Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Ö Z E L L E N D I N I Z 2

Öhöm bir aydır mizah #1 olduğumuz için tenkkk yoooğ

justimagineit__ neden ben değilim demeyin. Bu bölümü ona ithaf ediyorum. Yorum sınırı geçilmiyor diye 2000 yorum yaptı.

Sınır: 320 v 1000 yorum

Yavvv herkes birer yorum atsa oluyor fjemfnfnwm en çok yorum yapan ithaf alır.

Hadi eyw. (bunu bölüm sonu diyecektim tüh)

Bölüm eski zamanlardan...
Neyse iyi okumalar 🌼

***

Emir'den...

"Semra! Balbokum! Bu bebek ne zaman doğacak?" Merakla sorduğum soru karşısında gözlerini devirdi. Aden ve Sarp'ın üçüz bebeklerinin düğünümü mahvetmesi üzerine onlara bir güncük trip attım. Bunun elbette bir şartı vardı.

Çocukları Emir 1, Emir 2 ve Emir 3 olarak sıralamıştım.

"Emir hamile olduğumu iki gün önce öğrendim!"

"Balbokum biraz acele eder misin? Aden 'le Sarp'ın çocuğu oldu!"

"Emir ağzının üstüne bir çarparım! Onunla ben bir miyim? Daha aylarca bekleyeceksin! Saatte bir 'çocuk ne zaman doğuyor?' diye soruyorsun! Yeter!"

"Semra'm bir şey soracağım ama kızma." Kızacaktı fakat çok merak ediyordum.

Bıkkınlıkla nefes verip kollarını birbirine bağladı. "Ne oldu yine Emir?"diye sordu.

"Çocuk ne zaman doğacak?"

***

Yazar'dan...

Kerem hamile karısına karpuz bulmak için elinden geleni yapıyordu. Pembe gömleği, yavru ağzı pantolonu, beyaz rugan ayakkabıları ile yeterince rezil olmuş, bu da yetmezmiş gibi Ocak ayında karpuz arıyordu! Ama bir şeyi çok iyi biliyordu.

O karpuzu almadan eve adımını atamaz, yastık yorganını alıp kanepede uyurdu. Ve bu isteyeceği en son şey idi. Soğuk kış ayında kıçının donması onun için hiç iyi olmazdı.

Yaklaşık bir kilometrelik yürüyüşle açık bir manav bulmuştu. Karpuz elbette kötü idi. Fakat kış ayında ne kadar iyisini bulabilirdi ki?

Üzerindeki kıyafetler ile yeterince rezil olduğu için manavdaki insanların hatta yoldaki insanların ona garip bakmalarını garipsemedi.

Ama hanımcılık kanunlarının ilk maddesi bu idi.

*Karının sözünden asla ve asla çıkma!

***

Sarp'tan...

"Aden'im sakin olur musun?" Benim onu sakinleştirmek için söylediğim cümlenin altında kesinlikle ve kesinlikle tereddüt akıyordu. Veya bıkkınlık.

"Dokuz aylık bir bebeden- pardon bebelerden bu kadar kakacık çıkması normal mi?" Sorduğu soru karşısında kafamı belli belirsiz salladım. Çocukları Emir'e bırakıp başbaşa kalsak, olmazdı. Emir'e güvenecek kadar aptal değildik. Anneme bıraksam Aden çıldırırdı. Kerem ve Nazla bıraksam çocuklarım pembenin elli tonuna şahit olacaktı.

"Hayatım. Sen biraz uyusan mı?"diye sordum. Daha doğrusu teklif sundum. Bu yaptığım fedakarlığı yalnızca üç tane bebesi olanlar anlayabilirdi. Işten yorgun argın gelip üç tane çocuk bakmak ikimizi fazlası ile yoruyordu doğal olarak. Üstelik bugün evlilik yıldönümümüz idi ve Aden unutmuştu!

"Mükemmel olur. On dakikaya uyandırırsın."

Işte en tehlikeli molalardan biri.
Zaten en tehlikeli iki mola var.

*Ders çalışırken verilen ara ve bebek bakarken verilen ara.

*Bir saat ile yedi yıl arasında farklılık gösteren bu ara, Arizona için küçük, Açıkel ailesi için büyük bir facia idi.

"Şimdi bezinizi değiştireceğim! Ama kıpırdamayın olur mu?" Bebeklerimle konuşuyordum fakat umurlarında değildim. Hera oturmuş, uyukluyor Pera gözlerini bana dikmiş kötü kötü bakıyor, Sara ise Pepee izleyip kahkaha atıyordu.

Sara'yı alıp yatırdım. Hâlâ durmuyor, hareket edip üzerine çıkartmamı engelliyordu. Çıt çıtlarından açtığım yemek önlüğünü düzgün şekilde taktım.

Önce mama yedirip mi kakasını temizlemeli idim, yoksa kakayı temizleyip mama mı yedirmeli idim?

Bu soru fazlası ile 'Su içipte mi tuvalete gitsem, tuvalete gidipte mi su içsem?' sorusuna benziyordu.

Eğer üç tane çocuğunuz varsa ve hepsi aynı yaşta ise, özel hayatınız yoktur.

***

-BABA İS DEAD MY NAME İS KÖLE- (Siz, Emir, Kerem)

Emir grubu kurdu.

Emir sizi grup yöneticisi yaptı.

Emir Kerem kişisini grup yöneticisi yaptı.

Emir: S.a kardeşlerim!

Emir: Grup kurmayalı uzun zaman oldu. Hey yavrum hey eski günler

Siz: Allah'ın selamını kısaltma lan

Emir: Hayda

Emir: Selamun Aleyküm

Siz: As

Kerem: ahahahah

Emir: La Kerem öyle gülmeyeceksin, öğrenemedin mi hâlâ?

Emir: Nfmsmjamgnwmbgmznfnanfsnfnsnfnsnnfsnfnmsnfwmmfmsndmsfnsmfnsmfnsmfmsmdnfnndndsmgnsmfmdmsnsmnfdn demek bu kadar mu zor?

Emir: Sinirlendim yha.s

Kerem: Arkadaşlar Naz çağırıyor. Telefonumu ona vermeliyim. İyi akşamlar size.

Emir : Hayatımda senin kadar hanımcı birini gördü isem adımı Sarp yapacağım

Siz: Adımı kirletme lütfen

Emir : djsnfjwmfjs

Emir: Ulan Kerem! ne zamandır Naz'a Hayır demeyi öğrenemedin!

Kerem: Emir yolarım seni!

Kerem: Bundan sonra Kerem'e yazmayacaksınız!

Emir: Pardon yenge

Kerem gruptan ayrıldı.

Emir: Acıyorum şu çocuğa

Siz: Acınacak halde
olan benim

Siz: Bugün evlilik yıl dönümümüz ama karım on dakika uyuyacağım deyip bir saattir uyuyor

Siz: Çocukları daha yeni uyuttum

Emir: aşkolsun yav

Emir: Semra'yla geleyim ben oraya

Emir: Biz bakarız çocuklara

Siz: Size güvenmiyorum cmsngmsmgin

Siz: Çocuklar daha üç saat kalkmaz. Masa falan hazırlamaya çalışacağım

Siz: Neyse işim var

Siz: Hadi eyvallah

***

Çocukların daha bir süre uyanmayacağına kanaat getirip odalarının kapısını kapattım. Muhteşem bir restoranta götürüp, akla gelmeyecek bir hediye almamıştım. Daha doğrusu alamadım. Işten gelince ikimizinde eve gitme isteği fazlası ile artıyordu. Çocukları çok özlüyor, eve gelmek için dakikaları sayıyorduk. Bunun için birbirime fazla özen gösteremiyorduk. Tek isteğimiz çocuklarla ilgilenen bireyler olmaktı.

"Sarp ne yaptın yine?" Kapıya yaslanarak soru soran Aden'e baktım. Hâlâ uykudan uyanamamış gibi duruyordu. Gözleri kapanıyor fakat 3. Dünya Savaşı vererek tamamı ile kapatmamaya çalışıyordu.

"Hayırdır? Doğum günüm mü?"

Hiç mi hatırlamıyordu?!

"Emir'le Semra'nın yıldönümü. Ben kutluyorum."

"Ne?"

"Bizim yıldönümümüz." Söylediğim şey karşısında gözlerini pörtletmiş, inanamıyormuş gibi bakıyordu.

"Şaka yapıyorsun..."diye mırıldandı.

"Özür dilerim. Şu sıralar çok yoğunum. Mutlaka telafi edeceğim."

"Sorun değil. Ben de fazla bir şey yapmadım zaten." Hediyeme bayılacaktı, bundan eminim.

"Hediye kutum ilginç görünüyor! Bir an önce bakmak istiyorum!"dediğinde kutuyu uzattım. Tepkisini çok merak ediyordum. Kutuyu biraz inceledi. Kırmızı ve beyaz renkli kare kutudan hoşlanmış görünüyordu. Yavaş hareketlerle kutuyu açtı.

"Oha! Çüş!"

"Aden'im çocuklar uyanacak."diye fısıldadım.

"Aa doğru."dedi ve konuşmasına devam etti. Ben de merakla diyeceklerini bekledim.

"Sarp bunlar mükemmel. Teşekkür ederim."dedi ve kutuyu bir kenara bırakıp boynuma sarıldı. Gülerek kollarımı beline sardım.

"Adı Üsniye olsun."

"Olsun."

"Doğum günümde Ajdar'ı almanı hatırladım. Hey gidi günler be!"diye mırıldandı ve biraz daha mavi kertenkelemizle bakıştı.

"Hem unutuyorsun hem de karşılıksız bırakıyorsun."

"Ver bir yanak."dediğinde birden yükselen çığlık sesi ile irkildim. Onun ardından bir ağlama ve bir çığlık sesi daha.

Sanırım evlilik yıldönümü kutlamamanın daha doğrusu kutlayamamanın en güzel nedeni çocuklarınız olması idi.

"Sanırım onları uyutmalıyız."

***

Eveeeeeet. Klasik sorularla başlayayım. Daha uzun yazacaktım fakat vaktim yoktu maalesef.

Bölümü beğenenler?

Aden ne kaaa odunsun diyenler?

Kerem hiç değişmemiş diyenler?

Emir h.o diyenler?

Hadi eyw.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro