Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

~°A.B.K.D°~ 14

"Lanet olsun , lanet olsun. Aç şu gözlerini lanet olasıca aç! " 

Olmuyordu , sakin kalmayı başaramıyordu uraz. Almira'nın bayıldığı anda kısa bir süreli şoka girmişti.  Kendine gelip kucakladığı gibi once açık  alana çıkarıp bir kaç küçük tokat attı kendine gelmesi için,  olmayınca  arabasının arka koltuğuna  yatırdı . Telaşla ön koltuğa geçip arabayı en yakın hastaneye sürdü.  Yolda kendi kendine söylenmesi ihmal etmiyordu tabi. Çalan telefonun sesini duyduğunda arayanın ayaz olması iyice zor duruma soktu uraz'ı. Muhtemelen defalarca almira'yı aramışlardı  fakat telefonunu kapatmıştı  ! Üstelik ayaz'lara haber bile vermemişti böyle bir eşşek şakası yapacağına.  Bir daha kızdı kendine nasıl bu kadar düşüncesiz olabilirim diye. Telefon kapanmak üzereyken açtı.

"Uraz! Uraz almira seninlemi . Gördün mu onu. Lanet olsun ulaşamıyoruz evden çıkmış okula bile gitmemiş . Delirecegiz uraz!"

"A-almira'yı hastaneye götürüyorum"sesi buz gibiydi uraz'ın, korkulu, endişeli ama en çok suçlu. 

"Ne hastanesi uraz ! Ne oldu almira'ya. Iyi mi  hangi hastane"  birşey diyemedi uraz , sadece hastanenin ismini verdi ve kapattı.  

Hastaneye geldiğinde arabadan inerek almira'yı kucağına aldı.  Içeri girdiğinde sedye getirdi bir hemşire sonra bir kaç kişi daha ve durumunu sordu ne olduğunu

"Kapalı kapalı alanda kaldı  klostrofobisi var ba-bayıldı.  "

' klostrofobisi ' dediği andan sonra dinlemediler bile sedye ile acile girdiler.  Acil in dışında kalan uraz ise duvara yaslandı ve karşı duvarı izlemekten başka birşey yapmadı.

Uyandıklarında almira'yı göremedi evde arkadaşları.  Markete gittiğini düşündüler.  10 dakika sonra yoktu hala almira. Ayaz'ın içinde kötü,  oldukca kotu bir his vardı.  Aradılar fakat telefon kapalıydı.  Sinirlenmiş ve merak etmişlerdi.  Beklediler biraz daha fakat yarım saat geçmesi halde gelmedi . Aynı sınıfta olduğu için akın'ı aradı fakat okula gelmediğini söyledi. Okan'ın fazlasıyla telaşlı sesinden dolayı ayaz ile olabileceğini söyledi . Devamını dinlemeden kapattı ve ayaz'ı aradı.  Herkes hastane lafını duyduktan sonrası ile karanlıktı oldukça karanlık.  Akıllarına o kadar berbat şeyler geldi ki . Derya ise bunları bile düşünmeden bacakları tutmadı ve okan'ın kollarına yığıldı verdi. Bilinci açıktı sadece aldığı haber elini ayağını kesti. 

Çok değil 10 dakika sonra koşarak girdi içeri hepsi. Okan'ın gözü buldu önce uraz'ı.  Yakasına yapıştı okan uraz'ınfakat sadece gözlerini okan'ın o endişeli gözlerine çevirdi.

"Nerde almi ne oldu ona uraz! "

"Şaka yapmak istedim sadece . Karanlık kapalı bir odada bek-" sakin sesi ile bitiremeyen ayaz suratına hatrısayılır bir yumruk attı. Yumruk ile sarsıldı , tam bir tanesi daha gelirken içeri koşarak gelen akın mete ve ekin ayırdı onları.

"Nasıl böyle bir sorumsuzluk yaparsın.  Onun klostrofobisi var . Bıktım sizin bu oyunlarınızdan "

"Lanet olası şaka yüzünden dua et kardeşime bir şey olmasın " diye bağırdı bu sefer okan. Yere çöktü uraz önemsiyordu almira'yı bir lere herşeyi boş  verdi alışmıştı o yaramaz çenesi düşük kıza . Ve şu anda onu öldürse okan ve ya diğerleri umrunda olmazdı çünkü kendini suçluyordu.  Hoş suçluydu  da. Ama bilmiyordu iste o lanet olası kapalı alan korkusunu bilse yapar mıydı.

Okan ayaz'ı sakinleştirmeye çalışırken derya hıçkırıklar ile ile yere oturdu .

"Çok korkmuştur . Nefes alamamıştır, lütfen bir şey olmasın " bir el önüne  düşen  bir tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Sakin ol , almira'ya birşey olmuyacak"  burnunu çekerek karşında eğilmiş ona tebessüm ile bakan akın'a  baktı

"Olmasın" dedi hıçkırıklar arasında.

O sırada doktor çıktı acil den. Bu bu ânı biliyordu hepsi .

'Onur beyi kaybettik'

Aklına gelen bu an ile irkildi ayaz ve doktoru dinledi.

"Almira Doğa Aras'ın yakınları mısınız " 

"Aģabeyiyim iyi mi  almi" dedi korkuyla. Doktor gülümsedi.

"Korkulacak bir şey yok . Klostrofobisi yani kapalı  ve dar alanda kaldığı için nefes alamamış bilirsiniz bu birazda psikolojik . Şu an  durumu iyi ama böyle alanlara kesinlikle girmemeli . Odaya alacağız birazdan görebilirsiniz. Tekrar geçmiş olsun "

"Teşekkür ederiz"  Derya sevinçten karşısındaki akin'a sarıldı sımsıkı. Akın şaşkınlık ile karşılık veremedi . Saniyeler sonra sarıldığı kişinin akın olduğunu fark edince  öksürük krizine girdi.

"P-pardon ben şey biran sevinince ondan yani kusu-"

"T-tamam ö-önemli değil şey sevince no-normal yani" .

☆ 
Gözlerimi odaya yansıyan ışığa alıştırıp açtım yavaş yavaş.  Oda bomboştu. Aklıma gelen kara le ile vücudumu korku kapladı. Karanlık , kapkaranlık ve havasız bir odadaydım . Yalvarmama rağmen açmadı kapıyı uraz . Gözümden akan bir damla yaş ile kapının açılma sesi geldi. Koşarak üzerime atlayan derya'ya sımsıkı sarıldım ve ardından tek tek girenleri gördüm. 

"Iyi misin almi, iyisin değil mi bak bir şeyin varsa doktor çağırırım "

"Iyiyim derya sadece bayıldım bıçak yarası değil " üstümden hizla kalktı.

"Ne kadar kolay söylüyorsun boş karanlık ve havasız bir odada nefes alamadığım için bayıldın " 

"Kızma iyiyim aşkım " dedim ağlamış olduğu 10 metre öteden gözüken kardeşim üzmemek için .

Alnıma uzun bir öpücük bıraktı ayaz.

"Evden habersizce çıkmışsın çok korktuk güzelim.  " telaşlı halleri kötü hissetmeme neden oldu . Yanağına sulu bir öpücük bıraktım.  Ardından okan gelip önce alınma sonra yanaklarıma öpücük bıraktı.

"Prensesim benim " ellerimle yüzünü mıncıkladım. Ve yatakta oturur pozisyonu aldım.  Akın ekin ve mete tek tek geçmiş olsun derken gözüm uraz'ı aradı fakat oda da yoktu . Icimi okur gibi mete konuştu.

"O iyi olduğunu öğrenince gitti" 

"Çocuğa bak kızı hastanelik etsin sonra soktir olup gitsin " diye söylenen okan'ı susturdum .

"Okan, yanıma gel " diyerek yatağımın örtüsünü açıp gelmesini bekledim. Oturup kollarının altına aldı. 

"Adına koduğumun salağı bir gol atamadın kudurdun" 

"Kaç kere dedim oğlum sana kızların yanında küfür etme diye amına  koyum" derya ile kahkahalarımızı artık yere oturup atıyorduk. 

"Sen şimdi cidden küfür etmedin değil mi  ibne"

"Etmedim tabi pezevenk "  istanbul daki son günümüzde  evde takıldık.  Okan ve Ayaz maç oynarken okan bu işten bir gram anlamadığı için bir tane bile gol atamadı ve konsolu kıracak sinirle geldi. Aslında oynamadı hiç ya fena gaza gelmişti.  Ve ayaz ona bilerek sınırını kullanarak küfür ettiriyordu.

Mete , Ekin ve Akın bize geliceklerdi bu gün . Cumartesi  günüydü ve bizim akşam 8 de uçağımız vardı.  Uraz mı.  Hah. Ona çok kızgındım ama kızgınlığımı  katlayan sey onun degil özür  dilemesi karşıma dahi çıkmadı ve telefonla bile aramadı.  Sadece okan ve ayazma telefon görüşmesi yapıp kısaca üzgün olduğunu ve işleri olduğunu söylemiş.  Kapı çaldığında gereksiz bir merakla koştum.  Karşımda ellerinde paketlerle dikilen mete akın ve ekin vardı.

"Hoşgeldiniz "

"Hoşbulmadık " diyerek triple içeri  giren akin'a anlamaz gözlerle baktım.

"Neyi var be bunun"

"Bünyesi cumartesi ve pazar günü bu kadar erken kalkmayaalışkın değil " 

"Saat 1 lan " dedim.

"Sonuçta bir akşam 6 ı  değil ." Diyen mete bıkkınlık ile salona geçti.

Arkalarından salona geçtiğimde ise okan oyunu ekin'e devretmiş derya ile taş kağıt makas oynuyorlardı.

Aptallar.

Ve akın. Ortada yoktu.

"Akın nereye gitti kaşla göz arasında "

"Bulmuştur kendine sızarak bir yer"

Akını kısa sürede anladığı kadarı ile görünüşü ile hiç mi hiç alakası yoktu. Kumral ve mavi gözlü oldukça yakışıklı baya yakışıklı bir çocuk . Ama birde ruh hali yokmu . Bazen çok ciddi bazen çok gevşek ve bazen çok umursamaz . 

"Oha okan oha ya "  derya'nın çemkirmesi ile oraya döndüm.

"Yanlışlıkla oldu kanka ya" koltuğun ta tepesinde olan kolayı üstüne yanlışlıkla döken okan.

"Senin dünyaya gelişin yanlış " diyerek üzerini değiştirmeye gitti .

Çok değil 5 dakika sonra gelen çığlık ile yukarı koştum. 

Hafta sonları erken kalkmakta nefret ederdi nefret değil , ölmek isterdi. Mete ve Ekin onu zorla kaldırdığında bela okuya okuya geldi. Almira'ların evine girdiği gibi de  merdivenler çıkıp ilk odaya girip kimin olduğuna bile aldırmadan yatağa yattı.  Çok değil 2 dakika sonra uykuya daldı.

Öte yandan kola olan kazağı değiştirmek için almira'nın odası daha doğrusu beraber kaldığı odaya girip direk dolaba yöneldi. Dışarıda olan bir kazak aldı eline üstündeki kazığı çıkarmıştı ki yatağında yatan akın'ı görmesi ile çığlık attı.  Fakat tek çığlık atan o değildi onun çığlığına uyanıp çığlıkla  karşılık verdi . 

"Noldu deprem mi oldu yangın mi çıktı noldu " 

"Senin ne işin var bizim yatagimizda gerizekalı " Akin uyku sersemi önce odaya sonra yatağa ve en son derya'nın atletli haline baktı.  Derya fark edince kazağı gibi hemen üstüne  giydi .

"Sapık"

"Deprem olmadı mı "

"Sana şuradan bir çarparım 7. 9 şiddetinde deprem yaratırım hayatına"

"O cırtlak  sesinle uykuma  sıçtın "  O sırada içeri giren almi ve herkes olayı çözemedi. 

"Ne yapıyorsun lan  Sen burda sapık herif" 

"Oğlum bir gidin uyucam lan uyucam"

Ayaz akın'ın  üzerine gidiyordu  ki tutuldu.

"Derya bu sana bir şey yaptımı doğru söyle "  diyen okan' a gözlerini kocaman açtı almira .

"Oha iyice türk  filmine bağladınız "

"Odaya bir girdim üstümü değiştirmeye yatağımda  bu boz ayı yatıyor " 

"Haa. Oğlum o bulduğu  en rahat ve sessiz yere yatar demek geldiğinde  direk buraya girmiş abartmayın uyusun şu hayvan "  akın sanki ona konuşmuyorlar gibi horlamaya başlamıştı bile.

Uraz Almira'ların evinin önüne gelmiş girip girmemek için savaş  veriyordu. Almira'nın yüzüne bakmaya dahi cekiniyordu.  Birşey olacak korkusu onu mahvetti. Ayaz her ne kadar siniri  yatışınca almira ile konuşup bu sorunu ortadan kaldırmasını söylesede gelmemişti hiç .

"Gidecekler bu gün hayvan herif kızdan bir özür dile bari" kendisi ile konuşmasını yapınca zile bastı . Elleri pantolonunun cebinde sabırsız bir şekilde bekliyordu. Kapı açıldığında karşısında almira'yı görmesi ile afalladı sanki onunla konuşmaya gelmemiş gibi .

Herkes eski haline döndüğünde zil çalmıştı içimdeki heyecanla koşarak kapıya gittim. Kim gelenilirdibki ondan başka . Kapiyi açtığımda karşımda gördüğü uraz ile biraz şaşırdım biraz kalbim hızlandı.  Bu hızlanma şey sanırım ya şey bir 5 gündür görmüyorum sanırım göz alışkanlığı olmuş ondan yani .

"Kaçak gelmiş demek " dedim tek kaşımı  kaldırıp. 

"Biraz konuşabilir miyiz"

"Lütfen o konu hakkında konuşmayalım "

"Konuşmalıyız "

"Ben unuttun bile " yalan unutmadım.

"Ama ben unutmadım! " şaşkınlığım ile konuştum.

"Tamam , yukarı çıkalım o zaman hava soğuk " kafasını sallayıp içeri geçti. Salibdakilere başıyla selam verdi.

"Biz biraz konuşup geliyoruz "  dedikten sonra merdivenlerden çıkması için  yol verdim.

"Hangi oda " dedi kapılar bakıp.

"Sağ taraftaki , odamı akın işgal ettide" kaşlarını 'ne alaka' dercesine kaldırdı.

"Uyuyor " anladım dercesine kafasını salladı.   Ayaz ve okan'ın kaldığı odaya geçtiğimizde yataga bağdaş kurarak oturdum , oda aynı şekilde karşıma . Tedirgin ve garip duruyordu.

"Ee konuş artık "

"Şey almira , ıı ben ben bilmiyordum"

"Bilmem en normal ben sadece kızgın olma nedenim "gözlerim doldu.

"Ben ben çok korktum uraz . Sana yalvardım resmen eğer böyle birşey olmasa yalvarır mıydım sence , -"  hiç beklemediği birşey oldu uraz yanıma gelip sarıldı bana . Bir kac saniye yemin ederim mal gibi kaldım.  Sonra ise göğsüne yakaladım kafamı.  Kalbi..hızlı atıyordu. 

"Yüzüne bakarak diyemem şimdi . Ciddiyim seni öyle yerde görünce neler hissettiğimi bilemezsin bende anlatamam o kadar garipti ki. Kendim çok suçladım. Yemin ederim bilsem yapamazdım şakanın bokunu çıkardım   . Özür dilerim .  Ciddi anlamda özür dilerim karşına utandığım için çıkmadım  , şaka yapayım derken hastanelik  ettim . "

"Uraz. " dedim kafamı kaldırıp yüzüne bakarak .

"Unuttum. Şimdi inan  gerçekten unuttum"

Gülümsedi . Gülümsedim. 

Odaya dalan kişiyle hızla   ayrıldım uraz'dan. Sanki kötü birşey yapıyor gibi .

"Oo pardon gençler hayırlı  işler " diyerek çıkan derya' ya şokla baktım elime geçirdiğim yastığı fırlattım fakat kapanan kapıya çarpıp yere düştü.

"Gerizekalı" dedim bağırarak.  Sanırım utandım.

Uraz'a baktığımda gülüyordu muzipçe.

"Ne gülüyorsun be  gerizekalı " 

"Iki dakika insanlık ettik diye şey  etme hâlâ düşmanımsın" dedi tehditkar tavırla.

"Götümün düşmanı" diyip dışarı çıktım.  Ay içeri baya sıcakmış ayol.

Aşağıya biraz utanç , biraz garip  indim.  Erkekler maç yaparken derya telefonu ile oynuyordu . Göz göze geldiğimize kafasını öyle bir cilveli salladı ki 'seni gidi sürtük '  bakışından başka bir şey çıkarma burdan. Sinirle kulağına eğilip

"Akın'ın  memelerini gördüğünü biliyorum " demem ile  biraz önce ağzına aldığı kolayı mete'ye püskürtmesi  bir oldu .

"Oha oha okan'ın acısını benden mi çıkartıyorsun mal dikkat etsene"

"Sus oyununa bak mete " diye çemkirmesiyle mete sustu.

"Görmedi birşey  atletim vardı.  "

"Senin o 85 numara südyenin kazaktan bile gözükür "

"Senin 90 numara gibi mi " 

"Senin ağzına kürekle vururum 90 mış sensin 90"  Sinirle ayaz'a sokuldum .

"Güzelim oyun oynuyorum ne yapıyorsun "

"Benim le ilgilen ayaz"

"Oyunumu bitireyim ilgilenicem"

"Sarıl  bana ayaaz "  canım şuanda fena ilgi istiyordu . Evet birde ilgi görmek istediğimzamanlarım olurdu benim.  Saçlarıma bir öpücük bıraktı.

"Hadi güzelim bi rahat bırak  söz ilgilenicem seninle ." 

"Küstüm seninle"  beni tınlamayan ayaz'dan ayrılıp koltukta oturup tv izleyen okan'a sarıldım.  Tam karşıma uraz  oturuyordu. 

"Sev beni okan"

"Seni zaten çok seviyorum" 

"Öyle değil kedi gibi sev "

"Ben kedi sevmem almi"

"Köpeğe bayılırsın  köpek  gibi sev bence " diyen uraz'a kumanda fırlattım.

"Ayı varken burda köpeği kim ne yapsın"

"Hey kavga etmeyin . Senin ilgi vaktin gelmiş prenses gel" her yerimi mıncıklayıp gıdıklıyan okanla kahkaha attım. 

"O sevmedi beni" dedim çocuk gibi konuşup.

"Nankör o nankör ben hep severim seni"

Yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.  Herseyimdi bu çocuk benim ayol.

Dizine yatarak biraz önce fırlattığım kumandayi uraz'dan alma çabalarıma başladım. 

"Uraz kumanda"

"Ne olmuş kumandaya "

"Haftaya benim telefonla düğünü var bizi çağırdılar bana eşlik eder misin dicektim "

"Ya senin ne çirkin bir espri anlayışın var iğrenç insan"

"Öyle soruya böyle cevap gerizekalı ne olacak kumandaya ver diyorum"

"Veremem"

"Neden"

"Maç bakıyoruz görmüyor musun"

"Ya kanallara bakayım vericem"

"Madem vereceksin neden bakıyorsun  kanallara sonra bir dizi göreceksin izliyelim diye tutturacaksın"

"Uraz!"

"Gel de al"  dedi koltukta yayılıp.

"Ya okaaan"

"Prenses şu  anda bir kız tavlıyorum beni bulaştırma " 

"Tavladığın kız lez  çıksın! " sinirle suratıma baktı. 

"Kim öğretiyor sana böyle şeyleri " 

"O" diyerek hemen suçu ayaz'a attım. 

"Sende hiç iyi birşey öğrenme benden hep kötü . Sanki oturup ta anlatıyoruz sana ne diye"

"Iyi birşey konuşmuyorsun nerden  öğrensin kız "

"Oğlum erkek arkadaşlarımla konuşurken dinliyor ne yapıyım"

"Gören  de çocuk sanır senin  bilmediklerini bilir bu şeytan "

"Sensin şeytan öküz. Küstüm iste hepinize tek tek küstüm" kollarımı birleştirerek trip moduna girdim.

"Ben Ne yaptım " diye büyük bir şokla konuşan ekin'e sinirle baktım.

"Birşey yapmadın canım küsmek istedi sanane!  "

"O gel gitli elleşmeyin birazdan kendi kendine barışır"

"Derya!" 

"Siktir  git be beynimi siktin "

"Göt" .

"Ağzınıza çarparım adam akıllı konuşun "diyen okan'a aynanda bağırdık .

"Sen karışma !"  .

Almira'nın mızmızlıklarını büyük bir keyif ile izliyordu uraz. Gerçekten gel gitli çok değişik ruh haline sahip bir kızdı.   En son keserek salondan çıkmıştı.  20 dakika ses gelmeyince merak etti. Almira gibi bir kızın susması ve odaya gelmemesi garipti .

Trip atmanın mutluluğu ile gülerek odasına giderken tam karşısındaki odaya odaklandı . Anne ve babasının odası.  Burada kaldığı sürede ne kadar çaba gösterdi bu odaya girmemek için. Ayakları onu istemsizde götürdü o odaya. Kapıyı açıp kendini içeri atıp kapattı .

Değişmemişti hiç. Babasının kokusu geldi burnuna uzun süredir gelmedikleero halde buraya. Tek tek inceledi odayı. 

Kahverengi ve beyazın muhteşem uyumu .

Koca dolabın kapaklarını açtı.  Babasının bayıldığı o  muhteşem zevkinde kıyafetleri takım  elbiseleri . Babasının özel  gününde giyeceği takımlarını almira seçerdi. Annesinden  zaman kalırsa tabiki sonuçta bir modacı annesi. 

Duvar dibindeki kapağı açtı . Kasayı gördü bu zamana kadar açma gerekseniminde bulunmadı hiç para ve evraklar vardı ne olacaktı ki. Ama şimdi bir ses onunla ilgili şeyler olduğunu söylüyordu.  Şifre denedi bir kac tane fakat olmadı evdeki kasa kendi doğum günü  idi . Biraz düşündükten  sonra  'tabi ya!' Dedi . Kesinlikle ayaz'ın doğum  günü olmalıydı ki çıkan  'tık' sesi ile bu kanıtlandı.  Para ve evrak dışında ise bir kutu vardı orada

Almira hıçkırıklarını  durduramıyordu. Duvarın dibine oturmuş önünde kutu bir elinde resim diğer elinde babasının onlara yazdığı mektup yerde saçılmış resim ve mektuplar. Aglmaktan içi  dışına  çıktı.  Lanet etti mektupları okumadan önce kapıyı kilitlediği için .  Zira şu  an durumu çok kötüydü fakat o kapıyı değil açmaya elini kaldıracak gücü yoktu. 

Akın her ne kadar bir daha uyuyamazsada yataktan çıkmamıştı.  Aklında derya'nın çığlığı ve atletli hali geliyordu. Normalde 20 kere uykusundan uyandığında bile uyurdu akın ama olmuyordu . Gelen ağlama sesi ile kapıdan çıktı.  Ses yükselirken bu sesin Almira 'ya ait olduğunu anladı fakat  açmak istediğinde kilitli kapıyla  karşılaştı.  

Merdivenlerden hizla inip  konuştu akın

"Almira odaya kilitlemiş kendisini ağlıyor !"

Uraz koşarak merdivenlerden çıktığında hepsi gelmişti peşinden , hıçkırıklar artarken konuşmaya başladı hepsi kapıya vurarak.

"Almira almira iyi misin!"

"Almi ac şu kapıyı "

"Lanet olsun almira aç  şu  kapıyı " 

"Anahtar anahtar yokmu yedek" dedi uraz .

"Bilmiyorum lanet olsun yok sanırım"

"Almira, Almira! Kapının arkasındaysan çekil "  Uraz uyarısını yaptıktan sonra herkes kapıya yükleneceğini  anlayıp geri açıldı . Derya çoktan ağlamaya başlamıştı. 

Çok duygusal biriydi derya , tabiri caizse ota boka ağlayan bir kız derlerdi ona arkadaşları.

Uraz 4 veya 5. Denemesinde kırdı. Aniden açılan kapıyla  içeri girerken karşısındaki  manzara ile dondu kaldı.  Olduğu  yere çivilenmişti sanki. Bir çok kişi kapıda onun gibi kalırken okan hemen yanına oturup sarmaladı arkadaşını. Derya olanları anlamış  ve duvara yaslanmış arkadaşının acı çekmesini izliyordu. 

Ayaz. Ayaz ise bir mektuplara ardından içinde kendininde bulunduğu yere saçılmış  resimlere ve ardından tükenmişliğin evresinde olan kız kardeşine bakıyordu.  Içi paramparça olan ayaz birde bu görüntü eklenince gözlerini sıkı sıkı yumdu. 

"Geçti prensesim sakin ol "  

"Ne-nefes alamıyorum , o-okan çok özledim "

Uraz olanları hâlâ kavrayamadı. Odaya sakince  göz attı.  Duvara yaslanmış  sessizce gözlerinden yaş akarken ada ve okan'a  bakan derya , en az onun kadar durumu anlamayan ama üzüntü ile bakan arkadaşları,  ellerini yumruk yapmış ve gözlerini sıkmış ama sağ gözünden  boynuna doğru yol alan bir damla yaşı engelleyememiş dostu.  

Zar zor bir adım atıp yere eğildi ve resmi eline aldı uraz.  Bir kadın vardı oldukça bakımlı ve zarif ona arkadan sarılan  bir adam vardı,  bu adamı tanıyordu geçen yaz ayaz ile tanıştıkları şirketlerindeki ortakları idi. Bir kaç kez konuşma  fırsatı olmuştu sevmişti adamı.  O adam idi . Ayaz'ı oğlum kadar yakın diyerek tanıtmıştı. O zaman anladı işte bir kaç hafta önce ölen bu adamın  almira'nın babası  olduğunu . Babasının çok yakın  arkadaşıydı babası ona ortağının  vefat ettigini ve cenazesine İzmir'e gidecegini söylediğinde  aklından asla Onur bey geçmemişti.

Acıyla ve üzüntüyle  baktı resme tekrar aynı şekilde ayaz ona arkadan sarılmıştı yani almira ya , ķıskandı hafiften . Almira'yı gülerek öperken almira kaşları nı  birbirine değecek kadar çatmıştı.  Hafif güldü uraz. Allah bilir yine neye sinirlendi  diye geçirdi içinden. 

Uraz'ın aklına günlerdir takılan bir soru vardı.Aslında sorudan çok merak okan ile de aynı arası ama okan'a hiç ağabey demiyordu , kavga ettikleri gün ise ağabeyim demişti yakın arkadaşım  değil.   Bunu önce almira oyle girmek istiyor diye düşündü  ama bariz belliydi ki aralarında gerçekten  farklı  bir olay vardı.  Mesela o dövme,  sevgili  olmadıkları kesindi de o tarih neydi anlamamıştı.   

Almira'nın hıçkırıklar ı  susmak bilmedi aksine arttı. Okan'ın içi acıyordu kollarında içi sökülene kadar ağlayan kıza tek bir teselli bulunamamakta. 
Ayaz tek adımda yanına ulaştı . Okan kalktı hemen yanında ayaz'a yer verdi . Ayaz almira'nın yanına oturup tek hamlede kucağına çekti kardeşini . Bir bebek gibi , ağabeyinin boynuna yüzünü gömdü almira, kollarını  sımsıkı sardı boynuna dahada şiddetlendi  ağlaması ,kardeşinin saçını okşadı ayaz.

"Gec-miyor ayaz "

"Geçecek bir tanem , izi hep kalacak ama kabul bağlayacak henüz çok yeni bu yara "

"Geçmiyor  işte ,  geçmeyecekte kandııyorsun beni"

"Ne zaman kandırdım  seni" dedi gülerek hafif mızmız kardeşine ayaz.

"Hep!"  Güldü . Yanağına sımsıkı ve içten bir öpücük bıraktı.  Yavaş yavaş sakinleşıyordu.  Okan'ın yönlendirmesi ile hepsi tek tek dışarı çıktı.  Uraz çıkmadı .

"Babam bize mektup yazmış aslında vermeyi hiç düşünmediği mektup ."

Sustu ayaz . Uraz iyice çıkmaza giriyordu konuşulanlar ile iyice .  

Babam! Diyordu . Aynı babadan olsa bile soy isimleri aynı olmalıydı. !

Yanlız bırakmak için kafasındaki sorular ile salona indi uraz.

Ayaz kucağında yatan kardeşini yatıştıran kelimeler söylüyordu. Yaklaşık 10 dakika sonra almira'nın iç çekmeleri durduğunda

"Almira" dedi ayaz . Bir kac kere daha seslendiginde ses çıkmadı.  Yavaşça ayrıldığında kafasını uyuduğunu gördü,  gülümseyip yatağa yatırdı,  üzerini örtüp  bir kaç dakika izledi onu . Gözleri ve burnu kızarmıştı aglamaktan. Onun bu hali çok canını yakıyordu ayaz'ın . Kardeşi onun dünyası idi. Alnına öpücük bırakıp çıktı odadan. Salona indiğinde  herkes sessiz ve düşünceli bir şekilde oturuyordu.  Koltuğa kendini atarak derin bir nefes verdi.

"Ağlarken uyuya kaldı.  " herkes bir açıklama bekler gibi baktığında derya kısaca cevap verdi.

"Onur amca yaklaşık 1 ay  önce vefat etti." Herkes yavaştan anlasada bu kadar yeni olmasına oldukça şaşırmıştı.  Bu şaşırmaları yüzlerinden belliydi.  Herkesin kafasında çok soru vardı ama zamanı olduğunu düşünmüyorlar idi.

"Ama , ama hiç belli etmedi  yani söylemedi de hep gülüyor kahkaha atıyor yani anlamadık " uraz'a bakıp gülümsedi okan.

"Almira böyledir. Acılarını içine gömer kendi içinde yaşar.  Hep güler o mutlu olduğunda da güler üzüldüğü zamanda güler.  Şimdi birisiyle ölümüne kavga etse beş dakika sonra hiç birşey olmamış gibi güler.  Yapamaz ki gülmeden.  Yapmasında zaten onun o güzel yüzüne o kadar yakışıyor ki gülmek.  "

"Acılarada kahkaha atar benim prensesim ." Dedi ayaz burukça.

"Güçlü bir kız ,olmasa bu kadar iyi oynayamazdı" dedi akın bir yere sabitlediği gözleri ile.

"Bu kar güçlü olmak zorunda değil ama bak patlak veriyor bir yerden işte" dedi ekin .

"Bütün yükü omzuna alamaz" diye ekledi mete.

"Bizi üzmek istemiyor onu üzgün  görmemizi istemiyor , ona acınmasını istemiyor"

"Bu acınası bir durum değil ki derya!" Diyerek şiddetle ayağa kalktı uraz.

"Kesinlikle değil ama o öyle düşünüyor. " 

Yaklaşık 20 dakika sonra derya bakmak için odasına gittiğinde bulamadı ardından banyoya baktı ama ortada yoktu almira.  Hayal kırıklığı ile salona indi.

"Yok , çıkmış.  " alışılmış bir durumdu.

"Nasıl çıkmış biz niye duymadık neden haber vermedi"

"Alışıldık bir durum. Ilk hafta hep haber vermeden sahile giderdi yine oradadır " dedi ayaz ayaklanarak.

"Yine o günlere dönmek istemiyorum ben ." Dedi okan sıkıntıyla.

"Dönmeyecek okan!  "  diyerek çıkarken uraz durdurdu onu.

"Ben bakarım.  "

"Tersler şimdi " 

"Umrumda değil hem biraz  benimle didişirse kendine gelir "

"Sağol kardeşim " . 

-Pinhani Yitirmeden- dinleyebilirsiniz.

Sahil iki sokak aşağıda kalıyordu hemencecik geldiğinde aramaya başladı almira'yı uraz. Sonunda bir kayaya oturmuş boş boş denizi seyrederken bulduğunda rahatlama ile gitti yanına ve oturdu. Fark edilmediğini sanıyordu uraz ama almira farkındaydı geldiğinin.  Bir kac dakika hiç konuşmadı ikiside sonra uraz'ı şaşırtarak konuştu almira.

"Kahramanımdı benim babam. Benim için güzel olan herşeyin arkasında babam vardı. Biliyor musun?" Dedi ve uraz'a döndü.  Uraz gözlerine baktı.  Yüzü çok solgundu. Kızaran  gözleri ve burnu aglamaktan,  üşümekten ise yanakları . Çok tatlı duruyordu.

"Ben ölümden çok korkarım. " şaşırdı uraz. Almira'nın böylesine kendisini dökmesine.  Tekrar önüne döndü almira.

"Ama en çok sevdiklerimin ölümünü görmekten çok korkardım. Sanırım çok korktuğum için en sevdiğimle sınandım. Sanırım babam olmazsa yaşayamam dediğim için babamdan ayrıldım. Bak hâlâ yaşıyorsun dercesine. Bu..bu tarif edilemez bir duygu sadece çok özledim onu."

"Her insan korkar ölümden almira, her insan sevdiklerini kaybetmekten korkar. Sana asla eskisi gibi olmanı demiyor kimse hemen,  ama acını sevdiklerinle beraber yaşamalasın onlarda korkuyor seni kaybetmekten." Uraz'ı hiç aldırış etmeden devam etti almira.

"Onlar beni kaybetmez ben öyle bir bencillik yapamam bile, istiye . Onlar herşeyim benim. "

"Bu yüzden çok farklı bir kızsın sen"

"Kendimi bildim bileli değil kendimi bilmeden öncede vardı ayaz. Doğduğum günden beri hayatımda. Okula onunla gittim, oyun onunla oynadım, kavgalarımı  onunla ettim.  Evlerimiz bile aynı semteydi hep. Nasıl bu kadar yakın olduğumuzu sorgulamadım  hiç ailemiz çok yakın oldukları için dedim geçtim.  Birbirimize küçükken bile hiç farklı gözle bakmadık garip bir şekilde sanki hissediyor gibi . Mesela o beni hep kardeşi olarak korudu erkeklerden ben onu hep kıskandım  kızlardan istemiyordum benden başkaşıyla  oynamasını. Ben senin ağabeyinim kimse benim kardeşimi sevemez dediğinde inadına sen benim ağabeyim değilsin derdim. Sonra bir şeyim olduğunda koşarak gider ağabey diye konuşurdum , istediğim olsun diye. Çocukluk  işte.  Kimseye  ihtiyaç duymadım ben ayaz vardı yetiyordu . Ailem muhteşemdi.  Sonra derya ve okan ile tanıştık ve birbirimizden hiç kopmadık.  Birimiz yere düşse diğerinin canı yanardı.  Kıskanılcak derecede idi. "

"Ben anlamıyorum almira, öz ağabeyim diyorsun sonra sadece bebekliğimden beri beraberiz diyorsun  farklı şeyler anlatıyorsun.  " 

"Avukat geldi babamın ölümünden 1 hafta sonra mal varlıklarını açıkladı sonra bir mektup verdi anneme ve gitti. " Almira'nın gözleri yeniden doluyordu.

"Mektupta.. mektupta  ayaz'ın öz ağabeyim olduğu yazıyordu.  Aslında benim annem ve babamın oğlu olduğunun itirafı vardı " 

Uraz şokla gözlerini açtı ve kafasını kaldırıp almira'ya baktı. 

"N-nasıl. Hem uraz seninle yaşıt değil mi . "

"Değil. Ben doğmadan bir yıl önce gelmiş dünyaya uraz, babamları tehdit edip doğumdan sonra ayaz'ı alacaklarını söylemişler korkmuşlar haklı olarak . Sanem teyze annemin üniversiteden arkadaşı en yakın  , ona vermişler herkes öyle bilmiş o yüzden bizi hiç ayırmamışlar . Bana hamile kaldığında ise annem aslında biraz süpriz olmuş ama aldırmak için geç kalmışlar.  Zaten annemin dediğine göre ben onlara yeni bir umut olmuşum.  " 

Uraz'ın kafasına şimdi oturuyordu iste herşey.  Ne şeyler yaşamış diye düşündü.  Kim bilebilirdi ki şu 3haftada tanıdığı eğlenceli kızın bunları yaşadığını. 

"Bu dövme, herşeyi öğrendiğimiz gün"

"Ben.. Ben Ne diyeceğimi bilmiyorum. Sen kötü şeyler çok kötü şeyler yaşamışsın almira , .. ama ayaz'la gerçekten kan bağınız olması iyi değil mi "

"Iyi mi belkide beni bu kadar kısa sürede toparlayan şey bu. Ayaz benim dünyam. Ben o varsa varım. Insan bir ağabeyine bu kadar mı düşkün olur . Babam kahramanım giderken , bana diğer kahramanı mı bıraktı . Ayaz gibi bir agabeyin ,ecesu gibi bir minik prensesin, senin her adımını takip eden bir annen , herseyden önce seni düşünen derya ve okan varken güçlü olmak zorundayım. Bu benim mecburiyetim. Bana onlar gibi bir şans verilmişken ben bunu en iyi şekilde değerlendirmeliyim"

"Hayatımda güçlü kadın! Gördüm almira , ama hayatımda gördüğüm tek güçlü Kız! sensin."

Uraz hayran kalmıştı konuşmaları ile almira'ya .  Ve dediği şeylerde sonuna kadar doğruydu. 

"Ve şimdi gitsek iyi olur , fazla meraklanmışlardır. " ayağa kalktığında urazda kalktı. Önden bir kac adım atmıştı ki geri dönüp uraz'a adım attı.

"Teşekkür ederim . Dinledigin için yani . Biraz rahatladım"

"Ö-önemli değil . Paylaştığın için ben teşekkür ederim . Yani şey almira beni arayabilirsin İzmir'deyken konuşmaya ihtiyaç duyarsan. "

Gülümseme  ile yetindi almira .  

☆ 

"Bana bakın bu konuşmayı pek yapmam hepinizi sevmesemde sevmek zorunda kaldım azıcık ama . Kahrımı  çektiğiniz için çok mu  şanslısınız ne ? Benim kahrımı  çekmek isteyen kaç  kişi var biliyor musunuz.  Neyse bir  daha karşıma çıkmayın bıktım sizden " diyerek tavrını koyduğunda bu ani ruh haline alışmış millet alınmamış üzerine gülmüştü.  Üzülüyordu almira . Onlara alışmıştı. Diğerlerinin ona alıştığı gibi. Herkesle sarılırken en zoru uraz olmuştu.  Çok temas etmeden zoraki bir sarılma oldu  .

"Sana daha yapmak istediğim çok şey vardı ama neyse artık başka bir bahara artık " diyen almira'ya karşılık.

"Ocak ayındayız mal ne baharı götümüz dönüyor burda " dedi uraz. Ah eski hallerine dönmeleri bu kadar cabuktu işte. 

"Iki dakika felsefe yapalım dedik."

"Hadi ordan facebookta aşk açısı çekenlerin durumundan alıntı yapıyorsun. "

"Çok mu aşk açısı çektin nerden biliyorsun "

"Gider ayak başlamayın yine hadi artık.  " diyen okan susturdu.

"Hepinizi bekleriz kardeşim "  dedi ayaz son olarak. Umarım dedi almira

Umarım gelirler 

Kahkaha ailem merhaba . Coğrafya hocam'a final yaptığım  için büyük oranla dikkatimi buraya vereceğim  . 4000 kelime hadi yorum ve oyları bekliyorum ! ❤



Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro