Bombelere Gel!
Canlarım ve hunicanlarım herkese kocaman merhabalar ve geleneksel hale gelen kokulu öpücüklerimi gönderiyorum. Sizi çok fazla bekletmeden hemen yeni bölüm ile baş başa bırakmadan önce sosyal medya hesaplarımızı yeniden hatırlatmak istedim.
Resmi instagram sayfası: aklidisaridaofficial
Büşra Çivicioglu: @busracivicioglu
Ada Soylu ( Livia Çelebi) : @liviacelebi
Azad Karahan ( Göksel Kayahan) @gokselkayahan
Ege Saygıner ( Metin Yücel ) renovatio8
Onur Baytan : @onurbaytanofficial
Anıl Can : @anilcanmusic
Mehmet Kılınç : @mehmetklncofficial
Bu satıra hikayemizi seveceğini düşündüğünüz kankanızı etiketlemeyi unutmayın
İyi ki varsınız çok seviliyorsunuz...
'' Ne sevgilisi Ada? Ne diyor bu? ''
Öfke ve şaşkınlıktan gözlerinin rengi değişen Ege bana hayal kırıklığı ve nefretle sentezlenmiş bakışlar atarken içim acımıyor desem yalan olurdu. Üstüne üstlük ben Ege'ye durumu nasıl izah edeceğim, içine sıkışıp kaldığım durumdan nasıl sıyıracağımı düşünüp dururken promosyon niyetine Azad efendi de karşımda dikilmişti. Görüntü itibariyle oluşturduğumuz kare ilüstürasyonu eksik Yusuf müdür ile Sarp 'a kafa tutan Kebapçı Celal ve Mert gibiydi...
'' Ada Allah için söyle kaç kişiyi aynı anda idare ediyorsun? ''
'' Ne diyorsun sen be Azad? ''
'' Valla iyi tezgah kurmuşsun. Dışarıda Onur, içerde Alptuğ. Bunlar yetmedi üzerine kuma olarak da beni al bari... ''
'' Manyak mısın sen be! Onur benim kuzenim... ''
Allah'ım ne yapmıştım ben? Bir çuval incirin içine aleni aleni sıçmıştım resmen. Sinirden çenemi tutamamış ve Onur'un kuzenim olduğunu Azad'a yumurtlamıştım işte. İşin aslı Azad'ın Onur'un kuzenim olmasını öğrendiğinden değil, Onur'un yaptığım gafı öğrenmesinden daha çok korkuyordum.
'' Öğrencilerimizden Ada Soylu, öğrencilerimizden Ada Soylu. Ziyaretçiniz var. Danışmadan bekleniyorsunuz... ''
Duymuş olduğum anons hayatımı kurtarmıştı resmen. Yapacak bir şey yoktu. Ataların dediği gibi düşmüş olduğum denizde yılana sarılacak hatta bir yıl boyunca onunla koyun koyuna takılacaktım. Azad ve Ege'ye en ukala bakışımı atarken Alptuğ'un elinden tutmuş; '' Hadi sevgilim buranın tadı kaçtı. Gidelim! '' demiştim. Alptuğ hareketlerime uyum sağlamış ve karşımızda bizi boğazlamak istercesine bekleyen Azad ile Ege'yi umursamadan yürümeye başlamıştı.
'' Sana çıkma teklifi de etmemiştim ama artık yarın akşam ki yemek ilk randevumuz olsun mu prenses? '' demişti kıkırdayarak.
Koridorda yürürken Alptuğ'un koluna bir yumruk atmış ve kıkırdamıştım.
'' Bence yarın pişirdiklerimi yedikten sonra bu söylediklerine pişman olacaksın Alptuğ. Bir şey soracağım. Orada sevgiliyiz demek nereden aklına geldi ki? Sayende yedi kocalı hürmüze döndüm. Baksana Azad bile haremime katılmaya kalktı. ''
'' Aslına bakarsan doğaçlama gelişti. Ancak Ege'yi de Azad'ı da senden daha iyi tanıyorum. İkisininde yapmayacağı tek bir şey vardır. Asla ve asla birinin sevgilisine yan gözle bakmazlar. ''
'' Bak sen! Demek bundan sonra bana yanaşmayacaklar öyle mi? Bundan yüzde yüz emin misin? ''
'' Adım gibi Ada. Bundan sonra özgürsün. Yalnız inandırıcı olmak adına okul bitene kadar iyi rol yapmamız lazım. ''
'' Orası kolay Alptuğ. İtiraf etmem gereken bir şey var ama. Sen az önce bizi patlatana kadar ben Ege'den hoşlanıyordum. Gerçi bizden bir cacık olmazdı. Onur gibi bir kuzenim olduğu sürece ben daha çok yalnız takılır, wattpad de hikaye yazarım. ''
Nihayet danışmaya ulaştığımda gözlerime inanamamıştım. Alptuğ'u unutmuş ve sakat bacağımla depara kalkmıştım.
'' Memo! Gözlerime inanamıyorum... Ne işin var senin burada? '' Daha iki gün önce görmüş olmama rağmen onu yeniden görmek ilaç gibi gelmişti bana.
'' Dur deli kız! Konser var akşam Zara ile birlikte. Soundchek öncesi boşluğum vardı. Hem seni göreyim hem de bizim danayla tanıştırayım demiştim ama siz zaten tanışmışsınız. ''
'' Dana derken? ''
'' Alptuğ işte... ''
'' Kuzen dana demesek ayıp oluyor yahu sevgilimin yanında. ''
'' Ne sevgilisi, ne diyor Ada bu? ''
'' Sorma Memo ya! Az önce sevgili olduk. Gerçi olduğumuzdan benimde sonradan haberim oldu. Aman! Yılan hikayesi gibi yemin ederim. Sen onu boş ver de az önce Alptuğ sana kuzen mi dedi? ''
'' Aynen öyle cadı. Bu dana benim kuzenim. Seni ona emanet etmiştik ama kediye ciğer mi emanet ettik bilemedim şimdi. ''
'' Yok ya onun gerçekten bir suçu yok. Tam tersi beni bir durumdan kurtarmak için sevgili olduğumuzu ilan etti. Gerçi şimdiden kuzeninle helalleşsen iyi olur. Çünkü yarın akşam ona yemek yapacağım. Geceye sağ çıkar mı bilemem. ''
'' Ciddi olamazsın? ''
'' Valla! ''
'' Alptuğ gel kardeşim son bir kez sana sarılayım. En son bu cadı bize yemek yapmaya kalktığında gece hastanede sonlanmıştı. Gıda zehirlenmesinden iki gün hastanede yattık. ''
'' Helal olsun kuzen! Sevgilimizin elinden zehir olsa da yiyeceğiz artık. ''
'' Aman Alptuğ, burada da rol yapmamıza gerek yok. ''
'' Yerin kulağı vardır Ada bu okulda. Sırrını kendine bile sesli söylemeyeceksin. ''
Memo ile aynı anda kahkaha atıp Ramiz dayının taklidini yapmıştık.
'' İki kişinin bildiği sır değildir yeğen! ''
Memo,ben ve Alptuğ misafirlerin ağırlandığı kafeye geçip birer kahve içmiş orada havadan sudan sohbet ederek vakit öldürmüştük keyiften beş bin köşe vaziyette. Nihayet ayrılık vakti gelmiş, çatmış Memo'yu uğurlamaya çıkmıştık kapının önüne. İkimize aynı anda sarılan Memo; '' Siz iki dana birbirinize emanetsiniz bundan sonra. Kuzen bu cadı bizim kıymetlimizdir. Tırnağına zarar gelirse senden biliriz ona göre... '' demişti.
Mehmet Onur'un kardeşten ötesiydi tıpkı Anıl gibi. Aynı karında dünyaya gelmemişlerdi belki ama üçü kardeş gibiydi. Onların varlığı hayatımı anlamlı kılıyordu. Aslında bir yanım deliler gibi kıskanıyordu üçünü. Çünkü benim hiç onlar gibi kardeşim diyebileceğim bir dostum olmamıştı. Gerçi bendeki bu arıza potansiyeli bulunduğu sürece olabileceğe de benzemiyordu...
Alptuğ'un ortaya atmış olduğu pimi çekilmiş el bombası sayesinde günün geri kalanını aşk böcüğü gibi rol yaparak geçirmiştik. Saat 20:45 i gösterdiğinde Alptuğ beni odama bırakmış ardından kapılar kapanmadan önce yatakhanesine doğru gözden kaybolmuştu. Pembe pijamalarımı giydikten hemen sonra kendimi yatağıma bırakmış ve yastığımın altında duran kitabımı alıp okumaya kaldığım yerden devam etmiştim.
***
'' Burak Özçivit ile Fahriye Evcen evlenmiş sonunda. Hatta Fahriye Evcen düğünde üç farklı gelinlik giymiş diyorlar.''
'' Hayırdır hocam yeni merakınız paparazzi mi? Dehşetül vahşet öğretim taktiklerinize ne oldu? Hem ben o gelinliği asla giyemeyeceğime göre neyleyim Fahriye'nin gelinliğini? ''
'' Hep ders hep ders nereye kadar be Ada! Üzülüyorum evladım senin için. Güzel kızsın Allah için ama keşke çirkin şansın olaydı. Biri sana bağlama büyüsü falan mı yaptı acaba? ''
'' Hocam Allah rızası için ne içiyorsanız bana da ondan verin. ''
'' Bir şey içmiyorum kızım bu benim doğal halim...''
'' Allah'ım sana geliyorum! ''
'' Ada! Ada! ''
'' Hocam bırakında uyuyayım yahu. Bütün gün rol yapmaktan canım çıktı zaten. ''
Sarsılan vücudum ve gözlerimi açmamla gece karanlığında ışıl ışıl parlayan Azad'ın yeşil gözleri pişti olmuştu. Azad elini ağzımın üstüne bastırırken usulca kulağıma doğru dişlerinin arasından fısıldıyordu.
'' Sakın sesini çıkarma. Yürü çabuk! Gidiyoruz, seninle konuşacağımız şeyler var...''
Yeni bölümde görüşmek üzere.
Bu bölümü turuncu yıldızlarla donatmayı unutmayın hunicanlarım!
İyi ki varsınız çok seviyorum sizi yahu...
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro