Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

28. Bölüm- Kaçırılma

Genç kız uykulu gözlerle yatağından kalktı ve elini yüzünü yıkamak üzere banyoya gitti. Banyodan çıkıp dolabının önüne geldiğinde aynayla bir süre bakıştı. Saçını arkasına doğru atıp topuz yaptıktan sonra dolabı açtı.

Dolabından sarı ve krem renginin arasındaki bir renkte, sıfır kol, kısa bir tişört giyip altına siyah, parlak ve ayak bileğine kadar uzanan bir tayt giydi. Son olarak siyaha yakın olan renkteki uzun montunu giydi ve saçlarına biraz bakım yapıp saçını öne doğru saldı.

Bu gün Yaman'la buluşacaktı. Onu la konuşması gereken bazı konular vardı belki de. Aşağı inmeden önce koridorda ilerleyip kardeşi Mira'nın odasına daldığında Mira telefonla konuşuyordu.

"Ya abla kapı çalmayı bilmiyor musun? Allah Allah ya!"deyip elindeki telefonu arkasına saklayan kardeşine baktı, Pelin. "Birşey saklamıyorsun değil mi?"dedi Pelin kaşlarını kaldırıp.

"Ne saklama mı bekliyorsun? Hem senin işin gücün yok mu? Git Aras'la uğraş biraz."dedi ve kapıyı kapattı, Mira.

Genç kız anlamaz bir tavırla aşağı indi. Kafasında soru işaretleri olsada evden çıkıp arabasına bindikten sonra telefonunu eline alıp mesaj yazmaya başladı.

Gönderilen: Yaman
Geliyorum.

Yaman'dan

Telefonumu elime alıp gelen mesajı okudum. Koltuğumda daha çok yayılıp Pelin'i bekledim. Beni buraya neden çağırdığını bilmiyordum. Ah, deli kız. Aras kadar acımasız olan bir adama aşık olan bir kız o.

Gözlerimi kapatıp, başımı iki kolumun arasına aldıktan sonra beklemeye başladım. Biraz sonra karşımdan hışırtı sesleri geldiğinde gözlerimi açtım. "Selam Yaman."

Başımı aşağı-yukarı sallayıp "Selam"diye söylendim. "Bakar mısınız?"deyip elimle yan masanın başında duran garsonu işaret ettim. Pelin bana ilk önce anlamaz tavırla baksada sonrasında beklemeye başladı.

"Ne yemek istersin?"dediğimde Pelin "Birşey istemiyorum. Zaten konuşmamızın uzun süreceğini sanmıyorum."dedi.

Garson geldiğinde "İki tane çikolatalı kek ve portakal suyu."deyip garsona baktım. Garson elindeki not defterine birkaç şey yazıp yanımızdan ayrıldığında Pelin bana baktı.

"Ben bu gün seni buraya, senden yardım almak için çağırdım, Yaman."

Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Sana nasıl yardım edebilirim cici kız?"

Pelin utanmış gibi başını yere eğip tekrar bana baktığında kıkırdadım. Biraz önce fütursuzca gülmüştüm. Deliriyordum sanırım.

"Sen Aras'ı benden daha iyi tanıyorsun. O yüzden şimdi bana Aras'ın nefret ettiği şeyleri ve sevdiği şeyleri söyleyeceksin. Bunu yaparsan bende senin istediğin bir şeyi yaparım."dedi Pelin.

Bu benim işime gelebilirdi bu. Ama ondan isteyecek bir şeyin yoktu sanırım. "Aras. Hımm... Yanındakinin çok konuşmasını, çok gülmesinden hoşlanmaz. Daha önce hiç bir kızla bir ilişkisi olmamıştı. Sizin ilişkinizden
bahsediyorum. O kadınlarla sadece eğlenip onları bırakıyordu."diye dedim fazla derinlere inmeye çalışarak.

"Bu kadar hoşlandığı şeylere gelirsek sanırım hiç birşeyden hoşlanmıyor cici kız."dediğimde Pelin masamdan kalktı ve kafeden çıktı. Ne olduğunu anlayamamıştım. Ona anlattığım şeyler işine mi gelmişti yoksa sinir etmişti?

***

Genç kız, sokakta koşmaya başladı. Arabasını kafenin birkaç sokak arkasına park ettiğinden, birazdan arabasına bindi ve sürmeye başladı. Telefonunu eline alıp mesaj yazmaya başladı.

Gönderilen: Aras
Neredesin?

Telefonu bırakıp yoluna odaklandığında trafiğin olmaması bu gün, genç kızın şanslı olduğuna işaretti. Normalde olsa burada bir zincirleme falan olması lazımdı. Telefonu çalmaya başladığında, hem yola bakıp, hemde telefonunu eline alıp açtı.

"Neden bana ansızın nerede olduğumu bir mesajla soruyorsun? Birşey mi oldu?"dedi Aras. Sesi oldukça anlamsız ve öfkeli çıkmıştı. Pelin, yaptığının bir yanlış olduğunu düşünmüyordu.

"Erkek arkadaşıma, ansızın nerede olduğunu soramaz mıyım?"

Telefondan bir ses gelmeyince Pelin, telefonun kapandığını sandı ama telefon açıktı. Aras, Pelin'in ona erkek arkadaşım diyişini umursamıyormuş gibi homurtular çıkardıktan sonra "Evdeyim."diye yanıtladı.

"Tamam, geliyorum o zaman."dedi genç kız kendi, kendine gülümserken. Aras "O zaman bekliyorum."deyip telefonu kapattı. Biraz sonra genç kız arabayı durdurup, aşağı indikten sonra eve doğru yürüdü. Evin büyük kapısının ardına tam geçecekken maskeli bir adam genç kızın ağızını kapatıp onu arabaya doğru sürükledi.

Genç kız adamın elini ısırıp bir aralık oluşturduktan sonra "Aras! Yardım et!"diye bağırdı.

Aras'tan

Dışarıdan birinin benim ismimi bağırdığını duyduğumda hızla pencereye doğru ilerledim. Pencereye baktığımda sadece bir kadının zorla arabaya sürüklendiğini gördüm. Sürükleyen kişiler kadının yüzünü kapatmıştı.

Benim sesim tekrar kulağımda bittiğinde gözüm Pelin'in arabasının açık kapılarına kaydı. Bu Pelin'di. Bağırıp koşarak merdivenlerden indiğimde, kendimi zamanla yarışıyor olarak hissediyordum.

Kapıyı açıp arabanın yanına koştuğumda, tek gördüğüm; Pelin'i kaçıran arabanın tozuydu. Kahretsin! Lütfen ona birşey olmasın! Lütfen! Cebimden telefonu çıkarıp Faruk Bey'i aramaya başladığımda çok geçmeden telefonu açtı. Şimdi ona nasıl anlatabilirdim ki?

Faruk bey kızınız biraz önce kaçırıldı. Faruk bey birileri Pelin'in ağızını kapatıp onu zorla kaçırdı... En iyi yöntemin bu olayı Faruk Bey'in bilememesi olduğuna kanaat getirip telefonu kapattıktan sonra ne yapacağımı düşündüm.

Bunlar kimdi? Kız arkadaşımdan ne istiyorlardı? Gözlerimi kapatıp sinirle bağırdığımda babamın arkamdan seslenişini duydum. "Aras bir sorun mu var?"

Babama cevap vermeyip koşarak eve girdikten sonra merdivenleri tırmandım. "Can! Hemen buraya gel!"diye bağırdığımda Can odadan telefonunu saklayarak çıktı. Birşey saklıyordu. Bundan emindim.

"Ne oldu?"

"Herkese haber ver, birileri Pelin'i kaçırdı. Bizim eve gelsin herkes."dediğinde telaş yapmasına izin vermeden montumu alıp dışarıya doğru koştum. Cebimden telefonumu çıkarıp Pelin'i aramaya başladığımda telefonu arabanın içinde çaldı.

Gözümden istemsizce bir yaş süzüldüğünde kendime küfredip gözümü sildim. Arabama binip hızlıca sürmeye başladım. Arabamın çıkardığı sesler beni rahatsız ederken. Yolun ortasında patinaj çekip öbür tarafa sürmeye başladım. Onu o taraftan kaçırmışlardı ve onları bulma şansım vardı.

***

"Yalvarırım bırakın beni, ben size birşey yapmadım."dedi genç kız ağlamaya devam ederken. Adamlar onu umursamıyor, sanki kulaklarını tıkamışlar gibi davranıyorlardı. Genç kızın başı ağrımaya başladığında göz kapakları ağırlaştı.

Artık adamları kesik-kesik görebiliyordu. Gözleri ona oyunlar oynuyordu. Televizyon kanalının sinyali gittiğinde siyah beyaz çizgiler çıkar ya ekranda aynısı oluyordu işte şu an.

Göz kapakları tarafından yenilgiye uğrayan genç kız, gözlerini kapattı ve başını istemsizce hareketsiz bıraktı...

Selin'den

Telefonuma gelen mesajla telefonumu elime alıp önce biraz sosyal medyada gezindim. Sonra aklıma mesaj geldiğinde mesajı açtım ve okumaya başladım.

Gönderen: Can
Pelin kaçırılmış. Hepimiz amcamlardayız.

Mesajı okuduktan sonra telaşla inleyip ayağa kalktım. Bu bir toplu mesajdı. Koşarak evden çıkıp arabama bindikten sonra hızla gaza yüklenip, Kerem Beylere doğru sürdüm. O benim en yakın, çocukluk arkadaşımdı. Lütfen ona birşey olmasın Allahım.

Arabayı durdurup koşarak eve girdim. Can'ın dediği gibi herkes buradaydı. Gözyaşlarım serbest kalırken bir yer bulup oturdum...

Aras'tan

Arabayi son hızda sürmeye devam ederken diğer yandan bağırıyordum. Arabayı hızlıca durdurup arabadan indim ve köşke doğru yürüdüm. Evin bahçesindeki güvenlik bana anlamaz tavırla bakarken ayağımla kapıyı itip içeri girdim.

Bahçeye girdikten sonra koşarak evin kapısının yanına vardım. Kapıyı tekmelemeye başladığımda güvenlik yanıma gelip beni uyarmaya başladı. "Sen karışma!"diye tersleyip kapıyı tekmelemeye devam ettim.

Kapıyı beyaz gömlek, siyah bir etek giyen kadın açınca arkasında Asım Bey'i gördüm. Burası Oğuzlar'ın eviydi. Asım Bey kaşlarını keyifli bir şekilde çatıp bana yaklaşırken "Arasçığım?"dedi sorarcasına.

Yanıma vardığında kaşlarımı çatıp "Oğlun nerede?"diye bağırdım. Bana daha keyifli bir şekilde baktığında ağızını açmasına izin vermeden ceketinin yakalarına yapışıp onu duvara iteledim.

Arkamdaki güvenlik bana yaklaşırken Asım Bey başıyla güvenliğe emir verip gitmesini söyledi. Biraz sonra Sude Hanım koşarak içeriden geldiğinde ağızı bir karış açılmıştı. Asım Beyi duvara biraz daha ittiğimde "Bilmiyorum. Sabah erkenden çıktı. Çıkmadan önce tek söylediği 'İşim var' oldu."dediğinde yakasını bıraktım ve arkamı dönüp yürümeye başladım.

Sude Hanım, "Burası dağ başı değil, delikanlı. Her istediğinde burada terör estiremezsin."diye bağırdı. Umursamadım. Pelin'i Oğuz'un kaçırdığından adım kadar emindim.

Arabaya binip hızlıca eve doğru sürdüm. Arabadan inip evin açık olan kapısından girdikten sonra içerdekilere gözümü gezdirdim.

"Bir gelime var mı?"dedi Selin olduğunu tahmin ettiğim kız. Doğrusu kız arkadaşımın arkadaşlarını bile doğru düzgün tanımıyordum ama bu kızı dağ evinde gördüğümden hafızama bir şekilde kazınmıştı.

"Selin'di demi?"dediğimde içerideki herkesin gözü bana döndü. Yanlış birşey söylememiştim. Selin bana bakarken umursamadan, "Pelin'i Oğuz kaçırdı. Aklı sıra benden intikam almaya çalışıyor. Sahi artık Pelin ve Oğuz'un geçmişini biri bana anlata bilir mi?"dedim.

Birkaç kişi bana olayı anlattığında, Oğuz ve Pelin'in eskiden masum bir birliktelikleri oluğunu öğrendim. Tabii o canavar Oğuz'un bulunduğu bir yerde nasıl masumluk olacaksa...

"Nereden biliyorsun, Oğuz'dan böyle birşey beklemem?"dedi Emre. Selin olduğuna artık kanaat getirdiğim kız arkasına dönüp, "Hıh, sen zaten o hayvana toz kondurma!"dedi.

"Emre sen Oğuz'u koruduğuna göre onu hepimizden iyi tanıyorsundur..."dedim kaşlarımı çatarken. Emre başını sallayıp, "Evet."dediğinde sahte ve korkutucu bir gülümseme sergiledim.

"Onun Pelin'in kaçırabileceği yeri söyle hemen!"deyip Emre'ye baktığımda: "Ben nereden bileyim, delirdin mi sen?"dedi. Gerçekten bu şekilde gülümsüyorken beni deli sanmış olabilirlerdi.

"Onunla birlikte gittiğiniz hiç gizli bir yer yok mu?"dediğimde kaşlarını kaldırıp homurdandı. Şu an çok sakin odluğumun farkında değildi sanırım. Çünkü her an onun üzerine atlayıp, onu buracıkta öldürebilirdim.

"Hayır."dedi kısaca. Gözlerimi sinirle kapatıp iç çektim. Kız arkadaşım eski sevgilisi tarafından kaçırılıyordu ve ben burada boş boş oturuyordum. Ve o kız benim yanımdayken kendini güvende hissederken onu kapımın önünden kaçırılıyordu. Sinirle hırlayıp yumruğumu sıktıktan sonra gözü dönmüş bir aslanın avına baktığı gibi duvara baktım.

Sinirle yumruğumu duvara geçirip parmaklarımın arasından akan kanı izledim. Herkesin gözünün üzerimde olduğunu bilsemde biraz sonra arkamı dönüp yürümeye başladım.

Arabama bindikten sonra gaza yüklendim ve hızla sürdüm. Yollarda boş boş ilerliyordum. Sanki Pelin'i bulabilecekmişim gibi... Gözlerimi kapatıp arabayı sürmeye devam ettiğimde gözlerim bir saniyeliğine bile açılmamıştı.

Arabanın büyük bir duvara yaklaştığını bilsemde arabayı durduramaya gücüm yoktu. Pelin, benim yüzümden kaçırılmıştı. Belki de onu eve değilde bir kafeye çağırsaydım bunlar olmazdı. Gözlerim hala kapalıydı.

Arabanın sinyali devreye geçtiğinde, kalın bir kadın sesi "1 metre."dedi. Bu duvara sadece bir metre arayla yaklaştığımın göstergesiydi. Biraz sonra tekrar konuştuğunda umursamadan sürmeye devam ederken telefonum çaldı. Telefonumu hızla açıp "Efendim baba?"dedim.

Babam sanki mutlu bir haberin söyleyecekmiş gibi nefes alırken kaşlarımı çattım. Ayaklarım gazdan otomatikten uzaklaşıyordu. Ama araba hala ilerliyordu. Gözümü açtığımda duvarla aramda sadece biraz kalmıştı. "Pelin bulunmuş."dedi babam, mutlu sesiyle. Pişmanlıkla ayağımı frene bastırıp burnumu buruşturduğumda araba duvara çarptı.

Arabanın duvara çarptığı an telefonum açık olduğundan, telefonun diğer ucundan bir inleme duydum. Bu umrumda değildi çünkü şu an tek düşünmem gereken saçımın arasından süzülen kan olmalıydı.

Cam parçacıkları gözüme gelmesin diye gözlerimi kapatmış, kollarımı siper ettiğime birkaç cam yanağıma ve elime geldi. Başım dönüyordu. Direksiyona baktığımda etrafı cam parçacıklarıyla doluydu. Başımın istemsizce direksiyona doğru sürüklendiğini farkettiğimde kendimi geriye çekmek için çok geçti...































































Yeni bölümde görüşmek dileğiyle...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro