Kar-Zarar Hesabı
Canlarım ve hunicanlarım herkese merhabalar kokulu öpücükler gönderiyorum. Bugün nedense Mahşerin dört atlısı halimizle sizlere merhaba demek istedim. Fotoğrafta elinde telefonla fanlara whatsap grubunda dert anlatmaya çalışan ben deniz hunili yazarınız, şaşkın bakışlarla '' Siz gerçek misiniz? '' diye soran okurlara laf anlatmaya çalışan zümrüt yeşili gözlü kardeşim Anıl Can, '' Buraya bak bakayım sen çoban mısın? '' diye soran teyze yüzünden kahkaha atarken Memoya' ya arkadan sarılan tabi ki can kardeşim Onur Baytan ve Allah'ım ben nereye düştüm bakışı atan da ortanca kardeşim Mehmet Kılınç.
Şimdi tüm bunları ben size niye yazdım öyle değil mi?
Valla Cebimdeki Gözyaşlarının kanlı canlı bir kitap olarak raflara çıkmasına az bir zaman kalınca içimden geldi galiba. Yaşasın hunili kardeşliği diyor, yeni bölüme geçmeden önce size minnak bir duyuruda bulunmak istiyorum.
Canlarım ve hunicanlarım; Yapılan tetkikler sonucu koltuk altımda bulunan kitlelerden birini maalesef iyi görmediler. Kanser şüphesi yüzünden kitlenin çıkartılmasına karar verildi. Bu yüzden haftaya perşembe günü ufak bir ameliyat geçireceğim. Nöroloji ansteziye ameliyatım için orta-riskli diye rapor verdiği için sadece birkaç saat yoğun bakımda tutulacağım ve yavaş yavaş uyandırılacağım. Onun dışında olayı aştım ve kendime iğne yapmaya bile başladım. Bu aralar değerlerim yine biraz düştüğü için halsiz olduğumdan sizlere hemen dönemiyorum. Sanırım perşembe gününden sonra bir kaç gün kolumu kullanmakta sıkıntı yaşayacak olabilirim. Ben sizlere ameliyata girmeden önce elimden geldiğince bölüm atmaya çalışacağım canlarım. Bu arada an itibariyle 140K olmuşuz.
Desteğini esirgemeyen tüm herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
İyi ki varsınız çok seviliyorsunuz...
'' Bazen daha fazladır her şey
Bir eşikten atlar insan.
Yüzüne bakmak istemez yaşamın,
O kadar azalmıştır anlam...
O zaman hemen git radyoyu aç bir şarkı tut
Ya da bir kitap oku mutlaka, iyi geliyor
Ya da balkona çık bağır, bağırabildiğin kadar
Zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor
Ama fazla da üzülme, hayat bitiyor bir gün
Ayrılıktan kaçılmıyor
Hem çok zor hem de çok kısa bir macera ömür
Ömür imtihanla geçiyor
Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem
Unutmam acı tatlı ne varsa hazinemdir
Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem... '' Sezen Aksu'nun '' Gidemem '' isimli şarkısını veranda da oturmuş hep bir ağızdan söylüyorduk dolunaya karşı. Rıdvan bir taraftan mangalı yakıyor, Onur ve Memo şarkı söylerken bir taraftan da etleri şişe takıyor, Anıl büyük bir şevkle salata hazırlıyordu. Ben ise sadece oturmuş onları izliyordum. Rejisör koltuğunda yayılırken ayaklarımı verandanın çitlerine doğru uzatmış, denizden esip gelen meltemin verdiği serinlikle üzerimdeki şalı çekiştirip duruyordum. Onlar dolunaya karşı hummalı bir şekilde çilingir sofrası kurma çabalarındayken ben başıma gelecekler hakkında kar - zarar hesabı yapıyordum.
Azad'ı Ege'yle çarpmıştım. Kağan efendi ile de bölecektim. Sonuç ne çıkacaktı onu bilemiyordum. Galiba olacakları yaşamadan bilemeyecektim.
'' Gemileri kurtarabildin mi bari kuzen? '' diye soran Onur yanağıma bir öpücük kondurduğunda elimin tersiyle yanağına bir şaplak yapıştırmıştım.
'' Daha affetmedim seni kuzen! Şansını zorlama istersen... ''
'' Nasıl olsa affedeceksin Ada! Tribal enfeksiyon geçirmenin anlamı var mı? ''
'' Sana işkence etmek hoşuma gidiyor kuzen. Benimki de böyle bir psikopatlık işte ne yaparsın. Körle yatan şaşı kalkıyor. Senin bana yaptıklarından sonra benim yaptığım trip solda sıfır kalır. ''
'' Ama anlattım sana. Tek derdimin seni korumak olduğunu açıkladım. Bu konuda anlaştığımızı sanıyordum Ada. ''
'' Anlaşmadık kuzen. Sen anlattın ben dinledim sadece. Hem söyler misin bana? Beni kendi kalbimden nasıl koruyacaksın acaba? O canına yandığımın öküzüne aşık oldum çünkü. Ha şuan ondan nefret ediyor olabilirim ama bu canımın yanmadığı anlamına gelmez. Onun içinde bir çözüm buldun mu acaba? ''
'' Yani şimdi sen kız değil de erkek olsan; ' Çivi çiviyi söker! ' derdim ama onu da söyleyemem. Çok mu aşık olmuştun kuzen gerçekten? ''
'' İşin aslı bilmiyorum biliyor musun? İlk defa aşık olduğum için mi yoksa aşkın nasıl bir şey olduğunu bilmediğim için mi buna cevap veremiyorum. Sadece kendimi fazlasıyla kandırılmış hissediyorum. Bunda senin de payın çok. Ege'yi ne zaman bu dahice planına ortak ettin acaba? ''
'' Susma hakkımı kullanabiliyor muyum acaba kuzen? ''
'' O. HAL ilan ettim sana Onur! Tüm hakların geçici olarak askıya alındı. O yüzden dökülmeye başlasan iyi olur. Her şeyi öğrenirsem belki o zaman seni affedebilirim. ''
'' Ya aslında çok karışık biliyor musun? Hayal Kahvesindeki geceyi hatırlıyor musun? ''
'' Evet gayet iyi hatırlıyorum. Sen beni arayıp Azad'ın seni tehdit ettiğini söyleyince onu biraz araştırttım. Önüme gelen dosyayı görünce ufak çaplı bir şok geçirdim diyebilirim. Sonra konser gecesi Azad'ın sana nasıl baktığını görünce bende bir aydınlanma oldu. Ege'nin onun en yakın arkadaşı olduğunu hatta kardeş gibi olduklarını öğrenmiştim. Ege'ye olacakları öngördüğümü ve çok yakında ikinizin arasında büyük bir aşkın doğmasının yakın olduğunu, buna engel olmazsak eğer ikinizin de çok zarar göreceğinizi anlattığımda o da benimle aynı fikirde olduğunu söyleyerek plana dahil oldu. O Azad'ı koruyor bense seni koruyor olacaktım böylelikle. Engel olabildik mi? Olamadık. İnan seni korumaktan başka bir düşüncem yok Ada. Bir gün seni benim kadar koruyup sevecek kişiyi bulduğunda inan bana böyle arkandan dolap çevirmeyeceğim. Ancak o gün gelene kadar hep yakım markajımda kalacaksın ve hep biz birbirimizi yemeye devam edeceğiz. ''
'' Peki hata yapmama izin vermezsen doğru yolu ve doğru kişiyi nasıl bulacağım kuzen? ''
'' Hata yapacaksın kuzen. Sen her hata yaptığında her başın sıkıştığında da biz yanında olacağız. Tıpkı şuan olduğu gibi. Beraber ağlayacak beraber gülecek ve önümüze çıkan her engeli beraberce aşacağız. Ne olursa olsun ben, biz senin elini daima tutacağız. Bir gün evlenip yuvadan uçsan bile bu böyle olmaya devam edecek. ''
''Madem öyle içimdeki bu acıyı nasıl söküp atacağız kuzen? ''
'' Ona daha hiçbir bilim insanı çare bulamadı Ada hanım. Beraber ağlayacağız, saçmalayacağız hatta avazımız çıktığı kadar bağıracağız. Böyle acıların tek ilacı vardır o da zaman kuzen. Hatırlasana benim zamanında nasıl dağıldığımı. O zaman el birliği ile beni toplayan siz değil miydiniz? Şimdi sıra sende. Bizde seni toplayacağız. Bak muhteşem etler hazırladık. Salata da tamam. Şimdi sana ben bir tane de bira açarım. Sadece bir tane ama. Zaten sen onu içince yamulursun. Hatta burada çalacağımız bir şeyler de vardır. Hem çalar hem söyleriz. Şarkılar derman olur bize. Hadi kalk da masayı beraber hazırlayalım. ''
'' Tamamdır kuzen. '' derken oturduğum yerden kalkabilmek için Onur'dan destek almıştım. Ben mutfaktan tabakları ve gerekli malzemeleri toparlarken Onur da dolaptan çıkardığı müzik aletlerini dışarıya taşıyordu. Ben veranda da masayı hazırlarken muhteşem üçlü uzun süredir kullanılmamaktan ayarı kaçmış aletlere akord tutturmaya uğraşıyordu. Rıdvan mangalda pişen etleri servis ederken Anıl açtığı birayı bana uzatıp kendileri için aslan sütü servis ediyordu. Bir kaç dakika sonra herkes hazır olunca Memo kadehini kaldırıp ; '' Ağzımıza sıçanlara! '' demişti.
'' Ağzımıza sıçanlara! '' demiştik hep bir ağızdan. Ardından Memo kadehinden bir yudum alıp elindeki gitarı alıp, '' son - ki - üç- dört '' dediğinde Onur elindeki udu Anıl ise klarneti aynı anda çalmaya başlamıştı.
Bir taraftan tıkınıyor, bir taraftan zıkkımlanıyor bir taraftan da şarkı söylüyorduk. Bir ara ne olduğunu anlamadığım bir konu hakkında Memo ve Anıl hararetli bir şekilde konuşmaya başlayınca Onur elindeki udu konuşturmaya devam ediyor ve en sevdiğim şarkılardan birini seslendiriyordu. O an yaptığı hareket gülmekten oturduğum sandalyeden düşmeme sebep olmuştu.
https://youtu.be/Ia4-7LgKQdI
'' Kuzen iyi misin? '' diye soran Onur'a cevap veremiyordum çünkü boğazıma martı kaçmış gibi anıra anıra kahkaha atıyordum. ''
'' Allah iyiliğini versin kuzen! Neden yaptın ki şimdi bunu? ''
'' Birden aklıma geldi kuzen. Senin Cebimdeki Gözyaşları'nda en çok güldüğün bölümlerden biri çatalla çalıyorum kısmı diğeri ise ahanda bu Memo'yu kurtarmaya çalışırken duvardan atladığım için skiny model pantolunumun yırtılıp bokserım ile poz verdiğim sahneydi. Şu an burda düz duvara tırmanıp görüntü kirliliği oluşturamayacağıma göre bende bu sefer udu çatalla çalayım dedim. ''
'' Tamam kuzen valla affettim seni. İyi ki varsın be! '' derken yanına gidip kocaman sarılmıştım ona. Bir kaç saat içinde tabii ki hayatımda ilk defa bir birayı tamamen içmiş olmamın da etkisiyle tüm sinirlerim vücudumdan alınmış gibi gevşemiştim.
Gecenin geri kalan kısmında eskiye dair hatıralarda saklı kalmış yaptığımız ne kadar saçmalık varsa her birini tek tek yad etmiştik galiba. Çakır keyf olmak dedikleri buysa ben baya baya olmuştum sanırım. Gözlerimi ovuşturuyor, gördüğüm şeyin gerçek mi yoksa beynimin bana oynadığı bir oyun mu olduğunu algılamaya çalışıyordum. Yaptığım hareketlere anlam veremeyen Anıl daha fazla dayanamayarak bodozlama dalmıştı mevzuya...
'' Ne oldu Ada? ''
'' Bilmiyorum ki! Bir öküz gördüm sanki... ''
Yeni bölümde görüşmek üzere hunicanlarım!
Bu satıra en sevdiğiniz kankanızı etiketlemeyi ve bölümü turuncu yıldızlarla donatmayı unutmayın!
İyi ki varsınız çok seviliyorsunuz...
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro