Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

17. Bölüm: Doğum Günün Kutlu Olsun Zambağım

"Lils hadi gitmemiz lazım!"

"Geliyorum!"

Lily merdivenlerden hızlıca inerek ortak salona girdi. Hala derse nasıl geç kalabildiğini anlamıyordu. Hadi ama?! Lily Evans ve bir derse geç kalmak?

Jenna kendisini Ortak Salonda bekliyordu. Ama o, giyinmemişti?

"Jen! Madem geç kaldık ne diye giyinmiyorsun? Ayrıca diğer herkes nerede? Saat ka--"

"Süpriz!"

"Ne süprizi ya?"

"Doğum günün?"

Lily kocaman gülümserken bir anda Ortak Salon dolmaya başladı. Peter, Ariel, Frank, Sirius, Alice, Remus, Oliver, Tom, James sırasıyla kendisine hediyeler uzattılar.

Hediyesini ilk uzatan Peter, hafifçe kızararak Lily'ye sarıldı. Minik paketini Lily'ye uzatarak ekledi:

"Doğum günün kutlu olsun Lils!"

Lily heyecanla paketi açmaya başladı. Minik paketten çıkan bilekliği dikkatle inceledi. Etrafında renkli ve değişik büyüklükte taşlar diziliydi. Lily taşları anlamdıramadığını belirten bir bakışla Peter'a baktı.

"O taşların hepsinin farklı bir özelliği var Lils. Mesela şu, (tombul parmak, pembe ve kırmızımsı bir taşın üzerinde durdu.) başarı ve şans getirirmiş. Muggle'ların inandığı türden daha çok."

Lily taşı tanımanın verdiği rahatlıkla gülümsedi.

"Bu tür taşlardan bahsedildiğini duydum Peter. Çok teşekkür ederim."

Herkes sırasıyla hediyelerini takdim edip, kızıl saçlı cadının doğum gününü kutlarken, James elindeki paketi evirip çeviriyor, verip vermemek konusunda arada kalıyordu. Remus hediyesini verdikten sonra kendi halinde duran arkadaşının yanına yanaştı.

"Hadi ama Çatalak. Evans'ın beğeneceğine eminim."

"Peki ya haddimden fazla ileri gitmişsem Aylak?"

Remus gülümseyerek yakın arkadaşını ittirdi.

"Abartıyorsun! Hem işin ucunda Evans'a sarılmak var!"

James gülerek yüzüne ışıldayan bir özgüven yerleştirdikten sonra yavaşça Lily'nin yanına geçti ve Sirius'un hediyesini vermesini izledi.

"Hadi bakalım Evans. Aç da beğenip beğenmeyeceğini görelim."

Lily elindeki ince uzun paketi narince açtıktan sonra gözleri ışıldadı.

"Black? Bu benim en çok istediğim tüy kalemdi! Teşekkür ederim! Nasıl bildin?"

"Remus sana aldığı Romeo ve Juliet isimli Muggle kitabını ararken bana ipucu vermiş olabilir."

Lily hafifçe gülümseyerek çocuğa sarıldı.

"Teşekkürler."

"Rica ederim."

James o anda ileri atılıp hediyesini verecekti ancak Jenna kendisine engel oldu.

"Lils! Benim Domatesim! Karpuzum! Çileğim! Havuc--"

"Pekala Jen. Ben de seni seviyorum."

Jenna gülerek Lily'ye sarıldı ve daha sonra hediyesini verirken ekledi.

"Doğum günün kutlu olsun kiraz."

Lily kıkırdadı.

"Her seferinde başka bir nesne olmazsam olmuyor değil mi?"

"Asla."

Lily elindeki gümüş kolyeye baktı. Üstünde ince desenler parıldıyor, arada şekil değiştirerek üçgenimsi veya karemsi oluyordu. Kolye ucu yuvarlak olduğunda Lily hızlıca kafasından kolyeyi geçirip cübbesinin altına soktu.

"Jen harika bir hediye bu! Çok teşekkürler!"

Jenna gülümseyerek geriye çekilirken Tom Perk, James'in önüne atladı ve hızlıca Lily'ye sarıldı.

"Lily, bugün yine çok güzel gözüküyorsun. Eh, doğum günü kızı olmak bunu gerektirir değil mi?"

Lily kırmızı yanaklarını gizlemek için kafasını hafifçe öne eğdi.

"Teşekkürler Tom."

Tom, Lily'ye bir kutu uzattı.

"Bu sana. Doğum günün kutlu olsun."

Lily kutuyu açarken kaşlarını kaldırıp Tom'a bakmayı da unutmadı. Sarışın Gryffindor'lu kendisinden bir baş kadar daha uzundu ve yapılı bir vücudu vardı. Mavi gözleri Lily'nin hafif arkasında bir noktaya odaklanmış, ince dudakları çizgi halinden kurtulmuş, yukarıya doğru kıvrılmıştı. Tom, elini kaldırıp saçından geçirdi. Uzun ve sarı saçları, Sirius Black'inkinden uzundu. Çekici yüz hatlarını hafifçe örten saçlarını geriye ittirdikten sonra çocuk mavi gözlerini kutuyu hala açmakta olan Lily'ye çevirdi.

Lily hızlı davranarak kutuyu açtı ve hediyesini elinde tuttu.

Bu; koyu yeşil, sırt dekoltesine sahip bir elbiseydi.

"Be-- ben teşekkür ederim Tom. Bu cidden çok güzel."

Çocuk gülümseyerek Lily'ye yanaştı. Şimdi aralarında bir parmak mesafeden fazlası yoktu. Lily'nin kulağına doğru hafifçe eğilerek konuştu.

"Bunu, Slughorn'un balosunda giyebileceğini düşündüm Lily. En güzel olan kızın, benim kızım olmasını istiyorum."

Lily'nin bir tutam kızıl saçını kulağının arkasına iteledikten sonra devam etti.

"Hem ayrıca, bu elbiseye yakışabilecek tek vücudun, seninki olduğunu biliyorum. Senden başkasının giyme olasılığı bile beni çııldırttığından bunu sana almak çok kolay oldu."

Lily hafifçe kızararak geri çekildi.

"Teşekkür ederim Tom. Elbiseyi giyeceğimden emin olabilirsin."

"Ah, güzelim merak etme eminim ben. Aynı, çıkma teklifimi kabul etmesen bile şu an çıktığımızdan emin olduğum gibi."

Tom, Lily'nin burnuna hızlı bir öpücük kondurduktan sonra göz kırparak odayı terk etti. Tabii, öncesinde az önce baktığı noktaya tekrar bakmıştı.

Lily, arkasında ne olduğunu mersk ederek döndü.

Siyah saçlı çocuk, elalarını korumak istermişcesine yüzünde artık ona sadece hafifçe büyük olan gözlüklerinin ardından sinirle bakıyordu. Bembeyaz gömleği, hafifçe pantolonunun kenarlarından dışarı çıkmış, kendisine serseri görünümü kazandırmıştı. Olabildiğince gevşek bağlanmış kravatı Gryffindor renkleriyle bezenmiş, beyaz gömlek üzerinde yerini almıştı. Vücuduyla hafif bir 'S' şekli oluşturmuş, yanındaki kanepeye dayanmıştı. Elinde tuttuğu uzun ve ince siyah kutuyu koltuğun üzerine bıraktı. Boşta kalan elini saçından hızlıca geçirerek hafifçe saçlarını dağıttı. İki elini de aynı anda pantolon ceplerine yarleştirerek, dayandığı kanepeden ayrıldı. Ela gözleri hala Lily'ye öfkeyle bakarken o, Ortak Salonu terk etti.

Lily bütün doğum günü heyecanını unutarak James'in arkasından baktı. Sirius gözlerini devirip James'in arkasından 'Çatalak, bekle!' diye bağırarak Ortak Salondan ayrıldı. Lily olayın şokuyla, Ortak Salondan kolar adım ayrılmakta olan Peter ve Remus'u durdurarak önlerine geçti ve ekledi.

"Neler oluyor?"

Peter ve Remus aralarında bakışarak bir şeye karar vermeye çalışıyormuş gibi gözüküyordu. Remus atıldı.

"Cidden mi Lily?"

Lily anlamamanın verdiği etkiyle kaşlarını çattı.

"Ne demeye çalışıyorsun Remus?"

"James'in zoruna gittiğini anlamıyorsun değil mi?"

"Tom'dan mı bahsediyorsun?"

"Sence?"

Lily kollarını göğsünde buluşturarak önündeki iki çocuğa baktı.

"Benim Tom'la olan ilişkim Potter'ı alakadar etmez."

Peter alayla kahkaha attı ve Remus'u kolundan tutarak portre çıkışına yöneldi. Gidererken söyleniyordu.

"Sen öyle diyorsan Evans."

Lily iki çocuğun ardından göz devirdi. Cidden Potter'a ilgi göstermesini mi bekliyorlardı? Lily bunu Sirius ve Peter'ın söylemesini beklerdi belki ama Remus? Lily'nin Çapulcularda sevdiği tek kişi? Lily yorulduğunu hissederek kanepeye çöktü. Belki de bu kadar düşünmemeliydi. Altı üstü Potter'dı işte. Her zaman nefret ettiği ve nefret edeceği Potter'dı. Kendini beğenmiş, egoist, varlığı gereksiz, domuz Potter.

Lily çevresine baktı. Ariel ve Jenna yeni gelen bir 1. Sınıfla konuşuyor, çocuğun gözünü korkutuyorlardı. Frank ve Alice şöminenin karşısına oturmuş kahkahaya boğuluyor, Molly ise onları izliyordu.

O sırada koltuğun kenarındaki kutuya ilişti Lily'nin gözleri. Bu, Potter'ın bıraktığı kutuydu. Yavaşça eline alıp, paketinden kurtardı. Kutunun kapağını açarak içindekini eline aldı.

Gümüş, uzun bir çiçekti bu. Çiçeğin uzun dalı, içindeki gümüş sisle parıldıyor, yukarıya, bitkinin tepesine uzanıyordu. Lily gözlerini çiçeğin tepesine dikti. Çiçeğin geri kalan her tarafı gümüşümsü parıtılar içinde olsa da, çiçek bembeyazdı. Opak beyazdı işte. Başka açıklaması olamazdı. Üstünde gümüş parıltılar mevcuttu ancak çiçek bembeyazdı. Lily anında çiçeğin türünü tanıdı. Bu bir Zambaktı. Her zaman kendisine Zambağım diye seslenen Potter ona bir Zambak almıştı. Lily çiçeği hafifçe kanepeye bıraktı ve gözlerinin takıldığı kutunun içine özenle yerleştirilmiş notu eline aldı.

Benim zambağımla eş değer olmasa da, bunu sana vermek istedim. Doğum günün kutlu olsun Zambağım.

James Potter.

Lily kartı ve Zambağı özenle kutuya yerleştirdi. Diğer tüm hediyelerini odasına götürmeden önce uzun kutuyu bavulunun en sağlam olduğunu düşündüğü yere yerleştirdi. Hediye, belki de bugüne kadar aldığı en düşünceli hediyeydi. Lily çok etkilenmişti. Ama bunu kimseye, özellikle Potter'a belli edecek değildi. Hediyeye karışmamış, hatta ondan haberi yokmuş gibi davranacaktı. Potter'ın, hediyeyi sevdiğini -hatta bayıldığını- söylerse, daha fazla götünün havalacağını biliyordu. Ve bu, Lily'nin en son ihtiyacı olan şeydi.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro