2.7
Sınır 100 oy ve 100 yorum. Özellikle yorumlanızı lütfen bol tutun. İyi okumalar♥
♥ ♥ ♥
"Durumu normal olduğuna kendimi inandırmaya çalışıyorum ama daha önce veli olarak bir sevgili gelmemişti." Rose kızarmış patatesi ağzına atarak arkasına yasladığında bunu kafama takmıyordum. Hoşuma gidiyordu benim veli toplantıma gelecek olması.
"Ama en azından yaş olarak tutuyor, babanı aratmaz."
Göz kırptığında ona orta parmağımı göstermekten çekinmedim. "Sevgilimin fotoğraflarına ne şekilde baktığını sana hatırlatmam gerekmiyor bence, huh?"
Kaşlarımı yukarı doğru kaldırıp masanın üzerindeki çantamdan telefonumu aldım saate bakmak için, birazdan gelirdi. "Zaten ateşli olduğunu inkar etmiyorum ama adamın otuz olmasına az kaldı." Son sözleri üstüne basarak söylediğinde açıkçası umrumda değildi.
"Bir klişeyi sana hatırlatmak istemezdim ama aşkta yaş önemli değildir."
Bilmişçe gülümserken onun da yüzünde gülümseme oluşmuştu. "Yani onu seviyorsun? Adam her an sana aşık olduğunu cümleleri arasına serpiştiriyor."
Utangaç bir şekilde gülümseyerek elimi çeneme yasladım. Bana konuşmalarımızda, öpücüklerimizde ve dokunuşlarımızda hep sevgisini hatırlatıyordu, bana aşık bir erkek olması daha çekici kılıyordu olayları.
"Sanırım ben de sevmeye başlıyorum ama ona daha söylemek istemiyorum, bilirsin birazcık bu konuda zor kızı oynuyorum."
Kıkırdadığında aklıma gelen şeyle alt dudağımı ısırdım. "Sana birşey söyleyeceğim üzerinden yaklaşık bir hafta geçti."
Kısık sesimle konuşarak ona doğru eğildiğimde mavi gözleri merakla parlamıştı. "Geçen gün bize geldiğinde odamda ona sakso çektim." Kısık sesimle fısıldarken gözleri irice açılmıştı. Çığlık atarak koluma vurmaya başladığında gülerek onu ittim. "Bana öğretmenimizle yaşadığım yasak aşkı hatırlattın."
Yüzümü buruşturarak biraz geri çekilip oturdum, onun yüzünden adam işinden atılmıştı.
"Nasılsınız kızlar?"
Ethan ortamıza geçerek oturduğunda gözlerim bahçedeki ağaçlardan ona doğru dönmüştü. "Flörtlerimiz hakkında konuşurken kötü olmak mümkün değil." Rose cevap verirken ona göz devirdim.
"Sen nasılsın?"
Sorumla beraber yüzünü buruşturdu. "Annem az önce müdürün odasından çıktı ve evde beni büyük bir hayatta kalma macerası bekliyor." Abartılı konuşması ile gülerek ona hafifçe sarıldım. "Ölürsen çok üzülürüm."
"Biliyorum, ben de." Onaylarken saçlarımı eli ile karıştırıp bana sarıldı. Çığlık atarak geri çekilirken belimden tutarak beni yeniden kendine çektiğinde kahkahalarımızı bölen sesle beraber dururken dağılmış saçlarımı düzeltip ela gözlerine ve çatık kaşlarına baktım. Üzerindeki kırmızı gömlek ve güneşin altın pırıltıları ona çok yakışmıştı.
"Kylie, gelecek misin?"
Onun aksine gülümserken çantamı alarak başımı salladım. Rose sevgilimi hayranlıkla keserken boğazımı temizleyip sakin adımlarımla yanına gittim. Yanına vardığım an ciddi gözleri masadan ayrılarak yürümeye başlamıştı.
"Nasılsın?"
Neşeli sesimle sorduğumda bir ağacın yanında durmuştu. "İyiyim ve sen de oldukça iyi gözüküyorsun."
Başımı olumlu anlamda sallarken etrafta birileri olduğunda ciddi haraket ettiğini biliyordum. Oldukça resmiydi ama yalnız kaldığımız zamanlar çok sevimliydi.
"Seni özledim." Dudaklarım üzerinde dilimi gezdirerek yüzüne bakarken gözleri yavaşça dudaklarımda gezinmişti. "Ben de ama önce müdürün odasına gitmeliyim. Bana odayı göstermen gerek."
"Olur." Başımla onaylayarak önden okul binasına doğru yürümeye başladım. Zayn bir adım arkamda yürüyordu ama bahçeden sonra içeri girdiğimizde bile tüm bakışlar arkamdaydı. Özellikle kızlar dönüp ona bir kez daha bakıyordu ve bu durum beni kıskanırıyordu. Sadece bu konuda hoşuma giden bir şey varsa o da tüm bu yaşıtlarım arasında bile sadece beni istiyor olmasıydı. Bana aşıktı ve bunu her hatırladığımda açıkçası gurur duruyordum, aynı zamanda beni kendim için daha değerli kılıyordu.
"Müdürümüz Bay Grof'un odası bu."
Kapının önünde durduğumda kafasını sallayıp saniyelik bana baktıktan sonra kapıyı hafifçe tıklatıp içeri girdi. Ardından tahta kapı suratıma kapandığı an içimi merak duyguları sarmıştı. Acaba benim hakkımda neler diyecekti ona? Mesajlaşırken bana 'iyi şeyler' duymak istediğini söylemişti açıkça.
Biliyordum ki, ona söylenen şeyler aynı zamanda babama da söylenmiş olacaktı. Zaten bunu yıllarca yaşıyordum ama ilk defa bir sevgilim veli toplantımdaydı. Bu garip durum hoşuma giderken aynı zamanda beni şu an germişti. O bazen oldukça ciddi birisine dünüşüyordu. Onunla çocuğumuzun veli toplantısına gitmek bir ızdırab gibi olabilirdi...siktir!
Neden bahsediyorum ben?
Daha kendim bir çocuktum ve Zayn ile çocuğumuzun olduğu aklımdan geçmişti. Bir an beynimin hayal ettiği şeyler beni şaşırtıyordu. Ama diğer yandan bunu düşünmek bana başka bir konuyu düşünmek için kapı açmıştı.
Zayn'in otuz yaşını doldurmasına az kalmıştı ve onun evlenmesi, çocuğu olması benim aksime oldukça olağan bir durumdu. Hatta gerçekten olması gereken bir durumdu, artık yirmili yaşlarını o bitirmişken benim yirmili yaşlarıma gelmeme seneler vardı.
İlk defa bu durumu bu kadar titiz bir şekilde uzun dakikalar boyunca düşünmüştüm. Çatılan kaşlarımı açarak hafifçe kendi kendime gülümsedim. Sadece anı yaşamam gerekiyordu, eğer aklıma takmaya başlarsam öncelikle babamı düşünmem gerekiyordu. Bizi öğrendiğini düşündüğümde bile bedenimden sarsıtıcı bir titreme geçiyordu, bu yüzden sadece hissettiğimiz güzel duygulara ve anlara odaklanmalıydım.
Hala kapı açılmadığında açıkçası biraz fazla konuştuklarını düşündüm. Uzunca beni öveceğini düşünmüyordum bu yüzden biraz tedirgin olmuştum. Acaba içeri girmeli miydim? Belki de sadece beklemem daha iyi olacaktı ama artık sabrım kalmamıştı. İçeride ne konuşulduğunu deli gibi merak ediyordum. Eğer şu an içerideki babam ve ya annem olsa asla bu kapı ardından bekliyor olmazdım, arkadaşlarım yanında olurdum.
Uzun düşüncelerim ardından içeri girmeye karar vererek elbisemin eteğini düzeltip boğazımı temizledim. Elimi gevşekçe yumruk haline getirip tahta kapının üzerine nazikçe iki kez vurdum. Dudaklarımı bir birine bastırıp kulpu kavrayarak aşağı çektiğimde önce başımı ardından bedenimi içeri sokmuştum.
Zayn'in kafası kapının açılması ile birlikte tam olarak benim üzerime dönmüştü. Bedenime işleyen gözleri ile bir anlık nefesimi tutarken işlerin iyi gitmediğini anlamıştım.
"Kylie, biz de zaten konuşmamızı bitirdik. Geldiğiniz için teşekkürler Bay Malik." Bay Grof ayağa kalkarak elini sıktığı zaman Zayn de kalkmıştı. Aralarındakı konuşma ile arkamı dönüp az önce girdiğim kapıdan çıktım.
Arkamdan Zayn de çıktığında konuşmadan sadece elini belime yerleştirdi ve merdivenleri inmeye başladık. Okul binasından çıkarlen gözlerimi yüzüne çevirdim.
"Neler söyledi, Bay Grof?" Meraklı sesimle sordum. "Arabada konuşalım." Arabasına bakarak yürürken kaşlarım çatıldı. Derslerimle ilgili birşey onu bu kadar iç boğucu yapamazdı.
"Kylie, gidiyor musun?"
Rose'un sesini duymamla gözlerimi sol tarafa çevirdim. Zayn arabasına doğruca giderken ben arkadaşlarıma doğru yürüdüm.
"Evet, birlikte vakit geçireceğiz." Ona sarılarak kulağına fısıldadığımda kıkırdamıştı. "İyi geçti mi ve o adam neyin?" Ethan hafifçe alnını kırıştırdığında omuz silktim. "Tam olarak nasıl geçti bilmiyorum ama adam babamın arkadaşı."
Anlarcasına başını sallayıp yüzümü eli ile tutup sesli bir öpücük bırakarak sarıldığında Zayn'in sinirli ve yüksek sesini duymamla geri çekilerek gözlerim ona dönmüştü. Birkaç kişinin de eş zamanlı olarak dikkatini çekmişti.
"Artık geliyor musun, Kylie?!"
Arabasının açık kapısından kafasını uzatmış bıkkınca bakarken sadece başımı salladım. "Biraz acelesi var da." Ethan ve Rose'a hafifçe gülümseyip el sallayarak arabaya doğru hızlı adımlarla yürüdüm.
Geldiğimi görüp arabanın içerisine girerken ilk defa bana sesini yükseltmişti ve sinirli konuşmuştu. Neden bu gün böyleydi?
Ön kapıyı açıp yanına bindiğimde arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Benden önce hala sinirli olan sesi ile konuşmaya başlamıştı.
"Tüm öğretmenler Ethan denilen oğlanla ders içerisinde konuşmandan rahatsız. Bay Grof bana sevgilisi ile ders zamanı ayrı oturması gerek dedi."
Sevgilisi mi?
"Ethan benim sevgilim değil ki."
Alayla gülerek birkaç saniye hözlerini üzerime çevirdi. Aramızdakı gergin hava büyürken şu an tek sorun Ethan gibiydi.
"Ama o kadar yakınsınız ki tüm okul sevgili olduğunuzu sanıyor!"
Üstüne bastırarak vurgu yaptığında yüzümü buruşturdum. Direksiyonu sıkan elleri ve boynunda çıkmış damarları ile şu an kendini kasıyordu.
Beni kıskanmış mıydı?
"İnsanların 'öyle' düşünmesi 'öyle' olduğu anlamına gelmez. Biz sadece çok yakın arkadaşız ve sohbeti-"
"Umrumda değil, Kylie! Bundan sonra mesafe koymanı öneririm. Öncelikle derslerine zarar veriyor ve babana bunları anlatmak istemiyorum. Beni anladın mı?"
Sözümü yarıda keserek ela gözlerini saniyelik üzerime çevirdi. Yutkunarak "Kıskandığın için belki de istiyorsun?" Dedim.
Aniden araba durduğunda kemeri taktığım için şanslıydım. Saçlarımı yüzümden geri çekerek çatılmış kaşlarımla üzerime dönen gözlerine baktım.
"O çocuk beni rahatsız etti ve derslerini de etkiliyor. Bundan sonra hayatında çizgi çizmeyi bilmen gerek. Okulunda dışarıdan bakıldığında 'sevgili' gibi gözükmeniz benim şahsıma bir hakaret. Sen benim sevgilimsin."
Elimi tutarak dudaklarına götürüp öpücük bıraktı. Ardından dudaklarıma eğilip zarif bir öpücük daha bırakırken bana hafifçe gülümsedi ve arabayı yeniden çalıştırdı.
"Şimdi evime gidelim, bu gece ben de kalıyorsun." Göz kırptığında elimi çeneme yaslayarak göz devirirken gülümsedim.
Kalbimi zarif haraketleri ile avuçları arasına almasını iyi biliyordu.
♡♡♡
Biraz uzun yazmayı çalıştım, Zayn beyciğimiz de kıskançlıklarına başladı gibi. Yorumlarınızı heyecanla bekliyorum.
Sizleri seviyorum♥♥♥
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro