Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ATEŞE AŞIK KELEBEK • BÖLÜM 20 •

Hayat işte babam bana çiçek uzatması gerekirken şu an göğsüme doğru bir silah doğrultmuştu. Yüzüne bakıyordum ve o tetiği çekmesini her şeyden çok istiyordum. Bence yaşamı yeterince tatmış ve almam gereken bütün dersleri almıştım. 

"Biliyor musun baba? O tetiği çekersen sana minnettar olacağım."

"Sınırlarımı zorladığını farkına var artık babanım ben senin!"

"Yanılıyorsun sen benim hayal kırıklığımsın.."

Bir adım daha yaklaştım silahın soğuk gövdesi göğsüme doğru değince anladım her şeyi. Ama durmadım bu sefer silahın ucundan tuttum ve başıma doğru götürdüm.

"Bence bu kökten çözüm olur."

Silahı elimden kurtardı ve beline tekrar taktı. Bir adım yaklaştı bir şey diyecekmiş gibi ağzını araladı fakat sonra hiçbir şey söylemeden salondan çekip gitti..

Cebimde ki telefondan kurtulmam gerekiyordu didemden gelen mesajı okuduktan sonra rahatlamıştım zaten. Hızla mutfağa ilerledim Hizmetli kıza yaklaştım benim geldiğimi görünce tedirginlik kapladı yüzünü.

"Sakin ol telefonu verip gideceğim, onu hemen yerine bırakır mısın kimse farketmeden?"

"Evet hallederim hadi git."

Başımla onayladıktan sonra telefonu cebimden çıkardım ve ona uzattım oda alıp hemen pantolonunun ön cebine yerleştirdi ve mutfak önlüğü ile kamufle etti. Daha fazla hem onu hem kendimi tehlikeye atmamak adına odama gitmek üzere mutfaktan çıktım. Merdivenlerden yukarı çıkarken barışın sesi ile duraksadım.

"Elya."

Bıkkınlıkla yüzümü ona döndüm o ise yürümeye devam ederek benim durduğum basamağın bir altına geldi. Elleri ceplerinde omuzlarını dikleştirmiş bir biçimde karşımda sırıtıyordu.

"Ne var?"

"Gelinlik provan var saat 14:25 çıkalım istersen?"

Koca bir kahkaha attım bütün ev kahkaham'la yankılanırken barış öylece yüzüme bakıyordu. Arkamı dönüp odama doğru ilerlemeye devam ettim. Arkamdan gelen Barışın ayak sesleri beni takip ettiğini işaret ediyordu. Odama girip kapıyı kapatacakken Barış eliyle kapıyı kapatmama engel oldu ve benim arkamdan odaya girdi.

"Komik olan ne Elya?"

"Sen."

Dedim sırıtarak, daha sonra camın köşesinde ki koltuğa oturdum bacak bacak üstüne atarak Ateşin söylediklerini yerine getirmeye çalışırken bir yandan da hem eğleniyor hemde intikamımı alıyordum.

"Oysa gelinlik giymeyeceğimi tahmin etmen gerekirdi."

Sahte gülüşüme karşılık gerçek gülüşünü yollayan Barış karşımda ki koltuğa geçip oturdu. Rahat tavırlarım onu şaşırtmış olmalı ki bir an ne diyeceğini şaşırmıştı ama alışıyordum.

"Hayatında bir defa giyeceğin bir şeyi reddedeceğini düşünmüyorum."

"Bende o bir şansı seninle kullanacağımı düşündüğünü düşünmüyorum."

Oturduğum koltuktan kalktım ve odanın içinde yürümeye başladım. Bugün nedense keyifliydim az önce babamın bana silah uzatmasına rağmen. Bünyem alışıyor galiba artık ne dersiniz!

"Elbette o gelinliği giyeceksin!"

Oda oturduğu yerden kalktı ve bana yaklaşmaya başladı, bakışları hiç iç açıcı değildi doğrusu. Saçma sapan bir şey yapması an meselesi olabilirdi doğrusu. Ama vazgeçmeyecektim bana yaşattıklarının bin katını yaşatacaktım onlara!

"Elbette giymeyeceğim!"

"Şansını zorlama istersen!"

"Ne yaparsın?"

"İstediğim her şeyi!"

Adımlarını bana dahada yakınlaştırınca bende ona yaklaştım aramızda ki mesafe gittikçe kapanıyordu. Gözlerimi gözlerine diktikten sonra parmağımı göğsüne değdirdim.

"Sen bana hiçbir şey yapamazsın!"

Kendimden emin bir şekilden parmağımı indirdim arkamı döndüm sıkılmıştım ve artık bu odada onunla yalnız kalmam pek güvenli değildi. Ama kolumdan tutup kendine çekip duvar ve kendisi arasında bırakan Barış odadan çıkmama engel olmuştu.

"Deneyelim mi?"

Gözünü dudaklarıma dikince birden vücudumu geriye doğru çekmek istedim ama duvar buna engel oldu. Barışın dahada yaklaşması beni oldukça tedirgin ediyordu artık.

"Çekil!"

Ellerimle itmeye çalışsam da gücüm yetmemişti gittikçe yaklaşıyordu. Kurtulmak için bir çıkış yolu ararken alnı alnıma değdi nefesi yüzüme çarparken onu tüm gücümle ittim aramızda açılan hafif aralıktan yardım alarak elimi çıkardım ve sert bir tokat attım ona.

"Zavallısın! Acıyorum sana nasıl bu kadar aşağılık bir adama dönüştün!"

Tokat attıktan sonra geri çekildi ve öfkeyle yüzüme baktı, bense ondan olabildiğince uzaklaştım ve kapıya doğru yöneldim.

"Senin yüzünden! Seviyorum seni anlasana!"

"Bu mu sevgin? Zorla mı beni kendine aşık edeceksin!"

"Gerekirse evet!"

"Böyle bir şey asla olmayacak Ateşi seviyorum ben!"

Yakınında ki duvara öfkeyle bir yumruk attı "O adamın adını ağzına alma!" diyerek bağırmaya başladı. Korkudan ne yapacağımı şaşırmıştım öfkeliydi ve bana bir şey yapmasından korkuyordum.

"Yarın bu iş bitecek!"

Diyerek yüzüme gürledi ve kapıyı ardından sertçe kapayarak odadan çıktı. Kahretsin ne yapacaktım şimdi ben yarından bahsediyordu! Ne yapacağımı bilmeden perişan halde odanın içinde dolanıyordum. Ateşe ulaşmam gerekiyordu. Koşarak odadan çıktım ve mutfaktaki hizmetli kızın yanında aldım soluğu.

"Bana yardım et."

"Yine ne var başımı belaya sokacaksın yeter artık!"

"Söz veriyorum bu son lütfen telefonunu ver bana."

"Olmaz diyorum anlasana!"

Sitem edercesine baktı yüzüme oda haklıydı ama bana yardım etmeliydi, Ateşe haber vermem gerekiyordu Barış evden çıkarken hiç iyi görünmüyordu ve yarın yapacağı bir delilik hayatımı mahvedebilirdi.

"Lütfen bak hayati bir mesele lütfen!"

Olabildiğince sessiz konuşmaya çalışsam da korkum ve endişem bu engelliyordu. En son yere eğilip yalvarmaya başladım kız ne olduğunu anlamayan kız kolumdan tuttu ve beni ayağa kaldırdı. Bıkkın bir şekilde cebinden çıkardığı telefonu gizlice bana uzattı.

"Çabuk ol şuraya geç kimse görmesin."

"Teşekkür ederim! Çok teşekkür ederim."

Hızla hizmetlinin gösterdiği köşeye sindim ve Ateşin telefon numarasını tuşlayarak aradım bir süre açmasını bekledikten sonra Ateşin sesini duyunca rahatladım.

"Alo."

"Ateş ben Elya."

"Elya ne oldu kimin telefonu bu?"

"Fazla vaktim yok. Barışla bu gün tartıştık bana fazlasıyla sinirlendi ve yarın bu işin biteceğini söyledi."

"Ne diyorsun Elya! Kahretsin!"

"Yardım et Ateş korkuyorum!"

"Ta.. Tama sakin ol halledeceğim tamam mı sen sakin ol ve bekle!"

"Tamam."

"Sakin ol söz veriyorum halledeceğim!"

"Gel."

"Geleceğim bekle.."

İçeriden gelen ayak sesinden sonra telaşlandım.

"Kapatmam gerek."

Ateşin cevabını beklemeden telefonu kapattım ve hızla sindiğim yerden kalktım telefonu hizmetliye verdikten sonra köşede ki sürahiye yöneldim bir bardak su doldurduktan sonra yavaşça içmeye başladım içeriye giren koruma gözlerini bana dikti.

"Yine mi buradasın!"

Hızla elimde ki su bardağını gösterdim.

"Su içmekte mi yasak!"

Sinirle elimdeki su bardağını tezgaha bıraktım, korumanın önünden geçip odama doğru ilerlemeye başladım. Ateşle konuşunca içim rahatlamıştı. Odama geçip kapımı kapattım. O kadar yorulmuştum ki şu iki, üç gündür yaşadıklarımdan on yıl yaşlanmıştım resmen.

Yatağıma uzanıp en azından biraz dinlenmek adına sırt üstü yatağa uzandım ve tavanı izlemeye başladım. Bir an Ateşin yüzü gözümün önüne gelince gülümsemeye başladım. Hayallerime gülen bu adamı çok seviyordum ben. Bütün bu kötülüklerin içinde tek güzel şeydi o. Umudumdu, Huzurumdu, Gülüşlerimdi..

Huzur içinde yatakta uzandığım sırada şiddetle kapı açıldı, o şiddetle bende yatağımdan korkuyla kalktım gelen Barıştı, öfke dolu gözlerle bana bakıyordu. Bana doğru yaklaştı, elinde ki poşeti açtı ve içinden çıkan gelinliği ayağımın önüne fırlattı.

"Bu iş yarın bitiyor Elya Soykan!"

Öylece yerde duran gelinliğe baktım, daha sonrada öfke dolu olan Barışın yüzüne, bir çıkmazın içindeydim ve yolun sonu karanlıktı..

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro