Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

10. Bölüm: Expecto Patronum!

Bu bölümü sınav haftamda bana moral veren uglyblackswan'e ve yorumlarda beraber koptuğumuz, Sirius'um olan Snuffless'a ithaf edeceğim. ♡♡♡

Neyse, bölüme başlayalım,

Sihirli okumalar!

🍀

"Ben sıkıldım."

James gözlerini devirdi.

"Ben de çok eğlenmiyorum açıkçası Peter."

"Pettigrew! Potter! Bir sorununuz varsa dışarıda halledin!"

Peter korkuyla yanıtladı profesörünü:

"Hayır profesör. Kusura bakmayın siz devam edin."

Profesör sarışın çocuğa minik bir bakış gönderdikten sonra sınıfa seslendi.

"Sayfa 203. Kurtadamlar ve özellikleri. Birinin bize okuması lazım. (Sınıfta göz gezdirdi.) Lupin! Oku bakalım."

Remus gözlerini devirdi. Profesörün bilerek yapmamış olması bile onu rahatlatmıyordu.

"Kurtadamlık başka bir kurtadam ısırığı almakla oluşan insanüstü ve tehlikeli bir durumdur. Kurtadamlar dolunaylarda kendilerini kaybeder ve tanıdıklarına bile zarar verirler. Fiziksel olarak vahşidirler, uzak durulması gerekir, tehlikedirler. Kısacası sihir dünyasında 'canavar' olarak tanımlanırlar."

Remus durup yutkundu ve gözyaşlarını geri ittirdi. Bu çok ağır gelmekteydi. Daha fazla kendi üzerine hakaret almak istemiyordu.

James arkadaşının durumunu fark edip sinirlendi. Kulaklarında kükreyen kanın sesini duyuyordu. Ayağa kalkıp Remus'un önünden kitabı çekti ve gözlerini Profesörüne dikti.

"Potter? Terbiyesizliğinin sebebini sorabilir miyim?"

"Bu asıl bakanlığın terbiyesizliğidir profesör sizi temin ederim ki benim değildir."

Sınıftaki herkes iç çekti. Jenna James'i çekiştirip oturmasını fısıldadı ama çocuğun öfkesini hissedebiliyordu.

"Tabii Potter bakanlığa terbiyesiz sıfatıyla hitap etmen seni çok mu terbiyeli yapıyor?"

"Ben terbiyeli olduğumu iddia etmedim Profesör. Ben size bu olayın bakanlığın terbiyesizliği olduğunu söyledim ve haklıyım da! Bu bizim kurt adamları ikince kere işleyişimiz ve önceki işleyişimizdeki olaylardan sonra bu kitapta tek bir iğrenç cümle bile düzeltilmemiş!"

Profesör kaşlarını çatarak kuzguni saçlıya yaklaştı.

"Potter! Şimdi oturuyor ve kitabı devam etmesi için Lupin'e veriyorsun."

"Bu kitaptaki cümleler olduğu sürece ben sorun çıkarmaya devam edeceğim. Ve hayır Remus'ta devam etmeyecek."

"Potter bir kurt adam değilsin! Bu konu seni de ilgilendirmiyor. Yeter!"

"Peki ya bir kurt adamsam Profesör? Olmadığımı ispatlar mısınız?"

"Tabiki Potter. Dolunaya 3 gün var ve sen hala utanmazca bağıracak kadar enerjiksin. Soluk değilsin ve gözaltların mor değil. Soluk bir tenin endişe dolu bakışların yok."

"Ah emin olabilirsiniz Profesör bunların hepsi basit bir görünüş tılsımıyla halledilebilir. Bakışlarım da alışık olduğum durumdan etkilenmez."

"Nereye varmaya çalışıyorsun Potter?"

"Bu cümlelerin bu okulda okunulmaması gerekir Profesör."

"Defol!"

Sirius ayağa kalktı.

"Ne oldu Profesör, haklı görüp tartışamadığınız anda sınıftan mı atmaya karar verdiniz?"

"Sen de Black! Sen de defol! Bu ne saygısızlıktır! Defolun!"

Remus kafasını eğdi. Arkadaşlarının başı gene onun yüzünden derde girecekti.

"Profesör benim hatam. Onların yerine ben çıkmalıyım onları ben doldurdum."

Peter ayağa fırladı.

"Hayır Remus! Yok öyle bir şey! Bu kabul edilemez."

"Pettigrew, Black ve Potter! Defolun!"

Remus sinirlenerek ayağa kalktı.

"Hiçbir öğrenciyi sınıftan atma hakkıma sahip değilsiniz! Bu hak ancak üst kademe eğitmenlerin hakkıdır ki bu da siz değilsiniz. Ne bir bölüm başkasınız, ne de okulun yöneticilerindensiniz."

Profesör kulaklarına kadar kızarırken ayakta öfkeyle dikilen 4 çocuğa baktı.

"Hadi be ordan! Sen kimsin ki? Basit bir öğrenci. Durumunu bilmiyor muyum zannediyorsun? Seni okula almamalarını söyledim ama dinlemediler. Potter, sen ve annen hala Diana Black olayından sonra hayatta kalacak gurura nerden eriştiniz? Sirius Black, farklı olduğunu kanıtlamak adına yapamayacağın şey yok değil mi? Zavallı Wamburga ve Orion. Senin gibi bir pislikleri var. Ve Pettigrew, annen nerde yavrucum? Neden halan ve eniştenlesin hı?!"

Hepsi öfkeliydi ancak hiçbiri bir James değildi. Onun ismini duymak bile damarlarını kabartırken onun hakkında böyle konuşulması olacak iş değildi.

"Ne benim annem hakkında ne de onun hakkında konuşacak değeriniz yok!"

"Nedenmiş ki Potter? Senin o Olivia olacak annenin işe yaramaz Di--"

"Size onun hakkında konuşamazsınız dedim!"

Profesör Dumbledore, olaylardan endişelenen bir 6.sınıfın dersten çıkıp kendisini bulmasıyla içeri girdi. Hemen ardında da endişeli ve kızgın Mcgonagall duruyordu.

"Ne oluyor burda!"

"Profesör Dumbledore! Potter, Black, Pettigrew ve Lupin sınırlarını aşıyorlar."

James atladı ve doğrudan Profesörüne bakarak Dumbledore'a konuştu.

"Asıl o sınırını aşıyor. Siz bir öğrencinin ailesini yargılayamazsınız. Asla izin vermem! Annem ve onun hakkında hakaret edemezsiniz!"

Mcgonagall bakışlarını yumuşattı. James'in annesi ve Diana ile ilgili olayı biliyordu. Hiç gündeme gelmemesini ummuştu. Profesör Dumbledore araya girdi.

"Yeter! Mr. Potter, Remus, Pettigrew ve Black cezalarını alacaklar ancak Profesör üzgünüm ki öğrencilerimin geçmişleri veya bugünleri sizi ilgilendirmiyor. Sevgili öğrencim Olivia hakkında konuşmanız canımı sıktı. Nedenini biliyorsunuz. İşinize son vermek durumundayım."

Herkes nefes çekti. Az önce bir öğretmen kovulmuştu.

James Dumbledore ve Mcgonagall'ın arkasından ilerlerken kovulan Profesörüne dönerek sırıttı. Öfkesini hissedebiliyordu.

🍀

"Artık şu Patronus'u öğrenmemiz lazım! Aylık cezamız boşuna gitmesin."

"Ceza boşa gitmesin derken James? Tamam ceza almak garipçe hoşuna gidiyor olabilir, hoşuna gitse iyi olur çünkü bu kadar ceza almak adına tutturman başka bir şekilde anlaşılamaz, ama ceza nasıl boşa gidebilir ki?"

"Üf Peter. Boşa gitmesin derken, bu cezayı alma sebebimiz Remus'un olayıydı. Ondan bahsediyorum."

"Gene anlamadım ama sonuç olarak haklısın. Patronus denemelerimiz için bir yer belirlemeliyiz."

Sirius araya atladı:

"Neden akşam yemeğinden erken kalkıp kullanılmayan kızlar tuvaletini denemiyoruz?"

Remus kahkahaya boğuldu:

"Sirius, kızlar adına büyük bir ilgin olduğunu biliyordum ancak bu kadarı fazla değil mi?"

"Aylak dostum ne kadar fesatsın öyle. Kullanılmayan kızlar tuvaleti dememin bir amacı vardı değil mi?"

"Eh, hadi öyle olsun Sirius."

James gülmekten karnını tutsa da Peter aynı durumda değildi.

"Aa! Hadi ama! Ben Patronus'umu öğrenmek istiyorum! Çok uzattınız. Bu akşam, yemekten sonra kızlar tuvaleti uygun mudur?"

James tek kaşını havaya kaldırıp muzipçe gülümsedi.

"Tabiki Peter. Kızlar tuvaletine olan heyecanını takdir ediyorum."

"James!"

"Tamam tamam. Bence uygundur."

Sirius, Remus'a dil çıkardı.

"Bence de uygun."

"Aylak?"

"Tamamdır. Bugün akşam kızlar tuvaletinde."

🍀

"Haydi, az kaldı!"

Çapulcular görünmezlik pelerinin altından ilerlerken olduğunca sessiz bir biçimde kızlar tuvaletine yaklaşıyorlardı. Dördü beraber zorda olsa görünmezlik pelerinin altına sığıyorlardı ancak Remus'un cebindeki çikolataları yemesiyle sağa sola kayıyorlardı.

"Aylak bak, Patronus denemesinden sonra çikolata iyi gelirmiş dedim! Öncesinde değil!"

"James, ben şimdiden önlemimi alayım dedim bunun nesi yanlış ya?"

"Üf Aylak, ne yiyorsan ye dostum. Vazgeçtim ama sakin dur."

"Tamam geldik, Sirius kapıyı aç."

Dördü birden tuvaletin kapısını kapatıp kitledikten sonra derin bir nefes aldı. Zorlu ama sonuçları için katlanılabilecek bir yolcuktu. James yere oturup gülerken, Sirius ciddiyetle asasını çıkarıyor, Peter, James ve Sirius arasında gözlerini oynatıyor, Remus'sa James'in karşısında oturmuş gülüyordu. Sirius ciddiyetle asasını aynaya doğru tuttu.

"Mutlu anılardı değil mi?"

"Evet de şimdi mi deney--"

"Expecto Patronum!"

Sirius'un asasının ucundan mavi renkli minik bir toz bulutu dökülüp havaya karıştı. Remus hayranlıkla asadan dökülenlere bakıyordu.

Peter asasını çıkarıp gözlerini yumdu.

"Expecto Patronum!"

Peter, başarısızlığının ardından yere oturup somurttu. Sirius ise epey hırslı gözüküyordu. Asasını aynı aynaya doğrultup tekrar bağırdı.

"Expecto Patronum!"

Mavi renkli toz aynı şekilde havaya karıştı. James, epey öfkeli gözüken Sirius'a baktı.

"Sirius dostum belki de anın yeterince güçlü değildir. Belki de ba--"

Sirius'un hiddetti gözlerinden okunmaktaydı.

"Çok biliyorsan buyursana James. Sen ve yeteneklerini görmek isterim!"

"Neden atarlanıyorsun şimdi? Ben mi yapamamanı sağladım? Mal gibi konuşma Sirius!"

"Buyursana James!"

"İzle ve gör o zaman!"

James gözlerini yummak yerine karşıya dikti ve mutlu hatıralarında gezindi. İstediğini görünce saf bir gülümseme dudaklarındaki yerini aldı ve James asasını kaldırarak bağırdı.

"Expecto Patronum!"

James'in asasının ucundan Sirius'unkine benzer ama daha yoğun bir toz dumanı döküldü. Sirius tiz bir kahkaha attı.

"Ne oldu James? Olmadı mı?"

James doğru anıyı seçtiğini biliyordu. Sirius'a yanıt vermek yerine gözlerini kapattı ve anıya iyice yoğunlaşarak devam etti.

"Expecto Patronum!"

James'in asasının ucundan mavi renki yoğunca ve bol hacimli bir toz dökülerek havada kavisler çizerken hızlıca şekil aldı. İlk olarak koşturan toynaklar daha sonra ise boynuzlar oluştu. Sirius etrafta koşuşan hayvana heyecanla bakarak James'e döndü.

"James! Bu bir Çatalboynuzlu Geyik! Sen az önce Patronus yaptın dostum!"

James gülerek tozun havaya karışmasını izledi.

"Haydi bakalım sıra sizde."

2 3 saat boyunca kızlar tuvaletinde çalışan Çapulculardan değişik tonlarda sesler yükseliyordu.

"Expecto Patronum!"

"Expecto Patronum!"

"Expecto Patronum!"

Sirius Patronus'u becerdikten ve ortaya bir köpek çıktıktan sonra saatin geç olduğuna karar verip tekrar tuvalete uğramak sözüyle odalarına yöneldiler.

🍀

Şimcik, ilerki bölümde Peter ve Remus'un Patronus'larını yapmış gibi sayacağım, şimdiden söyleyeyim dedim. Bir de bu 2 hafta benim yazılı haftam, çok bir şey beklemeyelim.

Hepinize sihirli günler!

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro