1.3
Merhabalar, satır arası yorum yapmayı lütfen unutmayın.
Keyifli okumalar❤️
~~~
"Lütfen, Jungkook. Devam et." İhtiyaç içerisinde yalvarırken içime vuruşları durmuş ve beni daha çok yalvartmaya yemin etmiş gibiydi.
"Neye devam edeyim?"
Gözlerimi zorlukla açtığımda uzun parmakları çenemin etrafını kavramış ve emir almaya hazır bakışlarını yüzüme dikmişti.
Ona yalvarmamı değil de açıkça ona emir vermemi ister gibiydi.
Üzerimdeki bedeni bedenimle hala bütün bir şekilde kalmaya devam ederken bu çıldırtıcıydı. Hafifçe aralık kalmış dudaklarım arasından içeri ittiği baş parmağı ile yarı açık gözlerim yeniden kapandı.
"Beni sikmeye."
Sonunda bu eziyete daha fazla dayanamamış ve inler bir şekilde söylemiştim.
Söylediğim şey ile büyüklüğü içimde yeniden haraket etmeye başlamıştı. Kendini sertçe içime ittirmesi ile birlikte belim kıvrılırak yüksek sesli inlemiştim.
"Ah."
Kendi sesime gözlerim hızlıca açıldığında yatağımdan fırlamam bir oldu. Gözlerim irice açılırken ne olduğunu kavramaya çalışarak etrafıma baktım.
"Siktir!" Nefes nefese fısıldayarak elimi alnıma sertçe vurdum.
"Bu rüya da neyin nesi?" Alnıma attığım şaplak acıtırken bunu umursamayacak kadar kendime sinirliydim. Ellerimi saçlarım arasından geçirip kızgın bir şekilde inilti çıkararak başımı yeniden yastığıma koydum.
Jungkook ile igili ıslak bir rüya gördüğüme inanamıyordum.
Rüyamdakı tüm o inleyişler, tenlerimizin birbirine sürtünüşü, dudaklarının dudaklarım üzerinde fısıldayışı, içime sertçe vuruşları ve beni yalvartışı yeniden ve yeniden aklımda dolandı.
Gözlerimi sıkıca kapayarak alt dudağımı sertçe ısırdım. Endişeleniyordum, kendime lanetler ediyordum. Nasıl olur da rüyamda onun için bu kadar arzudan yanıyordum?
İşin kötü tarafı uyanmama bakmayarak hala bedenim bir ateş topu gibiydi. Sanki beni az önce gerçekten altında kendimden geçirmiş ve daha fazlasını isteyerek bırakmış gibi.
Elim istemsizce altımdakı pijama şortunun üzerine gittiğinde yüzümü buruşturarak "Of hayır." Diye mırıldandım.
Elimi geriye çekmek istiyordum ama bir yandan da gördüğüm rüyanın etkisi ile rahatlamak istiyordum. İçimde verdiğim savaş ve karmaşa ile yüzümü beyaz yastığıma gömüp pes etmiştim. Böylece parmaklarım şortumun altına girmiş ve kendimi okşamaya başlamıştım.
Utanç içerisinde gördüğüm rüyadan sonra kendimle oynamayı bitirmiş ve duş almıştım. Ardından annemle sabah küçük bir kavga ettikten sonra kendimi dışarı atmıştım. Sevdiğim bir kafeye gidip kendime uç bir köşe seçerek kulaklarımı da kulağıma takmıştım.
Laptop'umda şu siyah ve turuncu olan siteye girdiğimde her hangi bir hetero seks videosu açtım. Başımı kaldırıp etrafı kontrol ettikten sonra kapağı biraz aşağı indirdim ve dizüstü bilgisayarı masada daha çok kendime çektim.
Evet, biliyorum kafede oturup bunu izlemek çok saçmaydı ve uygun değildi. Ama annemle kavga ettikten sonra dışarı çıkmalıydım ve şimdi aklıma böyle bir fikir gelmişti.
Jungkook ile iki gün önce girdiğim bir iddia vardı. Bu iddia o kadar kafamın içerisine girmişti ki hakkında bu sabah gördüğüm rüya ile daha da endişelenmiştim. Haklı çıkmak istiyordum ama buna hazır da hissetmiyordum. Kafamda bu konuyu bu kadar döndürürsem böyle rüyalar görmem normaldi sonuçta.
Ama erkeklere karşı bir ilgim yoktu, beni kesinlikle hala etkilemiyorlardı. Bu yüzden Jungkook da bana dokunduğunda etkilenmemeliydim. Kesinlikle düz mantık böyle olmalıydı.
Bu yüzden bu tezimden emin olmak için hetero çift pornosu izleyebilirdim.
Elimi çeneme yaslayıp videoyu biraz öne sararak oynattım. Ekranda beliren çıplak vücutları, hatta erkeğe yapılan oral seks aşamasını bile dikkatle izlemiştim.
Etkilenmiş miydim? Hayır.
Ama birazcık hoşuma gitmişti, o da belki de kızdan dolalıydı. Kesinlikle kızdan dolalıydı.
Bu yüzden bir gay pornosu açtım bu sefer.
Gerçekten kendimi bir kafede oturmuş bunları izlerken ucube gibi hissediyordum. Garson yanıma gelip siparişimi yenilese ve onu farketmesem rezil olurdum. Bu yüzden videoyu izlerken sık sık etrafı da kontrol ediyordum.
Ekranda gördüğüm kıllı bacaklar, iki erkeğin birbirinin ağzına vermesi ve ardından yatakta domalmaya çalışmaları hoşuma gitmesi bir yana vücumdakı tüm libido hormonunu öldürmüştü.
Tabii ki bir adamın böyle tabiri caizse sikilmesinden hoşlanmazdım. Ama bu görüntüler erkeklere olan ilgimi daha fazla öldürüp libidomu da aşağı düşürüyorsa sabaha kadar izleyebilirdim. En azından Jungkook bana dokunduğumda ne kadar isteksiz, adeta bir tahta gibi hissiz olduğumu görebilirdi.
"Ne izliyorsun?" Rue'nun tanıdık sesi kulağıma doldu.
Aniden duyduğum ses ile korkarak yerimde sıçrarken ekrana uzatılan kafa ile panik olmuştum. Hızlıca kapağı kapayıp ellerimi de üzerine koyup irice açtığım gözlerimle telaşlı bir şekilde gülümsedim.
"Hiçbir şey."
"Ama izliyordun üstelik çok içine düşmüştün. Geldiğimi bile görmedin." Rue ceketini çıkararak konuştuğunda başımı olumsuz anlamda salladım.
"Dalmıştım işte. Her neyse, sen burda ne yapıyorsun?"
Konuyu hızlıca değiştirdiğimde kalbim neredeyse ağzımda atıyordu. Çok telaşlanmıştım Rue izlediğim şeyi görecek diye. İzlediğim şeyi geçiyordum önümdeki kahve ile bir kafede oturup bunu izlediğimi görmemeliydi.
"James ve Jungkook ile görüşeceğim. Öncesinde bir kahve içeyim dedim." Benimle konuştuktan sonra yanımıza gelen garsona sipariş vermeye dönmüştü.
Jungkook ismini duymamla vücudum uyarılırken derin bir nefes aldım. Siktir, ismi bile beni germeye başlamıştı ve bu hiç iyi değildi.
"Peki, sen nasılsın? Üç gündür konuşmadık hiç." Ellerini masaya yaslayıp garsona teşekkür ettikten sonra yeniden bana dönmüştü.
"İyiyim. Sen asıl bana James ile seni anlat. Nasıl gidiyor?" Sorduğum soru ile Rue heyecanlanmış ve büyük bir hevesle ilişkileri hakkında konuşmaya başlamıştı. O, anlatırken konu tamamen benden ona dönmüş ve bu durumda işime gelmişti.
Anlatmaya devam ederken telefonu çaldığında sözünün kesilmesi ile ikimiz de telefon ekranına baktık. Ekranda gördüğüm isim ile başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi oturduğum koltukta debelenmeye başladım. Rue ise çoktan telefonu kulağına götürmüş Jungkook'a benimle kafede oturduğunu söylemişti.
En kötüsü ise bundan iki saniye sonra yaşanmıştı.
"Jungkook seni istiyor telefona." Rue, elindeki telefonu bana doğru uzatırken kaşlarımı çatarak elini geriye doğru ittim.
"Alsana." O da kaşlarını aynı şekilde çatarak telefonu elime tutuşturmaya çalışmıştı.
Bu tavrım ile onu daha çok şüphelendirmemek için pes etmek zorunda kaldım. İstemeye istemeye telefonu alarak kulağıma götürdüm. Yutkunduktan sonra kurumuş dudaklarımı konuşmak için araladım.
"Alo?"
"Selam, Lalisa."
Telefonun diğer tarafından duyduğum neşeli ve şimdiden iğneleyici ses tonu ile gözlerimi saniyelik kapamıştım.
"Sana da selam, Jungkook."
Ben hevessiz bir şekilde konuşurken o benim aksime oldukça istekli gibiydi. "İki gündür işlerin bitmedi mi? Sesin çıkmadı hiç."
Al işte hemen de o konuyu açmıştı.
Aptal herif.
"Hayır." Boğazımı temizleyip sesimin daha inandırıcı çıkması için ılık kahvemden bir yudum aldım. "Bitseydi söylerdim değil mi."
"Bilmem, söyler miydin?"
Telefonun diğer ucundan duyduğum alaycı ses tonu ile kendimi kasarak alt dudağımı ısırdım. Rue, karşımda oturmuş kahvesini içerken onunla istediğim açıklıkta konuşamıyordum. Yoksa şu an ona küfürlerimi sıralayıp sonra da yüzüne kapatmıştım.
"Söylerdim."
Karşılığında sadece bu cevabı verdim şartların elverişli olmaması ile.
"O yüzden mi bir kafede oturup film seyrediyorsun? Bana bir işin yokmuş gibi geldi."
Onu boğazlamak isterdim. Gerçekten isterdim! Benimle şu rahat ve alay edercesine konuşma şekili sinirlerimi bozuyordu. Sinirimi bozması bir yana beni tedirgin de ediyordu. Üzerimde baskı uygulaması daha çok omuzlarımdakı yükü artırıyordu.
"Hayır, var! Hatta şu an da aşırı acelem var. Bu yüzden gitmeliyim. Sana tamamen boş olduğum bir zaman haber veririm. İyi günler."
Konuşmasına izin vermeden telefonu masanın üzerine bıraktım ve hızlıca ayağa kalkarak masadakı laptop'u kaptım.
"Nereye gidiyorsun?" Rue, şaşkınca sorarken masadakı telefonunu alarak bana baktı.
"Benim çok önemli ve uzun işlerim var, bu yüzden gitmeliyim." Sesimi bilerek yüksek tutarak konuştuğumda Rue'nun kaşları daha çok çatılmıştı. Ben ise hala hatta olan Jungkook'a sesimi duyurmaya çalışıyordum.
"Sonra görüşürüz."
"Görüşürüz." Aceleci adımlarımla yürümeye başladığımda Rue arkamdan bağırmıştı.
Bu işi elimden geldiğince ertelemeliydim, en azından kendimden emin be hazır hissedene kadar.
~~~
Elimde olan birkaç bölümü yayınlama kararı aldım, umarım yorum bırakmayı unutmasınız.
Sizleri seviyorum❤️
Lisa
Jungkook
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro