Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ŞANS

Yaşadığım ilk şok dalgasını atlattığımda Murat'ın kanlar içindeki hareketsiz bedeni üzerimde duruyordu. Murat canı pahasına gövdesini üzerime siper etmiş ve beni yere yatırmış, hedefi ben olduğum kurşunların nişan tahtası haline gelmişti. Altından kalkmayı başarıp nabzını kontrol ettiğimde yaşadığını fark etmiştim ve avazım çıktığı kadar bağırarak yardım istiyordum. Murat gözünü açmış iyi olduğunu söylüyordu ama bu benim için yeterli değildi. İşte o anda çalan telefonumdaki numara olayı tam olarak açıklığa kavuşturuyordu. Oldukça sakin bir sesle cevaplamıştım telefonu. Aslında bir çocuk gibi korkuyordum ama bunu onlara hissettirmeye hiç niyetim yoktu. Arayan Suriyeli tarafın temsilcisi avukat Hakan'dı.

"Efendim?"

"Ah! Nazra Bey, gerçekten çok büyük geçmiş olsun. Belki bu sözleşmeyi fesih etme işini bir kez daha düşünmek istersiniz?"

"Düşünecek bir şey yok Hakan Bey! Biz kararımızı verdik ve gerekli işlemleri başlattık."

"Ama Nazra Bey, biz babanızla böyle anlaşmamıştık!"

"Babam artık mezarda, hâlâ onunla çalışmak istiyorsanız size önereceğim tek şey elinizdeki silahı alıp kafanıza sıkmanızdır. Benimle çalışmanızın tek şartı ise sadece böcek ilacı yapmanıza yetecek kadar ham madde almanızdır."

"Sanırım konuşacak bir şey kalmadı Nazra Bey. Bundan sonrası için benim yapabileceğim bir şey yok. Sizin için üzgünüm..."

"Elinizden geleni ardınıza koymayın Hakan Bey!" Telefonu kapattığımda çaresizce arabanın kapısını tekmelemiş, hali hazırda sıktığım yumruğumu bulduğum boşluğa geçirmiştim. Sonra yerde yatan Murat aklıma geldi ve onun yanına geçip bedenini kucağıma doğru çektim, başka bir saldırı ihtimaline karşı onu güvenli olabileceğine inandığım bir noktaya taşıdım.

Gelen ambulanstaki sağlık görevlisi kurşunun Murat'ın kolunu sıyırıp geçtiğini ve önemli bir durumunun olmadığını söylediğinde ise derin bir oh çekmiştim.

***

Kapım öyle şiddetli ve aralıksız çalınıyordu ki yataktan şok ile uyandım. Göz deliğinden baktığımda takım elbiseli adamlar kapımda dikiliyordu. Üstelik izbandut gibilerdi. Kapıyı açtığım an bu adamların elinde oyuncak olacağımdan emindim. Yatağın içinde kaybolup telefonumu bulduğumda şarjının bitmiş olduğunu fark ettim. Telefonu şarja takıp açılmasını beklerken sessizce kapının önüne içerideki anneannemin benim için doldurduğu kocaman çeyiz sandığını itekliyordum. Az sonra kapıyı kıracaklardı orası kesindi. Telefonum açılır açılmaz Nazra'yı arayacaktım ki o erken davrandı. Hah! İşte kahraman dediğin böyle olmalıydı. Korku dolu sesle telefonu açıp, "Aşkım kapım..." diyecektim ki, "Aç şu lanet olasıca kapıyı!" diyerek böğüren Nazra'nın sesini duydum. Üstelik sesi telefondan değil de apartmanın içinden geliyordu. Zorla ittirdiğim sandığı kapının önünden çekmeyi başarıp, nefes nefese kapıyı açtım.

"Sen hangi cehennemdesin Beyza?"

"Yan tarafta inşaat çalışması var diye kulaklarımda tıkaç ve gözlerimde bantla uyuyorum. Unuttun mu, ben gece okula oradan da işe gittiğim için gündüzleri uyuyorum."

"Topla eşyalarını gidiyoruz!"

"Saçmalama Nazra yarın benim sınavım var."

"Başlatma sınavına hadi dedim sana!"

"Dur bir dakika ya senin burada ne işin var? Ve neden Ankara'da değilsin?"

"Çünkü sabah bir saldırıya uğradım. Seni aradım ama telefonun kapalıydı. Adamlarım üç saattir seni arıyorlar. Bir buçuk saat önce seni bulamadıklarını söylediklerinde uçakla buraya geldim."

"Bir dakika ne dedin sen? Canın acıyor mu, iyi misin? Tamam da ben niye geldiğimi anlamadım?"

"Bak uzun uzun anlatacak vaktim yok. Burada güvende değilsin. Şapşalı da eşyalarını da al. Gidiyoruz dedim o kadar!"

Yaklaşık on beş dakika sonrabütün eşyalarım, kitaplarım, her şeyim valizlere doldurulmuş, güvenliklertarafından aşağıya indiriliyordu. Ben ise başıma gelecek hiçbir şey umurumdaolmadan Nazra'nın elini tutmuş, kucağımdaki şapşalla yeni hayatıma doğru yelkenaçıyordum...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro