7. Bölüm- Serezoğlu Ailesiyle Yemek
Multimedya- I Wıll Always Love You
Fotoğraf- bölümü okursanız anlarsınız.
"Kerem akşam geliyorsunuz değil mi?"dedi. Annesi. O sesle irkildi Pelin. Kerem kelimesi beyninde bir çok şey çağrıştırırken çıkış yolundan hızlıca fırladı.
Kerem Serezoğlu.
Kerem Serezoğlu eşittir Aras Serezoğlu diye içinden geçirdi. "Bu olamaz,"diye mırıldandı. Annesi sesini duymuş olmalı ve Pelin'in yanına geldi.
Annesi"Canım birşey mi oldu?"dediğinde telaşlı hareketler yaparak saçını karıştırdı. "Anne, Bu gün misafirimiz mi var?"diye sordu cevabını bilsede buna emin olmak istiyordu. Acaba Aras buradada işte olduğu gibi febri mi davranacak? düşündüğünde kendini kötü hissetti. "Evet canım, Aras ve Kerem bu gün akşam yemeğimize katılacaklar ve bu gün çok özel olmanı istiyorum. Hatta alışverişe çık."dedi ve içeri geri döndü. Pelin odasına çıktı ve sinirle kendini yatağa attı. Bir elbise seçip masasına bıraktı.
Telefon çaldı!
Arayan-Selin
Telefonun çalmasıyla yatağından kalktı ve telefonunu cebinden çıkardı. Telefonu açarak kulağına koydu. "Efendim?"
"Naber kızım?"dedi gülerek Selin. Hemen cevap aldı zaten. "Kötü Selin, kötü! Of..."diye söylendi. Ağlayacakmış gibi yaparak.
"Ne oldu ki?"dedi. Pelin gözlerini kapatarak konuştu, "Kızım, o gün klüpte Oğuz'a kafa atan çocuk varya, kısacası Aras Serezoğlu bu gün misafirimizler annemler davet etmiş."dedi ve gözlerini açtı. Selin küçük bir inledikten sonra "Hani o yakışıklı olan çocuk mu? Ay, kızım 1 haftadır çocuğu her yerden takip ediyorum. Resmen bir sosyal medya popüleri."dedi ve sustu.
"Ne yakışıklısı be, inatçının teki."diye karşılık verdi Pelin. Selin durumu hemen çaktı ve şeytanca kahkahalar attı. "Ne gülüyorsun ya,"diye ekledi Pelin. "Kızım hazır çocuk sizin eve geliyor, git adam gibi giyinde çocuğun gözüne gir."dedi ciddimsi ses tonuyla.
"Onun gözüne girmek isteyen kim be!"diye bağırdı. "Hem giyerim birşey."diyip gözlerini devirdi. "Kabul et kızım çocuk tatlı."dedi Selin gülerken. Pelin cevap vermedi. "Neyse hadi kapatıyorum, görüşürüz canım."diyip öpücük yolladı. Telefonu kapattıktan sonra arkasına döndü ve biraz önce seçtiği kıyafete baktı.
Kötü olduğuna karar verince alışverişe çıkma isteğiyle karşılaştı ve bu güzel teklifi geri çevirmeyerek evden çıktı.
Güzel bir AVM(Alış Veriş Merkezi)'ne giderek, güzel bir mağazaya girdi. Gözü kırmızı bir elbiseye takılınca derin bir şekilde elbiseye odaklandı. Ama odaklanmasının onu eski anılarına götüreceğinin tahmin edememişti.
Oğuz'un elinde gitar vardı. Pelin parlayan siyah piyanonun siyah taburesine oturmuştu. Her yeriyle beyaz olan bir odanın içindelerdi. Birbirilerine bakıp gülümsedikten sonra ikiside müzik aletlerine odaklandılar. Çalmaya başladıklarında ortaya çok güzel bir müzik çıkmıştı.
"If I should stay
Eğer Kalırsam
I would only be in your way
Sadece Senin Yolunda olacağım
So I'll go but I know
Öyle Gideceğim Ama Biliyorum
I'll think of you every step of the way
Yolun Her Basamağında Seni Düşüneceğim
And I will always love you
Ve Seni Her zaman Seveceğim
Will always love you
Her zaman Seveceğim
You, my darling you
Sen , benim Sevgilim Sen
Bittersweet Memories
Acı Tatlı Hatıralar
That is all I'm taking with me
Hepsi Bu , Kendimle konuşuyorum
So goodbye please don't cry
Güle Güle , Lütfen Ağlama
We both know I'm not what you You need
İkimizde Biliyoruz Benim Değil Senin Ne İstediğini .
And I will always love you
Ve Seni Her zaman Seveceğim
I will always love you
Seni Her zaman Seveceğim
I hope life treats you kind
Umarım Hayat sana iyi Davranır
And I hope you have all you dreamed of
Ve Umarım Bütün düşlediklerine Sahip Olursun
And I wish to you joy and happiness
Ve Neşe ile Mutluluk Dilerim
But above all this, I wish to you love
Ama Bunlardan önce , Sevmeni Dilerim
And I will always love you
Ve Seni Her zaman Seveceğim
I Will always love you
Seni Her zaman Seveceğim
I will always love you
Seni Her zaman Seveceğim
I Will always love you ...
Seni Her zaman Seveceğim
I Will always love you ...
Seni Her zaman Seveceğim
I , I will always love you
Ben , Seni Her zaman Seveceğim
You , Darling I Love You .
Sen , Sevgilim sen
I'll Always , I'll Always Love You
Ben Her zaman , Seni Her zaman Seveceğim ...." İkisi de aynı anda söylemişlerdi şarkıyı. Bitirdiklerinde odayı sessizlik sarmıştı. Oğuz ayağa kalktı ve Pelin'in yanına doğru gitti.
Elini Pelin'e uzatarak kalkmasına yardım etti. Onu kendine çekerek, "Senin, güzelliğinin yanında kayboluyorum."dedi ve gözlerini Pelin'in dudaklarına doğru indirdi. Biraz daha yaklaştığında aralarında santimler kalmıştı. Pelin Oğuz'u iterek bulundukları ortamdan çıktı.
Herşey gözünün önünden hızlıca geçerken elbiseyi almaya karar verdi. Askıdan çıkardığında göğüs dekoltesi fazlasıyla açık olmayan uzun kollu, dantelli mini bir elbise. Kendi kendine gülerek kasaya yöneldi.
"Buyrun hanımefendi?"dedi kasiyer. Pelin elbiseyi kasiyere uzatarak, parasını ödedi. Sonrada kuaföre giderek saçına güzel bir model verdi. Selin'i dinlemek zoruna gitsede, aynada kendini görünce çok şaşırdı.
Arabasına binerek eve doğru sürmeye başladı. O anda telefonuna bir mesaj geldi. Telefonunu eline aldı. Bir yandan yola bakarken mesajı okumaya çalıştı.
Gönderen-Annesi
Mesaj-Canım, akşam Erbatur aileside bize eşlik edecek. Haberin olsun istedim. Haydi öptüm, gecikme...
"Oley be! Pınar'da geliyor."diye bağırdı. Bu gün akşam yalnız kalmayacağı için mutluluk çığlıkları atıyordu.
Arabayı durdurup koşarak eve girdi. Annesi onu gördüğünde şok olmuşçasına baka kaldı. "İşte benim kızım,"diye övündü. Babası da ekledi "Aynen öyle."
Biraz sonra hava karardı ve Pelin, babası ve annesi salonda oturuyorlardı. Her an kapı çalabilirdi. Acaba Pınar'lar ile Aras'lar beraber mi gelecek? Diye düşündü ve birazdan cevabını alacaktı. Kapının çalmasını dört gözle beklerken mutlu olduğu her halinden belli oluyordu ama bir yanı eksikti. O yanında korku vardı. Aras'ın onu rezil etmesinden korkuyordu.
Kapı çaldığında ne yapacağını bilmiyordu. Görevlileri olan Sedef teyze tam kapıyı açacakken annesi "Durun ben açarım,"diyip gülümsedi. Demesiyle birlikte Sedef hanım geri çekildi ve hafifçe boynunu büktü. O bu ailenin bir parçası gibi. Çok marifetli çok ve çok bilgin bir kadın.
Herkes ayağa kalkıp kapının yanına doğru gitti. Pelin kalbinin hızlı bir şekilde attığını hissedebiliyordu. Annesi yavaşça kapıyı açtığında karşısında Kerem Serezoğlu, Aras Serezoğlu, Pınar Erbatur, Erdem Erbatur ve Sedef Erbaturu gördü. Aras'a bakmamaya çalışarak "Hoşgeldiniz" diyip gülümsedi. Annesi herkesi içeri davet edince Pelin yan tarafa çekildi ve konukların içeriye girmesini izledi.
Aras asi hareketlerle içeri girerken Pınar, Pelin'e bakıp gülüyordu. Pelin'de küçük bir gülümsedi. Konuklar salona geçti ve herkes koltuklarda yerini aldı. Pınar ve Aras yan yana oturmuştu, Pelin'de tam karşılarına. Aile büyükleride karşı karşıya oturmuştu.
"Ee, anlat bakalım Aras kızımız iş konusunda nasıl?"dedi Pelin'in annesi, herkes önce gözlerini Pelin'e sonrada Aras'a çevirdi. Allah'ım lütfen kötü bir şey söylemesin. Diye mırıldandı Pelin. Aras konuşmaya başladığında Pelin feci bir şekilde korkuyordu.
"Okuduğu bölüm için sorarsanız; çok başarılı bir kızınız var. Ayrıca nitelikli bir insan ve ne yaptığını çok iyi bilen birisi."dedi çok kelimesini söylerken Pelin'e bakmıştı ve bu Pelin'i korkutmuştu. Belgin hanım göğsünü gererek başını dikleştirdi. Sonrada etrafa gülümsemeler saçtı. Sedef hanım mutfaktan çıkarak Belgin hanıma-Elisa'nın annesine- eliyle hareketler yapıyordu. Aslında demek istediği yemek hazır. Belgin hanım bunu anlayınca hemen konuşmaya koyuldu.
"Hepimiz acıktık, hadi yemeğe geçelim."diyip ayağa kalktı. Herkes sıra sıra ayağa kalkarak salonu terketti. Yemek odasına gittiklerinde karşılarında, beyaza boyanmış ahşap büyük bir masa vardı. Siyah dantelli olan sandalyeleri ortalığı şenlendiriyordu. Duvarların renginin koyu gri olması yemek masasına uyum sağlıyordu.
Kerem bey ve Faruk bey masların başına oturdular. Erbatur ailesi birlikte bir tarafa oturdular ve geriye üç kişi kalmıştı, Aras, Pelin ve Belgin hanım. Aras ve Pelin yan yana oturduklarında Belgin'de onların yan tarafına geçti. Masada binbir türlü yemek çeşidi vardı. Göze batanlar şunlardı, sarma, Patates ve köfte, börek, salata, mantı, özel soslu tavuk, özel soslu spagetti, masanın ortasına bayram şekerliği eşliğinde koyulmuş çilek ve çikolata sosu ve içecekler. İnsan aç değilse bile bu iyecek sofrası insanın iştahını açabilir.
Aile büyüklerinin bardaklarında kırmızı şarap vardı. Pelin, Pınar ve Aras'ın bardağında ise su vardı. Herkes yemeğe başladığında kimse konuşmadı. "Bu günün şerefine,"dedi Kerem bey ve bardaklarını havaya doğru kaldırdılar. Bardakları birbirlerine hafifçe çarpıştırdıktan sonra güldüler. Odayı kahkahalar sarmışken Pelin hala tedirgindi.
Tabaklarına aldıkları yemekleri bitirdikten sonra herkes ayaklandı ve içeri tekrar geçildi. Pelin, ile Pınar bakışırken Pelin ayağa kalktı ve "Müsadenizle,"diyip Pınar'a gel işareti yaptı. Pınar'da müsade istedikten sonra bahçeye çıktılar.
Çimlerle kaplı bahçenin ortasındaki fayansla döşenmiş havuz çok güzel duruyordu. Bahçedeki beşik gibi sallanan koltuğa oturdular ikiside rahatlıkla.
Pınar "Kızım bu Aras denilen çocuk gerçekte daha yakışıklıymış."dedi. Pelin gözlerini kısarak konuşmaya başladı. O an da Aras telefon ile konuşuyordu ve içerdekileri rahatsız etmemek için bahçeye çıkmıştı ardından Pelinleri fark edince telefonu kapattı ve onları dinledi.
Pelin Aras'ı farketmemişti, "Kızım onun neresi yakışıklı, sen onu holdingde göreceksin. Benden başka uğraşacak kimseyi bulamayınca bana koşuyor hemen. Daha bu gün tartıştım onunla."dediğinde Aras kıkırdadı. Kıkırdamasıyla birlikte ikiside arkalarına döndüler. Aras hemen eski sert, acımasız, olgun haline döndü ve Pelin'e doğru bir cümle yöneltti, "Olur olmaz kişilere içini dökersen, döktüklerini toplamak yine sana kalır, Pelin Aykaç."dedikten sonra sert bakışlar atarak arkasına döndü ve kıkırdayarak içeri girdi.
"Gördün mü?"dedi Pelin Pınar'a. "Kızım karizmayı gördün mü?"dedi Pınar ağzı açık bir şekilde. Pelin ona vuracakmış gibi bakıp güldü. Sedef teyze elindeki tepsiyle Pelinlere doğru geliyordu.
"Kızlar size çok güzel kahveler yaptım."dediğinde ikiside gülüştüler. "Sedef teyzeciğim bizde tam senden böyle birşey isteyecektik."diyip Sedef teyzeyi öptüler. Sedef teyze gülerek mutfağa geri döndü.
Kızlar kahvelerinden bir yudum aldıktan sonra sohbete devam etti.
"Kızım bulmuşsun böyle adamı hala söyleniyorsun, ama Oğuz'la aranızda bir şey varsa bilemem."diyip ellerini iki tarafa savurdu.
"Salak mısın, kızım! Oğuz'la aramda hiç birşey olamaz, ve olmayacakta!"diye mırıldandı sert bir şekilde.
"Efendim, Can?"dedi arkadan bir ses. Hemen arkalarına döndüler. Aras telefonla konuşuyordu.
"Ne, nasıl!"diye bağırdı tekrar. "Tamam geliyoruz, ben babama haber veriyim."dedi Aras ve hızlıca içeri girdi. Pelinler'de Aras'ların gideceğini anlayınca içeri girdiler. Girdiklerinde herkes ayağa kalkmıştı. "Kızım, Pınar hadi bizde kalkalım artık."dedi Erdem bey. Pelin ve Pınar ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ama akıllarına hiç birşey gelmiyordu.
Erbatur ve Serezoğlu ailesi Aykaç ailesi ile vedalaşarak dışarı çıktılar.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro