Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

1 ⏳

İyi okumalar dilerim.

''O benim arkadaşım.''

Tony Stark'ın zihni mükemmel bir işleyişe sahipti, zihninde dönüp dolaşan tilkiler bu işleyişe yardımcı oluyordu. İnsanları gözlemlerdi, küçük hareketlerini ezberler, bir sonra ki hamlelerini tahmin etmeye çalışırdı ve başarılı olurdu.

Bu onun için bir oyundu.

Ama ilk defa bir sonra ki hamleyi tahmin edemiyordu, kaybettiğini hissediyordu.

"Bende öyleydim." dedi, Tony.

Steve Rogers eskiden güçsüz, cılız ve kısa biriydi. Genellikle başı orduya katılmak istemesinden dolayı belaya girerdi. Ordudaki askerler onu itip, dalga geçerlerdi ve o an yanında olan tek kişi, onu korup kollayan tek kişi James Buchanan Barnes'tı, Bucky'di. Tony'nin sesinde ki hayal kırıklılığını hissediyordu, yaptığı yanlışlar vardı. Kendi evini basit bir not bırakarak terk etmemeliydi, en azından vedalaşmalıydı. Stark Ailesinin öldüren kişinin Kış Askeri olduğunu saklamamalıydı, bu hatalarından pişmandı ama en yakın arkadaşından vazgeçemezdi.

Steve Rogers, kalbinin tam ortasında bir ağırlık hissediyordu ve ne yapacağını bilmiyordu.

"Ben senin için daha fazlası olduğumu zannediyordum, Steve. Ben senin sevdiğin adamdım."

Steve Rogers, zihnini kaplayan kara bulutlara karşı savunmaya geçemedi ve zihninin küçük bir bölümünü kaplayan kara bulutlara izin verdi, o kara bulutlar zihninin büyük bir bölümünü kaplamaya başladı. Bucky'nin suratında ki anlayışlı maskeyi gördü, o maskenin ardında kararlı bir yapısı olduğunu biliyordu. Bucky her zaman böyleydi, her zaman kararlıydı. Steve'in Tony'e olan sevgisini bastıran kara bulutlar Steve'e tercih yaptırmak zorunda kaldı.

Steve Rogers ise vicdanını seçti.

Steve Rogers, ilk defa vazgeçti.

Vazgeçtiği şey ise sevdiği adamdı.

Tony Stark, sevdiği adamın gözlerinin içine bakarken ne tercih yaptığınu anlamaya çalışıyordu. Steve'in yakın arkadaşına baktığında tercihinin ne olduğunu anladı, zihninde dönüp dulaşan tilkiler agresifleşti ve kurnazlaştı.

"Gözlerimizin birleştiği ve senin bana seni affetmem için yalvardığın ama benim seni reddettiğim sahneyi geçtiğimize göre..." dedi Tony Stark, kafası ile Bucky'i işaret etti.

"Almam gereken bir intikam var."

Tony yapay zekasına seslendi, "Friday?". Friday'den dönüş almadığında zamanın kalmadığını fark etti, yaptığı planlar normalde kusursuz olurdu ama Friday'i düzeltemezdi. Zırhının bileğinde bulunan patlayıcılar ve dövüş teknikleri ile idare etmek zorundaydı.

James Buchanan Barnes'ın kaybettiği kolu yerine takılmış olan metal kolun görüş açısına girdiğini fark ettiğinde savunma pozisyonu aldı, kendisine doğru inen metal kolun altından sıyrıldı ve avuç içlerinde ki patlayıcıları Bucky'e yönlendirdi ama aralarına babasının yaptığı adamantium*, vibranium** karışımı kalkan girdi.

Tony Stark'ın maskesi anında devreye girdi: "Partiye katılmana sevindim, Yüzbaşı."

Tony Stark, iki adım geriye giderek diz çöktü ve Bucky Barnes'a patlayıcılarını attı, patlayıcıları Bucky'i oyalarken arkasına hızlı bir dönüş yaparak Steve Rogers'ın ayaklarını hedef aldı. Tony Stark, Bucky Barnes ve Steve Rogers'ın arasında kaldı, ikisine birden yetişiyordu ama bu onu yoruyordu. Bucky'e bir kez daha patlayıcılarını göndermeye hazırlanırken, sırtına aldığı darbe ile afalladı.

Bir sonraki can alıcı darbe, ark reaktörüne gelen darbeydi.

Tony Stark, göğsünün üzerinde, ark reaktöründe hissettiği acı ve yanma hissi ile gözlerini kapattı ve yutkundu. Hissettiği yanma ve acı o kadar yoğundu ki Tony Stark'ın nefes almasını engelliyordu. Sanki bir el esmer adamın boğazını kavramış, nefes almasını istemiyor gibiydi ve kıvrak zekasıyla çözüm yolu bulmaya çalışıyordu ama yorulmuş olan bedeni yere yığıldı.

Nefes almasını engelleyen, boğazında oluşan tıkanmayı yok etmeye çalışırcasına yutkundu ama bir işe yaramadı, nabzının yavaşladığını hissetti. Kurtulmak için kıvranan bedeni, yorulan zihni ile düşünmeyi bıraktı ve yerde kasılan bedeni gevşemeye başladı.

Tony Stark, kapattığı gözlerini kırpıştırarak açmaya başladı ama etrafı net göremiyordu. Bulanıktı, görüş açısında siyah benekler vardı.

Şimdi mi? diye düşündü. Ölecek miyim?

Göğsünün ortasına, ark reaktörüne aldığı ikinci darbe ile ark reaktörünün parçalandığını hissetti, parçalanma sesini çok net duydu. Göğsündeki ark reaktörün yerleştirdiği elementin zehrinin kalbine doğru yayılmaya başladığından emindi. Bunları düşünürken kulaklarını sevdiği adamın sesi doldurdu, en yakın arkadaşına sesleniyordu.

"Bucky, geri çekil artık! Ona daha fazla zarar verme!"

Tony Stark'ın aksesuarı olan alay dolu gülümsemesi yüzünden belirdi ancak gözünden akan yaşa engel olamadı.

Tony Stark, ilk defa vazgeçti.

Vazgeçtiği şey ise kendi hayatıydı.

Adamantium*: Marvel Comics'te yer alan bir alaşımdır. Afrika'da bulunan bir madde eritilmesiyle oluşur. Logan, Victor Creed'i yenmek için iskeletine bu alaşımı kaynatmıştır.
Vibranium**: Çeliğin 1/3 ağırlığında ama daha dayanıklı ve titreşim özellikli olan element.

Gelecek olan bölümler bu bölüm gibi kısa olacak. Hikayenin genel kapsamı kısa hikaye ve mesajlaşma (texting) üzerine. Mesajlaşma konusunda whatsappta ne kadar mesajlaşsam da bunu hikayeye dökmeyi ilk defa deneyeceğim. Hatalarım elbet olacaktır, eleştirirseniz sevinirim.

Yanlışlarım varsa affola.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro