~°A.B.K.D'~ 26
Bir insan kac kere aşık olur hayatında ?
Bence sadece bir kere . Çünkü gerçek aşkı bulduğunda diğer aşkların hepsini sadece 'sandıģını' hissedersin .
Daha önce hiç aşık olmamıştım , nasıl birşey olduğunu bilmiyorum. Şu anda uraz'a hissettiğim şey aşk mı inanın onuda bilmiyorum . Sadece ona olan duygularım öyle kuvvetli ki , kendimden hiç bu kadar emin olmamıştım .
Suçluyduk ikimizde , birbirimizi severken sadece birbirimizi öyle izledik .
Acı çekerek .
Şimdi gitmeli miydim ona , yo hayır,zaten ilk adımı ben atmamış mıydım .
Öyle ama dedikleri aklımdan çıkmıyordu , Uraz'dı o . Bana bu kadar açmışken kendisini gittiği gibi gelir miydi tekrar .
Kaç saattir bunları düşünüyorum hiç bir fikrim yok . Saate baktığımda gecenin 2'sini gösteriyordu . Akşam Uraz diyeceği herşeyi demiş ardından gitmişti. Ben ise onun tam zıttına atmıştım adımlarımı. Garip bir şekilde ne ayaz ne okan orada gitmemi engellemek gibi birşey yapmamışlardı . Eve geldigim gibi kendimi odaya kapatıp ağlamıştım bağıra çağıra . Bir kac saat sonra ise ayaz'lar gelmiş fakat kapımı kilitleyip hiç birisi ile şu anda konuşmak istemediğimi sertçe dile getirmiştim .
Yağan yağmurun şiddetini hissederken kokusunu hissetmek için odamın balkonuna çıkmıştım. Fakat bahçede uzaklara dalmış bir ayaz'ı beklemiyordum asla . Üstelik bu saatte . Üzerime bir hırka alıp onun içinde bir battaniye alıp yanına indim . Şiddetli yağmur daha saniyesinde ıslatırken beni battaniyeyi parmak uçlarıma çıkıp üzerine örttüğümde hemen bana döndü .
"Gitmemişsin"
"Küçük kız kardeşim bu haldeyken uyumamı mı bekliyordun ."
"Ece su gayet iyi" dedim onu anlamamazlıktan gelerek.
"En azından o daha konuşmayı sökmedi. " gülümsedim . Sormak istedi çok şey vardi biliyorum ama sotmaya cesaret edemedigi belliydi .
"Ben Uraz'ı seviyorum ayaz ." Yüzünü tekrar bana çevirip gözlerime baktı . Hafifçe gülümsedi .
"Bunu öğrendik . "
"Aslında tüm o dengesizliklerimin sebebi oydu ."
"Demek benim kız kardeşim aşık olmuş "
"Aşk diye adlandırabilir miyiz bilmiyorum"
"Ne zaman bir erkek için böyle birşey yaptın . Daha doğrusu ne zaman bir erkeğin seni üzmesine izin verdin"
Haklıydı , beni en iyi o tanırdı . Ben hiç bir erkeği beni üzmesine izin verecek kadar yüz vermezdim asla . Çünkü ben her zaman en çok kendime değer verirdim , on ve ben derdim. Tabi bu sadece dışarıya olan ilişkilerim için geçerli olmuştu .
"Kızmadın mı peki , yani arkadaşın uraz senin "
"Uraz senin için doğru kişi almira, senin gibi güçlü bir kızı ancak uraz gibi güçlü bir erkek hak eder. Uraz'ı çok iyi tanırım, seni en çok o hak eder. " beline kollarımı sarıp göğsüne başımı yasladım o da aynı şekilde bana ne sıkı ne gevşek her zaman ki gibi tam kararında ve her zaman ağabeylik duygusunu hissettirecek kadar özel sarıldı.
"Canım acıyor ayaz ."
"Aşk acıtır prensesim "
Kafamdaki milyonlarca düşünce ile gözüme bir türlü uyku girmiyordu saat sabahın 5'ine gelirken yanımda yatan Ayaz bile uyumuştu, fakat benim gözümde gram uyku yoktu . Ne yapmalıyım hiç bir fikrim yoktu .
"Ahh!" Pes edip kollarını bana sarmış ağabeyime daha çok sokuldum , gözlerimi hiçbirşey düşünmemek şartı ile kapadım.
☆
"İnanmıyorum esra bunlar hâlâ mı uyuyor . Kızım , oğlum kalksanız ya saat 2 oldu. !"
"Yaaaa! Sanem sultan rahat bırak bizi !" Dememin üzerine yanımıza gelip ikimizinde yanagını öptü.
"Sabahladınız yine değil mi ."
"Anne uyanınca çeksen azarını bak gözüm açılmıyor git araştır bakalım nedenmiş" yarı uyuk halimle bile güldüm ayaz'ın lafına. Çünkü sanem teyze ayaz veya bana en ufak birşey olsa karnımız dahi ağrısa belki başka bir sebeptendir diye koşarak internetten araştırmaya başlardı .
"Oğluşum gözünün açılmamasının tek nedeni uyku, dayak yemediysen tabi!" Dedi evhamlı sesiyle . Ayaz derin bir nefes çekip zor da olsa iki gözünü açtı.
"Bak annecim dayak yemedim rahatla. Anne! Al şu annemi başımızdan " ayaz'ın lafı garibime gidince kıkırdadım. Sanem teyze ayağa kalktı .
"Uyuyun siz anca ben sizi özleyeyim buraya kadar geleyim siz uyuyun çocuklar " diyerek odadan çıktığında ayaz gülerek beni kendine çekip sarıldı sıkıca.
"Sonunda " dediğinde çoktan kendimi uykuya bırakmıştım ki sadece 5 saniye sonra gözlerimizi aynı anda açtık .
"Vicdan azabı!" Ikimizde aynanda bağırmamız ile sinirle yataktan kalktık . Sanem teyze hep böyleydi bize birşeyler yaptırmak için hep vicdanımıza bırakırdı . Odadan çıkıp aşağıya inerken ayaz küfür ediyor ben ise esniyordum.
"Anne ! Mutlu musun "sanem teyze ile annem birbirine bakıp güldüğünde sanem teyze yapmacık bir oyunculuk ile bize döndü .
"Ah çocuklar sizin hani çok uykunuz vardı ne oldu sesimize mi uyandınız "
"Hayır sanem sultan bil bakalım neye uyandık!"
"Vicdanımıza" diye devam ettirdiğinde ayaz sanem teyze ve annem güldü . Ikisinide tek tek öptük bir gözümüz kapalı ayaz kendini üçlü koltuğa atıp attığında arkaya kaykılıp tek kolunu bana yastık yaptığında bende yattım .
"Iyi ki uyanmışsınız" diye söylenen annemi umursamadan uykuma devam ettim .
"Ayaz parfümün çok güzel bana verir misin"
"Veririm prenses"
☆
Derya bahçelerindeki şenzlonga oturmuş bu soğuk havada boş olan havuza bakıp iç çekti .
"Ne yapacağım ben !" Dedi kendi kendine .
O gün akın onun tüm dediklerini duymuştu . Akın öyle şaşırmıştı ki bir kaç dakika öyle kaldı . Derya ise kendine gelince ilk iş kendisine küfür etmek oldu . Çantasını aldığı gibi odadan çıkıp gitti.
Akşama doğru piknik düzenlendiğini öğrendiğinde gitmek istemedi fakat okan onu zorla evinden almıştı . Orada da akın ile göz göze gelmemek için elinden geleni yaptı başardı da aslında ama akın'ın ona gelip birşeyler söylemesinide bekliyordu içten içe. Akın'ın tek kelime etmemesi iyice sinirlerini bozdu .
Öte yandan derya'yı kendine getiren akın ile olan hayallerinden ayıran şey , sahilde birbirleri ile kavga ederek aşklarını itiraf eden arkadaşları oldu . Bu heyecanlı sahneyi izlerken herşeyi unutup eline bir çikolata alıp gülerek izlemeye başlamıştı. Sonunda bir sarılma bir öpüşme beklerken ikiside farklı yönlere dağılınca hayalleri başına yıkıldı .
Bir kez daha ..
Almira'nın peşinden okan ayaz ve derya eve gelmişlerdi fakat Almira kapısını kilitleyip odaya kimseyi almamıştı. Derya ise biraz sonra işitecegi sorguyu düşünerek evden tüymüştü , sonuçta bu durumu tek o biliyordu .
"Kaç kaç nereye kadar bende gideyim söyleyeyim bari. " kendi kendine gaz verip okan'ı aradı onu alması için . Okan 15 dakikaya geleceğini söylediğinde Derya'da hazırlanıp kapıya çıktı . Arabanın içerisinde bekleyen Okan'ı öpüp Almira'lara yol tuttular.
"Ayaz nerede "
"O dün gece orada kaldı . Aklı almira'da kaldı . Mesaj attı ama daha iyiymiş almira.
"Biliyorum bana da attı mesaj ."
Zaten kısa olan yol bittiğinde ikiside arabadan inip zile bastı .
Kapıyı esra açtığında sevinçle şakıdı .
"Ah çocuklar sizi Allah gönderdi "
"Esra sultan her Allah'ın günü zaten burdayız. "
"O iki kardeşiniz hâlâ uyuyor .!"
"Oha ben evde 3 saatlik bir depresyona bile girdim onlar hâlâ mı uyuyor" diyerek salona girdi derya. Koltukta sarılarak uyuyan arkadaşlarını görünce sinsice güldü . Koşarak üzerlerine atladı.
"Günbitiyooor!"
"Sikeyim "
"Ah götüm! " ikiside sinirle bağırdığında derya güldü .
"Biz geldik kalkın hadi ama aşk bücüklerim"
"Derya git başımızdan "
"Ama ayaz kırılıyorum"
"Prensesim gider misin başımdan"
"Cok kibarsın " diyerek ikisinin de suratını tükürüklü tükürüklü öpmeye başladığında bir süre sonra ikiside kıkırdadı . Okan bu hallerine gülüp derya'nın montundan tuttuğu gibi kaldırdı .
"Uyutmadınız ulan! " diyerek kalkarken ayaz almira yere düştü.
"Yaaa!" Diye çığlık attığında ece su almira'nın sesinden korkup ağlamaya başladı .
"Bak geliyor şimdi tek tek hepinize terlik ! Siz! kalkın gidin üzerinizi değiştirin gelin, sizde burada uslu uslu oturun . !" Esra sert sesiyle konuşunca ayaz suratını asarak yerdeki kardesinin yakasından tutup yukarıya çıkardı zorla . Okan ve derya ise koltuğa oturup sevimlice güldü .
Dün bütün gün beraber evde zaman geçirip almira'nın aklını dağıttılar . Almira daha iyiydi . Fakat şu anda motorundan inip inmemekte oldukça kararsız duruyordu okulun bahçesinde .
"Kızım yağmur yağıyor zature olacağız burda insene artık şu sikik motordan "
"Sensin sikik motor ! O benim oğlum !" Derken motorunu sevdi.
"Almira! Küfür etmeyeceksin diye kac kere dedim sana !"
"Ama okan -"
"Ayaz kızların yanında küfür etmekten vazgeç bak seni o küfürlerin kadar severim!"
"Tamam be!" Diğer taraftan ise derya'da ayaz'ın arabasından inmemekte kararlıydı zira almira nasıl uraz'dan çekinip kaçıyorsa o da yaptığı itiraf ile Akın'dan kaçıyordu .
"Kızım sen neden inmiyorsun Allah'ım bunlar deli edecek beni" diye haykırdı bu sefer okan .
Ayaz pes ettiğinde derya'yı sırtına aldıģinda okan'da motordan hâlâ inmeyen almira'yı sırtına aldı .
"En azından yürümeyiz Kanka birde öyle düşün " dedi almira umutsuzca deya'ya.
"Gerizekalı!" Bahçedekilerin bakışı altında binaya girdiğinde okan'ın sırtında elini çenesine koymuş etrafı inceliyordu almira.
"Hiç mi bir kızı sırtına alan bir erkek görmediniz . Açında az dizi izleyin!" Diye ona bakanlarıda azarlamayi ihmal etmedi .
"Sende az yavaş çık ayaz! Içim bulandı . " kendi katlarına çıktıklarında ayaz ve okan kolidorda muhabbet eden akın'ları görmesi ile oraya gidip tek ellerini bırakıp selamlaştılar. Derya ve Almira akın'ların sesini duyması ile kocaman gözleri ile arkalarına bakıp hemen tekrar önlerine döndüler.
Ayaz uraz'ı çok iyi tanıdığı için kızmıyordu ona . Okan ise durumu zaten anlamıştı ama yinede o ayaz kadar yakın olmadığı için uraz'la kıskanıyordu.
"Napiyor bunlar uyuyor mu" diye soran ekin okan'ın arkasına geçip gülerek baktı .
"Git başımdan ekin ." Ekin almira'nın saçını çekmesi ile zaten yeterince sinirli olan almira çığlık attı .
"Okan indir beni!" Okan dediğini yaptığında hiç birisine bakamdan sınıfa girdi almira .
☆
Kalbim öyle hızlı atıyordu ki heyecandan . Onun sesini duymam bile kalbimin ritmini bozuyordu . Düne kadar ona olan duygularımı bilmedigi için daha rahatıtm fakat şimdi öyle değil herşeyi tüm açıklığı ile biliyor üstelik o da benim hissettiğim herşeyi hissediyor.
Elimle başımı ovdum. Yanıma oturan derya ile ona döndüm , o da garipti iki gündür ama bir türlü soramamıştım .
"Özür dilerim"
"Ne için "
"Iki gündür canın sıkkın bunu anlıyorum fakat seninle ilgilenemedim."
"Almira .. saçmalama "
"Ne oldu anlat hadi ." Derya bana cumartesi günü tüm yaşadıklarını söylediğinde ağzım o şeklini almıştı .
"Hadi canım "
"Çok utanıyorum ."
"Bebeğim neden utanıyorsun ki"
"Almi, benimle konuşmadı hiç."
"Merak etme konusacaktır hem bence o da sana karşı birşeyler hissediyor"
"Sanmıyorum " dedi umutsuzca .
O sırada içeriye akın okan ve ayaz girdi . Akın bir önümüze ayaz ile otururken okan serdar'ın yanına geçti . Derya ders boyu akın'ı izledi . Onun bu durumuna üzülerek , birazda kendi durumuma üzülmem gerektiğini düşünüp önüme döndüm .
Sıkıcı bir dersin ardından zil çaldı akın ayaklanarak sıramızın önüne geldi .
"Biraz konuşalım mı " Derya bana baktığında gözündeki o parıltıyı gördüm , arkadaşımın bakışını o kadar iyi tanıyordum ki . Sevinçle ayağa kalkıp akın'ın peşinden gitti.
"Nereye gitti bunlar "
"Kantinden birşeyler alacaklar. "
"Iyi gel uraz'ların sınıfına "
"Ciddi olamazsın herhalde ayaz"
"Ne kadar uzak kalacaksınız sanki almira çocukluk yapma !"
"Git başımdan ayaz."
"Gerçekten bazen benim kardeşim misin diye sorguluyorum" etrafıma baktım hızla .
"Olmasak daha iyi olurmuş sanırım senin için.! "
Sinirle sırayı itip sınıftan çıktım . Bu konuda hassasiyetimi bile bile dalga geçmesi sinirimi bozuyordu.
Bahçedeki köşeden banka gidip oturdum .
"Yine ne oldu "
"Insanlar beni sinirlendirmek için özen gösteriyor sanki ."
"Sen fazla alıngan olmayasın"
"Ben mi! Hiç sanmıyorum oktar."
"Sakin ol şampiyon " sinirle ona baktığımda ellerini teslim olurcasına kaldırdı .
"Ben kaçar sizin tayfa geliyor . Birşey olursa yanıma gel " saçlarımı karıştırdı ve gitti . Uraz'lar dahil ayaz'lar gelirken önüme döndüm .
"Senin benim kardeşim olman , hayatımdaki en güzel şey tripliçem" deyip saçıma öpücük bıraktı bana sarıldığında çoktan erimiştim.
"Cidden mi "
"En ciddeninden" dediğinde güldüm. İyice sokulup boynuna kafamı gömdüm.
Aralarında muhabbet dönerken birtek uraz'ın sesini duymadım . Kafamı kaldırdığım an göz göze geldik . Hisleri yüzünden belli olmuyordu . Dakikalarca baktık sadece birbirimizin gözlerine. Daha sonra biraz daha bakarsam dayanamayacağımı düşünüp kafamı bahçeye çevirdim.
O sırada bize doğru gelen yüzü asık bir akın gördüm .
"Derya nerede "
"Bilmiyorum girmiştir belki ." zilin çalması ile hepimiz sınıfa çıktık derya ortalıkta yoktu . Içeri hoca girdiginde akın'ın yanına gittim
"Akın ne konuştunuz ."
"Onun için iyi bir konuşma değildi sanırım . " kaşlarımı çatıp sınıftan çıktım . Hoca arkamdan seslensede umursmadım . Önce tuvaletlere baktım fakat yoktu telaşlanıp bahçeye çıktım . Ön bahçede göremeyince arka bahçeye gittim , bankların birisine oturmuş boş gözler ile karşıya bakıyordu . Omuzlarımı düşürüp yanına oturdum.
"Pek güzel geçmemiş anladığım kadarı ile ."
"Berbattı" bana baktığında güzel gözleri biraz sonra ağlayacağının habercisiydi . Tekrar önüne döndü .
"İlişkiler ona göre değilmiş ,aşk denilen şeyin böyle basit birşey olacağını zannetmiyormuş , kendine bir sınır belirlemiş hayatında bir kişiye aşık olup sadece onunla sevgili olup onunla evlenecekmiş . Bu .. bu çok saçma değil mi almira."
"Haklısın hayatım saçma ama bu onun görüşü. " gözünden yaşlar akmaya başlarken bana dönerek konuştu , heyecanla .
"Biz daha kaç yaşındayiz ki almi , aşık olacağız sevecegiz, eğlenecegiz. Onun yaptığı hayatını kendine zehir etmek olur. Tamam hiç birimiz şu an çıkacağımız kişiler ile evlenmeyeceğiz belki ama zaten ileride evlenecegin kişi için işte bu dediğin zaman diğerlerinin aşk olmadığını anlayacaksın . Bıraksalarda o zamana aşk diye kendimizi kandırıp yaşasak. "
"Akın farklı bir çocuk derya , bence onunda sana hisleri var fakat kendine sınır belirlemiş ve buna uymazsa hayatının kötü gideceğine inanıyordur belkide . Lütfen üzme kendini "
Derya benim kız kardeşim , ikizim gibiydi . Onun canı yansa ben hissederdim . O cıvıl cıvıl eğlenmeyi sonuna kadar hak eden ve bunu zaten sürekli yapan eğlenen bir kızdı . O hayatımda gördüğüm en enerjik kızdı . Birbirimize olan baģımız çok başkaydı bizim bambaşka , ve şimdi o gerçekten bir erkek için ağladığında benim canım onun kadar yanıyordu .
"Üzülme deyince üzülmüyor muyuz sanki . Almira , o çok eğlenceli , yakışıklı anlayışlı birisi. Dışında görünen o eğlenceli ve vurdum duymaz duvarının altında muhteşem birisi var ben buna eminim . Ama o onu tanımama izin vermiyor . !"
"Buna bir isim koymak zorunda değilsiniz "
"Nasıl yani"
"Sevgili. Bu bir isim ,sizin ilişkinizde isimsiz olsun . Onunla egleniyorsun, güzel zamanlar geciriyorsun, arada bir kavga edip atışıyorsunuz bütün bu duyguları yaşamak için bir isime mi gerek var "
"Ama bunların hepsini ayaz ve okan'lada yapıyorum ben " derin bir iç cektim .
"Aşk denilen şeyi anlamıyorum . Evet haklısın bunların hepsini ayaz ve okan'lada yapıyoruz geçen akın ile konuştuk da . Biz bunların hepsini başka kişiler ile yapabiliyorsak aşk ne peki ?"
Sırtımı banka yaslayıp karşıma baktım .
"Ayaz'ı görünce heyecanlanmıyorum ama onu görünce kalbim ritmini değiştiriyor " diye başlamıştı bile derya.
"Okan ileyken çok rahat davranıyorum fakat onunlayken fazlasıyla utanıyorum " diye devam ettim .
"Ayaz ile çok eğleniyorum , ama akın ile kavga etmek bile beni heyecanlandırıyor "
"Okan 'ın gözlerine saatlerce bakabilirim. Ama uraz'ın gözlerıne 4 saniyeden fazla bakamıyorum . Bedenim titriyor, gözlerinde kayboluyorum ."
"Ayaz' ı öpüyorum , sarılıyorum bunlar çok normal geliyor ama .." derya'nın lafını kestim .
"Ama onun sana parmağının ucu deyse bedenin alev alıyor . Gözü sana deyse , yanakların kızarıyor. Ve tüm bunlar olurken , aynı zamanda acı da çekiyorsun ." Derin bir kefes alıp devam ettim .
" Bir kişiden nefret ederken, aynı zamanda ona aşıksın . Bu iki duyguyu bir arada yaşıyorsun. Sonra nefret ve aşkı harmanlıyorsun ortaya tutku çıkıyor . Ve biz tutkularımızdan asla vazgeçemiyoruz. "
☆
Derse girmeyi tercih etmedik onun yerine bu günü kendimize ayırmak istedik . Önce bir komedi filmine girip aklımızı dağıttık . Kahkahalar atarken gözlerimizden yaş gelmişti. Daha sonra lunapark gidip çarpışan araba, hızlı tren 'dönme dolap gibi oyuncaklarla binerken önceligimiz elimizdeki pamuk şekerler ile kesinlikle atlı karınca ve elma kurdu olmuştu . Saatin nasıl geçtiğini anlamadık pek, dedim ya biz derya ile bir arada iken gün saat zaman kişiler ve mekan umrumuzda olmaz dı.
"Gitsek mi artık "
"Atla motoruma bebeğim sana bir İzmir turu attırayım " derya' da benim gibi kahkaha atınca oğluşuma binip yağmur çiseleyen havada tur artık.
Eve üzerimiz sırılsıklam girdiğimizde kapıyı açan kişinin annem olmasını beklemiyorduk.
"Kızlar !" Annemi öpüp konuşarak yandan geçmeye başladık .
"Ya annecim şimdi şöyle oldu ki yani biz oku- derya koş!"derya'da gülerek peşimden geldiginde kahkahalar ile kendimizi yatağa attık.
☆
Evet saat sabah 6'ya geliyordu ve biz derya ile hâlâ uyumamış etrafı dağıtıp film izleyip sohbet ediyorduk. Yazın hemen hemen her günümüz böyle geçerdi fakat bu aralar yapamıyorduk boyle geceler malûm . Gram uyku olmayan gözlerimin önüne yine uraz geldiğinde derin bir iç cektim.
"Acaba ne olacağız piercingini sevdiğim ile "
"Almira.. erkekler gururludur. Tamam aşk gurur tanımaz belki ama onlar böyle düşünmüyor en azından çoğu . Zaten o bir adım atıp sana olan tüm duygularını fazlasıyla net söyledi ."
"Ama derya ben de attım adımı mı neden gelmiyor şimdi ikimizde acı çektiriyor ."
"Neden mi çünkü o bir erkek ve bence erkeklerin hayal kırıklığı nadir olduğu gibi felaket olur. Çöküşte resmen uraz. "
"Bilmiyorum. Ama ona böyle sarılmak kokusunu hissetmek istiyorum sadece "
"Git sen ne kaybedersin ki . Şans her zaman ayağına gelmez aşkta öyle . Bazen şansını bazen aşkını kendin yarstacaksın . " aldığım fazla gaz ile hızla ayağa kalktım .
"Doğru söylüyorsun ! Gidip uraz'ı sevgilim yapacağım yeter artık çok özledim piercingini sevdiğimin çocuğunu " diyerek elimi havaya kaldırdığımda o da ayağa kalktı .
"Aynen öyle işte benim kızım be!"
Motorumun anahtarını alıp kapıya doğru yürüdüğümde Derya'nın seslenmesi ile ona baktım .
"Nereye almira."
"Uraz'a "
"Bu saattemi" Açık olan pencereden dışarı baktığımda evet hava daha aydınlanmamış bulunmaktaydı , ama bu yinede engel degildi . Öyle değilmi ?
"Dayanamayacağım zaten uykum falan yok o da uyansın aşk fedakarlık ister ." Kapıyı açıp sessiz adımlar ile evden çıktığımda motorun aynasındaki yansımama baktım .
Açık pembe peluşlu pijama takımım ve üzerindeki tek boynuzlu at . Beyaz pembe karışımlı bornozum ve dağınık topuzum.
"Çok şükür bot gitmeyi akıl etmişim . " yukarıya bakarak konuştum tekrar
"Allah'ım umarım aşktan gözü kördür falan da bu halimle bile sever."
Motora atladığımda pencereden gülerek öpücük atan derya'ya el sallayarak çıktım bahçeden .
Tanrım umarım annem fark etmez.
Ciddi anlamda saatler gibi gelen yolun ardından ağzım kulaklarımda indim motordan . Kalbimin ritmininde bozulması işin cabası .
Otele girerken saat 7'ye gelmesine rağmen karanlık hava olmasını umursamadan görevliler dahil otele giriş çıkış yapan insanların gözü büyük üzerimdeydi .
Şaşkınlık! Mm..
Lütfen tanıyan birileri çıkmasın .
Asansöre bindiğimde yanımda 30 larında diye tahmin ettiğim karizmatik ,takım elbiseli bir adam vardı . Beni baştan aşağı süzüp çarpıkça güldü . Rahatsızca kımıldanırken sesini işittim .
"Gece otelden mi kaçtım küçük hanım . "
"Ben mi ! Yo nerden çıktı ki.. hem ben otelde kalmıyorum ki ."
"O zaman yanlış yerdesin sanırım çünkü bu saatte bu otelde bu kıyafetlerle .." derken gülüyordu hâlâ . Inecegim kata geldiğimde kaşlarımı çatarak bilmişce cevap verdim .
"Burada bir aşk meselesi aşk ! Ne anlarsınız siz . " inanmadığım şeyin ismini bu kadar çok anarken kendimle celistigimi fark edip aldırmadan uraz'ın oda numarasını aradım .
"Hah !" Kapıya bir kaç kez vurdugumda sinirlendim . Neden açmıyordu ! Sinirle daha hızlı vurmaya başladım , elimle sert bir şekilde vurmaya devam ederken sonunda gözünü ovuşturarak konuşan uraz'a baktım .
"Siktin kapıyı ulan ne var!" Üzerinde hiç birşey yokken gözüm kaslarına kaymıştı ki kendimi cimcikledim . Altında bir tane eşofman altı vardı gri renkte.
Beni görmesi ile önce kaşları çatıldı sonra ise şaşkınlık ile gözlerime baktı . Bir kaç adım daha atıp yaklaştım .
Bu arada gelen sesi işittim .
"Kim lan bu "
"Akın'sa ağır sikerim" mete ve ekin'in sesini umursamadan gözlerimi gözlerin kenetlendim uraz'ın .
"Bir kız var, deniz kenarında bir çocuğu izliyor . Çocuk denizin kıyısında kumdan kale yapıyor , kız çok beğeniyor kaleyi kendi kaleleri kadar güzel hatta daha güzel . Fakat o kaleyi yapmaya başladığından beri çocuğun yanlış yere diktiğini biliyor , ama gidip çocuğu uyarmaya cesaret edemiyor . " Uraz'ın kaşları gevşerken gözlerinde küçük parıltılar gördüm .
"Sonra bil dalga geliyor ve tam da umduğu gibi kale yıkılıyor . Kız çocuğun o halini görünce kendine öyle kızıyor ki cesaret edemediği için , çocuğun üzüntüsünü kendisi hissediyor.
Çocuk ertesi gün aynı yere gelip kalesinin yıkıldığı yere boş gözler ile üzüntüyle bakıyor . Kız bu sefer cesaret edip yanına gidiyor."
"Sonra ne oluyor , kız .... ne diyor çocuğa " uraz'ın sorusu ile gülümsedim .
"Belki senin hevesin gitti , belki de bir daha o kaleyi yapmaya cesaret edemeyeceksın . Ama artık ben varım , bu kaleyi oldukça güvenli bir yere sapasağlam ve daha güzel bir şekilde yeniden yapabiliriz . Yıkılmayacak kadar güçlü . Bence birbirimizi barındırdığımız kalelerimizi birleştirip çok güzel bir beraberlik yaratabiliriz . " içtenlikle gülümsediğinde tekrar konuştum .
"Yapabiliriz değil mi Uraz " gözlerimin içine bakarak benim o bayıldığım ses tonu ile cevap verdi.
"Çok daha iyisini hemde ."
Gülümseyerek parmak uçlarıma yükseldim . Dudaklarını dudaklarım ile birleştirdiğimde , şaşırmış olacak ki b kasılırken bir süre sonra karşılık verdi . Ellerini belime koyduğunda utanarak alnımı çenesine yasladım.
Saçına bir öpücük kondurup bir adım geriledi .
"Kavuşma konseptimiz gerçekten güzelmiş " üzerimi süzerken utançla yanaklarım kızardı .
"Bize özel ." Gülümseyerek . Alnını alınma yasladı.
"Biz... ne kadar güzel bir kelime "
"Sadece biz ."
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro