Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Olasılık Hesabı

"Söyle bakalım Ada... İki meridyen arası zaman farkı dört dakika ise Ankara ile Antalya arasında kaç dakika fark vardır?"

"Hocam arabayla bizim ekip dört buçuk saatte varıyor Antalya 'ya... Hayırdır canınız tahinli piyaz veya kabak tatlısı mı çekti?"

"Saçmalama Ada! Sana onu mu soruyorum ben? Diyorum ki Ankara'da güneş 05: 10 da doğuyorsa Antalya da saat kaçta doğar?"

"Ne bileyim hocam ben? İçime navigasyon cihazı mı kaçmış gibi gözüküyor oradan. Koordinatları verdiniz mi ki size matematik hesabı yapayım? Kıçımdan koordinat mı uydurayım, ne yapayım acaba?"

"Anlaşıldı Ada biz bu işin içinden çıkamayacağız, sana ders vermeyi bıraksam mı acaba?"

"Hocam bırakmayalım bence. Bağımlılık yaptı sizin bu gece dozları bende. Rüyamda sizi görmezsem uyuduğumu anlamıyorum. Yalnız ders olayını geçsek de şöyle güncel mevzulardan konuşsak nasıl olur?"

"Olabilir aslında hep ders hep ders nereye kadar öyle değil mi?"

"Aynen öyle hocam. Bana bunlarla gelin işte."

"O zaman söyle bakalım Ada. Kendi kazdığın kuyuya düşmek nasıl bir his?"

"Şimdi aslında hocam olay şöyle oldu. Malı Arap Hayri den alıyorduk. Arabayı Karabük'e kadar ben sürüyordum... Bir dakika yahu bu benim repliğim değil. Bu G.O.R.A da Arif'in repliği. Hocam sanırım olan aklımı da siz benden aldınız. ''

''  Senin aklını senden alan ben miyim yoksa başka biri mi Ada? ''

'' Valla hocam bu okula geldiğim günden beri her şey de birazcık siz varsınız. Sizinle kurmuş olduğum teşvik-i mesaiyi henüz karşı bir cinsle kuramadım. Baş zebanim Onur yetemediği yerde sizi mi devreye sokuyor bilemedim ki! ''

'' Ceddin deden neslin baban! Hep Kahraman Türk milleti! ''

Buyurun buradan yakın işte... Yine yeni ve yeniden bir öğretim haftasına daha başlıyorduk.  Üstelik kabuslarla dolu bir başlangıç yapıyorduk diyebilirim. Kendi kazdığım kuyunun bir benzerine Azad efendi beni atmış mıydı? Valla atmıştı, billa atmıştı...

Azad ile birlikte bir koca pazar gününü kafamdaki gazlı bez ile damalı eşek gibi geçirmiş miydim? Evelallah geçirmiştim. Şimdi ise hazırlıklarımı yapıp Akın hocanın buyruğu üzerine saat sekizde hazır ve nazır bir şekilde lisansımı almak için sağlık kontrolüne gidecektim.  Kabusun biri bitiyor bir yenisi başlıyordu. 

Doktor; '' Aç bakayım evladım alnını... '' dediği anda yerin dibine gireceğim kesindi. Yatağımı düzeltmiş, üzerimi değiştirmiş, yanıma gerekli olacak şeyleri aldıktan sonra kendimi spor salonuna atmıştım. Nasıl bir aktivite içine girsem hırsım geçerdi acep? 

Yapılacak en doğru şeyin kardiyo olduğuna karar verince sahanın etrafında koşmaya başlamıştım. İşe yaramış mıydı? Tabii ki hayır! 

Olmak istediğim yer mutlak ki bir poligondu. Kendimi elimde bir glock silah ve karşımda Azad'ın fotoğrafının asılı durduğu bir hedef ile hayal etmekten alı koyamıyordum. Azad'ı her seferinde tam alnının çatından vurduğumu hayal ediyor ve bıyık altından gülümsüyordum. 

Kendime not! On sekiz yaşını doldurduğun gün atış talimi için en yakın poligona ışınlan...

On sekiz yaşımı doldurmama şunun şurasında ne kalmıştı ki? Takriben bir ay sonra bağımsızlığımı ilan edecek babaya bağlı özerk olan hükümdarlığımı Ada Soylu Cumhuriyeti olarak değiştirecektim. Eğer yaptığım olasılık hesapları doğru çıkarsa ve hedeflediğim parayı biriktirebilirsem üniversite hayatım boyunca hem çalışıp hem okumam gerekecek ama annem ve babam arasında pinpon topu gibi sekip durmaktan kurtulacaktım. Yaptığım hesaba göre ilk yıl kapağı bir devlet yurduna atabilirsem ikinci yıl kendi evime bile çıkabilecektim. Tek umudum evdeki hesabın çarşıya uymasıydı...

Basketbol potasının direğini ayaklarım ile kavramış, gözlerimi kapatıp mekik çekmeye başlamıştım. Burnumdan nefes alıp ağzımdan veriyor ve her çektiğim mekiği sayıyordum.

'' Bir - iki - üç - dört ! ''

Bacaklarımın üstündeki ağırlık ile gözlerimi açtığımda Azad ile göz göze gelmiştim. 

'' Aferin şampiyon! Bir kıza göre gayet iyi gidiyorsun. ''

'' Azad kalk üstümden! ''

'' Ada! Sus! ''

'' Ne susacağım be! Kalksana üstümden. Sensiz de gayet rahat çekebilirim ben mekiğimi. ''

'' Sakin ol şampiyon. Üzgünüm ama Akın hocanın talimatıyla senin idman partnerin benim. ''

'' Ya bir yürü git! Sen erkek hentbol takımındasın ben kız takımında. Ne partnerinden bahsediyorsun sen? ''

'' Çemkirmeden önce bir etrafına bak istersen Ada. Kız takımı ile erkek takımı ortak çalışır her idmanda. Herkesin bir eşi vardır. Bir tek benim eşim yoktu. Bana da piyangodan sen çıktın maalesef ki! ''

Azad'a inanmamış ve etrafıma bakınmıştım. Öküzlerin efendisi bu defa haklıydı yahu. Ben geleceğime dair olasılık hesapları ile kafayı bozmuşken herkes antrenmana başlamıştı. 

'' Kaç oldu? ''

'' Ne diyorsun Azad? ''

'' Mekik diyorum kaç tane oldu? ''

'' Ne bileyim, sen üzerime oturunca sinirden aklım başımdan gitti. ''

'' Sonunda itiraf ettin işte Ada. ''

'' Neyi itiraf ettim Azad? Delirtme beni! Meşhur kafa atışımın tadına bakmana sadece saliseler kaldı. ''

'' Aklını başından aldığımı itiraf ettin ya az önce Ada! ''

'' Azad! Senin için deliriyorum biliyor musun? ''

'' Hah işte ! Bana bunlarla gel... ''

'' Hatta ilk gördüğüm günden beri seni öpmenin hayalini kuruyorum. ''

'' Çok şanslısın Ada. Çünkü az sonra hayalin gerçek olacak. ''

'' Gerçekten mi Azad? ''

'' Evet! Hazır mısın? ''

'' Yok değilim. Beni öperken gözlerimin içine bakar mısın Azad? ''

'' Sorun değil Ada. Bak şimdiden uyarıyorum ama benim dudaklarım bağımlılık yapar. ''

'' Azad! Sus! ''

'' Ahhhhhhhhhhhhhhhhh! ''

Üzerime eğilip beni gerçekten öpeceğini sanan öküzlerin efendisinin hayalarına dizimi geçirdiğimde tam olarak gözlerimin içine bakıyordu. O acı içinde kıvranırken ben onu üzerimden fırlatmış kahkaha atarak soyunma odasına doğru koşmaya başlamıştım. İtiraf ediyorum canının bu kadar yanacağını hesap edememiştim. Yapmış olduğum bu yanlış hesap Azad'dan bana geri dönecekti. Orası kesindi...

Azad'ı iki büklüm spor salonunda bıraktıktan sonra duşa girmiş ardından da hastaneye sağlık kontrolüne gidebilmek için üzerimi giyinmiştim. Daha gitmemize bir saat vardı. Saçlarımı kurutup alnımdaki bandajı yenilerken aynada alnımdaki yazıyı inceliyordum. Bu kuzen bana bayat kalem mi göndermişti acaba? Yirmi dört saatin dolmasına bir şey kalmamıştı ama yazıda en ufak bir silinme söz konusu değildi. Kaç gün daha bu flastere tahammül edebilirdim bilmiyordum çünkü flasterin içindeki yapışkan maddeye alerjim vardı. Şimdiden tenime temas ettiği yerler morarmaya başlamıştı bile. Yazıdan kurtulsam dahi alnımdaki yaralarla en az bir hafta daha cüzzamlı style dolaşacağım kesindi. 

Tahliller için aç karnına gitmem gerektiğinden kahvaltıya da gidememiştim maalesef ki... Beni tanıyan herkes bilirdi ki karnım aç olduğunda içimden bir alien çıkardı ve ortalığı tarumar ederdi. Lanet olsun ki karnım feci derecede acıkmış gözüm hiçbir şeyi görmez moduna girmişti. Hastaneye gitmeden önce Azad ile karşılaşmamak adına soyunma odasından dışarı çıkmamış soyunma odası ile duşlar arasındaki koridorda volta atmaya başlamıştım. Resmen dakikaları sayıyordum. Nihayet saat sekize bir kala soyunma odasından koşarak çıkmış, koridorları depara kalkmış bir atlet misali geçmiş, merdivenlerden adeta uçarak inmiştim. Kapının önünde beni hastaneye götürmek için bekleyen aracın arka kapısını açıp kendimi koltuğa bıraktığımda duyduğum ses ile nutkum tutulmuştu.

'' Rahat mısın Ada? ''

***

Yeni bölümde görüşmek üzere hunicanlarım!

Bu satıra en sevdiğiniz kankanızı etiketlemeyi ve bölümü turuncu yıldızlarla donatmayı unutmayın. 

İyi ki varsınız, çok seviliyorsunuz...

***

Eğer hala bizi sosyal medya üzerinden takip etmiyorsanız;

Aklı Dışarıda Resmi İnstagram sayfası : @aklidisaridaofficial

Büşra Çivicioğlu: @busracivicioglu

Ada Soylu ( Livia Çelebi ) : @liviacelebi

Azad Karahan ( Göksel Kayahan ) : @gokselkayahan

Ege Saygıner ( Metin Yücel ) : @renovatio8

Onur Baytan: @onurbaytanofficial

Anıl Can: @anilcanmusic

Mehmet Kılınç: @mehmetklncoffical

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro