Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

I. Bölüm ♡ Kalbinizi Yeni Bir Ritimle Dolduracak Kişi

Uzaktan tıpatıp aynı beyaz daireler olarak gözükseler de yakından hepsinin birbirine özgü şekli olan kar taneleri gökyüzünden narince süzülmekteydi.

Kamelya beresinin başından sürekli kaymasından mütevellit arada bir elini başına getirip çekiştiriyor, sonra bakışlarını yine gözlerini büyüleyen gökyüzüne çeviriyordu.

Takvim 2217 yılında olduklarını gösterse de eski yüzyıllardan süregelen sevgililer günü olduğu yerde duruyor, insanlar bu günü heyecanla bekliyordu; onun dışında.

Sıcak içecek satan standın önünde kendi sırasının gelmesini bekliyordu. Dakikalar geçmişti ama acelesi yoktu, dışarıya kendi isteğiyle çıkmıştı zaten. Sonuçta her zaman gökyüzünden yeri beyaz örtüsüyle kaplayan kar yağmıyordu.

Önünde kimsenin kalmadığını tezgahın ardındaki küçük robot, “sıra sizde Kamelya hanım.” dediğinde anlamıştı. İsmini duyduğunda artık şaşırmıyordu, bu robotların yüz tanıma sistemi eğer yüzünüzün yarısından fazlasını bir atkıyla kapatmıyorsanız başarıyla kim olduğunuzu anlayabiliyordu.

Siparişini verdikten sonra beklemeye başladı. Gövdesi hareket etmese de uzun metal kolları sağda solda dolaşıp içeceğini hazırlayan robota baktı. Küçükken onlardan biraz olsun korkardı fakat şimdi siyah yuvarlak çıkıntıların üzerindeki mavi renkli yanıp sönen gözleriyle onları sevimli bile buluyordu. Hatta insanlarla iletişim kurması için programlanmış bir tanesine denk gelirseniz eğlenceli sohbetler edebilirdiniz bile.

Dirseğini önündeki tezgaha dayamıştı, şimdi odak noktası kaldırımda yürüyen iki gülüşen sevgiliyi bulmuş ve iç çektikten sonra bakışlarını önceki konumuna getirmişti.

“Aşk nedir?” diye sordu, neredeyse mırıltıyla. Gerçekten bu sorunun cevabını merak ediyordu, sahiden böyle bir duygu var mıydı yoksa insanlar var olduğuna inanarak kendini kandırıyor muydu?

“Analiz ediyorum.”

Karşısındaki robotun sonucu arayıp hızla dönen ışıltılı gözlerine utançla baktı ve hızla öne eğilip ellerini iki yana salladı. “Hayır, hayır! İşinize bakın lütfen. Sorum size değildi.”

Robotun gözlerinde bir çarpı işareti yanıp söndüğünde elindeki sıcak buharlar süzülen kahveyi kızın önüne bırakıp sordu, “öyleyse yanıtı biliyor musunuz?”

Kamelya arkaya doğru düşmeye başlayan beresini bir kez daha düzelttikten sonra bakışlarını karın kaplamaya başladığı yere yöneltti.

“Hayır,” dedi, neredeyse mutsuz bir sesle. Şimdi de bir robota aşk hakkında dert mi yanıyordu? Olacak iş değildi. Etrafına bakındı, neyse ki civardan tek tük insan geçiyordu ve ona tuhaf bakışlar atan kimseler yoktu.

Rüzgar şimdi daha sert esiyordu, artık ödemeyi yapıp gitmeliydi. Kolunu yatay bir şekilde yukarı kaldırıp bilekliğindeki düğmeye bastı. Çok geçmeden karşısında mavi renkli hologram ekranı belirdi. Ekrana ödemesi gereken parayı ve küçük işletmenin adını girdi. Gönder tuşuna bastıktan sonra robotun gövdesindeki ekranda ödediğine dair belgenin gelmiş olduğunu gördü.

“İnsanlar şimdilerde ‘Adımlarının Ucundaki Aşk’ uygulamasını indirip duruyorlar.” Robot az önce yaptığı içeceğin kaplarını ve malzemelerini tek tek toparlarken bir yandan da karşısındaki insana bakıyordu. “Belki bu sorunuzun cevabı olabilir.”

Genç kız bu uygulamayı daha önce duymuştu fakat hiç detaylı bir araştırma yapmamıştı. Henüz birkaç aydır piyasadaydı ama insanların dilinden düşmek bilmiyordu. Uygulama ne kadar başarılıydı merak ediyordu.

“Teşekkür ederim.” dedi ve yavaş adımlarla uzaklaşmaya başladı.
Kaldırımda attığı her yeni adımda ayağının altındaki ince kar tabakası ses çıkarıyor, soğuk yüzüne vurup onu üşütecek gibi olduğunda koruma kalkanı olarak hissettiği sıcak kahvesinden bir yudum alıyordu. Belki de denemeliyim, diye düşündü. Kaybedecek neyi vardı? Hem belki de dedikleri doğruydu ve bu yolla ruh eşi karşısına çıkacaktı.

Bilekliğiyle senkronize olan telefon ekranına ulaşmak için yeniden düğmeye basıp yürürken uygulamanın adını sesli olarak arattı. Yıldızı neredeyse beşe yakın olan uygulamaya kaşlarını hafifçe çatarak şüpheyle baktı. Gerçekten bu kadar mükemmel olabilir miydi?

Kısa bir tanıtım videosu gördüğünde oynat tuşuna bastı ve hemen yolunun üzerindeki bankı görüp hızlı adımlarla yanına vardı. Neyse ki bankların altında küçük ısıtıcılar vardı ve yüzeyi bu sayede kar tutmuyordu. Oturup elindeki kahveden sıcak bir yudumun daha boğazından geçmesini sağladıktan sonra başlayan videoyu büyük bir dikkatle izlemeye başladı.

“İnsanlar karşısındaki bireyin neleri sevip sevmediklerine emin dahi olmadan kendilerini bir ilişkinin içinde buluverirler.”

Hoş bir erkeğin sesi videoya çıkan iki insana eşlik edip olayı anlatıyordu. Kız elinde kitaplarla kütüphanede yürüyordu ve bir erkekle çarpışıyordu, ikisi birlikte yere eğildiğinde gözlerinin içi gülüyordu. Video kendi kendine durakladığında anlatıcı konuşmaya devam etti.

“Yahut böyle klişe bir buluşma sizi bulmayacaktır.”

Az önceki sahne bir kitap sayfası gibi yana kaydı ve elindeki bileklikten uygulamayı indiren bir genç kız girdi kadraja. “Uygulamamız sizin için en ideal kişiyi bulur.”

Kızıl saçlı kadının önündeki hologramda yürüdüğü yolun haritası belirdiğinde ileride kırmızı bir nokta parıldadı.

“Karşınıza çıkan öylesine biri değildir. Hobileri, insanlarla ilişkileri, korkuları bile sizinle örtüşen, kalbinizin ritmini yeni bir melodiyle doldurup taşıracak olan kişidir.”

Videodaki kişi haritada kırmızı noktanın parladığı yere vardığında durdu. Hologramı kapandığında karşısında genç bir erkek duruyordu. Onun da bakışları tıpkı kızınki gibi başta şaşkındı fakat sonra ikisinin de gözleri yavaşça kısılmış ve gülümsemeye başlamışlardı.

Tıpkı izlediği süre boyunca yudumladığı kahve gibi video da uygulamanın adını vurguladıktan sonra burada sona eriyordu. Bu ön gösterim son günlerde genelde her şeye kuşkuyla yaklaşan Kamelya’yı bile etkilemeyi başarmıştı. Şimdi zihni indirip indirmemek arasında düşünüp duruyordu. En kötü ne olabilirdi? Tam da sevgililer gününe sayılı günler kala karşısına ruh eşi çıksa çok hoş olmaz mıydı? Kalbinde neşeli bir hareketlenmenin eşliğinde indir tuşuna basıp beklemeye başladı. Saniyeler içinde uygulama inmişti.

Daha fazla beklemeden uygulamaya girdiğinde karşısına bir sözleşme ekranı çıkmıştı. Baştaki maddeleri biraz okuduktan sonra yazıyı hızla aşağı kaydırdığında sonsuzluğa doğru gidiyormuş gibi olduğunu gördü.

“Büyük ihtimal kişisel bilgilerime erişmek için izin istiyorlardır.” diye düşündü sesli bir şekilde.

Normalde bu kadar uzun bir sözleşmeden koşarak uzaklaşırdı fakat uygulamanın fragmanında dediği sözler aklında dönüp duruyordu.

“Karşınıza çıkan öylesine biri değildir. Hobileri, insanlarla ilişkileri, korkuları bile sizinle örtüşen, kalbinizin ritmini yeni bir melodiyle doldurup taşıracak olan kişidir.”

Eğer kendisi hakkındaki bilgilere erişmelerine izin vermezse o zaman karşısına ruh eşini de çıkaramazlardı. Bu bilgiler mantığına yattığında sözleşmenin tüm satırlarını okumayı es geçerek kabul ettiğini bildiren kutucuğa basıp onayladı. Önünde şehrin haritası belirdiğinde heyecanlanıp ayağa fırladı.

“Hemen çalışacak mı?”

Hemen heyecana kapılmamalıydı, daha çalışıp çalışmayacağı bile belli değildi. Hızlanan nefes alış verişlerini düzene sokmaya çalışırken kalkarken düşürdüğü karton bardağı eline alıp en yakındaki geri dönüşüm kutusuna attı.

Bir ileri bir geri giderken gözlerini haritanın büyük bir kısmını kaplayan yükleniyor yazısından ayıramıyordu.

“Bana uygun birini mi arıyor? Bu mümkün mü?”

Kendi kendine konuştuğunun farkındaydı ama etrafında içindeki kıpırtıyı anlatabileceği biri yoktu. Haritadaki yazı kalktığında beklentiyle ekrana bakıyordu. Birazdan tıpkı izlediği videodaki gibi kırmızı bir nokta parlayacaktı değil mi?

Kaç dakika geçtiğinden habersiz, hızlanan fırtınanın ortasında soğuktan dolayı sulanmaya başlayan gözleriyle hologramdaki haritaya bakmaya devam ediyordu fakat tek bir kıpırtı bile yoktu. Hışımla uygulamayı kapadı ve atkısını kızaran burnuna doğru çektikten sonra botları kalınlığı giderek artmaya başlayan karları ezerken evinin yolunu tuttu.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro