ABİS: BÖLÜM 7
"Aklıma düştüğün gibi günüme gelsen,
'Geldim.' desen.
'Bırakma.' desem."
Kıyafetim düşlerimdi eskiden,
yırtılmış bir kefene sarılıydı şimdi.
Kıvrandığım geceleri sayamaz oldum.
Ayakta kalamıyorum yıllar önceki gibi.
Bazen ayaklarım sokağının ucuna kadar getiriyor bedenimi.
Başımı eğip bir göz yaşı bırakıp ardımda gidiyorum.
Şimdi sen gideli kaçıncı ayımdayım, hangi yaştayım bilmiyorum.
Ara sıra bakarım aynaya.
Kırışmış yüz çevremde dolandırırım parmaklarımı.
Saçlarıma düşen kırları kapatmaya çalışmıyorum bile. Hatta o yüzden ne o kocaman tokalarımı ne de bandanalarımı takarım.
Özgür bıraktım.
Bedenimi, düşüncelerimi, benliğimi. Bir arayış içinde değilim.
Dudaklarım tutamaz oldu sigaralarımı.
Parmaklarım tutmuyor kadehlerimi.
Çöküyor bedenim,
o gün kalbimin çöktüğü gibi...
Geçmişin sır perdesinin ardında, silik bir aynadan bakıyormuşcasına baktım aynadaki uyuyan ruha.
Bu bedenin sahibi ben miydim?
Hayır... yarım nefesin sahibi bendim belkide.
Süveyda aynada kendine uzun uzun bakarken kırılmışlığı iliklerine kadar hissettiğini fark etmiş, kendini denizin sesine bırakmak üzere sahilinin yolunu tutmuştu.
Kehribarlarını buğulu tutarken izlediği dalgalarda boğuluyordu Süveyda. Yetmiyor, satırlarını ekliyordu eski kağıtlarına.
Kımıldamıyordu o banktan. Öğlenin sıcağı alnındaki terlere yollar çizerken, silme girişiminde bulunmadan resmetmeye devam ediyordu yaşlı yaşlı.
O satırların mimarı bir kadındı.
O, satırlarında kendini sevdiği adamın benliğinde boğan kadındı.
O, Süveyda'ydı.
Sevginin ellerinde yanıp tutuşan, o hasretli kadın.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro