik. Daha sonra tatlıları yerken güzel olduklarını söyleyip teşekkür etti.

Ezra benimle konuşmak istediği konuyu söyleyene kadar bir çok konudan sohbet ettik. Sevdiğimiz şeyler. Müzikler, filmler, gruplar. Anime izlediğini öğrendim.

İşler biraz duygusal olmaya başlayınca ona hayatımdan bahsettim. Eski okulumu anlattım. Meriç'ten bahsettim. Meriç'in kız olduğunu söyleyemedim. Cinsiyetinden bahsetmemiştim.

Ezra ilk kalp kırıklığımı buruk bir şekilde dinledi. Bakışlarında değişik bir hüzün belirmişti.

Sonunda konuşacak bir şey kalmayınca sessizlik oldu.

"Sen ne hakkında konuşacaktın benimle."

Ezra bakışlarını gözlerime dikti. Tekrar hayran kaldım koyu mavi gözlerine.

"Nasıl bir tepki vereceğini bilmiyorum." dedi biraz sıkıntıyla. Güzel yüzü çekindiğini belli ediyordu.

"Ezra sana kızmam için hiçbir sebep yok. Söyle gitsin."

Ezra koltukta bana dönerek yaklaştı. Giydiği kısa etekten dolayı açıkta kalan çıplak dizi benim dizime çarptı.

Sabahtan beri arkadaş kapsamı içinde olan duygularım kayboldu birden. Kalbim hızlanmaya başladı. Yüzümdeki rengin gitmemesi için nefesimi tutmam gerekti. Kızlar artık utandığım zaman kızardığımı biliyorlardı.

Ezra gitmemden korkar gibi dizimdeki ellerimden birini tuttu. Gözlerini yumup tekrar baktı bana. Dudaklarını araladı tereddütle.

"Arın ben kızları da sevebiliyorum."

O an itiraf etmesini beklediğim şey gerçekten bu değildi. Konu aynıydı ancak istemsizce belirli bir kişi olmasını hayal etmiştim.

Ne tepki vereceğimi dikkatle izliyordu. Sessiz kaldığım her saniye yüzü düşerken daha fazla dayanamadım, dudaklarımın bükülmesine izin verip güldüm.

"Bu muydu çekindiğin şey? Ben de kızları sevebiliyorum." dedim diğer elimi omzuna koyup.

Gözleri mutlulukla kısıldı. O an heyecanım daha da arttı.

Ezra'nın bana yaklaştığını fark etmemiştim bile. Gözlerini tek göz olarak gördüğümde sesini duymuştum.

"Seni öpebilir miyim?"

Cevap veremedim. Daha önce hiç öpüşmemiştim. Hayal etsem bile karşımdaki hep erkek olurdu.

Ama sabahtan beri bedenimde olan o değişik his sayesinde omzundaki elimi ensesine götürdüm ve dudaklarımızı birleştirdim.

Yemin ederim heyecandan öleceğimi sandım. Öpüşmek tahmin ettiğimden de etkileyiciydi. Dudaklarıma temas eden başka dudaklar vardı. Elini bedenimde gezdiren yabancı bir ten vardı.

Gözlerim kendiliğinden kapanıyordu mesela. Açık tutmak istesem bile kapanması gerekiyordu.

Dudaklarımız birbirine değdiği an Ezra üzerime doğru eğildi. Sırtım koltuğa değdiği an kollarımı ensesine sarıp daha da çektim onu kendime.

Dudaklarımız hareket etmeye başladığında sadece Ezra'nın yaptıklarını yapıyordum. O daha önce öpüşmüş müydü onu da bilmiyordum. Aşk hayatı hakkında hiçbir şey sormamıştım daha önce. Ancak şu anda sayesinde karnıma değişik ağrılar giriyor, midemde havai fişekler patlayıp kelebekler uçuşuyordu.

Dilime temas eden ıslaklıkla dudaklarımı araladığımda boğuk bir inleme çıktı ağzımdan. Başım heyecandan dönüyordu. Midem kasılıyordu. Tüm kaslarım kasılıyordu.

Ezra elleriyle çene hattımı yakalayıp dilini ağzıma doğru itti. Kısık inlemesi beni etkilerken uzun kirpiklerinin elmacık kemiklerimi gıdıkladığını hissettim.

Dudaklarımdaki gülümseyişe engel olamadım. Gülmeme karşın Ezra nefes almak için geri çekildi. Ellerini başımın iki yanında bastırmıştı.

"Ne oldu?" dedi mükemmel gülümsemesini dudaklarına kondurarak.

Benim ıslattığımı bildiğim dudaklarına bir bakış atarak doğrulurken onu da ayağa kaldırıp kolundan çekmeye başladım.

Odama girmeden önce gülerek "Gıdıklandım." dedim.

rain

Yayınlanma Tarihi: 28 Mayıs 2020