Bu bölümü değerli okuyucum isthatmine'ye ithaf etmek istiyorum. Umarım beğenirsin. Yorumlarını ve eleştirilerini bekliyorum. :)

🍀

"Düşünüyordum da--"

Remus saçlarını düzelterek Sirius'un lafını böldü:

"Hayır Patiayak. Dolunay eğlencesi yok."

"Hayır ondan bahsetmiyordum--"

"O zaman kızlar yatakhanesine girmen için kimse sana yardım etmeyecek."

"Hayır ondan da bahset--"

"Filch'e bir şaka daha yapmak için erken. Önce cezalarımızın bitmesi lazım."

"Hayır! Aylak, Merlin aşkına susar mısın?"

"Buyur Pati. Eğer farklı bir şey düşünüyorsan dinlemeye değerdir herhalde."

Sirius gözleri devirip tabağındaki bezelyeyi Remus'a fırlattı.

"Düşünüyordum da, partiye davet etmek için birini bulmamız lazım. Ve ben hepiniz adına birini buldum. Hayır, Çatalak öyle bakma, seninki Evans değil."

James güldü.

"Buyur Pati. Dinliyorum."

"Aylak bak, sen kesinlikle Ravenclaw'daki o sarışını, neydi adı, neyse adını boşver, hani şu durmadan ödev yaptığınız kızı davet etmelisin."

"Catherine?"

"Aynen o."

Remus Ravenclaw masasına baktı. Catherine 6 kişiyle beraber yemek yiyor ve aynı zamanda kahkaha atıyordu. Güzel bir kızdı. Sarı, dalgaları belini bulan saçları ve yemyeşil gözleri vardı. Dolgun dudakları ve ince burnuyla dikkat çeken bir yüze sahipti. Çoğu erkek ondan kilolu olduğu için hoşlanmasa da Remus bunun tatlı bir ayrıntı olduğunu düşünüyordu.

"Olabilir aslında. Ama cesaretimi nasıl toplarım bilmiyorum."

"Orası bende. Şimdi sıra bende. Ben Gryffindor'daki yeni Quidditch oyuncusunu davet edeceğim. Hani bu sene seçmelere katılan ve alın--"

"Hayır!"

"Çatalak?"

"Sakın onu davet etme. 4.sınıf olan Bella'dan bahsediyorsun değil mi?"

"Evet ama onunla ne sorunun var?"

"O kızı benim yerime takımda arayıcı yapmak isteyenler var. Allison durmadan karşı çıkıp benim daha iyi olduğumu söylese de takımda çok itiraz var."

"Ama James, zaten kararları Allison vermiyor mu? Allison hayır dediyse sıkıntı yok demektir."

"Allison en küçük hatamda beni takımdan atmak zorunda kalacak çünkü diğerleri en küçük hatamı bekliyorlar."

Sirius biraz düşünüp James'i yanıtladı.

"Pekala o zaman. Ben de başka birini bulurum. Mesela şu anda beni kesen şu Gryffindor'lu gibi."

"Jessica?"

"Aynen. Neyse ben hallederim. Şimdi, Kılkuyruk, sen Hufflepuff'taki Maria'yı davet edeceksin. Kabul edeceğini de eminim."

James elindeki meyve suyunu masaya bıraktı.

"Peki ya ben, Pati? Benim için nasıl planların var?"

"Sen, benim en iyi planımsın Çatalak. Sen, Monica Martinez'i davet edeceksin."

"Gryffindor kovalayıcısı olan mı?"

"Ta kendisi. Bak şimdi, Monica durmadan seni kesiyor, senenin başından beri, kesin kabul edecektir. Ayrıca Evans'ı kıskandırmamız lazım değil mi?"

Remus araya girdi.

"Bence Lily'i kıskandırmak çok hoş bir fikir değil. Kıskanınca daha öfkeli olacağından eminim."

"Aylak, sen sus. Kızlar hakkında hiçbir şey bilmiyorsun."

"Sen ne biliyorsun Mr. Kız Ustası?"

"Ah Aylak, sen de biliyorsun ki, tüm kızlar Sirius Black'e bayılır."

Jenna yaklaşarak bir anda Remus'un yanına oturdu.

"Hadi ama Black, ben bayılmıyorum sana."

Ariel de peşinden gelerek James'in yanına oturdu.

"Açıkcası ben de bayılmıyorum Sirius."

Jenna gülerek devam etti.

"Ve, içimden bir ses Lily'nin de hiç bayılmadığını söylüyor."

"Siz ikinizi ilerde göreceğiz. Ama Evans'ı uzun zaman önce normal kız statüsünden çıkarmıştım. O kız... anlarsınız ya normal değil."

Jenna tek kaşını kaldırdı.

"O normal değil ama sen normalsin?"

Sirius gülerek yanıtladı.

"Tabii, ne sandın?"

Remus kafasını 5-6 kişinin ilerisinde oturan Lily'ye seslenmek için öne kaydırdı.

"Lily! (Kızın ona bakmasıyla devam etti.) Gelsene!"

Lily yavaş ve ağır adımlarla sanki her adımı James'e zehir etmek istercesine yürüyerek Peter'ın yanına oturdu.

"Ne oldu Remus?"

Jenna araya daldı.

"Lils, Black senin normal olmadığını söylüyor. Ama kendisi de çok normalmiş. Domatesim, bana sevdiğin erkekleri sayar mısın?"

Lily, Sirius'a dönerek saymaya başladı.

"Severus, Remus, Matt, Peter, Josh yakın olanlardan. Daha da var aslında ama ben en çok sevdiğimi söyleyerek bitireyim. (Doğrudan James'in gözlerinin içine baktı.) Tom."

Ariel ortamdaki gerilimden rahatsız olduğunu belirterek öksürdü.

"Eee, (James'in koluna yapışarak Lily'yle olan göz temasını koparmak istedi, çünkü olmaması gereken kadar uzun ve gergindi.) James, benimle gelir misin? Astronomi dersi kitabımı yukarıda unuttum."

Aynı anda Jenna da ayaklandı.

"İyisi mi ben de sizle geleyim Ari. Hadi James."

James, kolundan tutup kendisini sürükleyen Ariel'e bakıp masadan kalktı.

Sirius; James'i Ariel ve Jenna ile gözden kaybolurken izledi. Kendi kendine söyleniyordu.

"Bu iş çok zor olacak."

🍀

Remus yanında oturan sarışın kıza uzunca baktı. Ödev yapması gerekiyorken ödevini aksatması ona uygun olmasa da kafasını ödeve veremiyordu.

"Remus?"

Remus içten içe kendini tebrik etti. Sirius yüzünden bütün 1 saati kızı izlemekle geçirmiş, üstüne üstlük bunu ne kızı etkileyecek bir şekilde, ne de gizli bir biçimde yapmayı becerbilmişti. Şimdiyse 1 saati aşkındır izlediği kız yeşil gözlerini kendisine dikmiş bu anormal tavır için bir açıklama bekliyordu.

"Remus?!"

Kız tekrarlayınca Remus kafasını önüne eğip cevapladı.

"Efendim Catherine?"

"Bir şeyin mi var? Ne oluyor? Bugün bir garipsin sanki."

Remus cesur davranmaya karar verdi. Yapacaksa şimdi yapmalıydı.

"A, şeyi düşünüyordum ben."

"Neyi?"

"Partiyi."

"Hangi partiyi?"

"Hani şu Profesör Slughorn'un düzenlediği."

"Ah, evet. Kiminle gidiyordun?"

"Daha kimseyle gitmiyorum Cat. Peki ya sen?"

"Ben... Aslında birinden teklif bekliyorum ama teklif gelmiyor bir türlü o gerizekalıdan."

"Kim?"

"Kim olduğunu boşver. Bu yüzden ben de ona sormaya karar verdim."

"Yani biriyle gidiyorsun?"

"Hayır, daha sormadım ki."

"Ah, peki öyleyse."

"Remus, benimle partiye gelir misin?"

Remus elindeki kalemi bırakarak şaşkınlıkla karşısındaki kıza baktı. Bakışlarındaki tereddütü, korkuyu ve telaşı fark edebiliyordu.

"Evet!"

Remus verdiği cevaba güldü. Daha fazla rezil olamazdı değil mi?

"Yani, şey diyordum Cat, sen de benle gelmek istersen hani, şey edebiliriz, beraber gidebiliriz."

🍀

"Matthew?"

"Selam Jen. Nasılsın?"

"İyiyim, ya sen?"

"Ben de iyiyim sağol. Etrafta Potter veya Black olmadığına göre şey diyecektim, benimle partiye gelebilir misin?"

"Teşekkür ederim ama hayır."

"Peki ya Hogsmeade'e?"

"Yok Matthew. Seninle bir yere gelmeyi düşünmüyorum."

"Kiminle gideceksin Jen? Potter'la mı?"

"James, Monica'yla gidiyor."

"O zaman Black?"

"O da Jessica'yla beraber."

"Kiminle gideceksin?"

Jenna artık sinirlenmişti. Bu çocuk durmadan karşısına çıkmaması gerektiğini öğrenememişti bir türlü. Kimse Jenna'ya sormamıştı henüz, ki bu da onu rahatsız eden bir konuydu, ama Jenna bunu Matthew'a söyleyecek değildi.

"Seninle gitmeyeceğim Matthew. Yetmez mi?"

"Haydi ama Jen. Sadece kiminle gideceğini sordum."

Jenna öfleyerek etrafına baktı. Remus ve Catherine ödev yapacaklarına kahkaha atıyorlardı, James ve Monica ise beraber oturuyorlardı, Sirius; James ve Monica'nın sohbetine girmeye çalışıyordu, Lily ise Ariel ile İksir ödevini tartışıyordu.

"Hey! Haydi, kiminle gidiyorsun?"

Jenna gülümseyerek çocuğu yanıtladı.

"Ariel."

"Ne?"

"Ariel. Hani varya. Ariel Chase."

"Ariel'i tanıyorum. Mesele o de-- Jenna sen ciddi misin?"

"Tabiki. Ne zannettin?"

Jenna çocuğu arkasında bırakarak yürümeye başladı. Öte yandan Ariel'e ne söyleyeceğini düşünüyordu.

Ariel karşısındaki Jenna'ya gülümsedi.

"Selam Jen! Yine mi teklif etti?"

"Selam Ari. Şey, evet öyle şeyler oldu. Şey diyecektim ben sana."

"Evet?"

"Benim için 1 saatliğine lezbiyen rolü oynarak Slughorn partisine benimle gelir misin?"

Ariel gözlerini pörtletti.

"Ne?"

"Benim için diyorum. 1 saatliğine lezbiyen olabilir misin?"