Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

1.1


"Rose ben seni neden buraya getirdim?"

Babamın patron koltuğunda dönerken masaya tutunup kendimi durdurdum ve mavi gözlerine baktım.

"İşte bir adam varmış, pedofili gibi geldi bana ama onu bulmanda yardımcı olmamı istedin."

Omuz silkerek sakızını şişirdiğinde derin bir nefes aldım. Ortada pedofili ile ilgili bir durum yoktu. Sadece bana aşıktı ve bende ona ilgi duyuyordum, yaşa dışı yaptığı birşey yoktu.

"Öncelikle pedofili senin öğretmenimiz altına yatmandır ve bazen beyninin orada olması hakkında şüphe ediyorum."

Konuştuktan sonra göz devirerek ayağa kalktım ve büyük camın önüne yürüyüp şehri izlemeye başladım. Bu can sıkıcı bir durumdu.

Okuldan en yakın arkadaşıma bu durumu anlatmış ve bana yardımcı olması için buraya getirmiştim, ama o sadece birkaç çalışan ile flört etmişti.

"Kylie, gerçekten aradım ama sadece dövmeler ile onu bulmak zor. Şirkette dövmeli birisini bile görmedim ki."

Aslında biraz haklıydı çünki bende bulamıyordum. Ben bulamezken onu suçlayamazdım. Bedenimi döndürerek kafamı olumlu anlamda salladım.

"Bence o seninle oynuyor, o kadar çok istiyorsa kendisi karşına çıksın." Sırtımı sıvazlayarak konuştuğunda kafamı yavaşça olumlu anlamda salladım. Bu konu da haklıydı, canım sıkılıyordu artık.

"Eve gidelim mi artık?"

Beklenti ile yüzüme baktığında kafamı olumlu anlamda salladım. "Babam yukarı katta olmalı, onu haber verdikten sonra gidebiliriz. Sen burada bekle."

Yanağına küçük bir öpücük bıraktım ve büyük kapıyı açarak dışarı çıktım. Uyuşuk adımlarla merdivenlere doğru yürüdüm.

Bu oyun artık tüm eğlencesini kaybetmeye başlamıştı ve benim için böyle giderse tüm çekiciliğini kaybedecekti.

Merdivenleri bitirdiğimde bana selam veren çalışanlara gülümseyerek babamı aramaya başladım. Toplantı odasında ve balkonda onu bulamayınca diğer koridora girdim.

Aniden koluma kilitlenen el ve ağzımı kapayan diğer el ile birlikte bir odaya çekilirken gözlerimi irice açarak çığlık atıp, debelenmeye çalıştım. Karanlık odaya vücudum çekilerek duvara yaslandığımda önümde bir adam vardı.

Korku ile gözlerim dolarken elini ağzımdan itmeye çalıştım. 

"Benim, Kylie."

Karşımdakı adam kadifemsi sesi ile fısıldadığında vücudum sakince durdu ve kaşlarım çatıldı.

O muydu? 

"Sakin ol, sana zarar vermeyeceğimi biliyorsun. Elimi geri çekeceğim ve çığlık atma."

Kafamı olumlu anlamda sallayarak karanlıkta kıstığım gözlerimle ona baktım. Hiçbir şey göremiyordum ama o şu an karşımdaydı.

Avuç içini yavaşça dudaklarım üzerine sürterek geri çektiğinde kesikçe bir nefes alarak dudaklarımı ıslattım.

"Işığı açmak istiyorum."

Yutkunarak konuştuğumda kalbim çok hızlı atıyordu. Heyecanlanmıştım ve burnuma dolan kokusu bunu daha çok körüklüyordu.

"Hayır. Işığı açmak yok, küçük kızım."

Sıcak nefesi yüzüme çarparken konuştuğunda yutkunarak kafamı kaldırıp karanlıkta seçemediğim yüzüne baktım.

Eli yavaşça kalkarak saçlarım arasında gezinmeye başladığında bir adım daha yaklaşmıştı. Yerimde sakince durarak saçlarımı okşayan eline izin veriyordum.

"Şu an ne kadar heyecanlı olduğumu anlatamam sana, kalbimin atış hızını bilemezsin."

Kısıkça konuştuğunda dudakları arasından dökülen sözlerle birlikte elimi yukarı kaldırıp yavaşça kalbi üzerine koydum. Çok hızlı atıyordu. Yüzümde bir gülümseme oluşurken saçlarımdakı eli yanağıma doğru kaymıştı.

Tenimi yavaş bir şekilde okşarken alt dudağımı ısırarak ona baktım.

Kalbim en az onun kadar hızlı atıyordu, hissettiğim duygular kafa karıştırıcıydı.

"Seni her yerde aradım ama bulamadım."

Dudaklarımı ıslatarak konuştuğumda parmakları yavaşça yanağımı okşamaya devam ediyordu. Onun dudakları arasından çıkan her bir nefesi duyabiliyordum.

"Bu yüzden ben senin için geldim."

Bir adım daha yaklaştığında bedenim hafifçe bedenine değiyordu. Dudaklarım arasından heyecanlı bir nefes kaçarken başımı yukarıda tutup ona bakmaya başladım.

İçeriye çok küçük bir ışık vuruyordu ve yanaklarına düşen uzun kirpiklerinin gölgesini görebiliyordum.

"Kylie?"

Nefesi dudaklarıma çarparken konuştuğunda yutkunarak "Efendim?" diye mırıldandım.

Sırtımı daha çok arkamdakı duvara yaslıyordum. "Sadece birşey soracağım."

Kafamı yavaşça olumlu anlamda salladım. Yanağımda gezinen parmakları çenem üzerine gelmişti. Nefeslerim sıkılaşıyordu ve onun yakınlığı oldukça fazlaydı.

"Seni öpebilir miyim?"

Sıcak solukları dudaklarım üzerine çarparken konuştuğunda karnımdakı derin kasılma ile kalçamı arkamdakı duvara bastırdım.

Sesindeki heyecanla birlikte beklenti ile birlikte yüzüme bakarken elmacık kemiklerimi yavaşça okşuyordu parmakları.

Dudaklarım üzerinde dilimi gezdirerek yutkundum. Sanırım bende istiyordum, bende onu öpmek istiyordum.

Dudaklarımı aralarak sıcak nefesimi dışarı verdim ve sadece bir saniyelik gözlerimi kapayarak tüm cesaretimi toplayıp geri açtım.

"Öpebilirsin."

Fısıldayarak konuştuğumda dudakları üzerinde oluşan gülümsemeyi hissetmiştim.

İki eli de yanağımı kavradığında nefesimi tutarak yavaşça gözlerimi kapadım. Kalbim sanki bir uçurumdan aşağı atlıyormuşum gibi hızlı atıyordu.

Birkaç saniye sonra dudaklarım üzerinde yumuşak dudaklarının baskısını hissettiğimde karnımdakı kasılma ile birlikte tüm kelebekler serbest kalmıştı.

Elimin birisini yukarı kaldırıp sakallı yanaklarına yerleştirdiğimde dudakları aralanarak beni öpmeye başlamıştı. Kapalı gözlerimle dudaklarımı aralayıp üst dudağını emerek ona karşılık vermeye başladım.

Yanağımdakı elinin birisi çıplak belime inerek bedenimi kendine çektiğinde dudaklarım arasından kaçan inlemeye hakim olmakta zorluk çekmiştim.

Göğüslerim göğüsü üzerine yaslanarak beni istekle öpmeye devam ettiğinde kollarımı boynuna sıkıca sardım. 

Başımı yana yatırarak dudaklarım arasından her seferinde kayan alt dudağını çekiştirerek geri bıraktım. Ardından dudaklarım arasından kayan sıcak dilini hissettiğimde bacak aramdakı hisse engel olamamıştım.

Dili dilim etrafında dolaşırken tutkulu öpücüğüne sert bir şekilde karşılık vermeye çalışıyordum. Tüm bedenimde hissettiğim duygu ile birlikte nefes almakta zorluk çekiyordum.

Bedenimi kendine çekerek daha sıkı bir şekilde tutarken öpücüğünü her seferinde daha çok derinleştiriyordu. 

Aradan geçen birkaç saniye ardından kendimi yavaşça geri çektim. Hızlıca nefesler alarak dağılmış saçlarımı düzeltmeye çalıştım.

Bana yeniden bir adım yaklaştığında bir öpücüğü daha kaldıramayacağımı bildiğim için kapıyı hızlıca açarak dışarı çıktım ve aşağı kata doğru koşmaya başladım.

Yüzümdeki aptal gülümseme ve düzensiz nefeslerimle birlikte kendimi evrenin en ortasında hissediyordum.

~~~

Bu güzel yakınlaşma için sizden yorum ve yorum istiyorum. Eğer yeni bölümün daha hızlı gelmesini istiyorsanız lütfen yorum yapın ve oy verin.

Sizleri seviyorum

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro