Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

77.Bölüm: Sıra Sene Altıda

Remus Lupin karşısındaki sarışına baktı.

Çok güzeldi.

Sapsarı saçları, Remus'un küçükken okuduğu masal kitaplarında anlatıldığı gibi dalgalı dalgalıydı. Parlaktı, sarının en güzel tonuydu, dalgalarının hareketi kendine bağlıyordu. Masmavi gözleri vardı, Ariel'inkiler kadar zorlayıcı değildi bakması, hayır, berrak gökyüzüydü onunkiler, hani şu baktığında insan ısıtan cinsten. Hep güzel bakardı, Remus o gözlerde öfke gördüğünde bile sakinleşirdi. Berraktı, tanımlayabilecek en düzgün kelime buydu, berraktı kızın kendisi gibi. Kaşları hafif koyucaydı, yüzün çerçevesi olma görevini üstlenmişlerdi, kızın bakışlarına anlam katıyorlardı. Remus'un gördüğü en düzgün burun şekliydi kızın burnu, insan saatlerce kusursuzluğunu inceleyebilirdi. Teni beyazdı, hayır, Remus gibi soluk değildi, o sadece beyazdı, ona yakışan beyazlığı vardı. Dudakları pembenin en yumuşak tonlarındandı, pamuk gibi, simetrik, düzgün şekilliydi.

Remus Lupin karşısındaki sarışına baktı.

Derin bir nefes alıp kızın gözlerinde dinginliğini aradı. 

Lily ve Jenna'nın ısrarlı ve rahatsız edici baskılarıyla Remus sonunda Hayley'ye, sevgilisine, James ve Sirius'un deyimiyle minik tüylü problemini  açıklayacaktı. 

Bu onun ilk seferiydi hafiften yabancı birine açması açısından. Kızlar kendi kendilerine öğrenmişlerdi, Jenna zaten tanık olmuştu daha en başlarda, Ariel'se diğerlerine liderlik edip beynini kullanmıştı. 

Zaten birinin Remus'a öylesine yakın olup bunu anlamaması mümkün de değildi zaten. 

"Hays," biraz durup soluklandı, oturduğu yerde strese girdiğinden nefes nefese kalmıştı. "Sana söylemem önemli bir şey var ve nasıl karşılarsın bilmiyorum o yüzden beni birazcık geriyor bu olayı sana açıklama fikri açıkçası. Nasıl başlayacağımı bilmiyorum."

Hayley omuzlarını silkti. "Nereden başlarsan başla Rem, ben seni dinliyorum."

Remus ensesini kaşıdı. Derin bir nefes alıp kelimeleri serbest kıldı. "Pekala, hadi baştan başlayalım o zaman, 5 yaşındaydım; tabii ki hayatımın geri kalanını etkileyecek bir olay yaşayacağımı falan tahmin edemiyordum çünkü bilirsin, az aptaldım. İşte--"

"Bir saniye," Hayley ellerini saçlarının buklelerinde gezdirdi. Çevrelerinde kimsenin bulunmamasına rağmen gözleri çevreyi taradı. Maviler tekrar Remus'a döndü, çocuğun tedirgin bakışlarına anlam veremedi. "Bu söyleyeceğin şey senin kurt adam olmanla ilgili değil--"

"Ne?" Remus şaşkın bakışlarını kıza dikti. Şu an ne kadar aptal gözüktüğünü tahmin edebiliyordu ancak beklediği son şey kızın bunu tahmin etmesiydi. Ne de olsa iki günde bir kurt adamla karşılaşmadığına az çok emindi. "Sen bunu nereden biliyorsun?"

"Şey--" Kız hafifçe gülümsedi. "Regulus anlatmıştı bana, seninle yakınlaştığımız zamanlarda."

Remus ellerini kucağında birleştirdi. Olayın öncesini tahmin etmek için Ariel olmasına gerek yoktu. Olayın içinde Regulus geçiyorsa her türlü bir tarafından Sirius da geçerdi. Her ne kadar iyi anlaşmadıklarını söyleseler de iyi anlaştıkları birinin bildiğinin diğerinin bilmesi için yeterli bir sebep olduğundan görebiliyordu.

"Pekala, o zaman bu konuşmamızın zor kısmını Sirius ve Regulus benim için devralmış demek ki. Rahatladım--"

"Neden bu kısmı açıklamak zor geliyor Remus?" Hayley ellerini saçlarından geçirdi. Çocuğun kurt adam olmakla ilgili çekincelerinin olduğunu görebiliyordu, kimse istemezdi gerçi böyle bir şey ancak Remus her konuda özgüven patlaması yaşarken bu kısım her açıldığında sessizleşip özgüveninden sıyrılıyordu. "Bu senin kitap okumayı sevmen, cezalardan başının kurtulmaması, duyarlı ama aynı zamanda umursamaz bir benliğe sahip oluşun gibi, bu seni sen yapan bir parçan. Utanma ondan, o da sensin sonuçta."

Remus hafiften dolu gözleriyle kız arkadaşına baktı. Öne doğru eğilip dudaklarına uzun ve sakin bir öpücük kondurdu. 

"Seni seviyorum Hayley."

  🍀  

Ariel Chase son sınavının bitmiş olmasının sevincini yaşamaktan çok uzaktı o an.

Yatağında oturmuş, hazırladığı bavulun üzerindeki harflerden parmağını geçiriyordu. Tek eli alnına dayalıydı, kalçasına uzanan sarıları dağınıktı, uzun zamandır düşünmediği kadardır derin düşünüyordu, ısırıklar içinde kalan dudağından kanlar çenesine doğru ince ince süzülüyordu.

Hayatının dönüm noktalarından birindeydi o an, hissetmek için kehanet profesörü olmasına gerek yoktu. Konuya bir kez daha en başından başlamaya çalıştı. Altıncı keredir detayları değerlendirmeye çalışıyordu ancak en başında katlanılmaz hale geliyordu her şey.

Erkek arkadaşından ayrılmıştı, sebepse lezbiyen olduğunu fark etmesiydi.--İşte bu kısım bile elle tutulabilir değildi. Bir insan nasıl lezbiyen olduğunu fark edebilirdi? Evet, Ciara'dan etkilendiğini kabulleniyordu ama daha önceki seferlerde de Sirius'tan etkilenmemiş miydi ki? 

Belki de biseksüeldi? 

Ama erkek arkadaşıyla yatmak üzereyken bile en ufak bir etkilenme hissetmemişti ki, tek düşünebildiği Ciara'nın dudaklarıydı, yanındakinin o olmasını istemişti.

Ariel baş ucundaki yastığı odanın karşısındaki Jenna'nın yatağına tiz bir çığlıkla fırlattı. Kafasını toplayamıyordu, bu da onu olabildiğine deli ediyordu; sürekli kendisiyle beraber olan fısıltılara laf geçiremediğini hissediyordu, bu da karşıdaki cama kafa atma isteği uyandırıyordu onda.

Evet, Sirius'a lezbiyen olduğunu söylemişti, ama şu an ondan bile emin olamıyordu. Ariel gözlerini kapatıp bedenini yatağa bıraktı. Yaz tatilinde düşünecek çok şeyi vardı.

Seneye neler olacağını bilmiyordu ama yaz tatilini huzurlu bir yıl geçirmek için harcayacaktı, ne de olsa sıra sene altıdaydı.

  🍀  

Sirius karşısındaki üç çapulcunun ifadelerine baktı.

James Potter, ona en yakın olan, ellerini ağzına kapatmıştı, dağınık saçları, bedeninin zıplayışıyla zıplıyordu; gözlükleri gözünde değildi, üzerindeki tişörtü kafasına kadar çekmişti ve tam anlamıyla-- tam anlamıyla çığlık atıyordu.

Peter Pettigrew, yediği şekerlemeleri bırakmış kahkahalar atıyordu, sarı saçları uzamıştı, alnını örtüyordu, şimdi de kaşlarını iyice havaya diktiği için kaşları da saçları ardına saklanmıştı, giymeyi reddettiği pantolonu asasının hareketiyle havada sallıyordu.

Remus Lupin, her zamanki gibi en normal görünen, ellerini alnında birleştirmişti, James'in yatağında bağdaş kurmuş oturuyordu, Peter'ın havada sallanan pantolonuna bakıp korkuyla bakışlarını çeviriyordu.

"Kılkuyruk! Merlin-- o kokuşmuş pantolonunu giy artık; Çatalak sen de o kalın sesinle çığlık atmayı bırak, odayı sallıyorsun zıplarken-- yeter!"

Remus üzgün görünen Sirius'a baktı. "Anlıyorum Patiayak, ancak ben sana söylemiştim siz ilk çıkmaya başladığınızda. Ari ile aranızda her zaman bir etkileşim vardı biliyorum ama-- onun da her zaman sana yaklaşırken tereddütleri vardı. Bilirsin-- Ari tereddüt içerisindeyse yanlış bir şeyler dönüyordur zaten."

Sirius yarım toplanmış saçlarından ellerini geçirdi. Gruba Ariel ile neden ayrıldıklarını söyleyeli epey olmuştu, yaklaşık 15 dakika kadar ve o zamandan beri Peter ve James'in aşırı tepkileri azalmaktan çok uzaktı. Oysaki onlara söylemesi gereken daha önemli bir şey vardı, sinirlerini havaya zıplatan türden bir haber.

"Tamam, boş tepkilerinizi trene saklayın, sonra yolculuk sıkıcı oluyor ama sakın pantolonunu giymeyi unutma Kuyruk-- neyse!  Söyleyeceğim şey şu ki, yazın planını yapacağımız ultra zorluklu bir görev var."

James kahkaha atmamak için dudağını ısırmaya başladı. "Pati sana ciddi olmamanı söylemiştim."

"Hayır-- ben çok ciddiyim, neyse yapacağımız şey şu ki, Owen Atkins'i öldürece--"

"Sonunda!" Peter çığlık attı. "O çocuktan, o düzenli siyah saçlarından ve ütülü gömleklerinden nefret ediyorum-- o lacivert gözleriyle itici itici bakması-- ay bir de onun peşinden hülyalı hülyalı koşan o kadar öğrenci var ki! Merlin, çocuktan nefret ediyorum."

Ortamdaki sessizlik Remus'un kesik gülüşleriyle bozuldu. "Peter-- hayatım boyunca senin kadar boş nedenlerle birinden böylesine derin nefret eden kimseyi görmedim. Dostum-- çocuk yakışıklı diye mi nefret ediyorsun on--"

"Kes sesini Aylak." Sirius ciddi bakışlarını Remus'a dikti. Ellerini birbirlerine kenetleyip çenesinin altında birleştirdi. Bu haliyle olduğuna ciddi gözüküyordu. "Nefret iyidir, hepimiz nefret edeceğiz ki öldürelim."

Remus gülmeye devam ederken Sirius'un ciddi ifadesine karşılık mantıklı bir soru sordu. "Ne diye öldüreceğiz onu peki?"

"Dün ben Ari ile ayrılmadan önce-- James gülmeyi kes-- bana bir şey söyledi, gözündeki morarıklığı hak edecek bir şey."

Peter kaşlarını havaya kaldırıp yanıt beklediğini gösterdi.

"Bana, Deborah'tan hoşlandığını söyledi, bu da onu öldürmemiz için yeterli bir sebep."

  🍀  

Hello,, şimdi şöyle yapıyoruz, buraya 6.sınıfta görmek istediğiniz her şeyi yazıyorsunuz canlar. Ben de isteklerinizi dikkate alıp ona göre yazacağım. O yüzden pamuk eller klavyelere, neler görmek istiyoruz 6. seneleri için bakalım. Birçok yere, Jily istiyoruz, gibi yorumlar yapıldı ancak hepsini burada toplarsak isteklerin, daha net sonuç olacağına inanıyorum.

Bu arada, diğer bölüm trene biniş bölümü mü olsun yoksa direkt 6. sınıflarından mı başlayayım? Onu da size bırakıyorum.

Bölüm az ilhamsızlık kokuyor ama sorry, amacım sadece bölüm yazmaktı, olmayınca olmuyor bazen, ucundan depresyondayım da, altı üstü öğleden sonramı ağlayarak geçirdim falan neyse,, umarım beğenmişsinizdir.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro