Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ABİS: BÖLÜM 10

"Bir mektubun çığlığını duyamaz oldu kulaklarım. Ben yitiriyorum her geçen gün beni. Ben yitiriyorum, kalbimde ki seni..."


Toz olmuş evin her köşesi, solmuş çiçeklerim. Dağılmış evim, sarhoş olmuş bedenim...

Süveyda, şişenin dibi yokmuş gibi içiyordu. Dünyadan o kadar bağımsız olmuştu ki takvimlerden bi' haberdi.

Adsız yaralarını sarar Süveyda, aç pencerelerini...

Sarhoşluğun verdiği sersemlikle ayağa kalktı, yürümeye başladı. Duvarlara tutuna tutuna ayaklarının götürdüğü yere yöneldi.

Kalbinde ki yük ağırdı Süveyda'nın. Ruhu direniyordu.

"Beni sevmedi." dedi ilerleyişlerinde.

Durdu, duvara sırtını vererek yere bıraktı kendini.

"Dayanamıyor, nefes alamıyorum." dedi hıçkırıklarının ardından.

Tık.

O da neydi?

Hafif yalpanarak yerden kalkan Süveyda gözlerini sildi elinin tersiyle.

"Kim o piç!"

İçindeki öfkeyi dindirmek istemiyordu. Ağzına gelen tonlarca küfürü/argoyu sıraladı. Yerde bulunan taşı gözü çarptı. Bu, olan öfkesini daha da alevlendirmişti. Camdan kafasını uzattı,

"Hangi pezevenk taş attı benim pencereye!"

Yerde top oynayan çocuklar Süveyda'nın dağılmış yüzüne doğru döndü.

"Çiçek abla! Ben gördüm!" dedi içlerindeki tıfıl.

Çiçek kadın, soldu...

Süveyda anlamazca baktı çocuğa.

"Üstü hırpalanmış biriydi. 'Kehribarım' diyip atıverdi taşı. Biz dedik kaç diye. Gitmedi. Sonra sen bağırınca sokağın köşesine kaçtı!"

Düşündü Süveyda. Gök adam mı gelmişti?

Kalbi hızlandı. Gülümsedi. İçeri girdi, üstünde bulunan sarhoşluk kendini ara ara hatırlatsa da umursamıyordu. Eline tuşlu telefonu aldı. Hatırladığı numaraları titrek titrek bastı. Çaldı çaldı..

"Buyrun?" dedi tanıdık bir ses.

Süveyda suskunluğu bozmadan dinledi.

"Buyrun?" diye tekrarladı gök adam.

"Seviyorsun değil mi? Gelmişsin!" dedi Süveyda duramayarak. Sığmıyordu o heyecan kalbine.

"Süveyda!"

Adını duydu Süveyda. Kendi adını.. yıllar sonra.

"Pardon, buyrun. Kızımla ilgileniyordum. Kimsiniz?"

Öyle sanmıştı.

Telefon elinden kayarken ellerinden, hüznüne ardından gelen 'bip bip' sesleri eşlik etti.

Bir umudun pençesinde, harap olmuştu bir beden.

Hani derdi ya Zeki Müren, gönül hicranla doldu diye. Dönüp dolaşıp geldiği satır orasıydı.

Bu hikâyede dile gelemeyen bir sürü gün vardı. O günlerde de sevginin tükettiği bir kadın.

Bu hikâyede bir adam vardı. Kaldırım köşesinde, sımsıcak sevgisiyle. Bilinmezdi, görünmezdi.

Çocuklar gibi dönüp duruyordu Adsız.

Süveydaysa uğuldaşan rüzgâr seslerine kulak kesildi ilk, kapattı açtı gözlerini. Odanın döndüğünü görüyordu o sıra. Sonra, bulanıklaşan bir görüntü düştü göz bebeklerine... uyuştu bedeni, karardı düşleri.

Bir varmışın ardında yazılan mutlu sonu beklerken, dizginlenen bir acı vardı.

Ben yine Zeki Müren'den bırakacağım sözleri,

Ne zaman iki satır yazmaya kalksam,
Hep sana hep seni hep bizi yazıyorum.
Ne zaman bir kadeh alsam elime,
Hep sana hep seni hep bizi içiyorum.

Süveyda açsa gözlerini, hiç bilmediği sevgiyi belki Adsız'ın şiirlerinde bulurdu. Şiir demişti hani Adsız.. hatırlar mısınız?

Seni şiir beni şair yapan satırlarım...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro