Medya: Rüzgar ve Revan.
10. BÖLÜM-ÖYLE
-Revan'dan-
"İnanamıyorum."
"Bir daha sarhoş olursan orada bırakırım seni haberin olsun gerizekalı!"
"İnanamıyorum."
"Ayrıca Nilgün Teyze seni öldürecekti.Tam otuz altı kez aradı resmen!Her aradığında tuvalette dedim,biliyorsun yalan söyleyemiyorum ki ben! Anladı tabi kadın."
"Ben...cidden inanamıyorum."
"Senin inancına sıçayım kendine gel!"
Yüzüne bir tokat attım ve kendine gelmesini bekledim.Sabaha kadar o kadar uğraştırmıştı ki beni,delirmek üzereydim.
"Annen ne zaman gelecekmiş eve?"
"Bilmiyorum ki, amcam hastaneden ne zaman çıkarsa o zaman."
"Başın ağrıyor mu hala?"
"Evet."
Mutfağa gidip kahvelerin yerini bulmaya çalıştım.İki günde ev karmakarışık olmuştu.Beren'in annesi amcası vefat ettiğinden Ankara'ya ziyarete gitmişti.Babası iki sene önce vefat etmişti.O yüzden annesi sık sık Ankara'ya gider,babannesini görürdü.Şimdi oğlu da hastalanınca kadına bakacak kimse kalmamıştı.O yüzden hem ona yardım edecek,hem hasta ziyaretinde bulunacaktı.
Kahveleri seri bir şekilde pişirip (hazır kahveye sıcak su koydum.)Beren'in odasına girdim.Girdiğimde biriyle konuşuyordu.Beni görünce tedirgin olmuştu.Ağzında bir şeyler geveleyip kapattı.
"Aa,kahve mi yaptın, canım benim."
Yüzüne sanki kabız olmuş da tuvaletini yapamıyormuş gibi bir gülümseme kondurdu.Bu gülümsemeyi bilirdim.Daha önce çok kez kabız olmuştum.
"Dökül."
"Neyi?"
"Yalan söyleyebilme seviyen benim bir günümün güzel geçme seviyesiyle aynı."
"O kadar kötü mü ya?"
Kafamı sallayıp kahvemden bir yudum aldım.
"Anonimin aradı."
"Ne dedi?"
"Hiç,sadece beni merak etmiş."dedi gülerek.Benim yüzümdeki ciddiyeti fark edince o da sustu.
"Ne diyecek kızım ya,senin nasıl olduğunu,okula gidip gitmeyeceğini falan sordu."
"Ben sana küseceğim ya,bu ne Allah aşkına! Böyle bir şey olsa ben sana söylerdim."
"Farkındayım ama öğrensen ne olacak ki yani? Öyle eğlenceli olmaz bence.Düşünsene kim olduğunu bilirsen hayatında hiç bir heyecan kalmayacak.Senin bu hayattaki tek heyecanın,gerilimin Criminal Case de ipucu bulmak. "
"Ne yani,bu çocuk benimle eğleniyor mu?Beren,yemin ederim döverim bana oyun oynuyorsanız."
"Kanka,cidden dediklerimden bunu mu anladın?"
O da kahvesini içti.O gün okula gitmedik.Sadece evi toparladık ve kafamızı dinledik.Devamsızlığımız aldı başını gidiyor!
Eve gidince telefonumu elime aldım ve batak oynamaya başladım.Tam kart atacakken bir mesaj geldi.
Rüzgar:Revaaaan,naber!Şu an okulun konferans salonundayım.Radyo kısa sürdü.Galiba sen de yarışmaya çalışacaksın.Gel beraber çalışalım.Burada tek çok sıkıldım.
Revan:Timam.Geliyorum :))
Rüzgar çocukluktan beri okuldaki arkadaşlarımdan biriydi ve radyoda çalışıyordu.Sesi çok güzeldi.Ara sıra birbirimize şarkı söyleyip not verirdik.Hatta ortaokulda müzik derslerinde birlikte şarkı söylerdik.
Yorgun olmama rağmen üstümü değiştirdim ve okula doğru yürüdüm.Tam çıkış saati olduğundan ön bahçe yerine arkadan girdim.Hocalara rastlamak istemiyordum.
Salona girer girmez Rüzgar'a sarıldım ve her zamanki koltuğa geçtim.O ayarlamaları yaparken bense Anonimle konuşuyordum.
Bay İmla KLAVUZU:Ee ne yapıyorsun şu an?
Revan: Provadayım.
Bay İmla KLAVUZU:Derin?
Revan:Rüzgar.
Bay İmla KLAVUZU:O gavat hala peşinde mi senin ya!Hani geçen sene ayrı okula gideceğim diyordu.
Bay İmla KLAVUZU:Göt.
Revan:Sensin göt.
Bay İmla KLAVUZU:Neyse fotoğraf atsana.Özledim.
Revan:Yo.
Bay İmla KLAVUZU:Hmm,ben Beren'den isterim. Nasıl olsa onda vardır birşeyler.
Revan: Köpek.
"Gelsene,hadi."
Oturduğum yerden kalktım.Telefonumu ön ceplerime sığdırmaya çalıştım birkaç dakika.Oradan düşeceğini anlayıp göt cebime koyup yanına gittim.(Bu bilgiye gerek yoktu biliyorum ama yine de olsun.)
Böylece bir iki saat çalıştık ve dinlenmek için mola verdik.Hem rahat hissetmiyordum hem de mutlu değildim.Bu şarkıyı dinlemek artık kusma hissi uyandırıyordu bende.O kadar çok dinlemiş ve söylemiştim ki,bıkkınlık gelmişti.
Şarkıya tekrar başlayacakken telefonumun çalmasıyla duraksadım.Derin arıyordu.
"Alo?"
"Revan,bugün çalışmak istediğini söylemiştin.Parka gel falan dedin.Geldim,ama yoksun.Başına bir şey gelmedi değil mi?"
Kafamda şimşekler çakarken dün akşamki yazışmamızı hatırladım.Tabi ya,nasıl unutmuştum.
"A,şey ben iyiyim ama okuldayım.Konferans salonunda."
"Orada ne işin olduğunu sorabilir miyim?"
"Ya,bir arkadaşım ile çalışıyorduk.İstersen sen de gel. Özür dilerim ya,unuttum tamamen."
"Sorun değil.Arkadaşın kim?"
"Rüzgar.Şey,geçen sene aynı sınıftaydık."
"Ah,neyse ben sizi bölmeyeyim.Seni aradığım iyi oldu yoksa otuz altı saat beklerdim."
Gülme sesini duyduğumda biraz rahatlamıştım.
"Tekrar özür dilerim.Biraz unutkan biriyim."
"Sorun değil.Görüşürüz."
Telefonu kapatıp ne kadar gerizekalı olduğumu düşündüm.İçimde bir pişmanlık vardı ama nedenini kestiremiyordum.Rüzgar ile de çalışsam,Derinle de,aynı şey olacaktı.
"Birşey mi oldu?"
"Hayır."
"Tamam,devam edebilir miyiz?"
"Hayır."
Nefret ediyordum.Her yaptığım işi elime yüzüme bulaştırmaktan,beceriksiz biri olmaktan nefret ediyordum.
"Eve gidelim mi?"
"Nasıl istersen."
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro