~°A.B.K.D~°11
Salonda ikili koltukta yan yana ayaz ve ben otururken karşımdaki tekli koltukta murat amca yanındaki üçlü koltukta ise annem ve sanem teyze oturuyordu. Sessizlik sürerken benim gözüm miniğimi arıyordu.
"Ecesu nerede "
"Uyuyor annecim zar zor uyuttuk günlerdir ağlıyor seni özledi oda "
"Bende çok özledim ... sizi"
"Şey .. ne diyeceğimizi bilmiyoruz hoş bunu bilmesi gereken biz degiliz ya.-" Ayaz'ın konuşmasını ben üstlendim şu anda o konuşmayı yapabilecek gibi değildi onun yerine devam ettim.
"Biz sadece böyle devam etmeyeceğini anladık . Bir açıklık getirmeliyiz ne biz ne siz bu durumdan memnun değiliz. Üstelik ecesu bile bu minicik haliyle perişan oldu . Önce babam sonra ben yanından biranda eksildik. Resmen yabancı gibiyiz . Size çok kızgınız tahmin edemeyeceğiniz kadar çok ama bu duruma el atmak sizin işiniz" derin bir nefes verdiğimde üzerimizdeki gözlerden bir tanesi konuşmaya başladı .
"Tekrar size herşeyi anlatacağız" ali amca mektupta yazanları yani babamları ayaz'ı doğunca ellerinden almakla tehdit ettiklerini başka bir çareleri kalmadıkları , ayaz'ın aslında herkesin sanem ve murat amcanın çocukları olduğunu sandıklarını herşeyi anlattılar . Biz ise sanki ilk defa duyuyormuşcasına dikkatle dinledik. Ara ara ayaz'la göz göze geldik. Bakışlarımız çaresizdi.
"Çocuklar inanın herşey böyle bunu size söylicektik elbet ama biraz daha zamanı olduğunu sanıyorduk. Biz sizi asla ayırmadık hep beraber büyüdünüz birbirinizden ayrı gününüz geçmedi sizin bizi de anlayın" herkes kendince birşeyler söyledikten sonra ayaz saçlarına daldırdı ellerini sinirle çekti ve sonra güldü. .
"Ne yani ben şimdi kime anne diyeceğim, peki ya baba yıllardır başka kişilere mi demişim. Bu , bu küçük bir yalan değil , benim 3 hafta öncesinde aslında öz babam ölmüş farkında mısınız? Ben neye üzülmeliyim" annem kalkarak tam ortamıza oturdu, ve ellerimizi tuttu.
"Yavrularım benim , ikimizde bunlardan önce hem benim hem senem'lerin yavrusu değil miydiniz?. Sen kızım senem'i ikinci bir annen ve murat'ı ikinci bir baban olarak görmüyor muydun , ya sen oğlum biz senin ikinci bir ailen değil miydik . Bana ne diyecegine sen karar ver istersen yine esra teyze de ama uzak olma bizden "
Şu anda elini tutan kadın annesiydi ayaz'ın . Öz annesi. Kalbi delicesine çarpıyordu sanki yanındaki kadın yıllardır iç içe olduğu o esra sultanı değilde yıllar sonra uzak bir yerlerden çıkıp gelen tanımadığı ama annesi olduğunu öğrendiği birisiydi. Içinden ona delicesine sarılmak geliyordu fazla da dayanamadı hoş. Yanında oturan annesine sımsıkı sarıldı ayaz, esra ise oğlu ve kızını kapıda görmesiyle küçük dilini yuttu âdeta. Şimdi ise oğlundan en küçük bir yakınlaşma beklerken onu saran kollar ile şaşkınlığı hat sayfaya çıktı. Ilk defa diye geçirdi içinden kadın. 'Ilk defa annesi olduğumu bilerek sarıldı ' kollarını sardı oğluna. Ayaz annesinin kokusunu en derinlerine çekti . Sanem gibi kokuyordu kokusu yani anne gibi fazlası ile. Sanem ona çok güzel bir annelik yapmıştı ne olursa olsun sanem tamamen farklıydı onun için. Gözleri kızardığında kırpıştırdı gözlerini karşısında onlara ağlayarak bakan kardeşini gördü.
"Gel buraya " onlara kocaman sarıldı gülerek almira bu manzara muhteşemdi onun için. Fakat öte yandan murat ve sanem için aynı şeyler geçerli değildi elbette seviniyorlardi aralarının düzelmesine fakat bu sefer oğullarının kendilerini affetmemesinden korkuyorlardı.
Ayrıldı ayaz , ayağa kalktı yumruk yaptığı elleriyle gözlerini ovaladı. Tam murat ve sanem'in karşısında durdu.
"Anne, baba" işte bu kelime yetmişti murat ve Sanem' e . Ikisinde kalktığı gibi sarıldılar oğullarına. Onlar bu zamana kadar kendi öz oğulları yerine koydular ayaz'ı.
Sanem, belki dokuz ay taşımadı karnında ama başka birisinin çocuğuna o tüm annelik sefkatini verdi onu sanki o düşürdüğü evladı yerine koyup sevdi sarmaladı.
Esra,en çok ona zordu belkide dokuz ay heyecanla beklediği yavrusunun kokusunu doya doya içine çekmeden verdi arkadaşına. Evet sanem belki en yakın en güvendiği kız kardeşi yerine koyduğu kişiydi ama ne kadar zordu ilk anne kelimesini başkasına demesi oğlunun.
Annesi ve babasından ayrıldığında aslında onları ne kadar özlemiş olduğunu anladı. Haylaz bir çocuktu ayaz ama üzmedi anne ve babasını .
"Bundan sonra ne olur bilmiyorum ama biz bu kadar işte ayrı kalmıyoruz bizim ayrı kaldığımız gün sayısı bir elin parmaklarını geçmedi tabi şimdi daha iyi anlıyoruz nedenini ama lütfen biranda eskisi gibi olmamı beklemeyin. Bu olanlar kolay değil inanın "
Evet herkes farkındaydı olanların, kolay olmadığını ve anlayışla karşıladılar. Işte herkes biliyordu ki bundan sonra hiç birşey eskisi gibi olmayacak belki daha kötü belki daha iyi ama eskisinden eser kalmayacağı kesindi.
Şu anda o kadar rahatlamıştık ki. Salonda sanki biribirlerini ilk defa görmüş kişiler gibiydik çekingen, fakat mutlu. Hızla kalkarak ayaz'ın elini tuttum ve çekiştirmeye başladım.
"Nereye kızım"
"Kardeşimizin yanına " gülerek kalktı koşarak odaya çıktık. Minigim beşiginde uyanmış fakat sesi bile çıkmadan ayaklarıyla oynuyordu.
"Ayaz inanmıyorum şuna bak . Ne kadar büyümüş " ayaz gözlerini devirdi.
"Sadece bir kaç gün görmedin "
"Ablayım ben ayaz herhalde öyle diyeceğim "
"Bende iki kız ağabeyiyim ah pardon hatta üç ama sizi her gördüğümde ay ne kadar büyümüş demiyorum"
"Duygusuz öküz. " gözleri bizi bulduğunda yemin ederim öyle bir gülümsedi ki minigim özlemiş oda bizi belliydi. Kucağıma alıp o müthiş kokusunu en derinlerime çektim.
"Ablasının en kıymetlisi nasıl özlemişim . Sende özledim mi ablam beni" gülücükler atarken hâlâ öpüp kokluyordum.
"Yeter yalama ettin kardeşimi ver bana " Ayaz kucağımdan alıp yatağa oturduğunda kaşlarımı çattım fakat bu hareketimin gülümsemeye dönüşmesi uzun sürmedi. Ayaz'da en az benim kadar özlemişti bir gün bile görmese özler zaten . Yanağına sulu öpücükler kondurdu sonra yatağa yatırıp gıdıklamaya başladı. O gıdıkladıkça ecesu o içimize huzur dolduran kahkahalarını saçıyordu etrafa .
"Gel buraya gel " dedi gülüp bana bakarak ayaz kaşlarımı 'hayır ' dercesine kaldırıp gerigeri giderken beni yakaladığı gibi ecesu'nun yanına yatırdı kalkmamam içinde üzerime ecesu'yu oturttuğunda gıdıklama işlevine başlamışlardı bile.
"Yaa- ağabey ay bırakın çok gıdıklanıyorum" ecesu benim bu haline kahkahalar atarken ayaz'da ecesu'nun bir elini tutup kendi gibi hareket ettiriyordu karnımda .
"Bak ağabeyim böyle yapacaksın "
"Ya birde ufacık bebeğime öğretiyorsun . Ay bak bak oda yapıyor ayool bırakın beni hemen" gözümden yaş gelmeye başladığında gülerek bırakıp kendini yanıma attı. İkimizde birbirimize bakmaya başladığımızda cidden mutluyduk.
"Senin de böyle bir rahatlatma hissi geldi mi içine almi " dedi ayaz.
"Fazlasıyla " gülerek kolunu açtığında göğsüne koydum başımı saçlarıma opücük bürakarak ecesu'yu aldı kendi karnına yatırdı onuda aynı şekilde öptü.
"Mis gibi kokmuyor mu"
"Ikinizde miss gibi kokuyorsunuz , kokunuz huzur verici" gülümseyerek ayağa kalktığımda kapıdan bizi izleyen üç çift göz gördüm. Yüzlerindeki gülümseme ile.
"Aa ayıp ama aşk yaşıyorduk biz özel hayat " dediğimde gülerek içeriye girdiler. Ayaz onları görünce oturur pozisyona geçti yatakta.
"Fark ettik bir bakalım dedik bizde aç mısınız bir şeyler hazırlayalım mı"
"Hazırlayın anneler bu genç adam haftalardır benim için uçaktan inmez oldu bir ara havaalanında falan kalıyor sandım haketti" diyerek ayaz'ın yanağından tutarak acıtacak derecede sert öptüm.
"Dişlerim bana lazımdı almira"
"Ay ben sana takma diş alırım"
"İğrenç insan. Cidden açım ben ama yemek hazırlana kadar biraz uyku fena olmaz "
"Bence de" dedim gülerek.
"Hadi bakalım siz uyuyun ben çağırırım sizi" dedi sanem teyze ve gülümseyip gittiler annem ile ikisi. Murat amca ikimizin başına bir öpücük bıraktı
"Ikinizde ah pardon hâlâ alışamadım şu ufaklığa üçünüzde benim evlatlarımsınız" gülüp kapıdan çıkarken seslendi ayaz.
"Biliyoruz baba "
"Ama kardeşimi artık lütfen kabullen o minik olabilir ama görünmez değil " diye yalancı bir sinir yaptığımda ayaz ve murat amca kahkaha attı. Ayaz'da murat amcanın ardından çıkarken seslendim .
"Odana mı gidiyorsun"
"Evet birşey olursa seslen "
"Yani bu yatakta büyüktü ama sen bilirsin , hem yeni de almıştık yumuşacık " güldü.
"Almi eşyalarımız aynı anda değişiyor benim ki de yumuşak " evimizde odası vardı ayaz'ın tabi bunun nedeni artık daha netti.
"Ama buranın manzarasıda güzel "
"Bahçeye bakıyor "
"Yatak örtüm daha güzel"
"Örtünü ne yapayım ben almi"
"İyi be git uyu defol " kapıdan çıktığında suratını asıp yatağının içine girdim.
"Öküz " dedim. Onunla yatmak çok iyi geliyordu. Huzurlu uyuyordum ayaz ile. Ve onu uyutmayıp sorularım ile dedirtmek hoşuma gidiyordu. Biraz sonra kapı aralandığında kafamı cevirmemle gülmem bir oldu elinde yastıkla bana bakıyordu gülerek.
"Sadece yastığımı almaya gitmiştim " yorganımın diğer kısmını açarak güldüm. Gelip yattı hemen.
"Benimle uyumak için bahane aramalarına bayılıyorum "
"Ne alakası var canım dedigim gibi buranın-"
"Manzarası güzel " kahkaha attım.
"Evet. Hayır aslında seninle uyumak güzel "
"Hayır uyuyana kadar sorularla beynimi sikmeyi seviyorsun" güldüm
"Ayaz , uçak nasıl uçar"
"Ah Başladık. "
"Tamam tamam bu seferlik kıyak geçeceğim uyu . " gülerek kollarını açtı arasına girdiğimde sararak beni gözlerini kapadı.
☆
"Çok mutluyum sanem bak geldiler geri"
"Bende arkadaşım bende, baksana nasıl güzel sarılmışlar "
"Görüyorsun değil mi biliyordum bize kızdılar bile birbirlerinden ayrılmadılar hiç gerçi almira gitti ama ayaz onu görmeden yapamadı yine"
"Onların hisleri çok kuvvetli biliyorsun ne zaman ayrı kaldılar ki. Onlar kan bağlarının olduğunu bilmeden önce kardeş gibiydiler"
"Aaah ahh keşke onur'umuda görseydi bu hallerini" gözlerin kapalıyken yanmaya başladığında onlara sırtımdönük olduğu için açtım gözlerimi biraz ovalayıp yatakta oturur pozisyona geçtim.
"Günaydın "
"Annecim saat 8'e geliyor ne günaydını"
"Aman anne , lafın gelişi " esneyerek yana dönmek üzereyken gerek kalmadı üzerime atılan kollarla yatağa tekrar yapıştım. Ayaz beni kollarının arasına almış birde üzerime göğsünün ağırlığını veriyordu.
"Ne-nefes alamıyorum ay benim klostrofobim var ay gidiyorum "
"Nereye kızım yeni geldin daha " diyen sanem teyzeye gözlerimi bu haldeyken bile devirdim.
"Yani anne bu lafın üzerine gerçekten bu odada kalacağımı sanmıyorum, seni de klostrofobinide burada bırakmak zorundayım güzellik kusura bakma" ayaz' a kahkaha attığımda annemde gülüyordu sanem teyze ile hâla bön bön bakıyordu. Ayaz'ın sarılması ile kızarmış yüzümle kapıdan çıkarken sanem teyzeden makas alıp konuştum.
"Öbür tarafa gidiyordum korkma onun dışında henüz burdayım en azından 1 gün daha sanem sultan" merdivenlerden hoplayarak inerken arkamdan
"Ne demek 1 gün" diyen annem ve
"Hangi bir günmüş o " diyen sanem teyzeye bakmadan salondaki masaya oturdum. Murat amcaya elimle öpücük atarken yanımda oturan ayaz'ın saçından çektim.
"Ahh ne yapıyorsun ya"
"Senin yüzünden nefessiz kaldım "
"Nefesini kestigimi biliyordum"
"İğrençti" aramıza giren annemle oraya döndük .
"Kız sana diyorum 1 gün ne"
"Ya anne okul bitmedi son hafta biliyorsun 1 hafta daha oradayız "
"Son hafta zaten kimse olmuyor neden gidiyorsun kızım "
"Biliyorum ama olsun derya ve olan orada bizi bekliyorlar yarın gideceğiz, istanbul'da güzel bir hafta geçirmek istiyoruz tatil gibi"
"Yeni geldiniz özlüyoruz çocuklar gel git gel git olmuyor "
"Sanem'ciğim" dedim herzamanki gibi ,güzel ve bakımlı bir kadındı sanem teyze yaşına göre annem gibi .
"Askerlik arkadaşı sanki" dedi ayaz yine takılarak.
"Sen askere mi gittin sanem teyze " dedim gözlerimi büyüterek.
"Aynen aynen babamlada orada tanışmışlar zaten" güldüm.
"Değişik bir tanışma şekli tabi , binevi hayat arkadaşınla beraber askerlik arkadaşın " Ayaz olumsuz kafasını sallarken yemeğine gömüldü.
"Almi, dalga geçme " diye kızan sanem teyzeye elimle hayali bir fermuar çektim ağzıma.
°
Bazı insanlar vardır hep beraber olmak istediğiniz, onların sevgisini hep hissetmek istersiniz ve hissettirmek. Sabah uyandığımda gözüme komidinin üzerinde duran çerçeve içerisindeki babam ile olan resmim çarptı. Özlemiştim onu fazlasıyla henuz 1 ay olmuyordu fakat ben hâla bir yerlerden gelmesini bekliyordum. Ölüm.. Ölüm çok farklı değil mi sizce de ? Sevdiğiniz birisini 1 yıl 2 yıl bile görmeden yaşayabiliriz mutlu olabiliriz çünkü biliriz uzakta fakat bir gün gelicek, uzakta ama istediğim her an o benim arkamda diye. Fakat ölüm.. o çok farklı işte ben babamı hiç gelmeyeceğini bildiğim bir yola gönderdim. Göndermesine gönderdim de , sahiden gitti mi benden.
Gözümden akan bir kaç damla yaş ile yatakta doğruldum , karşımdaki aynadaki yansımama bir süre boş boş baktıktan sonra yataktan kalktım. Banyoya girip soğuk bir duş aldıktan sonra hava soğuk olduğu için havlunu sarılarak odama geçtim. Saçlarımı kuruttuktan sonra üzerime değiştirdim. Bir tayt ve üzerine salaş bir kazak geçirdikten sonra saçlarımı at kuyruğu yaparak odadan çıktım. Zıplayarak merdivenlerden indiğimde herkesin kahvaltı masasında olduğunu gördüm . Anlaşılan sanem teyze ve murat amca sabah erkenden gelmişlerdi.
Dün yemekten sonra ayaz'la evden kaçıp sahil kenarına gitmiştik. Herzamanki gibi pamuk şeker ve kağıt helva alıp zorla ayaz'ada yedirerek bitirmiş, ardından sahilde biraz yürüyüp eve gelmiştik. Evde ise bizimkiler ile sohbet edip aramızı eskisi gibi tutmaya çalıştık. Gecenin sonunda ise murat amca ve sanem teyze evine gitmiş , ayaz kucağında ecesu'yu uyutmaya çalışırken kanepede kendi uyuya kalmıştı bu yüzden bizde kalmıştı.
Masaya oturmadan herkese
"Günaydın" dedigimde hepsi ayni sekilde güler yüzle cevap verdi. Ağzıma bir kaç salatalık attım.
"Ben kaçar gençler "
"Aa nereye kızım "
"Babamın yanına " gülümseyerek söylediğim şey üzerine masada bir sessizlik oluştu. Annemin gözleri kızardı.
"Nee bana öyle deli gibi bakmayın o hâlâ benim babam değil mi ? Ölmüş olması onun yanına gitmeme engel değil ya"
"Şey tabiki değil prenses şaşırdık sadece neşeyle şöyleyince " duraksadım.
"Sadece onu çok fazla özledim murat amca , belki iyi hissederim yanında her zamanki gibi"
"Tabi git prensesim, babanın toprağına bolca öpücükler kondur şöyle ona karısı en kısa zamanda tekrar gelicek özlemiştir o beni şimdi "
Annem gülümseyerek söylediği sözleri o kadar ağırıma gitti ki , sanki mezarına gittiğimde konuşmaları karşılık verilecek gibi geliyordu ve bunu tek hisseden ben değildim. Annem hemen hemen iki günde bir babamın mezarına gidiyordu biliyorum bir keresinde şahit olmuştum babama onun ne kadar çok özlediğini anlatıyordu. Bunun her ne kadar dışardan gören biri için sacma olduğu gibi görunsede o kadar rahatlatıcı bir şeydi ki .
"Tamam annecim ben çıkıyorum "
~
Mezarlığa girdiğimde hiç unutamadığım o mezar taşına doğru yürümeye başladım. Eskiden çok korkardım mezarlardan ürkütücü gelirdi bana fakat babamı buraya gömdüğümden beri sığınacak tek yerin oluyordu bazen. Babamın mezarına geldiğinde mezar tasina oturdum ve sırtımı isminin yazdığı yerin köşesine yasladım.
"Ben geldim babacıgım nasılsın?"
"Kızgınsın değil mi bana yada dur kırıldın biraz degil mi gelmiyorum diye. İnan bana gelmeme sebebim cidden önemliydi. Seninde bildiğin üzere hatta en iyi senin bildiğin üzere tüm gerçekleri öğrendim. Biliyor musun ayaz gerçekten ağabeyimmiş baba" biraz durduktan sonra küçük bir kahkaha attım.
"Pardon pardon bunları zaten senin sayende öğrenmiştim. Aslında sana çok kızgın olmam lazım değil mi , belki konusmamam bile lazım seninle ama yapamıyorum işte ben sana ne zaman küs kalabildim ki. Şu anda sana bağırıp öfke kusmak istiyorum ama olmuyor baba" Gözlerimin dolduğunu hissediyordum ama ağlamak istemiyordum babam benim ağlamama kıyamaz.
Sesimi yükselttim.
"Ama sen bu lanet yerde cansız bedenin ile yatarken ben sana kızamıyorum öfkelenemiyorum bile ."
"Özür dilerim burda olman senin suçun değil ... Aslinda belkide benim suçum eğer o gün seni gondermeseydim sen hâlâ bizim yanımızda olucaktın yada belkide seninle gelseydin en azından seninle beraber ölücektim... ah neyse çok çabuk konu atlıyorum değil mi baba biz konumuza dönelim. .. Aslinda gerçekleri öğrendiğimizde şok geçirdik ayaz ile ben ise anneme kızdığım için istanbul'a gittim. Fakat kısa sürede ayaz geldi ve aramızdaki o ufak sorunları çözdük, dünde annemler ile aramizi düzelttik. Bundan sonra ne olur bilmem ama ben mutluyum baba ayaz ağabeyim benim. Ben hiç bir ağabeyim olsun istememiştim çünkü ayaz bana fazlası ile yetiyordu birde okan tabi. Ama şimdi gerçekten kan bagimizi öğrenince bir garip hissettim. Mutlu hissettim. Baba .. teşekkür ederim , giderken bana ayaz'i bıraktığım için. O olmasa belki bunların üstesinden gelmezdim tamam annem var minigimiz var ama o başka baba ya o senin gibi , o bana kendimi iyi hissettiriyor. Ona o kadar çok güveniyorum ki babamız bir gün çıkıp gelicek dese inanırım, hoş hâlâ bekliyorum seni . Neyse ayaz dışarıdan iyi gibi gözüküyor ama içi bir düğüm Baba, açılması çok zor bir düğüm , ama merak etme onu ben iyi edeceğim biz birbirimize iyi geleceğiz." Gülümsedim. Kolumu toprağa doğru açtım.
"Bak dövme yaptırdık güzel değil mi ayaz istedi aynısından ondada var cok anlamlı herseyi öğrendiğimiz günün tarihi " yağmur atıştırmaya başladığında başımı gökyüzüne çevirdim sonra tekrar babama döndüm yani mezara.
"Ecesu ,onu merak ediyorsundur sana dur anlatayım aslında bir kac haftadır ıstanbul'da idim ama durmadan minigimi gormeye geliyordum . Baba görmem lazım o kadar tatlı oldu ki abla demeye çalışıyor anne diyor baba diyor .. oda özlüyor seni . Sonra bıcırık bıcırık gülüyor onun o kahkahaları huzur verici baba o muhteşem bir şey iyi ki annemle sizi zorlamışım bu kardeş işine . Annem ise .. gerçekten kötü baba. Bütün yük onun omuzlarında bir yandan Istanbul'a giden kızı bir yandan gerçekleri öğrendiğinde verdiği tepkiden korkan oğlu, diğer yandan minik kızı özlediği kocası .. Şu anda onun yanında olmalıydın.
Kızma bana ama biz artık onunlayız hep . " yağmur çoğalmaya başladığında dikleştim.
"Istanbul'da gittiğim okulda bir kaç kişiyle tanıştım aslında sende taniyormuşsun uraz, emre , akın ve ekin ahh baba onlar gerçekten çok sinir bozucu çocuklar sürekli birbirimizle uğraşıyoruz . Yapmadığımız işkence kalmıyor aramizda kalsin ama onlar sayesinde biraz kafam dağıldı her ne kadar sevmesemde bir işe yaradılar. Şimdi akşam tekrar gidiyoruz oraya okullar kapanana kadar bizimkiler ile kisa bir tatil yapacağız sonra tekrar geleceğiz ama merak etme . Karnemi yine ilk sana göstereceğim. Simdi gitmem gerek gec oldu merak ederler . " ayaga kalktığımda telaşla tekrar konuştum.
"Ah aptal kafam az daha unutuyordum. Annem sana kocaman öpücüklerini yolladı söyle kocama küsmesin geleceğim dedi , ve seni bol bol öpmemi istedi onun yerine de öpüyorum" toprağı avucuma aldığım da defalarca koklayıp öptüm. Ve çantadan bir kavanoz çıkarttım. İçine toprak doldurdum.
"Her dakika buraya gelemiyorum babacım. Bu toprağa çiçek ekecegim açan çiçekler seni yansıtacak bana . Seni seviyorum babacım bunu hiç unutma olur mu. Görüşürüz " gözündeki yaşları elimle silmenin ardından arkama döndüğünde kızarık gözlerle karşılaştım .
"Sen ne yapıyorsun burada"
"Gecikince merak ettim bakmaya gelmiştim ben"
Babamın mezarına bakıp tekrar ayaz' a döndüm.
"Muhabbete dalmışıź daha doğrusu babamın başını ağrıttim biraz . Gidelim mi "
Bana doğru bir kaç adım daha attı ve mezara bakıp konuştu.
"Şu anda seninle ne konuşmam gerektiğini ınan bilmiyorum ama hislerim biraz daha yerine oturunca tekrar geleceğim " Ayaz zorlanarak söyledi bir kaç laftan sonra bana döndü kolunu omzuna atıp beni kendine çektikten sonra
"Gidelim" diyerek ekledi . Başımı sallayarak ona eşlik ettim.
~
Annemler ile vedalaştıktan sonra akşam 8 de olan uçağımıza binmiştik, aslında bizimkiler pazar akşamı döneceğiz diye biliyorlardı fakat aramızdaki problemler bittiğine göre onların yanına erken gitmemize bir sorun olmaz dedik. Ve şimdi uçaktan indik .
Bu bir haftada neler yaşayacağım inanın bilmiyorum .
Yavaş yavaş çoğalıyor muyuz ne ? Neredeyse 7 k olmuşuz .
Ve arkadaşlar oy ve yorumlar cidden önemli lütfen düşüncelerinizi yorum olarak patlasın ve oy verin hikayenin yükselmesini isteriz sizi seviyorum 💕
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro