Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ATEŞE AŞIK KELEBEK • BÖLÜM 26 •

Sabah gözlerimi araladığımda saatin 09.23 olduğunu farkedince yataktan hızla kalktım. Acilen hazırlanıp işe gitmeliydim geç kalmıştım.

"Didem ben işe gidiyorum."

Didemin cevabını beklemeden evden hızlıca çıktım ve adımlarımı büyük atarak daha fazla geç kalmamak için çabaladım. Yaklaşık 15 dakikanın ardından neyse ki kafeye varmıştım. Derin bir nefes aldıktan sonra içeriye girdim Cenk bey Kasanın başında deftere bir şeyler yazıyordu.

"Merhaba."

Cenk kafasını kaldırıp beni gördüğünde fazlasıyla şaşırmıştı bunu yüz ifadesinden anlayabiliyordum.

"Ah Elya! Hoş geldin."

"Hoş buldum, biraz vaktiniz var ise konuşabilir miyiz?"

"Elbette geç lütfen."

Cenk'in işaret ettiği masaya geçip oturdum oda karşımda ki sandalyede yerini aldıktan sonra artık konuşmamın vaktinin geldiğini anladım.

"Ben o gün olanlardan dolayı çok özür dilerim inanın onun geleceğinden haberim yoktu."

"Farkındayım Elya, senin özür dilemeni gerektirecek hiçbir şey yok kendini suçlu görme lütfen."

Minnetle başımı salladıktan sonra içimi kaplayan huzur ile çantamı yan sandalyeye bıraktım.

"İşe ne zaman gelmeyi düşünüyorsunuz Elya hanım çok kaytardınız ona göre."

Cenk'in söylediklerinden sonra başımı şaşkınlıkla kaldırdım ve gözlerimi gözlerine diktim. Kulaklarım yanılmış olamazdı!

"Siz ciddi misiniz?"

"Elbette ha çalışmak istemiyorsan o ayrı."

Başımı olumsuz anlamda hızlıca salladım. Sanırım her şey yoluna girmeye başlıyordu.

"Ah! tabi ki hayır ben sadece o günden sonra artık benimle çalışmak istemezsiniz sanıyordum."

"Saçmalama senin gibi bir elemanı kaçırır mıyım?"

Olumlu da olsa garip bir cümleydi, gülümsedim minnetle şu an o kadar mutluydum ki hiç durmadan aralıksız saatlerce çalışabilirdim.

"Yani, senin gibi çalışkan ve güvenilir bir elemanı hiç bir patron kaçırmak istemez."

Kurduğu cümlenin kendisi de farkında olacak ki cümlesini düzeltme ve bana açıklama ihtiyacı duymuştu.

"Teşekkür ederim Cenk bey. Gerçekten inanın bana olan güveninizi boşa çıkarmayacağım."

"Cenk, sadece Cenk demen yeterli."

Gülerek karşılık verdikten sonra Cenk'in masadan kalkmasıyla bende işimin başına dönmek adına içeriye geçtim. Askıya çantamı astıktan sonra önlüğümü giyip kafe'ye yeni gelen müşterilerin siparişlerini almak için işe koyuldum.

                                                               🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸

Bütün gün durmaksızın çalışmıştım ve Ateşin yaptıklarını birazda olsa Cenk'e unutturmuştum.

"Çok iyi iş başardın Elya! Evine gidip dinlenmeyi hakettin bence."

İşte beklediğim söz buydu. Minnetle başımı olumlu anlamda salladım.

"Size katılıyorum. Ben çıkayım o zaman."

Önlüğümü çıkardıktan sonra çantamı alıp kafe'den çıkmak üzereyken Cenk'in bana seslenmesi ile ona döndüm.

"Dilersen seni eve bırakabilirim zaten kafe'yi kapatıyorum."

"Hiç gerek yok gerçekten."

Cenk daha fazla ısrar etmemişti. Bende daha fazla ayakta duracak hali kendimde bulamayınca bir an önce kendimi eve atmak için dakikaları sayıyordum. Neyse ki kafeden çıkıp evin yolunu tutmayı başarabilmiştim. Hiç düşünmeden öylece yürüyordum sokakta. Karanlık olması artık beni korkutmuyordu, yada artık büyüyordum .

"Gece gece nereye bakalım."

Duyduğum ses bir anda arkamı dönmeme neden olmuştu. Bir anda önümde beliriveren Ateş kalbimin göğüs kafesimi delip geçecekmişcesine atmasına neden olmuştu. Ona meydan okurcasına kaşlarımı havaya kaldırdım.

"Ne istiyorsun yine!"

Aramızda ki iki adımlık mesafeyi bir anda kapatmıştı. Nefesi yüzümde dans ederken iki elini havaya kaldırarak yüzümü avuçlarının içine aldı.

"Sadece seni istiyorum."

Her seferinde o kara gözleriyle beni etkisi altına almayı başarıyordu. Ama artık değil. Artık ona karşı koymayı öğrenecektim. Yüzümü sağa doğru hızla döndürerek onun hapsinden kurtulmuştum.

"Artık çok geç rahat bırak beni!"

Şaşırmamıştı, beni tanıyordu biliyordu. Artık eski Elya değildim ben. Değişmiştim. Hızla sırtımı ona dönüp yürümeye devam ettim.

"Sen karanlıktan korkarsın."

Kurduğu cümleden sonra durdum. Derin bir nefes aldıktan sonra yüzümü ona döndüm ve iki adım atarak aramızda ki mesafesi kapattım.

"Büyüdüm. Artık korkmuyorum."

Hüzünle güldü. Tek elini yanağımda yavaşça gezdirdikten sonra Gece karası gözlerini gözlerime dikti.

"Demek büyüdün."

Başımı olumlu anlamda yavaşça salladıktan sonra yanağımda ki elini avucumun içine aldım küçük bir öpücük kondurduktan sonra ellerimi ellerinden ayırdım. Kulak hizasına gelerek fısıldadım;

"Başıma sen geldin, ve ben büyüdüm.."

Karanlık sokakta ikimizden başkası yoktu. Havlayan bir kaç köpek sesi ve evlerden gelen kahkaha sesleri dışında.

"Artık en güvendiğin insanlar tarafından acı çekerek büyümenin ne demek olduğunu anladım. O küçük kız çocuğu değilim artık, herkese güvenen korkmadan sırtını yaslayan, düştüğünde dahi ona uzatılan eli hiç tereddütsüz tutan. Ben artık o sevgiye muhtaç küçük kız değilim. Kimseye ihtiyacım yok. En çok sana!"

Kurduğum cümleden sonra derin bir nefes aldım, bir şey demek gelmiyordu içimden artık. Zor da olsa arkamı döndüm ve hızlı adımlarla evimin yolunu tuttum.

Büyümüştüm,

Zor olmuştu ama büyümüştüm.

Karanlıktan korkan ben bir gece yarısı sokaklarda tek başıma  hıçkıra hıçkıra ağlayarak büyümüştüm.

Canım acırken elimi tutacak bir insan dahi bulamayarak büyümüştüm.

Güvendiğim her insan tarafından defalarca ihanete uğrayacak büyümüştüm.

Canım acımıştı ama büyümüştüm ..

Artık ağlamaktan açamadığım gözlerimle zorda olsa anahtarı kapıdan geçirdim, evimin kapısını açtıktan sonra büyük bir huzurla içeri girdim. Didem yoktu. Kapımı kilitleyip kendimi köşede bulunan tekli koltuğa bıraktım. Huzurla gözlerimi kapatacağım sırada kapı çalmaya başlamıştı Didem olacağını düşünerek zorda olsa kalktım.

Kapıyı açtıktan sonra karşımda duran kişiye öylece baktım.

"Tanımadın mı beni ? "

Yüzü, gözleri hatırlayacaktım ama bana yardımcı olmasını beklercesine kapıda ki adama bakıyordum.

"Benim ben, sümüklü Ahmet!"

Kocaman gülüşüyle karşımda duran adam kurduğu cümleden sonra koca bir kahkaha patlatmıştı. Hafıza mı zorlarken birden önümde beliriveren bir anı karşımda ki adamı hatırlamama yardımcı olmuştu.

"İnanmıyorum!"

Koca bir çığlık attıktan sonra sevinçle Ahmet'in boynuna atladım ve kocaman sarıldım.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro