O günün sabahı  kabuslar görerek uyanmıştım. Dün akşam duyduklarımdan sonra geçirdiğim şoku tarif etmem imkansızdı. Ama bu şoku hemen üzerimden atmalıydım çünkü olan bitenin farkındaydım. Bu iğrenç olaya bir çözüm bulup son vermem gerekiyordu.Bir müddet daha gözlerimi tavana dikip yattıktan sonra ağır ağır kalktım. Zaten bana ayrılan odada bir duşakabin ve tuvalet vardı. Elimi yüzümü yıkamak için tuvalete girdim. Aynaya baktığımda gördüğüm ben ben değildim sanki. Başka biriydi bu gözleri şişmiş ,dudakları kurumuş sanki 10 yıl ileriye gitmiş kadın. Ama buna inat aynaya baktım ve gülümsedim. İnadına gülümsedim... Sonrasında ise gözüm fondotene ve bir kaç adet makyaj malzemesine ilişti. Hemen onları aldım. Sade ama gözlerimin altındaki şişlikleri kapatacak kadar bir makyaj yaptım. Odama geçtim. Odada kocaman gri bir gardırop  vardı. Başta tüm kıyafetlerimi oraya yerleştirdim. Sonra ise dolabımdan bir kazak ve siyah dar bir pantolon aldım. Onları da üstüme geçirdiğimde boydan aynadan şöyle bir kendi kendime baktım. Olabildiğince normak gözüküyordum. Daha doğrusu normal gözükmeye çalışıyordum.......O sırada kapı çaldı. Aniden irkildim ve neşeli bir ses tonuyla : "Gelll " dedim. İçeri giren Emre 'ydi . Belliki zıkkımlanmıştı. Ağzındaki alkol kokusu neredeyse tüm odaya yayılmıştı. Yüzümün biraz buruşmasına rağmen hemen toparlandım ve: "Hoşgeldin,tatlım"dedim. Yılışık yılışık:"Hoşbulduk canım. Bugün biraz gezmek ister misin? Hem sende tıkanma burada. Eğer rahatsızsan bir otele de gidebiliriz. Biliyorsun birtanem son karar hep senin. Sen nasıl istersen hep öyle olacak... hatta bundan sonra her şey daha güzel olacak güven bana" dedi. O an ona bağırmak üzerine atlamak mahvetmek istedim ama olmadı. Yapamadım sabretmem gerekiyordu. Ama aklımdan öyle planlar vardı ki eminim bir gün bunun bedelini ona ödetecektim. Yaptığı kimsenin yanına kar kalamayacaktı. 

Ve yine bir bahar geceydi ve ben yine ağlıyordum. 3 sene önce yaptığım büyük hatanın yanlışını dibine kadar yaşıyordum. Belkide  o gün o  salağın yanından kaçmasaydım. Başıma daha neler neler gelecekti.

  " Evet,yarın pazar aşkım. Hep beraber gezeceğiz. Sen,ben ve Serhat   abi Kadıköy ' e bir otele gideceğiz. Belki sen orada kalırsın. Kal hatta rahatlarsın."

  " Tamam ben bir alışveriş yapsam olur mu ? Bir alışveriş yapayım,hiç kıyafetim yok nerdeyse. " 

  " Birlikte yapalım. Al bak buda kredi kartımız limitsiz. Gidip eğlenelim biraz. Sonra buraya geliriz,tekrar."

 "Ben tek gitsem,yanımda biri varken hiç alışveriş yapamam. Hem adresi yazarım bi kağıda taksiciye de kağıdı veririm. O da beni bırakır ."

Her halinden beni tek göndermek istemediği beliydi. Büyük ihtimalle güvenimi kırmak istemediğinden:

  " Tamam o zaman. Git ama 2 saate burada ol" 

İçimden yapacaklarımı yani mini planımı  aklımdan geçirdim. İNŞALLAH kaçacaktım bu gerizekalıdan. Ama lafta değil gerçekten bir gerizekalıydı Emre. Hayatının en büyük hatasını az önce yapmıştı. Haliyle 350.000TL artık bir rüya olacaktı onun için. Serhat abiside onu delik deşik edecekti. Artık elime kredi kartı da vermişti. Bu karttaki tüm parayı çekecektim. Hem parası hem ben gidecektim elinden... O anda aklıma Euripies  ' e ait bir söz gelmişti. Açtım tek dert ortağım olan günlüğümü ve şunu yazdım;

                                          Eski acılara taze gözyaşı dökmeyin...

                 " Artık ağlamaya son ver kalbim, gözlerim dinlemiyor bari sen dinle beni..."