Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

"TANITIM"


Adamın kızıl kahve gözlerindeki ateş cehenneme davet ediyor olabilirdi ama kadının yeşil dipsiz gözleri kesinlikle cenneti vaadetmiyordu...

İkisinin de kalpleri yaralanmıştı, ikisinin de ruhu kayıptı.

İkisi de serseriydi, ikisi de imkânsızdı.

İkisinin de aradığı kesinlikle birbirleri değildi.

Aralarındaki yakıcı cehenneme davet eden ateşe bakılırsa... İkisi de yanılıyor olabilirdi.

Bu aşk ikisi adına da sandıkları kadar korkunç olabilir miydi?

"Ben sınırların ince bir çizgiyle çizildiği kuralların üzerinden atlarken sen geldin ve tüm o ruhumdaki çizgileri yerle bir ettin."



TANITIM

Boynumdaki kalın ipe tezat oluşturacak belki ama bazen kanatlarım varmış da uçacakmış gibi hissediyorum. Çok garip değil mi? Bazen gerçekten tüm ruhumu ele geçiren karanlığı büyük, bembeyaz bir toz bulutu gelip yok edecek sanıyorum. Küçücük bir an sevgilim, o küçücük anlara öylesine inanmak istiyorum ki... Sen olsaydın ve tüm kalabalık gözümde silinirken yalnız senin gözlerine bakıp sadece benim sevmemin yeterli olacağını bilebilseydim.

Söylediğin kelimeler hiçbir zaman yeterli olmadı, yalan söylemeyeceğim. Ama sarılsan, sadece sarılsan ve hiç konuşmadan, o anları kirletmeden öylece kalsaydık, gecenin en kör saatlerinden sabahın ilk ışıklarına kadar, yemin ederim nefes bile almaz öylece kalbinin atışını dinlerdim. Ve eğer o zamanlar bilebilseydim, gerçekten bilebilseydim benim olmanı istemek ne haddime sadece alabildiğin her nefes için sonsuz kere minnet ve şükran duyardım. Benim gibi asi ve serseri bir kızın bir şeye şükredebileceğine inanıyor musun? Diyorum ya bazen o küçücük anlar, kalbimi sonradan paramparça edecek olsa da beni umutlandırıyor. Nefes aldığını düşünüyorum, hemen yanı başımda. Etrafta çıt yokken beni dansa kaldırıyorsun ve ikimiz de bu tuhaflığımıza gülüyoruz. Ama sonra bir an geliyor ve diyorsun ki, "İnan ki denedim, Arya."

Bana yazdığın veda mektubunu her okuduğumda kaç kez kendimi orada bıraktım biliyor musun? Kaç gözyaşı damlattım? Kaç kalp kırıklığı ve acı gizledim her satırına? Sanki senmişsin gibi kaç kez o kâğıt parçasını göğsüme bastırdım? Ne kadar ironik sevgilim, söylediğin hiçbir kelime bana yetmemişken şimdi senden geriye kalan bu kelimelere sığınmam ve ömrümün sonuna kadar hayatımın her dakikasında sadece bunlarla yetinecek olmam...

Sanki hiç var olmamışsın gibi devam ettim hayatıma çünkü ne zaman kalbimin üstündeki sızıyı hissetsem dayanamadığımı hissettim. Yaşamam gerekiyorsa bir daha kimseyi kaybetmekten korkacak kadar çok sevmeyeceğime yemin ettim.

Şimdi kendi satırlarımda gözyaşlarım var. Bunları yazarken kalbim bombardımana tutulmuş gibi kan revan içinde. Nasıl oldu, ne ara oldu, neden oldu bilmiyorum. Tek bildiğim onu her gördüğümde tenime hücum eden ateşin kalbimde de bir yangın oluşturup kalbimi küle çevirdiği... Bu ateş beni boğuyor, mahvediyor, onun kızıl kahve gözlerine baktığımda kendi intiharımı görüyorum. Aslında bu ne cehennem ne de cennet, sevgilim...

Seni seviyorum, dediğimde kaybetmiştim. Ah, hiç bilemedim bana dönmeyişinin sebebini... Hala seviyorum. Bana eşsiz bir dost, bir sığınak oldun. Bana hiç kimsenin olamayacağı her şey oldun...

Yağmur damlacıklarını hissediyor musun bilmiyorum ama yeryüzüne düşen her damlada seni hatırlıyorum... O damlalar iyi geliyordu yaralarıma, sen iyi geliyordun yaralarıma... Bak şimdi de duyuluyor cama vuran tıkırtısı... Hüzünlü bir melodi gibi... Hem senin kadar buruk ve telaşsız hem de onun kadar sert ve telaşlı bir melodi... Ve benim kadar yolunu şaşırmış o damlalar... Şimdi o damlaların beni hayatta tutmasına ve o melodilerin benim için yeterli olmasına ihtiyacım var. İnce bir çizginin üstünde durmadan atlıyordum, durursam dayanamayacağımı biliyordum. Tüm kuralları yıktım, tüm gemileri yaktım. Ama şimdi kızıl kahve gözlerin tutuşturduğu yangının ortasında yok olan çizgilere, yerle bir olan kurallara bakıyorum. Sanırım ben de yok oluyorum ya da sarsıcı, yakıcı bir aşkın pençesinde var oluyorum.

Sana sonsuz yağmur damlaları diliyorum çünkü seni affettim. Hiçbir kelime yeterli olmayacak, sonsuz sayıda kucaklaşmalar yolluyorum sana lütfen sen de beni affet.

Seni her zaman sevecek ve özleyecek olan asi kız Arya.

Elimdeki kalemi bir süre elimle evirip çevirdim ve yazdığım satırlara gözyaşlarımı akıttım. Cama vuran gürültülü aynı zamanda titrek yağmur damlaları bana eşlik ettiler. Kalemi elimden bırakırken yorucu bir nefesi dudaklarımdan dışarı verip sandalyede doğruldum. O an kapının pervazına yaslanmış, kızıl kahve gözlerinde hangi duygunun olduğunu çözemediğim Ilgaz ile göz göze geldim. 

Bana doğru yürürken hiçbir şey söylemedi, ben de konuşmadım. Önümde durduğunda elimden tuttu, ne yaptığına anlam veremezken beni ayağa kaldırdı. "Ilgaz..." dediğimde parmağını dudağıma bastırdı ve "Şşt," diye mırıldandı. "Hiçbir kelime yeterli değil, ihtiyacın olan şey yalnızca bana sarılmak." Diyerek beni kollarının arasına aldı ve kollarını belimde birleştirdi. Kollarım sıcak boynuna dolanırken buruk bir tebessüm ettim. Fakat gözümden bir damla yaşın daha firar etmesini engelleyemedim. 

Cama vuran yağmur damlalarının melodisi bu kez sadece ikimizeydi. Ve Ilgaz'ın kalbinden duyulan ritimler kulağıma dolduğunda nefes bile almadan kalp atışlarını dinledim. Bana ait olup olmamasına değil sadece şu an nefes alıyor olmasına şükrettim.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro