"Sen hazır mısın?" Babam çalışma odasından çıkarak beni süzdüğünde başımı olumlu anlamda salladım.

"Evet, istediğiniz gibi babaannemin aldığı elbiseyi giydim ve kendimi yetmişlerinde ki kadınlar gibi hissediyorum." Üzerimde ki dantel desenleri ile süslenmiş solgun elbiseden hoşnut sayılmazdım, benim tarzım hiç değildi.

"Bunu temalı bir parti gibi düşün, üstelik oldukça güzelsin." 

Göz devirerek bıkkın bir şekilde yüzüne baktım. "Derin yırtmaçlı, sırtı açık elbisemi giymek istiyorum, bunu bir parti teması gibi hayal edebilir miyiz?"

"Eğer babaannen striptizcilerin olduğu bir davet verseydi olabilirdi." Karşıma geçerek koltuğa oturduğunda üzerinde ki takım elbiseye saniyelik baktım. Aklımda canlandırdığım görüntü ile gülümsedim. "Babaannemi kırmızı jartiyerler içerisinde hayal etmek zor olmadı."

"Çok terbiyesizsin." Babam göz devirerek mırıldandığında omuz silktim, bunu biliyordum.

Kylie: Akşam yemeğinde misin, arkadaşlarınla?

Zayn: Evet, şimdi yemekteyiz

Zayn: Biraz eğlenip sonra eve gideceğim

Zayn: Elbisenle resmini atsana

Kylie: Asla olmaz

Kylie: Berbat gözüküyorum

Zayn: Bu söylediğin şeye ihtimal bile veremiyorum

Gülümseyerek alt dudağımı ısırdım, beni her zaman güzel görmesi çok hoşuma gidiyordu.

"Bethany, hazırlanmayı bitirmedin mi?"

Babam anneme sabırsızca seslendiğinde annemin olumsuz cavabı ile babam kendine bir içki almaya gitmişti. 

Aklıma gelen fikirle yaramazca gülümseyerek elbisenin dizlerimin altındakı eteğini yukarı çektim ve jartiyeri açıkta bıraktım. Telefonumla resmini çekerek eteği yeniden aşağı çekip resmi Zayn'e gönderdim.

Kylie:

Kylie: İçimi dışım kadar sıkıcı tutmadım

Zayn: Onu şu an dişlerimle çıkarmak isterdim

Kylie: Malasef, bebeğim

Kylie: Benden çok uzaktasın şu an

Zayn: Bu acıtıyor

Gülümseyerek bacaklarımı bir birine sürttüm. Beni arzulaması ve bunu açık şekilde dile getirmesine bayılıyordum. Kendi kabuğumdan çıkmamı sağlamıştı, daha önce bir erkekle asla bu şekilde konuştuğumu hatırlamıyorum ve ya böyle resimler attığımı.

"Kylie?"

Babam elindeki tablet ve viski bardağı ile salona girdiğinde "Efendim, baba?" dedim başımı kaldırarak ona bakıp. Yanıma gelip oturduğunda ekrandakı saat resimlerine baktım.

"Fikrine ihtiyacım var, sence Zayn için hangisini almalıyım?"

"Neden hediye alıyorsun ki?"

Kaşlarımı yukarı doğru kaldırarak sordum. "İki gün sonra doğum günü, ben bunu beğendim." Saat resmini bana gösterirken şaşırmıştım, doğum günü olduğunu bilmiyordum. Sevgilim otuz yaşında oluyordu sadece iki gün sonra.

Tanrım, onun için iki kişilik doğum günü organize etmem gerekiyordu ve sürem oldukça kısıtlıydı.

"Ne dersin?"

İlgimi babama vererek gösterdiği saatle yüzümü buruşturdum. "Biraz fazla yaşlı saati gibi." Ekranı parmaklarımla çevirip değiştirerek bulduğum altın rengi saatte durdum. "Bence bu aşırı güzel."

Harika! Bir hediye fikrimi artık babam kapmıştı bile.

"Sana güveniyorum, bunu alacağım." Gülümseyerek kafamı salladığımda merdivenlerden gelen topuklu sesleri ile annem sonunda inmişti.

"Keşki geceleri benim için de bu kadar süslensen." Babam ayağa kalkarak konuştuğunda söylediği şeyle elimi yüzüme yaslayarak sessizce güldüm.

"Saçmalama Dave. Kızımız burada." Annem onu uyarırken "Benim için sorun yok." dedim ayağa kalkarak elbisenin eteğini düzeltip. Babam sadece anneme sataşmayı seviyordu, bunu çoğu zaman yapardı.

"Artık üç katlı pasta kısmını kaçırmadan lütfen gidelim." Babam ve pasta sevgisi ile gülümseyerek evden çıktım.

Tüm gece boyunca babacığımın doğum günü için fikir üretmeye çalışmalıydım.

~~~

Gelecek bölüm için aklımda güzel şeyler var. Anladınız siz ;)

Oy vermeyi ve güzel yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın.

Sizleri seviyorum