Koyduk Mu?
Kolumdaki saatin ötmeye başlamasıyla mabadıma cin biberi kremi kaçmış gibi koşmaya başlamam bir olmuştu. El insaftı yani. Binanın bir kanadının en uç noktasından diğer kanadının en uç noktasına beş dakika içinde yetişebilmem için Usain Bolt 'un rekorunu kırmam gerekiyordu. Nefes dahi almadan belimdeki acıyı umursamadan koşuyordum.
Aksi takdirde zaten kapı kapanacak ve saatlerdir vermiş olduğum emekler boşa gidecek ve de okuldan atılacaktım. Kurallar kitabının üçüncü maddesi öyle diyordu. Son on beş metre kala kapının kapanmaya başladığını görünce o aradaki mesafeyi nasıl geçtiğimi bilememiş son üç metre de bir uzun atlama sporcusu edasıyla kayarak kapının arasından kendimi yatakhane kısmına atmayı başarmıştım.
Kapı kapandıktan sonra sinirlerim boşalmış ve kahkaha atmaya başlamıştım. Boğazımı parçalayarak gelen kahkahalara engel olamıyor adeta içeride bir martı mahsur kalmışçasına garip sesler çıkarıyordum. Ama başarmış mıydım başarmıştım. Sıra altın vuruşu yapmaya gelmişti. Whatsappı açmış ve baş düşmanıma tıklamıştım...
" Herkes yattığında dolabını aç. Sakın ses çıkarma. Sana bir hediye bıraktım. Dünkü jestini karşılıksız bırakmam mümkün değildi... "
SEKİZ SAAT ÖNCE
Revirde geçirdiğim Kel Kamil'li saatlerden sonra nihayet yatakhaneye doğru taburcu edilmiştim. Belimdeki ağrının dışında aslında o kadar büyütülecek bir durumum da yoktu. Sanırım bunun yegane sebebi gömlek değiştirir gibi okul değiştirmiş olduğum için bilumum spor dallarıyla uğraşmış ve sayısını unuttuğum kadar çokta sakatlanmış olmamdı. Yatakhaneye ulaşıp üzerimdeki kıyafetlerden kurtulmam ile telefonumun titremesi bir olmuştu.
" Sister ben geldim. Bahçe de seni bekliyorum. Ekipman tamamdır. "
Mesajı okuduğum anda gözlerimin ışıldadığına yemin edebilirdim. Takriben on dakika sonra cağnım kuzenim Onur'un kollarının arasında okulun bahçesinde bizi kesen kızlara," Ce-e! " diyerek poz veriyordum.
" Söyle bakalım kuzen yine sevgilin mi oluyorum? "
" Yok artık kuzen! Senin yüzünden evde kalmış bir kız kurusu olarak kalacağım. Kısmetimi kapama artık lütfen. Şunun şurasında on sekiz olmama ne kaldı? Kuzenimsin ve sayende az önce okulun en popi kızı oldum. "
" Diyorsun! O kadar mı? "
" Of Onur ya! Cıvıma işte. Görmedin mi kızların hepsi gözleriyle seni yiyor. Yalnız baştan söyleyeyim bu limandan sana sevgili çıkmaz. "
" Deme öyle Sister. Ortam fena değil gibi. "
" Tabii canım. Sen önce kurallar kitabını gör. "
" O ne be? "
" Uzun hikaye. Sonra anlatırım. Sen ekipmanı içeri nasıl soktun? "
" Fenomen kartımı kullandım Sister. Ha birde güvenlikteki hatuna imzalı fotoğraf ve albüm vermiş olabilirim. "
" Delisin ya. Ama iyi ki Kuzenimsin. "
" Anlat bakalım Sister. Nasıl yapıyoruz? "
" Şimdi önce biraz poz veriyoruz. Sen kaza geçirdiğimi öğrendin ve beni ziyarete geldin. Ardından biraz da çevre yapıyoruz. Bu arada arkadaşlarım ile tanışmak istiyorsun. En son selfie çekimi ile işi bitiriyoruz. "
" Standart prosedür diyorsun yani? "
" Aynen öyle... "
Onur'un koluna girmiş merdivenlerden yukarı doğru çıkacakken gayri ihtiyari,"Belim!" diyerek inlemiştim. Sevgili kuzenim şov yapmaya bayılırdı. Saniyeler içinde kendimi onun kollarının arasında yukarı taşınırken bulmuştum. Kapıdan içeri girdiğimizde baş tiki karşımızda belirmiş ve " Aaaa! Kızlar Onur Baytan burada, koşun gelin!" diyerek anırmıştı resmen. Onur beni yere bırakıp, " Evet o meşhur Modern Çoban Ferhat benim, size nasıl yardımcı olabilirim bayan?" Pozunu takınacakken çaktırmadan kolunu çimdiklemiştim.
Bu kıza uyuzdum sonuç olarak. Kuzende benim kuzenim olduğuna göre ona avucunu yalamak düşecekti. Ben kızların arasından nasıl bir bahane bulup da sıvışsak diye düşünürken duyduğum ses kurtarıcımın geldiğini müjdeliyordu.
" Ada! Bakıyorum da ayaklanmışsın. Misafirimiz mi var? "
" Evet sizi tanıştırayım. "
" Aslında ben kendimi tanıtsam daha doğru olur Ada. Onur beyi bu okuldaki herkesin tanıdığına eminim. Merhabalar ben Ege. Hem Ada'nın arkadaşı hem de öğrenci Birliği başkanıyım. "
" Merhabalar Ege, bende Ada'nın sevgilisiyim. "
" Onur! Ne konuşmuştuk? "
" Kızım sen bana bu okuldaki erkeklerin potansiyelinden bahsetmeden önceydi o. Konu kapanmıştır. Bir yıl daha sevgilim olarak kalacaksın. " derken kulağıma fısıldamış ardından Ege'ye dönüp konuşmaya devam etmişti.
" Aslında sevgiliden de öte. Biz Ada ile beşik kertiğiyiz. Üniversite bittikten sonra evleneceğiz. "
Ege," Anladım. " derken şaşkınlıktan dilini yutmak üzere gibi davranıyordu. Ah be Onur. Onun yüzünden bu dünyadan kız kurusu olarak göçüp gideceğim kesindi. Ne zaman bir sevgili bulsam bir haftaya kalmadan terk ediliyordum. Sonra bir tanesi ağız burun dağılmış bir şekilde karşıma çıkınca öğrenmiştim işin aslını. Benim pek sevgili kuzenim bunları kendince bir teste tabi tutuyor eğer geçemezler ise kankaları Anıl ve Mehmet ile ağız burun dalıp iadesiz şekilde postalıyorlarmış çocukları. Etrafımı sarmış olan bu üç silahşör sayesinde erkek sinekle bile bağ kuramaz hale gelmiştim. Netice itibariyle benim Biskolata erkeği diye lakap takmış olduğum Ege'yi gördüğü anda içindeki maço dile gelmişti modern çobanımın.
Ben içimden repertuvarımdaki tüm küfürleri Onur'a doğru sıralarken o çoktan Ege ile muhabbeti koyultmuştu.
" Demek Öğrenci Birliği Başkanısın Ege. En kısa zamanda bir araya gelelim. Grubumla size konser vermekten zevk duyarım. "
" Cidden yapar mısınız? Çok seviniriz. "
" Tabii ki. Hem şöyle bir şey yapsak daha da güzel olur sanki. Bizim kapak yüzü olduğumuz bir kitap var. Cebimdeki Gözyaşları diye. Yazarımızı da çağırırız. Öğleden sonra imza günü ve söyleşi yapar akşamda konser veririz. Sevgilimin okulunda yapmayacağım da nerede yapacağım? "
" Bu gerçekten muhteşem olur Onur bey. "
" Bey deme lütfen sadece Onur. Hem Ada telefonda bahsetti. Ona çok yardımcı olmuşsun. "
" Ne demek Onur. Bu benim görevim sayılır. "
İkisinin arasına girip ellerimi havada sallarken," Hello! Bende buradayım. Ben kahve içmek istiyorum. Ege kafeterya nerede? " demiştim.
Ege," Ah tabii. Hadi gidelim. Sohbete daldık unuttum. Azad beni orada bekliyordu zaten. " dediğinde altın bulmuş gibi sevinmiştim. Önden yürüyen Ege'yi takip ederken Onur'a sessizce," Azad ile mutlaka tanışmalısın. Yoksa plan suya düşer. " demiştim...
ŞİMDİ
Yatağımda tavanla aşk yaşarken telefonum titreşimde kulaklıklar kulağımda hazır kıta bekliyordum. Takriben on beş dakika içinde araması yada mesaj atması lazımdı. Ona bıraktığım hediyeyi açtığında yüzünün alacağı şekli görmek için neler vermezdim ki?
Nitekim beklediğim olmuştu. Yine bir Whatsapp mesajı ve yine baş düşmanım Azad efendi. Mesajın üzerine dokunmadan önce kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum.
" Beş dakika sonra kapının önünde ol. Konuşmamız lazım. "
Gelen mesajı yanıtlarken kendimi o kadar çok sıkıyordum ki neredeyse gülmekten altıma edecektim...
" Konuşacak bir şey yok Azad. Eğer benim görüntülerimi İnternete koyarsan bende senin fotoğraflarını tüm arkadaş bulma sitelerine koyarım telefon numaranla birlikte. Eminim üzerindeki "Beni Sev" yazan tişörtün ve yatağa bağlı olduğun tüylü kelepçelerin bir sürü kişinin fantezi dünyasını güzelleştirecektir. Ödeştik Azad! Hesap kapandı. Bundan sonraki maçlara bakalım. "
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro