Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ATEŞE AŞIK KELEBEK • BÖLÜM 23 •

"İMDAAAAAAAAT!"

Kendimi zorla da olsa dolaptan ve adamdan kurtarmak amacıyla hamle yapmaya çalıştım ama başarısız olmuştum adam karın bölgeme doğru kolunu sarmış ve kaçmamı engellemişti, tam bütün gücümle bağırmaya yeltenecektim ki duyduğum ses bunu yapmamam için yeterli olmuştu.

"Dişlerinde baya sivriymiş!"

Ah! bu onun sesiydi, yüzünü görmemiş olsam bile sesiyle beni bütünüyle heyecanlandıran adamın sesiydi.

"Ateş!"

Ani bir hızla yüzümü ona döndüm yine yanağında ki gamzesini belirtircesine mükemmel gülüyordu, bütün gücümle sıkıca sarıldım ona başımı boynuna gömdüm sanki yeni doğan bir bebeğin hayatın kokusunu ilk kez içine çektiği gibi .

"Özledim!"

Buğulu ve titreyen sesiyle konuşmaya çalışırken anlıma bir öpücük kondurdu, yüzümü avuçlarının içine alıp dudaklarıma küçük ve kısa bir öpücük kondurduktan sonra kapkara gözlerini gözlerime dikti.

"Nereden bildin burada olduğumu?"

Meraklı bir şekilde sorumu yönelttim daha sonra sabırsızlıkla cevap vermesini bekledim.

"Kokundan!"

Utanmıştım, yüzümü yere eğdim, benim utandığı mı görmüş olacak ki gülümsedi. Kolumdan tutup beni kendine çekti ve saçımı derince kokladı.

"Ben bu kokuyu ölsem unutamam."

Kalbim birazdan fırlayıp bağımsızlığını ilan edecekmişcesine atıyordu. Karışımdaki adam benim yıllarımdı ama her gördüğümde ilk kez görüyormuşcasına heyecanlanıyordum.

"Benden önce ölemezsin!"

Söylediğim cümleden sonra yüzünü kaldırıp gözlerini gözlerimle birleştirdi.

"Seni seviyorum Kelebek!"

"Seni seviyorum Ateş!"

Sıkıca sarıldım sevdiğim adama, kollarımı boynuna dolayıp varlığımı ve hâkimiyetimi ilan ettim! Bu adam benimdi yalnızca benim.

Ben Ateşin kokusuyla huzur buluyorken birden odanın kapısı sert bir biçimde açıldı ve içeriye babam girdi!

"Buradasın!"

Gür çıkan sesiyle üstümüze kükremişti adeta, Ateş kollarını belimden çekti oturduğu yerden kalktı daha sonra elini uzatarak benimde kalkmama yardımcı oldu.

"Sende buradasın demek Halis Sayer!"

"Sen ne cürretle..."

Sözünü bitirmesine izin vermeden Ateş onu parmağını ağzına doğru götürüp "Şşş" diyerek susturdu. Bir iki adım daha ilerledi ve babamla yüz yüze geldi aralarında az denecek kadar küçük bir mesafe vardı.

"Ben Ateş Yılmaz olarak buradayım peki sen kim olarak buradasın hangi sıfatla?!"

Ateşin bu sert cümlesine karşılık babam önce kaşlarını çattı daha sonra yutkunarak karşılık vermeye yeltenecekken Ateş cümlesiyle tekrar babamı susturdu.

"Kızını terk edip giden adam sıfatıyla mı? yoksa annesini öldüren baba sıfatıyla mı?"

"Kes sesini!"

Babam fazla sinirlenmiş olmalı ki kravatını gevşetti titreyen elleriyle parmağını Ateşe doğru salladı.

"Sen kızımdan uzak duracaksın!"

"Kim için?"

"Ateş Yılmaz ölümün benim elimden olacak!"

Babamın göz bebekleri sinirden büyümüştü elleri titriyordu birden elini beline attı ve silah çıkardı o an ne yapacağımı şaşırdım tam hamle yapıp engel olacaktım ki Ateş bileğimden tuttu ve beni arkasına doğru çekti.

"Hep tehdit hep tehdit bir kerede yapmayı dene Halis Sayer!"

Ateş öfkeyle babama bağırdı daha sonra ani bir refleksle babamın elinde ki silahın ucundan tuttu ve çekip aldı. Babam hiçbir şey yapmadı öylece ateşin yüzüne baktı ve bu beni dahada çok endişelendiriyordu.

"Baban olacak o adam sevdiğim kadını aldı benden şimdi bende aynısını yapacağım!"

Ateş babamın etrafında dönmeye başladı ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum ama müdahale de etmek istemiyordum çünkü içimden bir ses susup her şeyi çözmelerini beklememi söylüyordu.

"Sevdiğin kadını sen öldürdün!"

"Yalan!"

"Her gün işkencelerin, hakaretlerinle öldürdün sevdiğin kadını! ömrün boyunca vicdanını bu yalanla rahatlattın ama artık değil Halis Sayer Artık değil! Gerçeği sende bende biliyoruz! o gece sevdiğin kadın senin yüzünden öldü!"

Babam elini öfkeyle kaldırdı tam Ateşe tokat atacakken, Ateş bir hamleyle babamın elini havada yakaladı ve sıkıca tuttu.

"Evladını terk edende sensin! sevdiğin kadını öldürende sensin! hem kendi hayatını hemde kızının hayatını mahvedip suçu başkalarına atarak vicdanını rahatlatmaktan vazgeç!"

"Peki ya sen!"

Babam hızla Ateşin kavradığı bileğini çekti, öfkeyle ateşin üzerine yürümeye başladı, Ateş ise hiçbir şey yapmadan öylece babama bakıyordu.

"Sen çok mu masumsun!"

Ateş endişeyle babamın yüzüne bakıyordu, sanki az önce babama meydan okuyan adam gitmiş yerine başka biri gelmiş gibiydi.

"Elya biliyor mu senin başka bir kadınla evlendiğini!"

Kulaklarımın işittiği her bir cümle kalbime bir bıçak gibi saplanıyordu. İçimdeki acı artık tarif edilemez bir hal alıyor ve bütün bedenimi ele geçiriyordu.

Ateşin arkasını dönüp yüzüme bakmasıyla anlıyordum her şeyi kimseye güvenmemem gerektiğini.. hatta sevdiğim adama bile ..

"Onu terk edip başkasıyla evlendiğini ve bütün suçu senin iyiliğin için babanın sana zarar vermemesi için gittim diyerek örttüğünü biliyor mu Ateş!"

Ateşin öfkeyle babamın yakasına yapışıp onu duvara doğru yaslamasıyla olay dahada büyümüştü.

"Bilmediğin şeyler hakkında konuşmaman gerektiğini ne zaman öğreneceksin sen ha!"

Ateş tam babama yumruk atacakken içeriye babamın korumaları girdi ve ateşi kolundan tutup babamdan uzaklaştırdılar.

Daha fazla dayanamayacaktım. O karmaşada fırsatını bulup odadan çıktım. Hızlıca merdivenlerden inip kapını önünde duran babamın arabasına atladım ve oradan uzaklaştım. Bir yandan arabayı kullanmaya çalışırken bir yandan gözümden süzülen yaşları temizlemeye çalışıyordum.

Hayatımın en acı anlarını yaşadığım şu günlerde yaşça büyüyor kalpçe küçülüyordum. Yolumun neye ve nereye çıktığını bilmeden yürüdüğüm bu yolu artık omzumda taşımak zor geliyor mücadele edemiyordum.

Hayatın bana sunduğu her şey alışmam kısa sürmüştü tüm acıları ve sevinçleri içimde karşılarken Ateşin bana yaşattıklarını içime kabullendiremiyordum..

Birden önüme çıkan küçük çocuğa çarpmamak adına ani bir fren yaptım zor da olsa durmuştum, telaşla arabadan indim, çok şükür ki çocuğun hiçbir şeyi yoktu.

"İyi misin?"

"Ee.. evet"

Korkmuşa benziyordu küçücük elleri titriyor gözleri korkuyla bana bakıyordu, hızla onu aldım ve sarıldım.

"Tamam bak geçti.. çok üzgünüm."

Küçücük gözlerini gözlerime dikti ve gülümsedi, daha sonra elini yanağımda ki yaşa değdirdi ve sildi.

"Üzülme, bak iyim."

Güldüm, o kadar masum ve hayatın farkında değildi ki.. Keşke bizde öyle kalabilseydik, keşke bizde bu kadar düşünceli ve merhametli kalabilseydik..

Tekrar arabaya binip yoluma devam etmiştim, evimin önüne geldiğimde arabayı boş bir yere çektim ve hemen yukarı çıktım didemi çok özlemiştim şu an en çok ona ihtiyacım vardı.

Merdivenleri ikişer ikişer çıkmıştım nihayet kapının önüne geldiğimde zili çaldım bir süre sabırsızca bekledikten sonra nihayet didem kapıyı açmıştı.

"Elya!"

Birbirimize sıkıca sarıldık o kadar özlemiştim ki onu, içeriye geçtik koltuğa oturur oturmaz didemin can alıcı soruları gelmeye başlamıştı.

"Nasıl kurtuldun?"

"Ateş nerede?"

"Nasıl geldin sen?"

Daha fazla dayanamıyordum birazdan çığlık atacaktım doğrusu.

"Bak bunların hepsine daha sonra teker teker cevap vereceğim ama şimdi izin ver dizinde biraz yatayım olmaz mı?"

Elini başıma koydu ve yavaşça dizlerine yatırdı hiçbir şey söylemeden saçlarımı okşamaya başladı, bende zaten hiçbir şey söylemesini istemiyordum, kimsenin bir şey söylemesini istemiyordum tek dileğim bütün seslere sağır olmaktı..

Uyumuştum.. kapının çalma sesiyle gözlerimi araladığımda didem yavaşça başımı yastığın üzerine koydu ve gitti, bende doğruldum ve banyoya doğru yüzümü yıkamak için ilerledim. Havluyla yüzümü kuruttuktan sonra salona yöneldim içeri girdiğimde Ateş duvara yaslanmış bana bakıyordu.

Onu görmezden gelerek mutfağa doğru ilerledim ne yazık ki yolum onun önünden geçiyordu mecburen yanından geçip gidecekken kolumdan tuttu. Hiç bir şey söylemeden öylece durdum.

"Konuşmamız gerek!"

Onun kokusunu hissetmek, onu görmek ama dokunamamak, sevmek ama söyleyememek. Bütün bu acıların içinde onunla ve aşkıyla savaşıyordum aşkından gelen her darbede onun ellerine tutunup kalkıyordum. Ama yenik düşmüştüm bugün, ölmüştüm..

Ölünce herkes, aşık olduğu yaşta olur değil mi? ..

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro