0.1
"Benimle dalga geçme ama gerçekten odamı toplamak zorundayım." Yüzümü buruşturarak odanın belirli kısımlarındakı kıyafet tepeciklerine baktım. "Artık yaz tatilindeyiz, benim bir kaçışım yok." Şortlarımı katlayarak dolaba yerleştirdiğimde yorgunca inleyip kolumu uzatarak elbiselerimi kendime çekmeye çalıştım.
"Üniversite bu dönem bitti ve resim kursu da bittiğine göre bir behanen yok, kesinlikle!" Telefonun diğer ucundan neşeli sesi ile dudaklarım büzülürken uzanmaktan kol kaslarım acımıştı. Sonunda pes edip ayağa kalkarak yerdeki kıyafetleri kucakladım. "Sen neden külkedisi gibi temizlik yapmamdan mutlusun?"
"Çünkü ne zaman odana girsem ayak basmak için yer bulamıyorum."
"İyi ya, ben de seni bu behane ile yatağıma atmış oluyorum." Dudaklarımın kenarı kıvrılırken telefonun diğer ucundan duyduğum minik kıkırtı olmuştu.
"Lisa, bence toplama. Hatta daha fazla etrafa saç ki, odanın kapısını açtığımda direkt yatağında olayım."
Duyduğum yaramaz ses tonu gülümsememin daha çok genişlemesini sağlamıştı. Kucağımdakı hırka bacağımı kaşındırırken uzun tırnaklarımı tenime geçirip ayağa kalktım. Sanırım odanın yarısı toplanmıştı ve bu gayet yeterliydi. Annem bununla kendini tatmin etmeliydi.
"Ve ya ben de gelip senin kucağında olabilirim." Omuz silkerek dudağımı ısırıp kızaran bacağımdan tırnaklarımı geri çektim. "Sana limonata yapmaya başladım bile, çabuk gel." Öpücükler atarak telefonu kapattığında neşeli bir şekilde gülümseyerek dolabıma yürüdüm üzerimi değişmek için.
Kız arkadaşımla vakit geçirmeyi seviyordum, onunla ilgili şeylere de bayılıyordum. Küçük kıkırtıları, uzun tırnakları, ince bacakları, minik çilli yüzü, bal rengi gözleri, vişne tadan dudakları. Bunların hepsi benim hoşuma giden şeylerdi ve aynılarını taşıdığım şeyler. Kızlarla takılmaya başladıktan beri eskiden erkeklere nasıl katlandığımı anlayamıyordum. Bir kızla beraber olduğumda hayatım pembe ve vişneli küçük turtalar ile kaplanmış kadar güzeldi. Saçma kıskançlıklar, aptal erkeklik gururu, manipulativ konuşmalar, domine etmeye çalışmalar kesinlikle yoktu.
Evet bir penis de yoktu ama zaten göğüsleri tercih ederdim.
Geriye baktığımda tüm erkek arkadaşlarımdan neredeyse pişmanlık duruyordum. Her defasında ben bu salaklarla nasıl birlikte oldum diyerek geceler rüyalarımı kaçırıyordum. Bir zamanlar onlara nasıl kapıldım bilmiyordum ama kesinlikle hepsi bir avuç işe yaramazdan farksızdı. Bazı anları zihnim canlandırdığında midem bile bulanıyordu. İlk öpücüğümü, ilk oralımı, ilk seksimi onlarla harcadığım için kendime ayrı kızıyordum.
Tanrım, vücut kılları iğrençti.
Kalın, kıllı bacakları hafızamdan hızlıca silerken aynı zamanda üzerime kısa bir kot etek ve de göğüsümün iki parmak aşağısında biten dar bir tişört giymiştim. Makyaj masama geçip parlatıcı ve allık sürerek saçlarımı taradıktan sonra çantamı alıp aceleci bir şekilde merdivenlere yürüdüm. Merdivenleri ikişer ikişer inip kapıya doğru hızlı adımlar atarken annemin mutfaktan duyduğum sesi ile yüzümü buruşturdum.
"Odanı topladın mı, Lisa?"
"Evet. Bal dök yala, o derece yani." Bağırarak yerdeki spor ayakkabılarımı kucağıma alıp kapıyı açtım. O gelmeden kendimi dışarı atmak için acele ediyordum çünkü odam kesinlikle 'bal dök yala' değildi.
"Şimdi yukarı çıkıp kontrol ediyorum!"
"Tamam anneciğim." Kapıyı kapamadan önce son kez bağırıp kendimi sokağa attım. Çıplak ayaklarımla evden uzaklaşmayı başardığımda derin bir 'oh' çekip kaldırım kenarına oturdum. Ayakkabılarımın içerisinde gördüğüm çoraplar beni mutlu ederken onları rahat bir şekilde giymeye başladım. Birazdan annem beni arayacak ve güzelce azarlayacaktı o yüzden June'un evine gidip annesinin yanında telefonu açmalıydım. Böylelikle annem kibar halini takınmak zorunda kalacak ve bana bağıramayacaktı.
Mükemmel planım işlemeye devam ederken üzerime düşen gölge ve duyduğum tanıdık ses kafamı kaldırmama yol açmıştı.
Gözlerimi güneşten dolayı kısıp bana yukarıdan gülümseyen suratı gördüğümde bağcıklarımı bağlayıp ayağa kalktım. Umarım sıkı bağlamışımdır çünkü biraz aceleye gelmişti.
"Selam, Lalisa"
"Sana da selam, Jungkook." Öne doğru bir adım atıp ona gevşek bir şekilde kolumu boynuna atarak sarıldım.
Dövmeli kolunu kaldırıp parmaklarını çıplak belime yerleştirdiğinde iki saniye sonra geri çekilmiştik. "Nereye gidiyorsun? Arabam burada, seni götürebilirim." Yolun diğer tarafındakı siyah arabasına bakış atıp kibarca başımı olumsuz anlamda salladım. "Gideceğim yer yakın, gerek yok."
"Nasıl istersen. Bu arada yarın partiye geliyorsun değil mi?"
"Ne partisi?" Saçımı kulağımın arkasına iliştirip kaşlarımı havalandırdım.
"Yoksa bir dakika... Hayır, olamaz!"
Oyuncu bir şekilde elini alnına sürtüp yüzünü buruşturarak başını geriye attığında gözlerim bir anlık dişlerinin arasına aldığı dudak piercing'inde takılı kalmıştı. Ama sadece kısa bir anlık olmuştu bu çünkü ardından sinirime dokunacak bir şekilde alaylı yüz ifadesi ile konuşmuştu.
"Seninle ayrıldığımızdan sonra bu kadar sıkıcı birisine mi dönüştün? Hadi ama sen benim favori eski sevgilimdin, en eğlenceli olan." Hafifçe omzuma yumruk yaptığı eli ile vurmuştu bunu söylerken.
"Sadece iki yıl aradan kayboldum, ne zaman bu kadar ketunlaştın? Şu çatık kaşlara bak." İşaret parmağını uzatıp iki kaşım arasına bastırdığında düşündüğü aksine daha çok kırıştırmamla parmağını geri çekmişti.
Eski erkek arkadaşlarıma sinir oluyorum demiştim ya, gerçekten öyleydi.
"Şaka yapıyorum, Lisa." Gülerek omzuma bu sefer parmakları ile hafifçe dokunduğunda dudaklarımı ıslatıp "Her zaman kendini komik sanırsın zaten." Diye mırıldandım. Söylediğime aldırış etmeden bana parti ile ilgili detayları anlatmış sonra yeniden bana sarılmış, sonra da yanağımdan makas alarak arabasına doğru yürümeye başlamıştı. Arkamı dönüp gideceğim sırada yeniden bana seslenmesi ile ona doğru döndüm.
Siyah arabası önünde elini açık kapıya yaslamış bol tişörtü içerisindeki yapılı ve dövmeli vücudu ile dururken iyi göründüğünü aklımdan geçirmekten kendimi alı koyamadım. Onu neredeyse iki yıldır görmediğim zaman içerisinde olduğu adamı daha çok ireli taşımıştı. Her zaman iyi görünüşlü ve çekici birisi olmuştu ama büyümüş hali kesinlikle daha fazlasıydı.
Neden onu incelediğimi bilmiyordum, biraz da garipti hakkında düşünmek çünkü eski erkek arkadaşımdı.
Şimdi de sadece arkadaşım.
"Kız arkadaşını da getirmeyi unutma, tanışmak istiyorum." Göz kırparak arabasına bindiğinde göz devirmeye çok yakındım. Derin bir nefes alıp sevgilimin evine doğru yürümek için arkamı döndüm. Annemin aramasına az kalmıştı ve Jungkook beni yeterince oyalamıştı.
Kesinlikle sinir bozucu bir şekilde bunu yapmıştı.
Eski erkek arkadaşlarıma sinir oluyordum, Jungkook da içine dahil olmak şartı ile ama mide bulandırıcı kısımına dahil değildi.
~~~
Liskook hikayesi ile karşınızdayım. Açıkçası aktiflikle bölüm atacağımı düşünmüyorum ama okuyucu ve yorum istediğim düzeyde fazla ve de istekli olursa yazmak konusunda hevesli olurum.
Yorum yapın lütfen.
Sizleri seviyorum <3
Lisa
Jungkook
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro