ATEŞE AŞIK KELEBEK • BÖLÜM 16 •
Hayatımda ki hiçbir insanın varlığından şikayet etmemiş veya hiçbir insanın eksikliğine isyan etmemiştim. Fakat şu an yıllarca eksikliğini hissettiğim babamın hayatımda var oluşuna isyan ediyordum.
Yaptığım yanlış fakat elimden hiçbir şey gelmeden öylece beklemek beni fazlasıyla yıpratıyordu. Koca odada sırtımı duvara yaslamış öylece duruyordum. Tıpkı 3 sene önce içimden Ateşin gelmesini istediğim gibi dua ediyordum tıpkı 3 sene önceki gibi özlüyordum onu. Ve tıpkı 3 sene önceki gibi muhtaçtım ona..
Kızgınlık ve özlem arasında gidip geldiğim ince çizgide hiçbir duygum ne beni buradan kurtarıyor nede Ateşi getiriyordu.
Fazlasıyla geniş sadece bir yatak ve bir masanın bulunduğu bu odada tek başıma kalmıştım babam tarafından hapsedilmiştim.
Benim hayatıma birden girip geleceğime müdahele etmesi beni çıldırtıyordu! Eskiden babamı hiç görmesem bile ona karşı içimde bir sevgi besliyordum babamdı her ne kadar onu görmemiş olsam bile. Fakat şimdi ona karşı beslediğim büyük nefret duygusu her şeyin önüne geçiyordu.
Düşünüyordum da keşke hiç görmeseydim onu, sadece rüyalarımda yaşasaydı..
Birden açılan kapı sesiyle bende uzandığım yataktan doğruldum. Gelen babamın adamlarından biriydi.
"Halis bey sizi salonda bekliyor."
Yüzümü pencereye doğru döndüm. Hiçbir şey söylemedim adama, hiçbir karşılık vermedim. Ağır adımlarla bana doğru yaklaştı.
"Duymuyor musun sana diyorum!"
Yüzünü göz hizama getirince ister istemez ona baktım bende.
"Yürü!"
Kolumdan sertçe tuttu ve beni yataktan kaldırdı. Kolumu ellerinden kurtarmaya çalışsam da onu gücü karşısında benim direncim uçan bir balon kadar hafif kalıyordu.
"Bırak kolumu hayvan!"
Odadan çıkana kadar bırakmadığı kolumu kapının bitişinde sertçe bıraktı dengede durmak için baya çaba sarf etmiştim.
"Hayvan!"
Kolumu tuttuğu yer kızarmıştı ova ova sinirle merdivenlerden indim salona doğru girdiğimde babam olacak adam hazır olan yemek masasının en ucuna oturmuş bana bakıyordu.
"Gel bakalım küçük hanım."
Adımlarımı yavaş ve küçük atarak yanına doğru ilerledim. Masanın diğer ucunda durdum .
"Ne istiyorsun!"
"Acıkmışsındır diye düşündüm."
"Yemeyeceğim!"
Ellerini birleştirip ovuşturdu derin bir nefes aldıktan sonra hızla başını bana doğru kaldırdı ve göz hizama dikti gözlerini.
"Otur şu masaya!"
Sertçe vermişti bu emri. Bir kelime daha söylesem her şey daha kötü olacaktı biliyordum. O yüzden sesimi çıkarmadım sandalyeyi çektim ve oturdum.
Hizmetli bayan önce babama daha sonrada bana servis açmış ve mutfağa gitmişti. Bense kaşıkla çorbayı karıştırıyordum zaten onunla göz göze gelmemek için başımı iyice eğmiştim sadece çorba kasesi ile baş başa kalmıştık.
"Yemeğini ye!"
"Aç değilim!"
Başımı hiç kaldırmadan karşılık vermiştim. Çorbamla oyalanmaya devam ediyor ve şu anın bitmesi için dua ediyordum. Tek başıma kaldığım o oda bile şu an onun karşısında olmamdan daha iyiydi.
"Anlıyorum evleneceğin için çok heyecanlısın ama bir şeyler yemelisin!"
Evet ses tonundan anlaşılıyordu benimle dalga geçiyordu! Hafif imalı ve gülerek söylemişti halinden gayet memnundu eminim fakat ben hiç değildim.
"Biliyor musun baba kelimesinin yakışmadığı tek insansın!"
Gözlerinin içine bakarak söylediğim bu cümle onu bir hayli sinirlendirmişti farkındaydım. Ama kısasa kısas öyle değil mi!
Hızla oturduğum sandalyeden kalktım arkamı döndüm ve odaya doğru çıktım zaten çok bile tahammül etmiştim ona.
Karanlık odaya girdiğimde yalnızlığımla baş başa kalmanın hem sevinci hemde burukluğu ile tekrar yatağa oturdum.
Özlemiştim. Alışmıştım çünkü onu görmeye şimdi ise onu görememek üstelik böyle bir durumun içinde beni dahada üzüyor canımı dahada yakıyordu.
"Gelmen gerek.."
Kısık bir sesle söylemiştim en içimden. Sanki o beni duymuş da gelmek için yola çıkmış gibi..
Sanki sesim sesine değmiş de beni bulmuş gibi..
🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸
Sabahın ilk ışıkları iki büklüm uzandığım yataktan yüzüme doğru temas edince gözlerim istemsizce açılmaya başlamıştı.
Yataktan kalkıp pencerenin kenarına doğru ilerledim. Saçlarımı elimdeki tokayla bağladıktan sonra üstümü düzelttim.
Huzursuzdum içimde bir sıkıntı vardı. İçimden hiçbir şey gelmiyordu. Yorgundum başımın içinde bin bir soru işareti yıpratıyordu beni. Hayatımın 1 sene öncesine dönmek istiyordum sakin ve tek başıma yaşadığım günlerime.
Buradan kurtulmam gerekiyordu bunun içinse önce telefonumu bulmalıydım. Sabahın erken saatleriydi ev sessizdi odamın kapısını yavaşça açtım ardımdan açık bıraktım bir tehlikede hemen içeri girebilmek adına.
Bir alt kata inmem gerekiyordu hizmetliyi bulmalıydım. Ayağımdaki ayakkabıları çıkardım ve merdivenin başına bıraktım. Yavaşça merdivenleri birer birer indim ev büyüktü haliyle mutfağı bulmam biraz zor olmuştu. Tam mutfağı bulmuş içeri girecekken bir ayak sesi işitti kulaklarım.
Hızla kapısı açık olan çamaşır odasına girdim. Aralık bıraktığım kapının kenarından tek gözümle koridora bakıyordum. Dün beni yemeğe çağıran adam elleri ceplerinde yürüyordu soldan girdi ve kapıda duran korumalara Gözlerini dört açmalarını ve dikkatli olmalarını söyledi daha sonrada evden çıktı.
Bir iki saniye daha bekledikten sonra kapıyı sessizce açtım ve mutfağa doğru ilerledim. Hizmetli kahvaltı hazırlamakla fazlasıyla meşgul olacak ki geldiğimi farketmemişti ta ki ben mutfağın kapısını kapayıncaya kadar. Birden yüzünü bana döndü korkuyla hızla yanına gittim ve onu sakinleştirmeye çalıştım.
"Lütfen sessiz ol!"
Elimle ağzını hafif bastırmıştım. Onaylarcasına başını aşağı yukarı salladı bende elimi ağzından çektim.
"Yardım et bana lütfen!"
"Yapamam lütfen gidin buradan!"
Dahada yaklaştım kıza belli ki babamdan korkuyordu haklıydı da ama bana yardım etmeliydi.
"Bak senden tek isteğim bana telefonumu bulman lütfen!"
Kız bir iki adım geriye gitti ve yüzünü benden ayırdı daha sonra hazırladığı kahvaltıyla ilgilenmeye devam etti. Kaçmaya çalışıyordu ama buna izin veremezdim tek yolum buydu.
"Bak lütfen zorla başka bir adamla evlendirilmek üzereyim üstelik başka bir adama aşıkken. Senden başka yardım isteyeceğim kimse yok yardım et bana söz kimse sen olduğunu bilmeyecek söz!"
Kıza yaklaşıp başımı yere eğdim. Yavaşça yüzünü bana döndü. İfadesinden bana üzüldüğünü ama bir o kadarda korktuğunu görebiliyordum.
"Lütfen."
Diye fısıldadım o kadar çaresizdim ki şu an ve başıma daha neler gelebileceğini düşündükçe çaresizliğim ve korkum dahada artıyordu.
"Tamam odana git lütfen seni burada görmesinler ben telefonunu sana getireceğim!"
Sevinçle kıza sarıldım bir an ne olduğunu anlamamış olacak ki şaşkınlıkla yüzüme baktı. "Teşekkür ederim." dercesine gülümsedim ve aynı sessizlikle mutfaktan çıktım merdivenleri yavaşça bitirdikten sonra ayakkabılarımı da aldım ve açık olan odamdan içeri girdim kapıyı kapadım ve huzur içerisinde yatağımın ucuna oturdum.
Fakat bir beş dakika sonra kalktım ve heyecanla odamın içerisinde gidip gelmeye başladım. Ne kadar zamandır bunu yapıyorum bilmiyordum ama yerimde duramıyordum. Odamın kapısının açılmasıyla adımlarımı durdurdum ve yüzümü kapıya döndüm. Gelen hizmetli kızdı.
Bana doğru hızla yürüdü daha sonra cebinden telefonu çıkardı ve elinde bir kaç parça elbise ile birliktebana verdi. Gözlerim büyümüştü şu an o kadar mutluydum ki.
"Bu iyiliğini asla unutmayacağım çok teşekkür ederim!"
Kızın bir şey demesine fırsat kalmadan açık olan odanın kapısından içeriye dünkü koruma olan adam girdi. Elimde ki telefonu hızla pantolonumun arka cebine koydum ve hırkamla kapattım üstünü.
"Ne işin var burada senin!"
Diyerek hizmetliye bağırınca koruma araya girme gereksinimi duydum.
"Duş alacaktım da bana temiz bir kaç kıyafet getirmesini istedim."
Adam gözlerini hizmetliden ayırdı ve bana döndü.
"Halis bey aşağıda bir misafiri ile seni bekliyor hadi gidiyoruz!"
"Duş almam gerek diyorum duymuyor musun?!"
"Yürü dedim!"
Kolumdan sertçe tutunca bir adım geriye attım.
"Canımı acıtıyorsun!"
Cebimde ki telefon ile aşağıya inemezdim hemen bir bahane uydurmam gerekiyordu.
"Bari çık da üstümü değiştireyim!"
Bıkmış bir biçimde gözlerini devirdi. Hizmetliye dönüp "Çık hadi." diyerek emir verdi ve odadan ayrıldılar. Bense hızla kapalı olan telefonumu yastığımın altına koydum ve hizmetli kızın getirdiği elbiselerden bir tanesini üstüme geçirdim.
Odanın kapısını açtığımda yine o korumayla karşılaştım sanırım beni beklemişti. Hiç bir şey söylemeden merdivenlere doğru ilerledim ve yavaş adımlarla basamakları atlattım salonun kapısından içeriye girdiğimde babamla karşılıklı oturmuş kahve içen adam beni şok etmişti.
Hayatımda daha önce bu kadar şaşırmışmıydım diye düşündüm de; Hayır!
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro