On bir*
Medya:Revan
Bugünki değil bugünkü.*
11.BÖLÜM-BİR KERE BİLE
--Revan'dan--
Sabah,ne bir çalar saat ne de anne cırlamasıyla uyandım.Beni uyandıran en büyük belam,ablamın kuşu Eli'nin kafama pislemesiydi.(Ona bu ismi takmıştı çünkü küçükken deli gibi Element Hunters izlerdik ve en sevdiğimiz karakter Eli'ydi.)
Gerizekalı kuşu hiç mi hiç sevmiyorum.Çünkü ablam onu sabah beni uyandırmak ve yemeklerimi araklaması için eğitti.Nedense Ozan'a hiç böyle şeyler yapmıyordu hain kuş.
Bu kuş yüzünden ne yemek yiyebiliyorum ne de düzgünce uyanabiliyorum.Neyse ki bu alışılmış sürprize karşı hazırlıklıydım.Kafama kadar yorganı çekip (İki kere ölüm tehlikesi geçirerek)yatmıştım.Ama pek işe yaramamıştı çünkü mal kuş yorganın içine girmişti!
"Abla,al şunu üstümden aptal!"
Kuş yorganın altından çıkıp perdemin üstüne kondu.İki saniyede bir kızarmışçasına cikliyor ve oradan oraya tüylerini döküyordu.Ablamdan ses alamayınca Ozan'a bağıracaktım ki kapım birden açıldı ve Beren içeri daldı.
"Kanka,Kader abla şimdi evden çıktı."
"Of,sen niye burdasın?"
"Hoşbuldum.Hadi kalk."
Yatağımda doğruldum ve hemen yanımdaki ıslak mendil paketinden bir ıslak mendil çıkardım ve alnımı sildim.Boklu kuşun sesi soluğu çıkmıyordu.Beren'i her gördüğünde susup kalırdı.Kesinlikle Beren'e aşık bu kuş.
"Hayrola,sen saat 12'den önce uyanamazdın?Kesin bir şey oldu."
"Unutmuş olamazsın!"
Bu cümleyi 17 yıllık hayatımda neredeyse her gün duyarım.Balık hafızalıyım ben.Unuturum.
"Neyi?"
Bana 'salak,her zaman aynı şey'der gibi bakan arkadaşıma bir yastık fırlattım.
"Ne oldu söylesene?"
"Bugün cumartesi!"
Ada'ya veda eden ismi açıklayan Acun gibi sekiz saatte mi açıklayacak acaba?
"Yani?"
"Piknik!"
Yüzümü hızla buruşturdum.Küçüklükten beri nefret ederdim kalabalık pikniklerden.Buna rağmen her cumartesi aile geleneği olarak bütün sülale pikniğe giderdik.Komşularımız,teyzemler, halamlar,annemin arkadaşları topluca işgal ederdik piknik alanını.
"Gelmiyorum."
"Geliyorsun."
"Gelmiyorum!"
"Geliyorsun!"
"Böyle yaparak beni daha çok gelmemeye teşfik ediyorsun!"
Umudunu kesip yatağımın ucuna oturdu.Biliyordu,benle inatlaşırsa kesinlikle bir yere varamazdı.
Telefonum yatağımın altında adeta içine cin girmiş gibi delirip titrerken onu hızlıca kavradım.
Annem arıyordu.
Her hafta mı aynı şey olur!
"Revan."
"Hı?"diye güçsüz bir ses çıktı dudaklarımdan.
"Kızım biz babanla alışverişi bitirdik, arabadayız.Üstünü giyin gel."
"Ben gelmiyorum.Siz gidin."
Bakın size olacakları söyleyeyim;
1.tepki(Üstünkörü bir azar):Burada üç araba seni bekliyoruz,çabuk gel!
2.tepki(Önceki hataları başa kakma)Bak iki haftadır gelmiyorsun zaten!Dün de elli lira para istemedin mi?Ben sana hayır mı diyorum?
3.tepki(Kendi kendini gaza getirme.)Yok yok,bu kız çok şımartılmış,tabi her dediğini yaptım salak gibi?Tembel!
Tam da böyle oldu.
"Burada üç araba geldik kapının önüne.Bekletme çabuk ol!"
"Anne,sevmiyorum ben ya!"
"Sinirlendirme beni,yok vallahi ben her dediğini yapıyorum ama sen!?Her dediğime hayır,her dediğime olmaz!Daha dün elli lira istedin, verdim."
"Anne ben hastayım ya,vallahi karnım ağrıyor!"
"Tembelsin tembel!Hata bizde ama,her istediğini yaparsak böyle olur!"
"Yani anne, sonuç?"
"İyi gelme.Dolapta sucuk falan var tost yaparsın.Zaten çok sürmez biz geliriz."
Telefon kapandı.Böyleydi işte annem.O kadar azardan sonra sonuç,her zaman aynı olurdu.
"Beren,gitmiyoruz."dedim yerimden kalkıp tuvalete yol alırken.
"Ben de anneme mesaj attım.Ankara'dan yarın geliyor. Tek eğlencem var onu da senin yüzünden iptal ediyorum."
"İyi.Ne yapacağız peki?"
"Ben bir kahvaltı hazırlayayım.Sen de anoniminle mesajlaş."
Gülerek içeri gitti.Ben de tuvalete girip elimi yüzümü yıkadım.
Revan:Bugünki performansını beğenmedim.
Bay İmla KLAVUZU:Bugünki değil aşkım,*Bugünkü.
Bay İmla KLAVUZU:Nedenmiş?
Revan:Oğlum pusuda mı bekliyordun lan kdjckd. Bir günaydın mesajı bile alamadık yani.
Bay İmla KLAVUZU:Oo,özlenmişiz bakıyorum da.
Revan:Ne özlicem ya.Sadece uyanmak için bu aptal kuş yerine senin mesajını tercih ederim.
Bay İmla KLAVUZU:Özleyeceğim*.
Bay İmla KLAVUZU:Tercihini yerim senin.
Revan:Ee,ne yapıyorsun?
Bay İmla KLAVUZU:Ne zamandan beri ne yaptığımla ilgileniyorsun?
Revan: Şu andan beri.
Bay İmla KLAVUZU:Hmm,hiçbir şey sadece seni hayal ediyorum.Bir de pizza yapıyorum.
Revan:Pizza mı?
Tam en sevdiğim şeyin o olduğunu söyleyecekken bir mesaj daha attı.
Bay İmla KLAVUZU:En sevdiğin.
Yüzümde aptal bir sırıtmayla ayağa kalktım ve çoraplarımı giydim.
Revan:Öyle.
Bay İmla KLAVUZU:Sen ne yapıyorsun?Yine piknikten kaçmanın bir yolunu bulmuşsundur.
Revan:Evet.Beren burada da kahvaltı yapacağız.
Bay İmla KLAVUZU: Bu yarışma için yaptığın provalar seni yoruyor, çıksan mı?
Revan: Hayır.İki gün kaldı zaten.
Bay İmla KLAVUZU:Sen bilirsin ama,neyse.
Ona bir cevap yazacakken telefonum titredi.Bu sefer mesaj Derin'den gelmişti.
Derin: Bugün çalışmaya geliyor musun,yoksa beni yine satacak mısın?
Revan:Geliyorum merak etme.İki saate çıkarım.
Derin:Tamam. Görüşürüz orada.
Beren'in şarkı söyleme sesi kulaklarıma dolarken mesaj yazmaya devam ettim Anonime.
Revan: Bir şey soracağım.
Bay İmla KLAVUZU: Gönder gelsin.
Revan:Başka birini seversem ne yaparsın?
Bay İmla KLAVUZU:Sakın bana böyle birşey olduğunu söyleme.Gerçekten,evde limon kalmadı,depresyona giremem.Ve evet depresyondayken limon yerim.
Revan:Yo,sadece merak.
Bay İmla KLAVUZU:Galiba mahvolurum.Biz adenin ile timin gibiyiz, ayrılamayız.
Revan:Bence de ayrılamayız .
Bay İmla KLAVUZU:Felç geçireceğim?
Revan:Çünkü birleşmedik?
Revan:Bir kere bile görmedim seni.
Revan:Tek bir kere bile duyamadım?
Bay İmla KLAVUZU:Sen bana baktın,hatta duydun.
Bay İmla KLAVUZU: Doğru,ama hiç göremedin.
Revan: Artistlik yapma bana,sanki kendini gösteriyorsun da.Salağa bak,görmüyormuşum.Göster kendini göreyim yani.
Bay İmla KLAVUZU:Neyse seni seviyorum.Duşa gireceğim, görüşürüz.
Revan:Bb.
Beren'in yanına adeta uçarcasına gittim.Bu çocuk kimdi öğrenmem lazımdı.
"Arkadaşım,ne olur söylesen şu ama anonim kim?"
"Bu ne saçma bir cümle ya."
"Arkadaşım ne olur ama anonim kim söylesen?"
"Arkadaşım ne olur ama artık sormasan?"
Sandalyeye oturdum ve çirkin bakışlarımı ona gönderdim.Onu ikna etmeye çalışacağım sırada telefonum çalmaya başladı.Arayan kişi Rüzgardı.
"Alo."
"Alo,Revan naber?"
"İyi.Senden?"
"İyi."
Kısa bir süre sustuk.Sanki birşey söyleyecekti ama söyleyemiyordu.
"Ee"dedi gergince.
"Bayılıyorum sanki sen aramamışsın gibi konuşmalarına."dedim gülerek.
"Doğru,ben aradım.Ama şey, bir şey soracağım.Çok da önemli değil ama burada olmanı istiyorum.Belki işin de olabilir tabi.Kabul etmezsin biliyorum ama-"
"Sadede gel?"dedim sıkılgan bir tavırla.Çok konuşulmasını hiç sevmiyordum telefonda.
"Seval hasta.Onun yerine sen gelsen olur mu?Gitar için.Radyoda yayın günüm bugün."
"Şey,bilemiyorum saat kaçta?"
"Akşam 6 gibi."
"Tamam,olur.Gitarımı alır gelirim."
"Çok teşekkür ederim gerçekten."
"Önemli değil, görüşürüz."
Telefonu kapatıp Beren'in hazırladığı omletin tadına baktım.
"Ne diyor yine o dengesiz?"
Beren Rüzgar'ı hiç sevmezdi.Neden bilmiyorum ama,nefret ederdi.
"Radyo yayını yapacakmış,gitar çalmamı istiyor."
"Ay,o da bu aralar taktı sana."
Cevap vermedim.Peynir ve domatesi aynı boya getirmeye çalışıyordum.
Derin'den--
"Çok saçma ya,bu çocuk yine niye gelmiş?"
"Kanka bilmiyorum ama bu sefer tam yerleşmiyor,iki aya gider."
Geçen sefer de böyle yapmıştı.Arkadaşım ayağına geliyor,kıza saçma sapan şeyler söyleyip aklını karıştıyor ve gidiyordu.
"Melek,sen anlarsın bunlardan,sence kırmızı çorabımın üstüne hangi hırkayı giyersem uyumlu olur?"
"Batu, gözünü seveyim sus ya!"
Batuların evine aslında bunun için gelmiştik.Batu'nun çorap seçimi için.Ama şu an konumuz bu değildi.
"Korkuyorum ya içimde garip bir his var."
Ve bunu söylediğim anda telefonum titredi. WhatsApptan mesaj gelmişti.
Revan:Biliyor musun ben hiçbir zaman pudingimi tam olarak bitirmem.
Revan:Pudingi gerçekten çok seviyorum ama, hiç sonuna kadar bitiremiyorum.
Siz:Ne alaka ki şimdi güzelim?
Revan : hiç,sadece kendimi yarım kalmış bir puding gibi hissediyorum.
Siz:Sana bunu hissettiren şey ne?
Revan:Her şey.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro